Konu: | Tarım Kredi Kooperatiflerinin zarara uğramasında sorumluluğu bulunduğu ve bu nedenle çitçileri mağdur ettiği iddiasıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesinin (11/16) ön görüşmesi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 104 |
Tarih: | 12.06.2017 |
AK PARTİ GRUBU ADINA AYHAN GİDER (Çanakkale) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Faruk Çelik hakkında verilen gensoruyu tartışmak üzere buradayız. Sizleri şahsım ve grubum adına saygıyla selamlıyorum.
Gensoru, parlamenter sistemin ciddi bir müessesesi yani Parlamentonun hükûmeti denetleme biçimi; bakanların, hatta hükûmetin düşürülmesiyle sonuçlanabilecek bir süreç, şakası yok. Tanımı da şu: "Bu görüşmenin sonunda, istem üzerine yapılacak oylamada, güvensizlik oyları üye tam sayısının salt çoğunluğuna erişirse hükûmet veya bakan düşmüş olur." Anayasa madde 99, İç Tüzük madde 106. Yani sistemin içerisine gensoruyu koyanlar, çok ciddi bir durum öngörmüş, sistem tıkanmasın, eğer hükûmet üzerine düşeni yapmıyorsa Meclis yapsın; ne yazık ki fiiliyatta çok fazla da bu, böyle uygulanmıyor.
İkinci Meşrutiyet'ten beri bakıyoruz ki 494 tane gensoru verilmiş, cumhuriyet döneminde 432 tane. 432 gensorudan ancak 6 tanesi kabul görmüş. Dikkatinizi çekmek istiyorum, 24'üncü Dönemde verilen gensoru sayısı 55 yani verenler de biliyorlar ki buradaki amaç Hükûmeti düşürmek falan değil. Zaten mevzuatlarını uygulanabilir yapan ülkeler veya mevcut mevzuatlarının ruhuna uygun hareket ederek uygulamalarını gerçekleştiren ülkeler, daha verimli yaşıyor, daha huzurlu yaşıyor, daha mutlu yaşıyor. Bunu yapamadığımızda da mevzuatların arkasından dolanıp vakit kaybederek günümüze devam ediyoruz.
Her ne kadar zaman zaman Batı dünyasının israf ekonomisine, tüketim ekonomisine öykünsek de bize göre israf haramdır. Bunu da en fazla elektrik düğmelerinde veya ekmek alırken görürüz. Oysa bunun ötesinde daha büyük bir israf var: Emek ve zaman israfı çünkü bu iki tane faktör ne üretecek olursanız olun lazımdır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yolsuzluk anlat, yolsuzluk!
AYHAN GİDER (Devamla) - Bu ikisi ne üretimi yapacak olursanız olun lazımdır.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - 5 milyona nasıl internet sitesini yapıyorsunuz onu anlat onu, boş ver bunları! 5 milyona hangi internet sitesini yaptırdınız, onu anlatacaksın.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyin efendim.
AYHAN GİDER (Devamla) - Bakın, CHP hatibi konuşurken de sen bağırıyorsun, ben konuşurken de sen bağırıyorsun; çok bağıracaksan çıkalım meydanda bağıralım. Burası ciddi bir yer, siz gayriciddi olarak ele alabilirsiniz...
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - 5 milyon olan yolsuzluktan bahset!
BAŞKAN - Lütfen Genel Kurula hitap ediniz Sayın Gider.
AYHAN GİDER (Devamla) - ...ama ben konuşurken lütfen dinleyin, bir şey anlatıyorum.
Bize göre israf haramdır, size göre de haramdır çünkü bunu dinî bir terim olarak kullanmıyorum, toplumsal bir terim olarak kullanıyorum.
HAYATİ TEKİN (Samsun) - "Evet-hayır" anlaşmalarında gördük!
AYHAN GİDER (Devamla) - Ancak eğer muhalefet bu gensoruları Meclisi çalıştırmamak ya da Bakanlık çalışanlarının motivasyonunu kırarak Hükûmetin verimliliğini düşürmek için kullanıyorsa o da başımız gözümüz üstüne.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Recep'e ne oldu, Recep'e?
AYHAN GİDER (Devamla) - Çünkü biz anayasal hakkını kullandığı için hiç kimseyi eleştirmeyi kendimizde hak gören bir gelenekten gelmiyoruz. Allah'a şükür ki geçmişimizde kimseye tepeden bakma yok; köylüleri küçümseme, şehirlerden çıkarma yok. Kimin hakkı varsa kullansın, biz de cevabını veririz. Bu bağlamda da eğer bugünkü oturumu Türk tarımını ve Türk kooperatifçiliğini tartışarak geçireceksek ben yeterli verimliliğin alınacağına inanıyorum.
Tarım çok önemli bir sektör, toplumun tamamını kapsıyor; bitkisel üretimi, hayvansal üretimi, su ürünleri mekanizasyonu, işletmeciliği, hatta dış satımıyla çok geniş bir alan. 3 milyon tarım işletmesi var, bunu 4'le çarparsanız 12 milyon gibi basit formüllerle de ifade edilebilecek bir sektör değil. Çünkü sosyal sebeplerden dolayı şehirde oturan, hatta maaşlı, farklı işlerde çalışan ancak geçimini köydeki tarımsal üretime bağlayan ciddi bir kesim var. O anlamda da tarım farklı ele alınmalı diye düşünüyoruz.
Tarım, üstü açık bir fabrika; tarımcılar da, bu anlamda, Allah'a en yakın insanlar. Tarımda risk var, belirsizlik var. Ne demek bu? Doğal şartlara müdahale edemiyorsunuz, üretimde risk var. Arzı, talebi tek başına üretici belirleyemiyor, fiyatlarda belirsizlik var. Bu anlamda da tarım desteklenmek zorunda, denetlenmek zorunda. Öyle, serbest piyasayla, kârlılık prensibi falanla izah edilebilecek, geçiştirilebilecek bir sektör değil dolayısıyla tarım diğer sektörlere göre yönetilmesi çok zor bir sektör. Bırakın vazgeçmeyi, anlık ihmalleri dahi kaldıracak bir sektör değil. Bu sebeplerden dolayı da sorunları hem geniş hem büyük hem de dinamik çünkü tarım dinamik bir sektör.
Zaman zaman birkaç palyatif çözüm gösterebilirsiniz tarımsal sorunları giderici ancak bunların hiçbirini genele şamil edemezsiniz çünkü tarımın sorunları köklüdür, köklü çözümler gerektirir. Biz de AK PARTİ olarak on beş yıldır buna göre hareket ediyoruz aynen bundan sonra da yapacağımız gibi. Çünkü -tekrarda fayda görüyorum- dinamik sektörlerin problemleri de dinamiktir ve "Tamam artık, bitti, çözdük." diyemezsiniz, hele hele de halkımıza huzur ve mutluluk için sınır çizmeyi aklına dahi getirmeyen bir parti olarak biz hiç diyemeyiz, her zaman geldiğimiz noktanın bir üstünü hedefleyen bir parti olarak mevcut noktayı yeterli göremeyiz. Bu anlamda, özveriyle çalışan başta Bakanımız olmak üzere tüm Bakanlık çalışanlarına teşekkür ediyor ve Allah güç versin diyorum.
Bakın, tarımı stratejik ve rekabete dayalı iktisadi bir sektör olarak ele aldık. Neler yaptık bu süreçte? Tarım Kanunu'nun da içinde bulunduğu 15 kanun çıkardık, bunlar daha önce yoktu. Tarımda Avrupa'nın en büyük gücü olduk, şu anda tarımsal hasılada Avrupa'da 1'inci sıradayız. Tarımsal gayrisafi hasılayı 36,9 milyardan 158 milyara çıkardık. Tarım ürünleri ihracatımız 3,7 milyar dolardan 16,3 milyar dolara çıktı, bunu enflasyona boğdurmamak adına dolar olarak söylüyorum. Tarım ürünleri dış ticaretinde son on beş yılda 58 milyar dolar fazla verdik. Tarımsal girdileri tarımsal ürün gibi toplayıp çarpıp "Burada tarımsal dış satım, dış alım açık veriyor." demek çok da doğru bir yaklaşım olmaz diye düşünüyorum en nazik ifadesiyle.
Bu çalışmalar tarımsal üretimde önemli artışları beraberinde getirdi; bitkisel üretim 98 milyon tondan 120 milyon tona çıktı, hayvansal üretim 10,3 milyon tondan 23,5 milyon tona çıktı. Sığır sayımız yüzde 44 arttı, küçükbaş yüzde 29, kırmızı et üretimi yüzde 179, tavuk eti yüzde 170, süt üretimi yüzde 120, bal üretimi yüzde 42, su ürünleri yüzde 315.
Millî Tarım Projesi'ni başlattık. Bakın, Millî Tarım Projesi'nde 2 tane önemli faktör var: Gıda güvenliğimizi sağlamak, yerli ve yeterli üretim gerçekleştirmek. Detaylarına girmiyorum çünkü bunu uzun süre tartışacağımızı biliyorum.
Bu projenin bitkisel kısmında havza bazlı tarımsal üretime girdik. Hani, diyorlardı ya "Avrupa bize planlı üretim yaptırmaz." Siz yapma iradesi gösterirseniz yapabiliyormuşsunuz demek ki.
Tarımsal desteklerde bürokrasiyi azaltıyoruz. Mazotta yüzde 50 sübvansiyonu da bu yıl içerisinde gerçekleştireceğiz inşallah.
Millî Tarım Projesi'nin ikinci ayağı olan hayvancılıkta yerli üretimi destekleme modelini kuruyoruz. Bu anlamda da mera hayvancılığından damızlık işletmelere varana kadar bir dizi tedbiri bu yıl yürürlüğe koyuyoruz.
Topraktan daha büyük bir millî mesele yoktur. Kimisi bunun gürültüsünü yapar, kimisi icraatını. Toprak Kanunu'nu biz çıkardık. Tarım topraklarını öyle derme çatma birkaç yönetmelikle, birkaç talimatla değil kanunla birlikte uyguluyoruz.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - İmara açtığınız tarım toprakları...
AYHAN GİDER (Devamla) - İmara açtığımız toprak da bizim toprağımız, üretim yaptığımız toprak da bizim toprağımız çünkü memleketin tamamı bizim.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Arazi kullanım haritaları hâlâ yapılmadı.
AYHAN GİDER (Devamla) - Büyük tarımsal ovalarımızı sit alanı olarak koruma altına aldık. 250 büyük tarımsal ovanın 192'si şu anda tarımsal sit; inşallah, 250'sinin tamamını da tarımsal sit olarak uygulamaya koyacağız.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Meraları da yapın tarımsal sit.
AYHAN GİDER (Devamla) - Toprak ve su kaynaklarımızın korunmasını sağlayan modern sulama sistemlerini destekliyoruz. Meralar en fazla bizim dönemimizde ıslah ve abat edilmiştir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Meraları bile yok ettiniz ya!
AYHAN GİDER (Devamla) - Bunların yanında, kooperatifçilik, herhâlde, en fazla bizim dönemimizde anlam buldu.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sayın Vekilim, samanı niye ithal ediyoruz?
AYHAN GİDER (Devamla) - Bakın, kooperatifçilik, "cooperation" yardımlaşma, dayanışma kökünden geliyor ama dernek değil, vakıf değil, ticari örgütler.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Kooperatiflerin hâlini az önce arkadaş anlattı.
AYHAN GİDER (Devamla) - Bize göre, Türkiye'de kooperatifçilik memleket sandıklarıyla başladı ancak bazı kooperatifçilere göre de bunun temeli Ahi teşkilatıdır yani ta 12'nci yüzyıla kadar gider. Tarım kredi kooperatifleri de bu anlamda, kuruluşunu bu tarihlere dayandırmak zorundadır; 1924'te, 1929'da, 1935'te, 1972'de çeşitli dönüşümler geçirerek bugünkü hâlini almıştır ancak bunun kökünü elli seneye, yüz seneye yaymak kooperatifçiliği küçümsemek olur diye düşünüyorum. Bugün geldiğimiz noktada, 53 il, 844 ilçe, 356 belde, 372 köyde tarım kredi kooperatifi bulunmaktadır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Başkanın maaşını biliyor musunuz? Bari onu söyleyin.
AYHAN GİDER (Devamla) - Benim ne söyleyeceğimi yazılı ver istersen, ondan sonra konuşayım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bakanlıktan geleni okumaktan iyidir. Soruya cevap ver.
AYHAN GİDER (Devamla) - Tarım kredi kooperatiflerini değerlendirirken öncelikle kurumun geçirmiş olduğu merhaleleri iyi görmemiz gerekiyor.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Maaş uygun mu?
AYHAN GİDER (Devamla) - Neydi, 1990'larda ve 2000'lerde tarım kredi kooperatifleri? İyi dinleyin, bakın, istiyorsanız not alın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Küstah!
AYHAN GİDER (Devamla) - 1990'larda ve 2000'lerin başında Dünya Bankası ve IMF kooperatiflerin kapatılması gerektiğini söylüyordu, acilen personel çıkarması gerektiğini söylüyordu.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - O kim?
AYHAN GİDER (Devamla) - Bu tarım kredi kooperatifleri, kredi faaliyetlerini bir tarafa bırakın, maaşları ödeyemez durumdaydı, çok sayıda kooperatif borçları dolayısıyla tasfiye aşamasına gelmişti. Peki, bunlar yetti mi? Yetmedi.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Çiftçiler kan ağlıyor, çiftçiler aç. Yatlardan vergi almıyorsunuz, çiftçinin mazotundan vergi alıyorsunuz.
AYHAN GİDER (Devamla) - Bakın, o dönemde bir sabah bir uyandık ki tarım kredi kooperatifi 80 bin Türk çiftçisi hakkında icra işlemi başlatmış.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Tarım Bakanı ne iş yapar?
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Kim iktidardaydı?
AYHAN GİDER (Devamla) - Bana mı soruyorsun?
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Evet.
AYHAN GİDER (Devamla) - Öğren.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Soruyorum sana.
AYHAN GİDER (Devamla) - Bizden önce diyorum.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Benim haberim yok da onun için soruyorum.
AYHAN GİDER (Devamla) - Haberin yoksa o zaman bir dinle, haberdar ol. Niye soruyorsun oradan?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Belki bir grup sataşma hakkını kullanacak.
AYHAN GİDER (Devamla) - Bakın, CHP milletvekili konuşuyor, siz bağırıyorsunuz; ben konuşuyorum, siz bağırıyorsunuz. Bir bekleyin, dinleyin, not alın, öğrenin; öğrenemezseniz çıkınca gelin, anlatayım ama...
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Haksızlığa isyan ediyorum.
AYHAN GİDER (Devamla) - Burada şimdi ben bunları anlatmak zorundayım İbrahim Bey, sen hep bağırıyorsun ama ben bunları anlatmak zorundayım. Lütfen...
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Haksızlığa isyan ediyorum, onun için bağırıyorum.
AYHAN GİDER (Devamla) - Yetmedi. Bakın, 80 bin kişiyi tarım kredi kooperatifleri icraya verdi bir gecede.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - 1 milyon çiftçi kentlerde sürünüyor, 1 milyon.
AYHAN GİDER (Devamla) - Adamın haberi yok çünkü kredi de çekmemiş ama köyün tamamı birbirine müteselsil kefil yapıldığı için sabah uyandığında herkes borçlu.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Niye erteliyorsunuz? Çiftçi batmış.
AYHAN GİDER (Devamla) - Peki, sonra ne oldu? Biz iktidara geldik, 2003 yılında çiftçilerimizin bu borçları yeniden yapılandırılmıştı. 2007 yılında da çıkarılan kanunla acze düşmüş olan çiftçilerimizin borçlarını sildik. Silerken bunu da Hazine ödedi. Bu neydi? Bu, devlet ve milletin barışmasıydı, devletle milletin nikah tazelemesiydi, zor duruma düşen çiftçinin kurtarılmasıydı. Ne zaman zor duruma düşürülmüş? Bizden önce. Temizleyen kim? Biziz.
Peki, bundan sonra seyir ne oldu, şu anda kooperatifler ne yapıyor? Bakın, 1 milyon civarında ortağı var, 1.625 kooperatifi, 12 şirketi, 11 milyar lira cirosu var, 25 milyar lira da aktif büyüklüğü var; 7,5 milyar lira da kredi hacmine ulaşmış. 2002 yılında -dikkat edin- kurumun öz sermayesi 887 milyon, şu anda ne kadar? 5,8 milyar lira. Bu süre içinde pazarlamaya girmiş, üretimin içinde zaten var, tüketime girmiş yani çiftçi için, üretici için ne lazımsa ona girmiş. 2002 yılında bir çiftçiye en fazla 3 bin lira kredi verebilen kooperatif, şu anda 3 milyon liraya kadar kredi kullandırabiliyor. Bunu daha önce de söyledim, tekrar etmekten gurur duyuyorum. O zamanlar yüzde 30'larda olan kredi dönüş oranı bugün yüzde 97,3. Hani diyorsunuz ya: "Battı, bitti." Yüzde 97,3 kredi geri dönüş oranı var. Devletin elindeki diğer iktisadi teşebbüsler gibi bunda da salt kâr hesabı yapamazsınız çünkü devlet kurumları sırf kâr etmek için kurulmaz. Amaç...
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Kimse sahici borcunu ödemiyor, o borçlar sahici ödenmiyor, takla attırılıyor.
AYHAN GİDER (Devamla) - Bir müsaade et ya, bir müsaade et ya! Bak...
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Doğru söyleyin, o borçlar...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, efendim lütfen hatibi dinleyin.
AYHAN GİDER (Devamla) - Başkanım...
BAŞKAN - Lütfen efendim...
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Ama alakası yok Başkanım ya, alakası yok; o borç borçla ödeniyor, tekrar da borçlanılıyor.
BAŞKAN - Şimdi, herkes...
AYHAN GİDER (Devamla) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Bir saniye Sayın Gider, sayın milletvekilleri, hatibin görüşlerine katılmayabilirsiniz ama bu, doğrudan, sizlere müdahale hakkını vermiyor.
Devam edin Sayın Gider.
AYHAN GİDER (Devamla) - Ben yalan yanlış ve hakaret dolu konuşmanızı dinlerken hiç müdahale etmedim. Şurada rakamlarla ciddi konuşmayı dahi içinize sindiremiyorsunuz, herhâlde şu anda...
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Yalanı da yanlışı da hakareti de siz yapıyorsunuz. Yalanı da yanlışı da hakareti de ben etmedim.
AYHAN GİDER (Devamla) - ...size ben değil, farklı meslek grupları müdahale etmeli diye düşünüyorum.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Mesela?
AYHAN GİDER (Devamla) - Doktor mesela.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Hangi vesileyle.
AYHAN GİDER (Devamla) - Bakın, 1990'lı yıllarda... Hani dendi ya "Piyasa fiyatlarıyla uyuyor mu, uymuyor mu tarım kredi kooperatiflerinin fiyatları?" Şu anda gübrede ve yemde piyasada en ucuz fiyat tarım kredi kooperatiflerinde. 1990'lı yıllarda ne yaşadık? Bunu da sayın CHP hatiplerinin söylediği gibi "bana gelen bazı bilgilere göre" veya "İnternette okudum." demiyorum, net evrakla söylüyorum. 1990'lı yıllarda tarım kredi kooperatifleri öyle hâle geldi ki -özellikle ikinci yarısında- gübreyi piyasanın 1,5 katına falan satmaya başladı. Peki, ne yaptı Tarım Bakanlığı o dönemde?
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Gene pahalı.
AYHAN GİDER (Devamla) - Tarım kredi kooperatiflerine müdahale mi etti, maliyetlerini mi düşürttü? Hayır, daha güzel bir yöntem buldu. Teşkilatlarına yazı gönderdi, dedi ki: "Tarım kredi kooperatifi üyeleri eğer dışarıdan gübre alırsa destekleme ödemeyin." Bakın, ne kadar güzel bir yöntem değil mi? Dışarıdan gübre alırsa destekleme ödemeyin. Niye? Tarım kredi kooperatifi kâr etsin. Oysa bizim amacımız belli. Tarım kredi kooperatifi veya o şirket, bu şirket değil; çiftçi kâr etsin, bunun derdindeyiz. Bugün bu hâle gelmişse tarım kredi kooperatifleri o hâlden, onları yönetenleri ancak tebrik etmek lazım, kendilerine teşekkür etmek lazım.
Peki, bunu nasıl yaptı? İki tane şey var. Bir, çalmadı, çaldırmadı. Bu en kolayı. Bizim için kolay, size karışmam. İki; üretim ekonomisinin çok basit bir kuralı vardır, denir ki: "Üretim faktörleri aynı kalmak koşuluyla ürün miktarı artırılabilir mi? Evet, arttırılabilir. Nasıl? Sevk ve idareyi iyileştirirsiniz. Biz bunu yaptık. Sevk ve idareyi iyileştirdik, 2002'nin rakamları burada, bugünün rakamları burada. Nereden nereye gelmişiz?
Gelelim iddialara. Bakın, ben iddialara bakıyorum: Tarım Kredi Gıda AŞ'nin zarar etmesi. Şu anda bununla ilgili 38 hukuk dosyası, 35 icra dosyası, 2 savcılık takibatı ve 1 ceza davası bulunmaktadır. Ne zamandan? Üç yıl önce meydana gelmiş bir olay. Yani savcılık takibatını devam ettiriyor, ceza davaları devam ediyor, hukuk davaları devam ediyor, icra davaları devam ediyor. Bunun üstüne ne istiyorsunuz? Bunun üstüne var mı bir talep?
Asya Emeklilik hisselerini tarım kredi kooperatifi almış. Nereden almış? İhaleyle almış. Bunun tanıtımı için bir ihale de kendisi açmış ve bir firma 506 bin lira artı KDV'yle bu tanıtım işini almış. Gidin sorun, bütün firmalar tanıtım işlerini dışarıya yaptırırlar. Açılan isim yarışması bu tanıtım faaliyetlerinden sadece bir tanesi. Bu isimlendirme yarışması tamamlanmış, Elif Uzun'un öngördüğü isim yarışmayı kazanarak şu anda yürürlüğe girmiştir.
Diğer bir konu da Romanya'daki bir firmadan ithal edilen hayvanlar, daha doğrusu ithal edilemeyen hayvanlar. Piyasa böyle işler, bu devlet dairesi değil. Kapora verirsiniz, olmazsa tekrar görüşürsünüz. Verilen kapora, işlem yerine gelmediği görüldüğünde faiziyle birlikte euro bazında geri alınmış. Var mı bir problem? Yok.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Teminat?
AYHAN GİDER (Devamla) - Genel Müdürün maaşı kısmını burada anmaktan bile ar ederim. Çünkü bizde kimsenin maaşına müdahale edilmez de sorulmaz da. Bununla ilgili devletin yetki verdiği kurumlar bellidir. O kurumlar maaşı takdir eder, fazla görürse indirir, düşük görürse artırır.
Sayın Bakanım, hakkınızda verilen önerge ve iddiaların bırakın haklılığını, dayanaktan ve tutarlılıktan bile uzak olduğunu hep birlikte muhalefeti dinleyerek gördük. Ben bu gensoruya yüce Meclisin olumlu oy vermeyeceğini düşünüyorum ve konuşmamı idam edilmeden önce Sokrates'in söylediği şu sözlerle bitirmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Gider, mikrofonunuzu açıyorum.
AYHAN GİDER (Devamla) - Hanımı haykırarak Sokrates'e bağırır: "Ama sen suçsuzsun. Suçsuz yere idam ediliyorsun." Sokrates de buna karşılık şöyle bir cevap verir: "Be kadın, suçlu olarak idam edilmemi mi isterdin?" Allah'tan ki AK PARTİ'li bakanlar haksız yere önergelerle suçlanıyor, biz de bununla gurur duyuyoruz.
Saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)