GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:15
Tarih:01.11.2012

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; BDP grup önerisinin aleyhinde söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

BDP aynı konuda dün de grup önerisi vermişti ve Genel Kurulun oylarıyla o grup önerisi reddedildi, reddedilen bu öneri bugün de yine Meclis Genel Kurulunun gündemine getirildi.

Grup önerisiyle, cezaevlerindeki sorunların çözülmediği ve siyasi taleplerin yerine getirilmediği gerekçesiyle açlık grevleriyle ve toplu isyan yoluyla bu talepleri görünür kılmak, cezaevi koşullarına yönelik farkındalık yaratmak amaçlandığı belirtilmekte. Bugün itibarıyla, 34 cezaevinde 300'ü aşkın hükümlü ve tutuklunun katılımı ile süresiz, dönüşümsüz açlık grevi eyleminin devam ettiği açıklanmaktadır. Söz konusu eylemlerin sona erdirilebilmesi ve can kayıplarının önlenebilmesi amacıyla konunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirilerek Meclis araştırması açılması talep edilmektedir. Öneride bahsedilen olaylar ve rakamların doğru olmadığını öncelikle belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, grup önerisinde bahsedilen cezaevi şartlarıyla ilgili olarak "Geçmişte ne idi? AK PARTİ hükûmetleri döneminde nereye gelindi?" öncelikle bunu bir ortaya koymakta fayda var.

2002 yılında, ülkemizde toplam 528 ceza infaz kurumu bulunmaktaydı. Ceza infaz kurumları, kalabalık koğuş sistemine göre inşa edilmişti. Bu yapı ise isyan ve firar girişimleri, haraç alma, kurum içinde sorgulama ve cezalandırma, diğer hükümlü ve tutukluları ölüm orucu veya açlık grevine zorlama, personele saldırı, pankart ve afiş asma, terör eğitimi yapma, duruşmaya göndermeme gibi olaylara zemin hazırlamaktaydı.

Bugün itibarıyla, ülkemizde toplam 377 ceza infaz kurumu bulunmaktadır. On yıllık AK PARTİ İktidarında, her alanda olduğu gibi ceza infaz sisteminde de önemli yenilikler, iyileşmeler gerçekleştirilmiştir. Öncelikle, ceza infaz kurumlarında yaşanan sorunları çözmek için mevzuat, fiziki yapı, insan kaynakları konularında ihtiyaç duyulan çalışmalar yapılmıştır. İnfaz mevzuatındaki değişikliklerle, hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile erteleme imkânı, ceza infaz kurumlarının, bağımsız kurullar aracılığıyla denetimi, ceza infaz kurumlarında gerçekleştirilen her türlü işleme karşı yargı denetimi, ceza infaz kurumlarında görev yapan personelin eğitimi konularında düzenlemeler yapılmıştır. Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazıyla hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilme imkânı getirilmiştir. Ceza infaz kurumunda bulunup da koşullu salıverilmesine bir yıl ve daha az süresi kalan hükümlülerin denetimli serbestlik tedbiri altında yeniden topluma kazandırılması amaçlanmış ve yasa değişikliğinden yaklaşık 20 bin kişi yararlanmıştır.

Hükümlülerin Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılmaları Hakkındaki Yönetmelik'te değişiklik yapılarak iyi hâlli hükümlülerin topluma kazandırılmalarının sağlanması için kapalı ceza infaz kurumlarından açık ceza infaz kurumlarına geçişleri kolaylaştırılmıştır.

Üçüncü yargı paketiyle adli kontrolün kapsamı genişletilerek, adli kontrol tedbirinin uygulanabilmesi için öngörülen üç yıllık üst sınır kaldırılmış, tüm suçlar yönünden adli kontrol uygulama imkânı getirilmiştir. Bazı tedbirler yönünden hükümlü ve şüphelilerin elektronik izleme sistemiyle tutuksuz olarak takibine imkân sağlanmıştır. 2002'den bugüne kadar Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi standartlarını karşılamayan 208 ceza infaz kurumu kapatılmıştır. Bu kapsamda 2017 yılına kadar da 197 ceza infaz kurumunun kapatılması planlanmaktadır. 2002-2012 yılları arasında 50.737 kişi kapasiteli 68 cezaevi açılmıştır. 2002'den bu yana toplam 73 adet ceza infaz kurumu tamamen oda sistemine dönüştürülmüştür. Ayrıca bu ceza infaz kurumlarında büyük onarımlar yapılarak fiziki zafiyetleri giderilmiş, banyo, tuvalet, mutfak ve yemekhaneleri yenilenmiştir.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - 10 bin Kürt niye cezaevinde, niye? Onu anlat, boş ver bunları. 10 bin Kürt niye tutsak?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Oraya da geleceğim Sayın Milletvekilim, dinlerseniz. Cezaevindeki şartlar neydi, ne değildi, bunu bir ortaya koyalım ve sizin önerinize de geleceğiz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Bine yakın kişi ölüm sınırında, sizin konuştuğunuza bak! Ayıptır ayıp. (BDP sıralarından gürültüler)

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - 20 adet ceza infaz kurumuna iş atölyesi, kapalı-açık spor alanları, kültürel faaliyet sahaları olan ek üniteler inşa edilerek faaliyete geçirilmiştir. 2009 yılında Sağlık Bakanlığıyla yapılan protokol çerçevesinde ceza infaz kurumlarındaki sağlık hizmetleri Sağlık Bakanlığı tarafından yerine getirilmeye başlanmış, yeni sağlık üniteleri açılmış, kişisel bakımlarını karşılayamayan hükümlüler için rehabilitasyon merkezi açılmış, kampüs şeklindeki ceza infaz kurumlarına elli yüz yatak kapasiteli devlet hastanesi projelerinin uygulanmasına başlanmıştır.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Öyle bir anlatıyorsunuz ki, siz de gidin yatın o kadar lüksse!

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Çocuk cezaevleri, içinde banyo ve tuvaleti bulunan, yirmi dört saat esasına göre iyileştirme memurunun görev yaptığı, zaman zaman aileleriyle de kalabilecekleri misafirhanelerin bulunduğu tek kişilik oda sistemine sahip cezaevleri oluşturulmaya başlanmıştır. Cezaevlerinde görüşmelerin ana dilde yapılabilmesi için gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılmıştır.

Cezaevlerindeki yenilikler hükümlü ve tutuklular lehine yapılan iyileştirmeler bu derece net iken terör örgütlerinin talimatlarıyla cezaevlerinde açlık grevlerinin başlatılmasının cezaevlerindeki koşullarla uzaktan yakından bir ilgisi bulunmamaktadır. Terör örgütünün talimatı çerçevesinde başlatılan bu eylemlere destek verenler aslında terör örgütlerinin maşalığını, sözcülüğünü yapmakta olup halkın iradesi yerine silahlı terör gruplarına dayanmaktadırlar.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Ne yapsınlar, ölsünler mi, onu mu demek istiyorsunuz? Açıkça söyleyin, sahtekârlık yapmayın.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Demokrasi adını parti adına ekleyenlerin terörle iç içe, omuz omuza, kucak kucağa olduğu görüntüler hâlâ hafızalarımızdadır. Şimdi de aynı kişiler teröristbaşlarının verdiği talimatlar gereği sokakları hareketlendirmeye çalışmaktadırlar. PKK, KCK'nın yayın organlarında yer alan bildirilerin tamamı BDP sözcülerince dillendirilmektedir. Kandil'den ne söyleniyorsa BDP sözcüleri de aynı şeyi söylemektedirler. Halkın iradesini esas alıyorsanız terör örgütlerinin değil halkın sesine kulak vermemiz gerekir.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Halk bize oy verdi, bizi dinleyin o zaman.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Halka ölüm emri vermek bir siyasi partiye yakışmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Ölüm emrini BDP vermemiştir, konuyu saptırmayın. Bir şey yapmıyorsunuz, oradaki insanların iradesine saygı gösterin.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Sayın Başbakanımızın ifadesiyle halka "Açlıktan ölün." talimatı verirken Kızıltepe'deki kuzu kebabının da açıklamasını yapmak zorundasınız. (BDP sıralarından gürültüler)

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Ayıp yani.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Utanın, utanın!

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Maalesef, üzülerek söylüyoruz ki: "Terörle sarmaş dolaş hâle gelen BDP artık ölüm emirleri veren bir siyasi harekete dönüşmüş durumdadır. Son zamanlarda gerçekleştirmeye çalıştığı eylemlerde, attığı adımlarda, uygulamaya koymaya çalıştığı stratejilerde başarılı olamayan terör örgütünün suç mekanizması olarak kullandığı insanları şimdi de ölüm orucu ve açlık grevi yaptırarak imha etmek istemesini özellikle Kürt kökenli vatandaşlarımızın dikkatine sunmak istiyorum.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sen ne yapıyorsun sen, onu söyle bakayım. Vicdanın körleşmiş.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Bölge çocuklarını dağa kaldırarak onları ailelerinden koparan, bölgeye yapılan yatırımları engellemeye çalışan, öğretmenleri, sağlık görevlilerini kaçıran, hastane inşaatında, havaalanı inşaatında, yol, baraj inşaatlarında çalışan iş makinelerini ateşe veren, okulları yakan terör örgütünün bölge halkına zulmettiğini?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sen devletsin, engelle o zaman.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - ?bütün dünya artık görmektedir, Kürt kökenli vatandaşlarımıza zulmeden bu terör örgütüne iktidarıyla muhalefetiyle hep birlikte karşı durmalıyız.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sen 3 Kasım da Diyarbakır'a gel, Diyarbakır'da söyle bunları. Biz 3 Kasımda Diyarbakır'dayız, oraya gel.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - AK PARTİ'nin on yılda gerçekleştirdiği demokratikleşme adımları ortadadır.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Nerede, nerede?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Bölgeye gel bakayım, bölgeye!

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Bölgenin ekonomik kalkınması için yapılan devasa yatırımlar ortadadır. Terör örgütünün ve onun siyasi uzantılarının da ne yapmak istediği açıktır. Onların derdi bölge insanının huzura kavuşması değildir. Onların derdi kardeşlik değildir. Onların derdi millî birlik ve kardeşlik içerisinde bölgenin daha fazla imarı, daha fazla kalkınması değildir.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - 3 Kasımda Diyarbakır'a gel. Biz Diyarbakır'dayız. Orada söyle. Bölgeye gel, bölgenin gerçeğini gör.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sen kaç defa gittin o bölgeye, hayatında gittin mi?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Cesaretin varsa git orada konuş!

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Onların derdi barış değildir, onların derdi demokrasi hiç değildir. Yanlış yoldan dönmeleri hepimizin dileğidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Grup önerisi, terör örgütü elebaşılarının talimatlarının Meclis gündemine taşınması çabasından başka bir şey değildir. Bu nedenle BDP grup önerisinin aleyhinde olduğumu ifade ediyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)