| Konu: | (2/275) esas numaralı Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/103) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 25.07.2017 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İç Tüzük'ün 37'nci maddesi uyarınca söz almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu dönemin başında, İç Tüzük'ün 37'nci maddesi uyarınca, verdiğim kanun tekliflerini Genel Kurulda görüştürmeye başlamıştım. Bu kanun tekliflerinde 17 kere konuştum ben geçtiğimiz dönemde. Bugünden önce, toplam seksen beş veya doksan dakika konuşmuşum, isteyen tüm arkadaşlar da bu hakkı kullanmışlar, muhalefet partileri dâhil olmak üzere. Esas itibarıyla İç Tüzük'ün 37'nci maddesindeki -kanun teklifi verme- hak muhalefetin kullanması gereken bir hak. Yani bugüne kadar hangi iktidar partisi milletvekili bir kanun teklifi vermiş ki görüşülmemiş? Mutlaka Hükûmet tasarısı olarak gelmiş. Biz, İç Tüzük'ün bize tanıdığı bu hakla sizin görmediğiniz, size gelmeyen toplumun değişik kesimlerinin sorunlarını salı günleri beş dakika, beş dakikada ilave olmak üzere on dakika gündeme getirdik ama ben biliyorum ki bizim bu konuşmalarımız Adalet ve Kalkınma Partisi çoğunluğuna rahatsızlık verdi. Neden rahatsızlık verdi? Kanunların içeriği, gündeme denk düşen içerikleri... Burada el kaldırdığınız zaman da ben inanıyorum ki birçok milletvekili de yani istemeden el kaldırdı, gündeme ilişkin.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yok, hepimiz isteyerek el kaldırdık.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Mesela, Diyarbakır Cezaevinin müze olması. Diyarbakır Cezaevinin müze olmasının kanun teklifini buraya getirdim, buraya getirdim 24 Eylülde ama ret oyu çıktı. Veya Madımak'ın utanç müzesi olmasını, yine ret çıktı. Veya cemevlerinin ibadethane olması, ret çıktı. Taşeron işçilerin sorunları, ret çıktı. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na ek, ret çıktı. Burada çoğunluk olarak sizler el kaldırdınız bütün bunlara. Bakın burada listesi var. Daha gelecekti ama bu örneklerin bu Parlamentoda konuşulmasını istemediniz. Bu nedenle, verdiğim kanun tekliflerini rulo yaptım buraya getirdim. Bundan sonra da konuşmamızı istemiyorsunuz.
Bakın, bu gündemle sizin alakanız yok çünkü size gelmiyor. Doğal olarak size gelmiyor bu sorunlar, bizlere daha fazla geliyor. Bu taşeron niye size gelsin? Taşeronun mimarı Adalet ve Kalkınma Partisi. Gelmez sizlere ama bize geliyor bu sorunlar.
BENNUR KARABURUN (Bursa) - Bize de geliyor.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Veya işkence davalarında zaman aşımı meselesi. Geliyor mu sizlere? Hayır gelmiyor, bu sorun yine bize geliyor.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Bize de geliyor, tabii ki.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bütün bunları burada konuştuk.
Değerli arkadaşlar, bakın, eğer bu kesimler bu Parlamentoda bu kürsüyü kullanmasalar bu Parlamento Parlamento olmaktan çıkar, o kesin. Bakın, bunlar kanunlaşmayabilir ama burada konuşulması lazım. Ama siz bu İç Tüzük değişikliğiyle bir, muhalefetin sesinin kısıyorsunuz süreler bakımından. İkinci olarak da istediğiniz konular dışında konuşulmasını engelliyorsunuz. Diyorsunuz ki: "Bizim çizdiğimiz sınırlar var, sınırlar budur, bunun dışında konuşamazsınız. İstediğimiz kadar konuşursunuz. Gündemi biz belirleriz. Bizim belirlediğimiz gündem dışında burada muhalefet konuşamaz, milletvekilleri konuşamaz."
Bakın, bir de bu hak milletvekillerine verilmiş bir hak, neden grup yönetimine gitsin? Ben veya herhangi bir milletvekili, grup yönetimi dışında, bir teklifi gündeme getiremez mi? Bir de sizler nasıl "Bir milletvekili bu konuda bir yasama yılında bir kez konuşur." dersiniz, sadece bir kez, nasıl bunu dersiniz? Bunların tümü parlamenter demokrasiye, çoğulculuğa aykırıdır. Ve bu dönemin ruhuna kapılmışsınız, gidiyorsunuz, arkanıza, sağınıza solunuza bakmıyorsunuz ve tümüyle yanlış yapıyorsunuz. Bu yanlışa dikkat çekmek için bu emeği görün dedim. Daha burada görüşülmeyi bekleyen birçok kanun teklifi vardı, geçen dönem de "evet" demediniz, bu dönem de "evet" demeyecektiniz ama konuşulmasından, yurttaşlarımızın bunu duymasından, kendi sorunlarının bu kürsüde dile getirilmesinden neden rahatsız oluyorsunuz, neden? Haftada on dakika sadece ya, sadece on dakika. Hiç uzamadı, tartışmalar çıkmadı ama rahatsız oldunuz zaman zaman. Demokrasinin özü de bu değil mi, tahammül etmek değil mi, muhalefete tahammül etmek değil mi? Ama, bakın, bu tahammülsüzlük sizi başka bir yere doğru götürüyor; bunun adı otokrasidir, bunun adı faşizmdir, buraya doğru hızla gidiyor Türkiye, görmüyorsunuz. Türkiye bir uçurumun kenarında değil, bir uçurumdan aşağı doğru yuvarlanıyor. Uçurumun dibini bulmadan, hâlen o imkânımız var, hâlen, eğer milletvekili olarak biraz kendinize gelirseniz... Bakın, biz bunlara emek veriyoruz, soru önergesi, araştırma önergesi, yasa teklifi veriyoruz, sizler ne yapıyorsunuz, verdiğiniz bir soru önergesi var mı, araştırma önergesi var mı, yasa teklifi var mı? Size gelen teklifleri biliyorum, iş takibi -doğru, takip edebilirsiniz- daha başka işler, söylemeyeyim, sataşma olmasın ama sizler de biliyorsunuz ne olduğunu, nelerin konuşulduğunu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Zan altında bırakma, bildiğin bir şey varsa söyle, bildiğin bir şey varsa söyle, iftira atma, buradaki insanları zan altında bırakma; böyle bir hakkın yok senin, böyle bir hakkın yok.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Söyleyeyim, söyleyeyim, kupon arsa takibi, ihale takibi falan. Ben söylemek istemedim, sen bana söylettin. Bunları yapıyorsunuz, biz de bunları yapıyoruz değerli arkadaşlar; bundan rahatsız olmayın, bunların burada konuşulması lazım, bunlar konuşulsun ki bu Parlamento herkesin sesi olabilsin.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)