| Konu: | EXPO 2016 ANTALYA KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 31.10.2012 |
CHP GRUBU ADINA OSMAN KAPTAN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; EXPO 2016 Antalya Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Sayın arkadaşlarım, EXPO demek dünya sergisi demektir, uluslararası sergi anlamına gelmektedir. EXPO 2016 Antalya organizasyonu, Antalya ve Türkiye'de bir ilktir. EXPO 2016 Antalya, Antalya'nın ve Türkiye'nin tanıtımı ve reklamı demektir, turizm ve tarımda çekim merkezi demektir. EXPO istihdam demektir, sadece Antalya'da değil Burdur'da, Isparta'da, Afyon'da ve bölgede altı aylık hareketlilik, canlılık, ekonomik, sosyal ve kültürel yönden 20 bin etkinliğin yapıldığı, 8 milyon yerli ve yabancı insanın katıldığı dev bir organizasyon demektir. Bunun için bu kanunu çok önemli görüyoruz. Eleştirilerimiz ve önerilerimiz daha işlevsel, daha iyi bir kanun çıkması içindir. Bu yasanın Antalya'mız için, Türkiye'miz için hayırlı olacağına, yararlı olacağına inanıyor ve destekliyoruz, emeği geçen herkese de teşekkür ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, Antalya demek yılda 11 milyon turistin geldiği, 7 milyar dolar turizm geliri getiren il demektir. Antalya; Paris, Londra, New York'tan sonra dünyada en fazla turist çeken 4'üncü kent, Avrupa'da ise 3'üncü kent demektir. Antalya, sebze ve meyve ihracatında Türkiye'de 1'inci il demektir. Nüfusta 6'ıncı il, sosyoekonomik gelişmişlikte 5'inci ildir. Yaşanabilirlik sıralamasında 2'nci ildir. Antalya demek 81 ilden insanlarımızın gelip yerleştiği il demektir. Antalya, devletten aldığından fazlasını devlete veren il demektir. Devletten aldığı 3 milyar 59 milyon TL, devlete verdiği ise 4 milyar 152 milyon TL'dir. 1,1 milyar TL verdiği fazladır.
Öz olarak, Antalya, verdiğini alamayan bir ildir. Aslında Antalya'ya yapılan yatırım Türkiye'ye yapılan yatırımdır. EXPO'yu Antalya hak etmektedir. Bu hakkın verilmesiyle birlikte şu önerilerimizin de yapılmasını, yerine getirilmesini talep ediyoruz:
1) 2016 yılına kadar Antalya'ya hızlı trenin getirilmesi sağlanmalıdır. Zaten Sayın Ulaştırma Bakanı Paris'te söz vermişti, bu sözün yerine getirilmesini bekliyoruz.
2) Antalya'ya da otoban yapılması ve Antalya'nın Türkiye otoban ağına bağlanması sağlanmalıdır.
3) Çubuk Beli'ne tünel yapılmalıdır.
4) Antalya çevre yolları öncelikle yapılmalıdır.
5) Antalya merkeze yeni bir havaalanı yapılması ya da mevcut havaalanının daha da genişletilmesi sağlanmalıdır.
6) Antalya'nın batı ilçelerinden birisine de havaalanı yapılmalıdır.
7) Doğal gazın Antalya'nın tüm ilçelerine getirilmesi ve doğal gazın otellerde ve seralarda da kullanılması sağlanmalıdır.
Sayın arkadaşlarım, Antalya'da EXPO 2016 yasasının çıkması için heyecanla bir bekleyiş vardır. Bu bekleyişe karşın, büyükşehir yasa tasarısı ile belde belediyelerinin ve köylerin kaldırılması ile birlikte 2/B Yasası'nın uygulamaya yansıtılması da merakla ve tepkiyle beklenmektedir. Çünkü Antalya'nın bir ucuyla diğer ucu arasındaki mesafe 640 kilometredir. Bu mesafe Ankara'dan İzmir'e kadar olan mesafeden daha fazladır; buradan, Ankara'dan Malatya kadardır, Ankara'dan Kahramanmaraş kadardır.
Almanlar daha çok Antalya'nın Alanya ve beldelerinde mülk alırken, İngilizler daha çok Kaş, Kalkan'dan ev almaktadırlar. Kalkan'da 900'ü İngiliz olmak üzere 1.200 yabancı mülk satın almıştır. Turistik bölgelerdeki belediye başkanları ve çalışanları ile belde esnafının mesaisi, beldedeki çalışan esnafların mesaisi yirmi dört saattir; gecesi gündüzü yoktur, çalışma esastır, hizmette kalite esastır. Belde belediyelerinin kalkması turizmde bindiğimiz dalın kesilmesi anlamına gelmektedir. Kırsalda köylerin kalkması ile de köylünün üstüne vergiler yüzde 100 artarak binecektir, yoksulluk, fakirlik artacaktır, ev yapmak sorun olacaktır. Esnaf tabela assa para, su para, katı atık para, her şey para. Deli Dumrul örneği gibi, ilçe, büyükşehir, belediye hizmetlerini alandan da almayandan da para alacaktır. Bir yerde yangın çıktı mı ilçeden, ilden itfaiye gelinceye kadar yanmayan ev, kül olmayan dükkân kalmayacaktır. Su baskını, sel, doğal afet ona kezadır.
Sayın arkadaşlarım, Antalya'nın büyükşehir kanalizasyon sorunu yüzde 65 oranında çözülmüştür. Antalya Büyükşehir, kendi yüzde 35'lik kanalizasyon sorunu varken beldelerin, köylerin kanalizasyonunu mu yapacaktır? Yani Hükûmet "Köyleri büyükşehir yapacağız." diye, "Sakın büyükşehri de `büyük köy' yapmasın." diye endişe duyuyoruz. "Turizm bölgelerinde belde belediyeleri kalkmasın, köyler kalkmasın." diyoruz. Ama ille de "Kaldıracağız." diyorsanız, "Side, Belek, Kalkan gibi turistik beldeler ilçe yapılsın." diyoruz.
2/B'ye gelince, değerli arkadaşlarım, Antalya'da toplam 300 milyon metrekare 2/B arazisi vardır, bunun 260 milyon metrekaresinin çalışmaları tamamlanmış, 40 milyon metrekaresinin de çalışmaları devam etmektedir. 2/B konusunda Antalya'da üçte 2 oranında müracaat olmuş, yaklaşık 50 bin müracaat yapılmıştır. Bu müracaatların yüzde 41'i belediye mücavir alanları içinde, yüzde 59'u da mücavir alanın dışındadır. Mücavir alanın dışında olanlar bin lira müracaat parası vereceklerdi mevcut duruma göre, 2/B'li yerleri de dört yılda sekiz taksitle ödeyeceklerdi. Ama şimdi, bu kanun çıkarsa belediye mücavir alanı içine girecek her yer, müracaatlar 2 milyar liraya çıkarılacak, 2/B'lik yerlerin parasının ödenmesi dört yıldan üç yıla, taksit de sekiz taksitten altı taksite indirilecekti. Bu durumda, bir kanun bir başka kanunla kişilerin aleyhine çevriliyor. Vatandaşa eziyet etmeyelim, bunu düzeltelim.
Sayın arkadaşlar, bir önemli konu da 2/B'de rayiç bedellerin yüksek oluşudur. Rayiç bedeller yeniden düzenlenmelidir. 2/B'nin müracaat paralarını veremeyen vatandaşlar anaparayı nereden vereceklerdir? Sonra, müracaat parası da neyin nesidir? Vatandaş Hükûmete "Benim 2/B'lik yerimi ver." diye dilekçe veriyor, dilekçenin karşılığında bin lira, 2 bin lira para alıyorsunuz. Bu yanlıştır, yazıktır, günahtır. Vatandaşın hükûmete dilekçe vermesini, selam vermesini paralı hâle getiriyorsunuz. Seçimde oy almak için devletin parasıyla vatandaşa makarna, kömür veriyorsunuz; vatandaşın devlete durumunu arz etmesini ise paralı hâle getiriyorsunuz.
Sayın arkadaşlarım, sözlerimi bitirirken sizin ve yüce Türk milletinin geçmiş Kurban ve Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum, bundan sonraki nice bayramlarda insanlığın kurban edilmemesini, cumhuriyetin kurban edilmemesini diliyor, hepinize saygılar sunuyor. (CHP sıralarından alkışlar)