| Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 107 |
| Tarih: | 15.06.2017 |
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle önerge sahiplerine teşekkür etmek gerekiyor. Sayın Bakana da katıldığı için teşekkür etmek gerekiyor ama yine de tarımın sorunları ya da mera sorunu bitmiyor, yeniden ele almak zorundayız, bilimsel bir şekilde ele almak zorundayız. Bugün ülkede yaşanan kırmızı et meselesinin özü doğrudan merayla ilgilidir. Dünyada mera kullanma oranı kırmızı ette yüzde 60'tır. Birkaç örnek vermek istiyorum, İrlanda'da yüzde 97, İngiltere'de yüzde 83, Fransa'da yüzde 71, Hollanda'da yüzde 54 oranında mera kullanılarak kırmızı et üretimi sağlanmaktadır. Bizde ne yazık ki bu rakam yüzde 14'le 20 arasındadır. Oysa kırmızı ette yem oranı yüzde 60'la yüzde 50 arasında değişmektedir. Süt ineklerinde meradan yararlanma oranı ya da yem oranı yüzde 60 oranında etkilemektedir, beside yem oranını yüzde 40 genel üretim açısından etkilemektedir yani eğer ot yoksa ota ulaşamıyor isek eti ucuzlatmamız, sütü ucuzlatmamız mümkün değil. Dün akşam söylemiştim sanıyorum ya da önceki gün, kişi başına düşen et miktarımız 10-12 kilogram; süt, litre olarak yetişkinler için kişi başına düşen miktarımız ne yazık ki 20-25 litre arasında. Oysa, gelişmiş toplumlarda yetişkinlerde kırmızı et en az 30 kilogramla başlayıp 50-60 kilograma kadar çıkıyor, sütte de 65 litre civarında süt tüketimi söz konusu. Yani, bizim hem sütte hem ette minimum tüketime rağmen ne yazık ki üretimimiz yetersiz. Bunun karşılığında ne oluyor kısaca paylaşmak isterim: Son beş yılda yani 2010 yılında siyasal iktidarın ithalat kararı aldığı günden bugüne kadar 4,2 milyon küçükbaş-büyükbaş toplam ithalat yapmış, karşılığı 4,5 milyar dolar.
Yine, özellikle yemle ilgili çok önemli bir şey söylemek isterim: Kırmızı Et Stratejisi var mesela, Bakanlığın, 2015 yılı Kırmızı Et Stratejisi; bizzat Bakanlığın kendisinin hazırlamış olduğu bir strateji aynen şunu söylüyor: "Türkiye'nin 15 milyon kaba yem ve 5 milyon ton karma yem açığı bulunmaktadır." diyor. Dolayısıyla, bu yem açığının giderilebilmesi için mera ıslahının, mera varlığının korunması ve meraların sürdürülebilir bir yöntemle düzenli bir şekilde ıslah edilmesi gerektiğini söylüyor. Yine, kırmızı et sorununun ithalatla çözülemeyeceği 2015 yılında aynı Hükûmetin, siyasal iktidarın hazırlamış olduğu Kırmızı Et Raporu'nda var; bu, çok önemli. Yani, mera yoksa ot yok, ot yoksa süt yok, et yok; o yüzden bir şey yapmamız lazım. Büyükşehir yasası çıkardınız 2004, 2014 tam şehir yasası... Zaten meralar yeterince korunamıyor Sayın Bakanım çünkü orada bir mera kurulu var, mera kurulu zaten yeterli değişiklikleri yapıyor. Yeni bir uygulamaya, yeni bir şeye ihtiyaç olmadığını görmüş olmanız, bunu bu şekilde ortaya koymanız sevindirici ama yine sorun çözülmüyor, meraları mutlaka ve mutlaka korumalıyız, bunun için Mera Islahı Projesi'ni hayata geçirmeliyiz. Çünkü bizim meralarımız, ülkenin genelinde iklim şartlarına göre yaşamını sürdürmektedir; sulama yok, yeniden ekim çok zor. Bir şeyler yapılıyor ama ne yazık ki temmuz ayından itibaren -yağış rejimine bağlı olduğu için- meralar kuraklığa terkediliyor ve ot alamıyoruz, ot alamayınca da dönüyoruz bu defa yem ihtiyacına, ısrarla yem ihtiyacı. Sadece 2016 yılının yem miktarını sizinle paylaşmak isterim Sayın Bakanım. 8,8 milyon ton 2016 yılında yem satın almışız; 8,8 milyon ton. Bunun karşılığında verdiğimiz para 3 milyar 49 milyon dolar, 3 milyar 49 milyon dolar. Ne almışız? Kısaca paylaşmak isterim. Zaman kalmadı, belki bir sonraki maddede yine söz alırsam bunu karşılayacağım. Kısaca, aldığınız karar doğrudur ama sorun bitmiyor. Bunu birlikte üretebiliriz. Mera yoksa ot yok, ot yoksa süt yok, et yok.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sarıbal.