| Konu: | AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine, bu ülkede demokrasi isteniyorsa öncelikle siyasilerin birbirlerine karşı doğru, dürüst, demokratça ve barışçıl sözlerle yaklaşması gerektiğine, bütün darbeleri lanetlediğine ve yaşamını kaybeden bütün vatandaşlara rahmet dilediğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 17.07.2017 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, şimdi, 15 Temmuz darbe girişimini hepimiz yaşadık. Ankara'da olan herkes, özellikle siyasiler bunu daha da yakından ve ağır bir şekilde yaşadılar. Ancak bunun yıl dönümünde yapılan konuşmalara, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın yaptığı konuşmalara baktığınız zaman sadece bir iki şey söylemek istiyorum. "Piyonu ezip geçmeden kaleleri alamaz, şahı da mat edemeyiz. Onun için önce bu hainlerin kafasını kopartacağız. Biz, 15 Temmuz gecesi 250 kahramanı toprağa verdik, karşılığında 50 milyonluk Türkiye'nin istikbalini kurtardık. Bu milletin yüreği var, o yürek sende yok, bu mücadele ödleklerin mücadelesi değildir. Bu ülkede hiçbir suç cezasız kalmayacak, bundan emin olunuz. Bu millet ihanet edenin başını ezmekte de asla tereddüt etmez." Yani Cumhurbaşkanı demekte zorlanıyorum AKP Genel Başkanı demeyi tercih ediyorum çünkü kendisi bir yargı makamı değildir, zaten yargı makamı olunsa da yargı makamının "başını ezmek, kafasını kopartmak" gibi sözleri kullanması, söylemesi mümkün olamaz. Bunu bir siyasinin yapması bu ülkeye kötülüktür, çok büyük bir kötülüktür bu. Yani ben kendisini itidale ve sakinliğe davet etmenin nafile olduğunu biliyorum ama başta siyasiler olmak üzere bütün vatandaşlarımızı birbirine barış diliyle konuşmaya ve sükûnete davet etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen, bir dakika ek sürenizi verdim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Bu ülke ilk defa darbe görmedi Sayın Başkan. Bu bir darbe girişimiydi, bu ülke darbeler gördü ve yıllarca bu darbelere bütün kalbimizle karşı çıkmış, hepsini lanetlemiş insanlar olarak evet, Türkiye'de artık sivil demokrasinin yerleşmesini istiyoruz ve bunu yerleştirecek olan asla bu dil ve bu sözler değildir. O yüzden, gerçekten bu ülkede demokrasi isteniyorsa öncelikle siyasilerin birbirlerine karşı doğru dürüst, demokratça ve barışçıl sözlerle yaklaşması lazım.
Buradan, kaybettiğimiz bütün vatandaşlarımıza tekrar rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum ve bütün darbeleri de lanetliyorum ama gerçek lanetleme, dediğim gibi, bu ülke demokrasiye kavuştuğu gün olur.
Teşekkür ederim.