GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:17.06.2017

SERKAN TOPAL (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında âdetim değil ancak burada bir önceki kürsü konuşmamda burada oturan Sayın Salih Cora ve Ramazan Can laf atmışlar. Odaya gittiğimde tutanakları okudum. Normal bir eleştiri olsaydı burada bunu konuşmayacaktım ancak Aybüke Öğretmenin ölümüyle ilgili özellikle teröristler konusunda sessiz kaldığımı, itham ettiğimi, cesaretli olmadığımı söyledikleri için burada bunu ifade etmek zorundayım. Kusura bakmayın, hiç kimse benim vatanseverliğimi sorgulayamaz, haddi de değildir. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, eğer cesaretten bahsedeceksek Sayın Cora'ya ve Sayın Can'a şunu söylüyorum: Buyurunuz, biraz cesaret oyunu oynayalım.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ne yani, düello mu yapalım?

SERKAN TOPAL (Devamla) - Şimdi, özellikle ben PKK'ya, IŞİD'e, bütün terör örgütlerine lanet okudum, bir kez daha lanet okuyorum, onlara destek verenlere de lanet okuyorum, onlara silah verenlere de lanet okuyorum.

Şimdi, o zaman ben de biraz sizin cesaretinizi sınayayım: Şimdi, Sayın Cora, Sayın Can, Habur Sınır Kapısı'nda terör örgütü davul zurnayla karşılanırken neden sessiz kaldınız, cesaret edip de gıkınızı çıkarmadınız? Hendekler kazılırken neden sessiz kaldınız, cesaret edemediniz? Oslo'da pazarlıklar yapılırken bir milletvekili olarak neden sessiz kaldınız? Nerede cesaret? Hangi cesaret? FETÖ, devletin bütün kurumlarını ele geçirdiğinde... Hangi cesaretten bahsediyorsunuz?

Şimdi, bir şey daha soracağım: MİT tırlarında ilaç mı vardı, silah mı vardı? Gelin, bu kürsüde, o cesaretiniz varsa söyleyin. Türk Silahlı Kuvvetlerine kumpas yapılırken siz neden sessiz kaldınız? Hani cesaret?

SALİH CORA (Trabzon) - Gündeme davet ediyoruz Sayın Başkanım. Kanun maddesi hakkında konuşmasını istiyoruz.

SERKAN TOPAL (Devamla) - Bakın, şimdi, bizim cesaretimizi, vatanseverliğimizi nereden aldığımızı size söyleyeyim: Bizler 1911'de Trablusgarp'ta, 1912-1913'te Balkanlarda, 1914-1918'de Çanakkale'de, Sarıkamış'ta nice Mehmetlerini kaybetmiş, yorgun, bitkin, naçar düşmüş bir millet, bir yanda İtilaf Devletleri'nin namlularını çevirdiği bir devlet, öbür yanda yüce bir ulusun, koca bir ulusun,

"Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım." diye haykıran bir ulusun, Mustafa Kemal'in torunlarıyız. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz cesareti oradan alıp da buraya geldik. Siz cesaretinizi kimden aldınız? Neden sessiz kaldınız az önce benim saydığım bütün olaylarda?

Şimdi, şunu da özellikle ifade etmek istiyorum: Yine, 1918'de, 1920'lerde Hasan Tahsinler, Sütçü İmamlar, Nene Hatunlar kazma kürekle topa tüfeğe nasıl karşı durduysa o gün, yine biz bugün Anadolu'nun Kemal'iyle, adalete inananlarla, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, eşitsizliğe yine aynı ruhla, aynı Kuvayımilliye ruhuyla yine mücadele etmeye hazırız, biz buradayız.

AHMET SAMİ CEYLAN (Çorum) - Kimse bir şey demiyor ki zaten et, tamam.

SERKAN TOPAL (Devamla) - Şunu da eklemek istiyorum Sayın Cora: Az önce size sorduğum bütün soruların cevaplarını gelin... Orada siz laf attığınız zaman onları biz duyamıyoruz, duyamıyoruz ancak tutanaklardan okuyoruz. Varsa cesaretiniz az önce size sorduğum bütün soruları gelin bu kürsüde lütfen açıklayın, cevaplayın. Asla ama asla kişisel olarak şu ana kadar böyle bir şey yapmadım ama siz, burada beni bunları sormak zorunda bıraktınız.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Topal.