| Konu: | İstanbul ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 114 |
| Tarih: | 19.07.2017 |
DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Sayın Başkanım, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu söz hakkını istediğim pazartesi günü İstanbul'da yağmur yoktu, su baskını yoktu, gündemde olan bir konu değildi. Takdiriilahi, bütün sorunu şu an Türkiye'nin İstanbul, bir numaralı gündemi. Dolayısıyla, resimler getirmiştim, bunları sosyal medyada hepimiz gördük ve vicdanlarımız kanadı. Tabii, kumpas davalarında yıllarca mağdur olduk, gerçekleri söyledik, sonra gerçekler ortaya çıktı, sorumlular özür diledi. Şimdi İstanbul için de, yıllardır İstanbul'u yöneten iktidarın İstanbullulara bir özür borcu var.
Tabii, İstanbul'un önemi Türkiye için, ekonomi için, siyaset için, kültürel anlamda tartışılmaz. İstanbul, Türkiye'nin sosyal ve ekonomik anlamda neredeyse üçte 1'i. Nüfus olarak beşte 1'i ama misafirlerle, akrabalarla yine o da üçte 1'e yakın bir nüfus taşıyor. Dolayısıyla, 13 ilin yer aldığı İç Anadolu Bölgesi'nin çıkardığı 79 milletvekilinden daha fazla, 18 ilin yer aldığı Karadeniz Bölgesi'nin çıkardığı 38 milletvekilinin de iki katı milletvekili çıkaran, siyasi anlamda da büyük bir ilimiz.
Şimdi, sel felaketi şunu ortaya koydu ki: İstanbul, altyapı olarak imar planları olarak, ulaşım olarak iyi yönetilmiyor. Bunu doğal afete, kadere, kısmete bağlamak acizlerin yapacağı bir şey diyorum. İstanbul'un en temel sorunu imar planları. Tabii, imar planlarına rant gözüyle bakarsanız, insan odaklı bakmazsanız işte geldiğimiz nokta salı günü yaşadığımız feci durum olur. Vali çıkmış "Sokağa çıkmayın, zorunlu olmadıkça şahsi araçlarınızla sokağa çıkmayın." diyor. Yani valinin görevi, belediye başkanının görevi vatandaşların hak ve özgürlüklerini sınırlamak mı? Asla. Başta vali olmak üzere bütün yetkililere şunu söylemek istiyorum: Sorunları çözün, sınırlayarak, okulları kapatarak bu ülkeyi, bu şehirleri yönetemezsiniz.
Tabii, İstanbul'un sorunlarının temelinde göç var. Nüfus 15 milyonu geçti, misafirlerle beraber 30 milyona dayandı. Bu yetmezmiş gibi Kanal Projesi, başka projelerle Anadolu'yu iyice boşaltmak, İstanbul'un sorunlarını çözülmez hâle getirmektir. Bu yanlış yoldan dönelim, Merkez Türkiye gibi, Türkiye'nin değişik bölgelerinde yeni çalışmalar var, cazibe merkezleri, üretim merkezleri açalım, istihdam alanları yaratalım ki İstanbul'a göç dursun, İstanbul'un sorunları çözülür hâle gelsin.
Tabii, imar planlarıyla ilgili, depreme dayanıklı yapılarla ilgili çalışmaların genellikle rantı yüksek olan ilçelerde olduğunu görüyoruz, rantı düşük olan ilçelerde hiçbir çalışma yok çünkü müteahhitler oralara girmiyor, devletin, belediyelerin teşvikleri de bunun için yeterli olmuyor.
İkinci temel sorun trafik sorunu. Onunla ilgili somut bir örneği paylaşmak istiyorum: Otobüslerin fiyatı yeni artışlarla 2 lira 60 kuruş oldu. Aynı hatlarda çalışan minibüslerin fiyatı 1 lira 80 kuruş. Minibüsün taşıma kapasitesi ortada, otobüslerinki ortada. Toplu taşıma... Bu fiyatı bile mukayese ettiğinizde İstanbul'un ne kadar sahipsiz olduğunu, İstanbulluların ulaşım anlamında da ne kadar sömürüldüğünü hep birlikte görüyoruz. Bursa'da olduğu gibi kadınları erkekleri ayırmak yerine, hatları artırmak, otobüs sayısını artırmak, metroyu geliştirmek gerekir çünkü ha kadın kadına otobüslerde tıkış tıkış gitmişsiniz, ha erkek erkeğe gitmişsiniz; bu, vatandaşa işkencedir, başka bir şey değildir.
Tabii, güvenlik sorunu son dönemde nispeten arttı. Dolayısıyla, bu konuda, devletin temel kurumlarından, güvenlik kurumlarından FETÖ militanlarının temizlenmesinin büyük etkisi olduğuna inanıyorum. Bu konuda biz her türlü desteği veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Devletin kurumları, yargısı, polisi, askeri devletin, cumhuriyetin kurumları hâline getirilmeli, cemaatlerden kesinlikle temizlenmelidir, güvenlik sorununun aşılmasına devam edilmelidir.
Deprem konusundaki çalışmalar yetersiz, yeşil alanlar imara açılıyor, ranta açılıyor. Dolayısıyla, bu konuda, iktidarı, deprem konusunda başımıza felaket gelmeden tedbir almaya çağırıyoruz.
Son olarak vurgulamak istediğim konu şu: 1911'de açılan Yıldız Teknik Üniversitesi var, arazisi boşaltılıyor, üniversite naklediliyor. Bu niye yapılıyor? Yani üniversite öğrencileri şehir merkezinden askerî kışlalar gibi niye şehrin dışına çıkarılıyor, bunu anlamak mümkün değil.
Meclisi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çiçek.