GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:120
Tarih:27.07.2017

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, İç Tüzük'le ilgili son konuşmaları yapıyoruz. 16 Nisanda 18 maddelik bir referandum gerçekleştirdik. Bu referandumun sonucu "hayır"dır ama YSK marifetiyle yurt dışındaki oyların, mühürsüz zarfların...

ALİM TUNÇ (Uşak) - Senin işine öyle geliyor yalnız.

MUSA ÇAM (Devamla) - ...ve mühürsüz oyların orada kabul edilmemesi, yurt içinde kabul edilmiş olması çifte standardıyla "evet" çıkardınız YSK marifetiyle. Ama sonuç itibarıyla 16 Nisanda "hayır" kazandı, bunu kabul edeceksiniz, bunu içinize sindireceksiniz arkadaşlar.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bravo, bravo!

MUSA ÇAM (Devamla) - YSK marifetiyle bunu bu şekilde sürdürebilirsiniz.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Rakamlar öyle söylemiyor.

MUSA ÇAM (Devamla) - Bu 18 maddeden iki madde hemen yürürlüğe girdi. Biri parti genel başkanlığı, diğeri ise Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yeni baştan yapılması. Peki, diğer 16 madde 2019'da yürürlüğe girecekti, nedir aceleniz hemen bir İç Tüzük değişikliği yaparak?

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Talimat...

MUSA ÇAM (Devamla) - İnsanların, Parlamentonun, milletvekillerinin yasama görevlerini engellemek, onların konuşma hakkını elinden almak, önerge haklarını elinden almak... Neden ve niçin? Niçin? 20 Temmuzdan beri Türkiye'de ilan etmiş olduğunuz bir olağanüstü hâlle ülkeyi yönetiyorsunuz. Yetmedi, şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisinde olağanüstü hâl ilan ediyorsunuz ve Türkiye Büyük Millet Meclisini olağanüstü hâlle yönetmeye çalışacaksınız. Bu, doğru değil, bu kabul edilebilir değil. On beş yıldır iktidardasınız, 4 genel seçim, 3 yerel seçim, 2 referandum, bir Cumhurbaşkanlığı seçimi kazandınız, önemli başarılar, oysa bu başarılardan sonra insan daha mütevazı, daha alçak gönüllü olması gerekirken kibir tavan yapmış durumda. "Konuşmayacaksınız, önerge vermeyeceksiniz, susacaksınız, biz ne dersek onu yapacağız." Mecliste 184 milletvekili yoksa bile işaret oyuyla "Yeteri kadar çoğunluk vardır, toplantıyı açıyorum." diyen başkan vekilleriniz de olacaktır arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Böyle bir ülkeyi yönetemezsiniz, böyle bir Parlamento da yönetilmez. Bunun da hayrı olmaz, olmaz, olmaz arkadaşlar.

Şimdi, bu düzenlemenin içerisinde 14'üncü maddede diyor ki: "Mecliste huzur bozucu döviz, pankart, falan filan taşınmaz." Arkadaşlar ya, şu baretin... Türkiye'de maden işçileri, 301 maden işçisi Soma'da öldü. Öldü! Mayıs 2014'te. Hemen ekim ayında Ermenek'te 18 maden işçisi öldü. Onların her ölüm yıl dönümünde buraya gelip Ermenek'te ölen bu 18 maden işçisinin ismini burada açmak suç mu arkadaşlar? Bunun ne günahı var arkadaşlar veya Manisa'daki 301 maden işçisinin şurada ismini açmanın ne günahı var, ne suçu var? Bunun huzur bozucu nesi var arkadaşlar? Nesi var bunun?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Huzur bozucu değil, merak etme Sayın Çam.

MUSA ÇAM (Devamla) - Ama bu düzenlemeyle bunların burada kullanılmasını istemiyorsunuz. Sayın Başkan da diyor ki: "Artık son demleri bunların." Ayıptır! Cumhuriyetin Meclisinde bir Başkan Vekiline bunları söylemek yakışmaz.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Musa Bey, o isimler yerde sürünüyor, yazık! İsimleri kaldırın oradan! İsimleri ayaklarınızın altına aldınız. Yapma öyle!

MUSA ÇAM (Devamla) - Ama söylenmiş sözler de var. Bunları da yapabiliriz arkadaşlar. İşte "Bu yapıyı on bir yıldır biz yarattık." diyor Sayın Taner Yıldız. Bunlar söylenmiş. Biz bunları buraya getireceğiz, bunları göstereceğiz arkadaşlar. FETÖ'yle olan ortaklıklarınızda bunları biz getirip buraya söyleyeceğiz. Bakın "Hoşgörünün, diyalogun mimarı Fetullah Gülen Hocamız." diyor Melih Gökçek. Bunları burada getirip söylemek suç mu, günah mı? Değil arkadaşlar.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Geçmişle yaşamayın artık ya! Bırakın geçmişi ya! Geçmiş geçmiştir. Geleceğe bakın, geleceğe.

MUSA ÇAM (Devamla) - Peki, geçmişin Adalet Bakanı, şimdi Başbakan Yardımcınız Sayın Bekir Bey diyor ki: "Gülen'e 'çete' derseniz haksızlık edersiniz." Burada, burada arkadaşlar, bunları göstermek herhangi bir huzur bozucu bir şey olamaz. Bu Meclisin güvenliğini de Meclisin çalışmasını ertelemek olmaz. Ne diyor Sayın Arınç, "Gülen bize yol gösteriyor, önümüzü aydınlatıyor." diyor. Bunu burada göstermek Meclisin huzurunu bozmaz. Aksine söylenenleri burada biraz daha pekiştirir arkadaşlar. Ne diyor eski Millî Eğitim Bakanı, "Cemaat devlete sızmış. Buna kargalar bile güler!" diyor. Bunları göstermek suç olamaz arkadaşlar ya! Huzuru da bozmaz bu. Bu söylenenleri burada bir kez daha teyit etmek hepimizin görevidir arkadaşlar. Ne diyor Genel Başkanınız? "Ne istediler de vermedik?" diyor. Demedi mi? (CHP sıralarından alkışlar) Varsa bir yalan, varsa bir iftira söyleyin, deyin ki arkadaşlar: "İftira ediyorsun, yalan söylüyorsun." Tamam, geri alacağım o zaman. Peki ne diyor? Arınç: "Başbakan selamlarını gönderdi, 'Bir emirleri olur mu öğren.' dedi." Varsa bir yalan, varsa bir iftira, çamur varsa söyleyin özür dileyeyim arkadaşlar, değil.

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Kandırmışlardır, kandırmışlardır.

MUSA ÇAM (Devamla) - Ne diyor Erdoğan? Fetullah Gülen'e seslendi: "Bitsin bu hasret." diyor. Arkadaşlar, varsa bir yalan varsa bir iftira varsa bir çamur geri alacağım arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Huzur mu kaçtı! Gerçekten huzur mu bozdu?

MUSA ÇAM (Devamla) - Yetmez. Ne diyor? "FETÖ'yle ortak yanımız vardı, aynı menzile giden yollar olarak gördük biz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, son yani İç Tüzük'ü değiştiriyorsunuz zaten.

MUSA ÇAM (Devamla) - Şimdi bunları göstermek herhangi bir suç değil, huzur da bozmaz arkadaşlar bunlar. Söylenmiş olan sözleri bizim burada tekrarlamamız gerekiyor.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Biz de sizinkileri gösterelim o zaman, CHP'nin yaptıklarını.

MUSA ÇAM (Devamla) - Sayın Başkan, 1 Ekimde Genel Başkanınız buraya gelecek, "prompter"dan konuşma yapacak. Yapamaz. Bu yönetmeliğe göre, bu değişikliğe göre malzeme, farklı araç ve gereçleri kullanamaz ve Sayın Başbakan da, Sayın Cumhurbaşkanı da, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli de burada "prompter"dan konuşamaz. (CHP sıralarından alkışlar)

ŞAHİN TİN (Denizli) - Niye konuşamasın, sen gelip konuşuyorsun işte.

MUSA ÇAM (Devamla) - Onlar konuşursa ben de bunları getiririm, burada hepsini gösteririm arkadaşlar. Olmaz, Cumhurbaşkanına, Başbakana, ona buna "prompter" kullanmak serbest, araç gereç, yardımcı aletleri kullanmak serbest, Musa Çam'a kullanmak yasak, falanca vekile kullanmak yasak.

ALİM TUNÇ (Uşak) - Senin Genel Başkanın da kullanmak isterse kullansın.

MUSA ÇAM (Devamla) - Olmaz arkadaşlar; çifte standart olmaz, olmaz, olmaz, olmaz arkadaşlar. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

OSMAN BOYRAZ (İstanbul) - Bir de Jandarma Marşı söylesen be.

MUSA ÇAM (Devamla) - Bu nedenlerden dolayı bu İç Tüzük gerçekten yakışan bir şey değildir.

Benim ne annemin ne babamın okuma yazması vardı. Benim babamdan, annemden öğrendiğim bir tek şey vardı: "Oğlum, ne kadar mevkin büyürse büyüsün o kadar alçak gönüllü ol. Oğlum, ne kadar zengin olursan ol o kadar mütevazı ol."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSA ÇAM (Devamla) - On beş yıllıdır iktidarsınız, üst üste seçim kazanıyorsunuz, buradaki milletvekili arkadaşlarımızın konuşma hakkını elinden alıyorsunuz, önergelerini elinden alıyorsunuz arkadaşlar.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Çam.

MUSA ÇAM (Devamla) - Bu yakışmaz. Bu kibir doğru bir kibir değildir. Bu kibir sizi götürecektir arkadaşlar.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - İsimleri yere atma.

MUSA ÇAM (Devamla) - Hepinize sevgiler saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)