| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 13.06.2017 |
MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
CHP grup önerisinin aleyhinde söz aldık ama usulen aleyhinde söz aldık. Böyle bir önerinin aleyhinde olmak mümkün değil. Hele hele bir çiftçi olarak benim bunun aleyhinde olmam hiç mümkün değil, lehinde olduğumu belirtmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Tabii, Türkiye'deki tarım ürünlerinin eksilmesi, azalması, ekonomiye olan zararı, dışarıdan ithalat yapmak zorunda kalmamız, bunların hepsi, Tarım Bakanlığının plan ve programının eksik olmasından kaynaklanıyor. Burada defalarca söyledik, dedik ki: Türkiye'nin havası, toprağı ve ekilebilir alanları, hem buğday ihtiyacımızı hem mısır ihtiyacımızı hem pamuk ihtiyacımızı hem de ham yağ ihtiyacımızı karşılayabilecek, yağlı tohumlar üretebilecek araziye, havaya ve suya sahip. Ama, böyle bir plan ve uygulama eksikliği olduğu için, yıllardan beridir ne yazık ki zaman zaman buğday, zaman zaman mısır ve çoğunlukta da pamuk ithal eder ülke hâline geldik. Hâlbuki Türkiye, kendi kendine yetebilecek ve kendi tarım ürünlerini ihraç edebilecek bir potansiyele sahipken, ne yazık ki ithal eden ülkeler arasına girdik.
Şimdi, bakın, Türkiye'nin aşağı yukarı 22-23 milyon ton civarında buğdaya ihtiyacı var ki bunu çok rahat üretebilecek durumdayız. İç Anadolu Bölgesi'nin özellikle mısır ekilemeyen, sulanamayan bölgelerinde buğday ekimi ve buğday ekiminden elde edilecek ürünle, Türkiye'nin ihtiyacı çok rahat karşılanabilir. Ama, ne yaptınız? Buğdaydaki teşvik primini 3 kuruşa düşürdünüz yani 3 kuruş, sadece 3 kuruş, buğdayın kilosuna vermiş olduğunuz teşvik 3 kuruş! Çukurova bölgesinin kıraç alanlarında eskiden buğday ekilirdi, bugün orada da buğday ekilmiyor. Trakya'da kıraç alanlarda buğday ekilirdi, orada da buğday ekilmiyor. Dolayısıyla, Türkiye'nin bir buğday açığı oluşmaya başladı. Dolayısıyla, biz dışarıdan ne yazık ki buğday ithal edecek duruma geldik. İşte, Tarım Bakanlığının ve Hükûmetin bir an önce buna tedbir alması lazım. Çözüm, buğdaydaki prim desteğini artırmanız, en az 5 kuruş seviyesine getirmenizdir ve gübre, mazot girdisinde çiftçinin yükünü azaltmaktır.
Şimdi, Sayın Başbakan dedi ki: "Çiftçinin mazotunun yüzde 50'sini karşılayacağız." Herhâlde bir seneden fazla oldu bunu söyleyeli. Şu ana kadar çiftçinin mazotunun yüzde 50'sini karşılamak gibi hiçbir adım atılmadı.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yüzde 10'unu bile vermiyorlar.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yüzde 18'i...
MUHARREM VARLI (Devamla) - Neyse... Yani, biz o bir an önce faaliyete geçirilsin diye bekliyoruz Sayın Grup Başkan Vekili. Yani, çiftçiyim netice itibarıyla, mazotun bir an önce ucuzlaması çiftçinin lehine olacak.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Bakan Bey, millî ekonomi politikasını açıklarken...
MUHARREM VARLI (Devamla) - Ama bir dakika, bakın Sayın Elitaş, yani bir tarafta 20 milyon dolarlık, 25 milyon dolarlık yatlara, kotralara binenlere 1,7 liradan bu Hükûmet mazot veriyor, çiftçi de 4,5 liradan yakıyor bu mazotu. Yani, Allah'tan reva mı bu, vicdanınıza sesleniyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Vicdanınıza sesleniyorum, eğer bunu kabul ediyorsanız benim diyeceğim bir şey yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Onlar kotralara gitmiyor, onlar nakliyeye gidiyor.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Hayır efendim, hayır, hayır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Onlar mal nakliyesine gidiyor.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Yani, öyle bir şey yok. Onlar tamamen alıp kendi ceplerinin, "En ucuz şekilde mazotu nasıl kullanırız."ın hesabını yapıyorlar ve çiftçi de ne yazık ki 4,5 liradan mazot kullanmaya devam ediyor.
Bir tarafta, üretim yapan, bu ülkenin insanlarını doyurmaya çalışan, hatta katma değer üreten çiftçi var, bir tarafta da cebini doldurmuş, milyon dolarlık yatlarla, kotralarla gezen zenginler var. Onlar 1 milyon 700 bin liraya mazot kullanırken, çiftçi 4,5 milyon liraya mazot kullanıyor. İşte, ben bunları vurgulamaya çalışıyorum. Bunun bir an önce düzeltilmesi lazım, bunun bir an önce giderilmesi lazım, çiftçinin lehine bu düzenlemenin yapılması lazım.
Şimdi, buğday fiyatlarını on beş gün önce konuştum, dedim ki: "Buğday fiyatları şu anda iyi. Eğer, TMO devreye girmezse buğday fiyatları düşmeye başlayacak." Burada tutanaklarda vardır, bakabilirsiniz. Şu anda buğday fiyatları gün geçtikçe gerilemeye devam ediyor. TMO'nun bir an önce devreye girip "Peşin bedelle şu rakamdan buğday alıyorum." diyerek bir an önce tüccarın elinden çiftçiyi kurtarması lazım. 1 lira 20 kuruştan başladı buğdayın fiyatı, şu anda kaç liradan gidiyor biliyor musunuz? 96 kuruş, 97 kuruş piyasada yani aşağı yukarı 100 lira gibi -eski rakamla- bir düşüş var buğday fiyatında. Yani bu, Allah'tan reva mıdır? Neden çiftçiyi biz tüccarın kucağına bırakıyoruz, neden çiftçiyi biz tüccarın inisiyatifine bırakıyoruz? İşte, TMO girsin devreye, alım yapsın dediğimizde, bizim söylediğimiz buydu ama dinlemediniz, yine her zamanki bu kulağınızdan girdi, bu kulağınızdan çıktı. Dolayısıyla da buğday fiyatları düşmeye devam ediyor. Allah, çiftçinin yardımcısı olsun. Tüccar, alacak, depolayacak.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Gidip Sudan'da arsa kiraladılar, Sudan'da, Sudan'da.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Bakın, iki ay sonra, Türkiye'deki buğday hasadı bittikten sonra buğdayın fiyatı eski fiyatla 1 milyon 200 bin lira. Kim kazanacak? Çiftçi kazanamadığına göre, parası olan, paradan para kazananlar, stok yapanlar yani tüccar kazanmış olacak.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Vekilim, gidip Sudan'da arsa kiraladılar.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Yine, bakın, tutanaklara girsin diye söylüyorum: Mısır fiyatı şu anda yeni parayla 90 kuruş yani eski parayla 900 lira, 920 lira. Bakın, hasat dönemine girilmeden eğer Ofis tedbir almazsa, Hükûmet tedbir almazsa mısır fiyatları da geçen yılki hasat dönemindeki fiyatlara kadar gerileyecek. Bunu söylemiştim, buğdayı söylemiştim. Keşke ben haklı çıkmasaydım. Mısırı da söylüyorum, lütfen Hükûmet bu konuda tedbir alsın, lütfen TMO bir an önce devreye girsin ve mısır alımını başlatsın ve fiyatı belirlesin. Eğer bu fiyatı belirlemezlerse yarın tüccar kafasına göre, istediği şekilde çeker aşağıya doğru.
Yine, pamuk... Türkiye, 2 milyar dolarlık pamuk ithal ediyor değerli arkadaşlarım. Ben, her defasında söylüyorum, Sayın Bakan da haklı olduğumu söylüyor ama ne yazık ki bugüne kadar bir türlü düzenleme yapılmadı. Şimdi, pamuktaki prim desteklemesi 80 kuruş yapıldı, olumlu bir gelişme yani kötü bir gelişme değil, olumlu bir gelişme ama en az 1 lira olması lazımdı. Ben dedim ki: Gelin, 2 milyar dolar paramızı dışarıya vereceğimize kendi çiftçimize 350 milyon dolar verelim, hem 2 milyar dolardan kurtaralım hem de Türkiye'nin pamuk ihtiyacının tamamını Türk çiftçisi karşılamış olsun. Yani Türkiye'nin 3,5 milyon ton kütlü pamuğa ihtiyacı var eğer biz 350 milyon doları çiftçiye vermiş olsak 2 milyar dolarlık ithalattan bu ülkeyi kurtarmış olacağız. Ama ne yazık ki bununla ilgili de bugüne kadar en ufak bir tedbir alınmadı. Türkiye, hâlâ pamuk ithal etmeye devam ediyor. Geçmiş yıllarda pamuk ihraç eden bir ülke pozisyonunda olan Türkiye, hâlâ pamuk ithal etmeye devam ediyor.
Değerli arkadaşlarım, bunları bir an önce düzeltmemiz lazım. Bunları düzeltmezsek çiftçiyi, kazançlı üretim yapan bir kurumdan zarar eden bir kurum hâline getiririz ki bu da çiftçinin üretim yapmasını düşürür. İşte bu önergenin ana teması da budur. Çiftçinin üretim yapmasını düşürdüğü için bugün biz dışarıdan ithal eden ülke hâline geldik. Yani biz narenciyeyi mi yetiştiremeyiz, biz elmayı mı yetiştiremeyiz? Biz dünyanın en güzel meyvelerini yetiştirebilecek, dünyanın en güzel sebzelerini yetiştirebilecek iklim ve toprağa sahipken, ne yazık ki dışarıdan ithal eden ülke pozisyonuna geldik.
Onun için Tarım Bakanlığının ve Hükûmetin bir an evvel üreten çiftçiyi korumak adına mazot fiyatlarında, gübre fiyatlarında önemli bir düşüş sağlayıp çiftçinin lehine bir gelişme sağlaması lazım. Bakın "KDV'yi düşürün." dedik, yaptınız, doğru da yaptınız ama gübredeki KDV'nin düşmesi, çiftçinin cebine yansımadı değerli arkadaşlar. Bakın, gidin, sorun çiftçiye bunu. Bu fiyat, gübredeki KDV'nin kaldırılması ne yazık ki o çiftçinin cebine yansımadı. İşte bunu çiftçinin cebine yansıtacak bir formül bulmak lazım. Bunu destekleyen işler yapmak lazım. Bu manada, üreten insanları, insanlarımızı doyuran, ülkemize katma değer sağlayan çiftçimizi korumak hepimizin görevidir. Hepimizin bu manada üzerine düşeni en iyi şekilde yapması gerekir diyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Varlı.