GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Erkan Kandemir'in Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından (6/47), Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in Başbakandan (6/436), (6/495), (6/501), (6/715), (6/754), (6/775), (6/807) ve (6/824); Çevre ve Şehircilik Bakanından (6/144), (6/166), (6/173), (6/348), (6/476), (6/484), (6/504), (6/608), (6/665), (6/682), (6/693), (6/749), (6/786), (6/793), (6/795) ve (6/821), Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen'in (6/59), (6/76), (6/95), (6/265), (6/266), (6/267), (6/272), (6/317), (6/325) ve (6/393), Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un (6/104), Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak'ın (6/122), Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen'in (6/351) ve (6/352) ve Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer'in (6/722) no.lu sözlü önergelerini cevaplandırması münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:2
Tarih:03.10.2017

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sırayla bendeki sorulara cevap vermek istiyorum.

1 adet Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, 8 adet Başbakanlık ve 31 adet de Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait soru önergesi var.

İstanbul Milletvekili Sayın Erkan Kandemir'in (6/47) esas numaralı sözlü soru önergesinin cevabı: Sabit telekomünikasyon altyapısının geliştirilmesi temelli fiber altyapı oluşturulmaktadır. Bu konuda ikinci düzenlemelerimizi yayınladık. Bu çerçevede, yetkilendirilen işletmelere kullanım onayları vererek altyapı kurmalarını sağlıyoruz. Bu düzenlemelerle fiber altyapı yatırımlarının önündeki engelleri kaldırdık ve kamu kurumlarının işletmecilerinden talep ettikleri geçiş hakkı bedellerine üst sınır getirilmiştir. Yapılan düzenleme ve uygulamalar sonucunda fiber abone sayısı 2010 yılında 71.717 iken 2017 yılının ikinci çeyreği itibarıyla 2.1 milyona ulaşmıştır. Ayrıca, yapılan düzenlemelerle sektörde tam rekabet sağlanmış ve işletmecilerin tarife ve uygulamalarına yönelik düzenlemeler tamamlanmıştır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/436) esas numaralı sözlü soru önergesinin cevabı: Avrupa Birliğinde nişasta bazlı şeker türlerinden sadece biri için kota tahsis edilmekte, glikoz ve kristal fruktoz gibi diğer türler kota uygulamasına tabi olmaksızın üretilip pazarlanmaktadır. Ayrıca, kotalar ülkemizde olduğu gibi ticari bazda değil, kuru madde bazında belirlenmektedir. Ülkemizde ise tüm nişasta bazlı şeker türleri için kota tahsis edilmektedir.

4634 sayılı Şeker Kanunu bunların toplam kotadan alacağı payı sınırlamış, yeni nişasta bazlı şeker fabrikası kurulması için Şeker Kurumundan kota temini zorunluluğunu getirmiştir.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/495) esas numaralı soru önergesine cevap: Millî Piyango İdaresince düzenlenen şans oyunlarını oynayan kişi sayısının tespiti fiilen mümkün olmamakla birlikte, 2014 yılından bu yana şans oyunlarına ait satılan, oynanan bilet kolon adetleri 2014 yılında 2 milyar 393 milyon 797 bin 113, 2015 yılında 2 milyar 270 milyon 591 bin 703, 2016 yılı 22/7/2016 tarihi itibarıyla 1 milyar 266 milyon 368 bin 229'dur.

Devlet eliyle oynatılan şans oyunları bağımlılık yaratacak nitelikte değildir, yazılı ve görsel medyada reklam yapılmamaktadır; 18 yaşın altındaki kişilere bilet satışına ve ikramiye ödenmesine izin verilmemektedir; okul, yurt, ibadethane, gençlik merkezi gibi yerlerin yakın çevresine bayilik verilmemektedir.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Millet evini satıyor İddaa oynayacağım diye Sayın Bakan, nasıl bağımlılık yaratmıyor?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Yine, Niğde Milletvekilimiz Sayın Ömer Fethi Gürer'in...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şu kumarı kaldıralım devlet...

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Değerli Vekilim, her bir soru-cevapta başlayacaksak işimiz zor yani.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Bakan, sorulara karşı...

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Bakın, şöyle, müsaade ederseniz bu çevre işiyle ilgili de birtakım cevaplar vereceğim ama işin başında peşinen şunu söyleyeyim: Burada bulunan milletvekili arkadaşlarımızdan herhangi birisi telefonla çevreyle ilgili benden bir talepte bulunduğunda, telefonuna çıkmazlık etmediğim gibi, o işi takip etmediğim hiçbir olay da olmamıştır. Geldiklerinde, orada oturup, çay, kahve içip bire bir çevreyle ilgili bütün problemlerini takip ediyoruz, bundan emin olun.

Evet, o cevaplar resmî cevaplardır, bana verilen kurumların cevaplarını ben size aktarıyorum ama çevreyle ilgili bir şikâyet olduğunda sizlerden rica ediyorum, lütfen telefon edin ve takip edelim bire bir. Özellikle de rica ediyorum.

Yine, Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/501) esas numaralı soru önergesine cevap: Emniyet teşkilatında, Emniyet Hizmetleri Sınıfı Dışındaki Görevli Personelin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik taslağının yürürlüğe girmesini müteakip, emniyet teşkilatındaki sivil personelin görevde yükselmesine dair uygulamalar mümkün olacaktır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/715) esas numaralı soru önergesinin cevabı: 3046 sayılı Kanun'un 17'nci maddesinde "Bakanlık ve bağlı kuruluşlarının taşra teşkilatı, bu Kanunla birlikte teşkilat kanunları, İl İdaresi Kanunu ile belirlenen esas ve usullere göre kurulur." hükmü yer almaktadır. Bu çerçevede taşra teşkilatı kurulması, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun teşkilat kanununda taşra teşkilatı kurulabileceğine dair hüküm bulunması ve bu hususa ihtiyaç duyulması hâlinde mümkün bulunmaktadır.

Yine, Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/754) esas numaralı soru önergesinin cevabı: 2000 yılından bugüne kadar üç adet şeker fabrikasının farklı oranlardaki kamu hisselerinin özelleştirilmesi işlemleri gerçekleştirilmiştir. Amasya Şeker Fabrikasında kamu hissesi yüzde 15, 2004 yılında; Baha Esat Tekand Kütahya Şeker Fabrikası, özelleştirilen kamu payı yüzde 56, 2004 yılında; Adapazarı Şeker Fabrikası Anonim Şirketi özelleştirilen kamu payı yüzde 95,37 2005 yılında. Özelleştirme sonucu üretim faaliyeti sona eren herhangi bir şeker fabrikası bulunmamaktadır. 99 depreminde hasar gören ve yedi yıl atıl durumda kalan Adapazarı Şeker Fabrikasıysa özelleştirme sonrası faaliyete başlamıştır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/775) esas numaralı soru önergesinin cevabı: 28/4/2011 tarihinden bu yana devam eden Suriye insani krizinde ülkemize sığınan geçici koruma altındaki Suriyeli misafirlerimize 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca yürürlüğe konulan 2014/6883 sayılı Geçici Koruma Yönetmeliği'yle ilgili mevzuat çerçevesinde bakanlık, valilik ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı koordinesinde verilen her türlü eğitim, sağlık ve benzeri hizmetler hâlihazırda devam etmekte olup yapılan harcamalar Sayıştay denetimlerine tabidir.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/807) esas numaralı soru önergesinin cevabı: 2016 yılı sonu itibarıyla basın ilan kurumunda görev alanında 616 ve valiliklerin görev alanında 540 olmak üzere resmî ilan yayınıyla alakalı gazetelerin Türkiye genelindeyse sayısı 1.156'dır. Türkiye İstatistik Kurumunun yazdığı medya istatistiklerine göre 2016 yılı sonu itibarıyla yurt genelindeki gazete ve dergi sayısı toplamı 6.265 adettir. Dolayısıyla resmî ilan ve reklam yayınlamaksızın yayın hayatını sürdüren gazete ve dergi sayısı 2016 yılı itibarıyla 4.358'dir. Yerel basının desteklenmesi kapsamında Basın İlan Kurumu tarafından KOSGEB'le birlikte Yazılı Basının Dijital Reklam Piyasalarına Entegrasyonu Projesi ve muhtelif kalkınma ajanslarıyla birlikte yazılı basın işletmelerine yönelik eğitim projesi yürütülmüştür. Ayrıca gazete işletmelerinde KOSGEB yatırım ve destek programlarının tanıtımı bölge toplantıları ve İstanbul'daki yerel gazetelerin mevcut durumu ve değer zinciri göstergelerinin araştırılmasına dair çalışmalar yapılmıştır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/824) numaralı esas soru önergesi: Ülkemizde faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirketlerin faaliyet alanları toptan ve perakende ticaret, gayrimenkul, imalat sanayi, ulaştırma, haberleşme ve depolama hizmetleri, inşaat, otel, lokanta, elektrik, gaz ve su; tarım ve avcılık, ormancılık, madencilik ve taş ocakçılığı; sağlık işleri, eğitim ve sosyal hizmetler, kiralama, mali aracı kuruluşların faaliyetleri ile diğer toplumsal, sosyal ve kişisel hizmetler gibi alanlardır. 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu'nun 3'üncü maddesi kapsamında, yabancı yatırımcılar tarafından Türkiye'de doğrudan yatırım yapılması serbest olup söz konusu yatırımcılar yerli yatırımcılarla aynı hak ve yükümlülüklere tabidir. Yabancı sermayeli şirketlere denetim ve çevre yetkilerinin izlenmesi konusunda yerli firmalardan farklı bir uygulama yoktur.

Trabzon Milletvekili Sayın Haluk Pekşen'in (6/59) esas numaralı soru önergesine cevap: HES projelerinin inşaat çalışmaları sürecinde tahrip olan ve zarar gören doğayla ilgili çevreye uyum sağlayan bir arazi morfolojisinin tasarlanması ve tahrip edilen yüzeylerin bitkilendirilmesi amacıyla HES projelerinin ÇED süreci içerisinde eş zamanlı bir peyzaj çalışması yapılması da istenmektedir. Peyzaj onarım çalışmaları, inşaat süresi öncesi, inşaat sırası ve inşaat sonrası dönemde olmak üzere üç aşamada değerlendirilmekte ve raporlanmaktadır. Söz konusu raporlar, HES projelerinin ÇED inceleme değerlendirme komisyonlarında görev alan Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından onaylanmaktadır. İlgili rapor, peyzaj onarım planı ya da peyzajı eski hâline getirme planı olarak proje başlamadan hazırlatılmakta ve ÇED raporunun ekinde de yer alması sağlanmaktadır. ÇED, bir izin hükmü taşımadığından HES projeleri hakkında verilen ÇED kararları da inşaat izni yerine geçmemektedir. HES projelerinin inşaat ve işletme aşamalarında ortaya çıkabilecek etkiler değerlendirilerek gerek proje tanıtım dosyalarında gerekse ÇED raporlarında projeden kaynaklı meydana gelebilecek olumsuz etkilerin önlenmesi, alınabilecek tedbirlerin belirlenmesi ve muhtemel zararların karşılanması amacıyla gerekli çalışmalar yaptırılarak taahhütler alınmaktadır. Bununla birlikte, Bakanlığımız, hem taşra teşkilatı hem de merkezinde bulunan izleme ve kontrol birimleri "ÇED Olumlu" ve "ÇED Gerekli Değildir" kararları verilen projeler için gerek inşaat gerekse işletme dönemlerinde izleme ve kontrol çalışmaları yapmaktadır. Bu kontrol faaliyetleri sonucunda taahhütlere uymadığının tespit edilmesi hâlinde meri mevzuat uyarınca gerekli ceza ve müeyyideler ve idari yaptırımlar uygulanmaktadır.

Trabzon Milletvekili Sayın Haluk Pekşen'in (6/76) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Bakanlığımızca yayınlanan Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği kapsamında atık geri kazanımı ya da bertarafı faaliyetinde bulunmak isteyen ve yönetmelik kapsamında yer alan işletmelere başvuruların uygun bulunması hâlinde Çevre İzin ve Lisans Belgesi düzenlenmektedir.

Ayrıca, çimento fabrikalarının emisyon kaynakları, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği gereğince her iki yılda bir akredite kuruluşlar tarafından ölçülerek raporlanmak zorundadır. Bakanlığımızca yapılan denetimlerde bu raporlar incelenir, limit değerlerin aşılması durumunda söz konusu tesislere idari yaptırım uygulanır. Ayrıca, hâlihazırda ülkemizde bulunan tüm çimento fabrikalarının bacalarındaki emisyon değerleri anlık olarak sürekli izlenmekte ve ölçüm sonuçları Bakanlık merkez ağından takip edilmektedir. Limit aşımı olması durumunda söz konusu tesise müdahale edilmektedir. Bakanlığımız tarafından çevrimiçi izlenmesi yapılan atık yakan ya da yakmayan tüm çimento fabrikalarına ve geçici faaliyet belgesiyle Çevre İzin ve Lisans Belgesi verilmiş çimento fabrikalarına ilişkin listeler, talep edilmesi hâlinde, sayın milletvekiline de takdim edilecektir.

Trabzon Milletvekili Sayın Haluk Pekşen'in (6/95) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Bakanlığımız, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesiyle ilgili alınacak önlemlerin seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolü sürdürerek çalışmaları yürütmekle yükümlüdür.

ÇED bir izin hükmü taşımadığından HES projeleri hakkında verilen ÇED kararları da inşaat izni yerine geçmemektedir. Bu bağlamda, diğer bütün projelerde olduğu gibi, HES projelerinde de söz konusu çevreye bırakılması muhtemel atık, emisyon ve deşarjların ilgili kriterleri sağlayacağı garanti edilir. Bu durum da yapılan modelleme çalışmalarıyla gösterilir. Her modelleme çalışması için mutlaka en kötü durum senaryosu öngörülür ve bu durumun sonuçlarına göre varsayımlar ve değerlendirmeler yapılmaktadır. Faaliyet sırasında yapılan izleme çalışmalarıyla da yönetmelikle belirlenen sınırlar içerisinde deşarj yapıldığı kontrol edilir. Bu sayede, faaliyete bağlı çevresel etkilerin makul seviyelerde kalacağından emin olunur.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok'un (6/104) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Balıkesir ili Dumanca mevkisinde Varaka Kâğıt Sanayi AŞ tarafından yapılması planlanan Kâğıt Üretim Tesisi ve Enerji Santrali Projesi'ne ilişkin, ÇED yönetmeliği kapsamında, 1/4/2015 tarihinde Bakanlığımıza başvuru yapılmıştır. Projenin kurulacağı alan ve projenin türü dikkate alınarak ilgili kamu kurum ve kuruşlarından inceleme, değerlendirme komisyonu oluşturulmuştur. Proje alanı 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında sanayi ve depolama bölgesinde, 1/5.000 ve 1/1.000 ölçekli imar planında sanayi alanlarında, enerji santrali olarak planlanan alan da trafo ve enerji üretim tesis alanlarında, kömür stok sahası olarak planlanan alan da sanayi depolama alanında kalmaktadır.

Projeye ilişkin hazırlanan ÇED raporu, ilgili mevzuatlar kapsamında, inceleme, değerlendirme komisyonu üyesi kurumlar ve Bakanlığımızca değerlendirilmiş, yeterli bulunmuş, Bakanlığımızca 9/10/2015 tarihinde ÇED olumlu kararı verilmiştir. ÇED olumlu kararı, Balıkesir İdare Mahkemesi tarafından 2016/713 no.lu kararla iptal edildiğinden, iptal gerekçeleri doğrultusunda revize edilmek suretiyle yeniden hazırlanan ÇED raporu da Bakanlığımıza sunulmuştur.

Balıkesir İdare Mahkemesinin 2016/713 sayılı kararı dikkate alınarak komisyon üyesi kurum, kuruluşlar arasına Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü de eklenmiştir.

Proje kapsamında oluşturulacak emisyonların Balıkesir Havaalanına ve Havalimanına iniş-kalkış yapacak uçaklara etkisinin değerlendirilmesine yönelik olarak Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümüne Hava Kalitesi Kümülatif Etki Değerlendirme Raporu hazırlatılmıştır. Bahse konu projeye ilişkin 2/9/2016 tarihinde verilen ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin Balıkesir İdare Mahkemesinde Bakanlığımız aleyhine açılmış olan dava süreci de devam etmektedir.

Antalya Milletvekili Sayın Çetin Osman Budak'ın (6/122) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Antalya ilinde özellikle kış aylarında ısınma amaçlı yakıtlardan kaynaklanan hava kirliliğinin önlenmesi için kriterler, ilgili yönetmelik doğrultusunda mahallî çevre kurulu kararıyla belirlenmiştir. Antalya'da uyulmasına karar verilen bu değerler, belirlenmiş değerlerin iyileştirilmiş hâlidir. 2014 yılında Bakanlığımız tarafından başlatılan ve 2016 yılında tamamlanan Antalya ili içerisinde "Hava Kalitesi Ön Değerlendirme Projesi" kapsamında kirletici envanteri oluşturulmuş, emisyon yükü hesaplanmış, hava kirletici kaynaklar dikkate alınarak belirlenen noktalarda ölçümler gerçekleştirilmiş ve hava kalitesi modellemesi yapılmıştır. Proje çıktılarına göre Antalya iline ilave 4 adet daha hava kalitesi izleme istasyonu kurulumu yapılacaktır.

Bakanlığımız, ilgili yönetmelik uygulama yetkisini Antalya Büyükşehir Belediyesine vermiştir. Her türlü katı yakıtın Antalya Büyükşehir Belediyesine ait, Bakanlığımız tarafından akredite olmuş yakıt laboratuvarında analizleri yapılarak standartları sağlayanların girişine izin verilmektedir. Ayrıca doğal gaz sistemine geçişle ilgili çalışmalar da hız kazanmıştır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/144) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Niğde Kentsel Dönüşüm Projesi'nde tescilli yapılar ve mağaralar ilgili kurumlarla iş birliği hâlinde incelenmiş, soru önergesine konu olan camiler proje alanında korunmuş ve bu yapılarla ilgili herhangi bir yıkım faaliyetinde bulunulmamıştır. Ayrıca ilgili belediyeden istenen görüş yazısında -özetle- Efendibey Mahallesi, kentsel dönüşüm projesi alan sınırları içerisinde kalan tescilli yapılarla ilgili gerekli araştırmaların yapıldığı, ilgili kurum olan Nevşehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından söz konusu parsel ve yapılar etrafında koruma sınırları getirildiği ve bu sınırların (1/1000) ölçekli uygulama imar planlarına işlendiği, il müze müdürlüğüyle koordinasyon içerisinde yıkım çalışmalarının sürdürüldüğü, alan içerisinde Fesleğen, Sürmeli, Dutlu ve Çınarlı camilerinin proje kapsamında korunacak yapılar arasında yer aldığı belirtilmiştir.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/166) esas numaralı soru önergesinin cevabı: 2001 yılından itibaren Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde yer alan 9 akarsu ve 3 göl olmak üzere 12 noktada aylık periyotlarla fiziksel, kimyasal ve biyolojik izleme çalışmaları yürütülmektedir. Bölgedeki Altınekin, Kulu ve Zincirlikuyu arıtma tesisleri aktif hâlde çalışmakta olup faaliyete geçtikleri yıldan itibaren izleme çalışmaları da aylık olarak devam etmektedir.

Ayrıca Tuz Gölü Su Kaynakları İzleme Projesi, Tuz Gölü Yönetim Planı, Tuz Gölü Biyolojik Çeşitliliğin Tespiti Projesi de yaptırılmıştır.

Tuz Gölü'nde Üreyen Flamingo Kolonilerinin Sayımı, İzlenmesi ve Popülasyonlarının Belirlenmesi Projesi de 2016 yılında başlatılmıştır.

Sonuç olarak ortalama 60 santimetre civarında tuzlu sudan oluşan ve tuz tabakasıyla kaplı olan Tuz Gölü'nde dip çamurunun varlığına ilişkin herhangi bir tespit bulunmamaktadır.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Kanalizasyonlar nereye gidiyor? Sorayım onu da.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Tamam.

Hakikaten bir sıkıntı varsa gelin orada... Doğrusu, bana verilen cevapları okuyorum, dürüst olmak lazım.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Bakanım, 2000 yılına kadar Konya kanalizasyonu ve atık sular, fabrikadan deşarj edilen atıklar Tuz Gölü'ne aktı.

BAŞKAN - Sayın Bakan, buyurun lütfen.

Karşılıklı konuşmayalım lütfen Sayın Gürer.

Buyurun.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Ben zaten sayın vekilimizin dediğini anladım, mesajını da aldım. Bunlar, hakikaten, bana arkadaşlarımızın, teknik elemanların yazdığı bilgiler, ben bunları size aktarıyorum. Ancak bunlarla ilgili yanlış bilgi varsa, lütfen, bir telefon açın, buyurun, bir çay kahve içelim, takip edelim. Bu çevre hepimizin yani. Onun için ben özellikle sizi davet ediyorum bu konuda, bunun özelini bilen sizsiniz.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/173) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Niğde Tapu Müdürlüğünün hâlihazırdaki fiziki mekânı, diğer tapu müdürlüklerinde hizmet sunulan alanlara kıyasla daha dar ve sıkışık durumdadır, valilik konağının bitişiğinde ve merkezî bir yerde yer aldığından bugüne kadar hizmet sunumu gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Ancak artık ihtiyaca cevap veremediği için Kırbağları Mahallesi 56 ada, 14 parselde tapu ve kadastro müdürlüklerinin ortak ihtiyacına cevap verebilecek bir taşınmaz, kurumumuza, tahsis edilmiş ve imar planlarında gerekli değişiklikler gerçekleştirilmiştir. İnşa edilecek binanın yatırım programına alınmasına ilişkin, Kalkınma Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunulmuş, süreç hâlen devam etmektedir.

Mesleki eleman yetiştirecek okullar da şu aşamada yeterli olarak değerlendirilmektedir. Hâlihazırda Gazi Üniversitesinin dört yıllık Tapu Kadastro Yüksekokulu, bu yıl ilk mezunlarını verecek olup iki yıllık Ankara Gazi Üniversitesi Polatlı Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Atça Meslek Yüksekokulu, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sarıgöl Meslek Yüksekokulu, Kahramanmaraş Sütçü İmam Göksun Meslek Yüksekokulunda tapu kadastro bölümleri mezun vermeye devam etmektedir. Okullardan mezun olan öğrencilerimizin büyük çoğunluğu, KPSS puanlarına göre Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne yerleşmektedir. Ayrıca gerek eğitim müfredatının oluşturulmasına katkı yapılması gerekse mesleki dersler için eğitici görevlendirme suretiyle bu okullar Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından desteklenmektedir.

Tapu çalışmalarının sorunlarına Bakanlık olarak her zaman duyarlılık gösterilmiş ve gösterilmeye de devam edilmektedir. Bu amaca yönelik olarak 2015 yılı içerisinde, çalışan memnuniyetine yönelik birkaç etaplı çalışmalar sürdürülmektedir.

Trabzon Milletvekili Sayın Haluk Pekşen'in (6/265) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Sürmene ilçesi Çamburnu Mahallesi Kutlular mevkisindeki katı atık arıtma tesisine ait havuz duvarları sahanın yapımı aşamasında mevzuata uygun olarak çizilen projelere istinaden inşa edilmiş olup söz konusu yapım işinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz tarafından gerekli kontroller yapılmıştır. Söz konusu arıtma tesisi biyolojik arıtma olduğundan bakteri ve mikroorganizmalar tarafından arıtma işlemi yürütülmekte ve su içerisindeki bakteri ve mikroorganizmalar, çöp suyu içerisindeki organik bileşikleri parçalayarak suyun arıtımının zararsız hâle getirilmesini sağlamaktadır. Dolasıyla havuz duvarının yıkılmasıyla birlikte toksik ve ağır metallerin toprağa tedavisi mümkün olmayan zararlar verdiği iddiası da doğru olmamakla birlikte, olayın meydana geldiği gün Sürmene Cumhuriyet Başsavcılığı, 2011/1285 sayılı dosyayla konuyla ilgili soruşturma başlatmıştır.

Ayrıca söz konusu suyun, çevresindeki tarım arazileri üzerinde herhangi bir kirliliğe yol açıp açmadığının araştırılması hususunda Trabzon Tarım İl Müdürlüğü tarafından yapılan analizler sonucunda ise havuzdan akan suyun tarım arazileri üzerinde herhangi bir kirlilik oluşturmadığı ve yalnızca bakır oranının tüm numunelerde yüksek çıktığı belirtilmiştir. Depolama alanının daha önceden bakır madeni olduğu düşünüldüğünde bu oranın yüksek çıkması da normal sayılmaktadır.

Trabzon Milletvekili Sayın Haluk Pekşen'in (6/266) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Sürmene Çamburnu Kutlular Düzenli Depolama Sahası, 2005 yılında ÇED olumlu belgesi almıştır. Saha ömrü yaklaşık olarak 1,5 milyon metreküp olarak planlanmış olup sahanın konik şeklinde coğrafi konumundan ötürü kademeli olarak çöp doldurdukça yukarıya doğru inşası devam ettirilerek depolama işlemlerine devam edilmektedir. Söz konusu alan içerisinde Ek 1 Lot Projesi planlanmış olup bu kapsamda 6/1/2017 tarihinde valilik oluru ile "Ek lot projesi için ÇED gerekli değildir." kararı verilmiştir.

Söz konusu tesis, ikinci sınıf düzenli depolama alanı olup evsel atıklar dışında sahaya başka hiçbir atık kabul edilmemektedir. Bu nedenle oluşan sızıntı sularının karakteristiği de evsel niteliklidir. Depolama sahasının bulunduğu bölgenin, coğrafi konumundan ötürü fazla yağış aldığı bilinen bir gerçektir. Sahaya yağan aşırı yağış miktarındaki yağmurdan ötürü oluşan sızıntı suları, arıtma tesisi kapasitesinin yetersiz kaldığı durumlarda tankerlerle derin deşarj sistemine taşınmaktadır. Yönetmelik gereğince derin deniz deşarj sistemleri de atık su arıtma tesisleri gibi bir arıtma yöntemidir. Bu itibarla çöp sızıntı suları, derin deniz deşarj sistemleri vasıtasıyla bir arıtma işlemine tabi tutularak deşarj edilmektedir.

Trabzon Milletvekili Sayın Haluk Pekşen'in (6/267) ve (6/393) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Düzenli depolama sahasında oluşan metal gazının değerlendirilmesi için Trabzon ve Rize İlleri Yerel Yönetimleri Katı Atık Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği tarafından metan gazından elektrik üretilmesi işi 14/8/2014 tarihinde ihale edilerek 2,8 MVA kapasiteyle tesis kurulmuştur. Metan gazından elektrik üretim işini alan Zarif Enerji AŞ tarafından EPDK'den gerekli işletme izni alınarak Eylül 2015 tarihinde tesis üretime başlamıştır. Gerek tesis kurulmadan önce gerekse kurulumundan sonra depolama sahasındaki metan ölçümleri düzenli olarak yapılmakta ve elektrik üretimi gerçekleştirilmektedir. Elektrik üretim tesisi kurulmadan önce, sahada oluşan metan gazı, gaz toplama bacalarıyla toplanmakta ve "flare"le yakılarak atmosfere bırakılmaktaydı. Depolama tesisiyle birlikte, ilgili olarak, tesisin ÇED yönetmeliğindeki eşik değerleri altında kalması nedeniyle "kapsam dışı" yazısı alınmış olup EPDK'den de işletme izni alınmıştır.

Depolama sahasına yakın yerleşim yerleri konusu, tesise ait ÇED sürecinde değerlendirilmiş olup bu sürecin sonucunda işletmeyle ilgili ÇED olumlu kararı da verilmiştir.

Trabzon Milletvekili Sayın Haluk Pekşen'in (6/272) esas numaralı soru önergesi: Çevresel etki değerlendirmesi gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin ve seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolü sürdürülebilecek çalışmaları kapsamaktadır. Bakanlığımızca yeterlilik verilmiş kurum ve kuruluşlar, ÇED başvuru dosyası, ÇED raporu, proje tanıtım dosyası hazırlamak ve sunmak, ÇED olumlu kararı alınan projelerin başlangıç ve inşaat dönemine ilişkin süreçte komisyonca belirlenecek periyotlarda yatırım sürecinde kaydedilen gelişmelerle ilgili bilgilendirmeyi yapmakla sorumludurlar. Söz konusu kurum ve kuruluşlar, proje sahibi tarafından yetkilendirildiğine dair vekâletnameyle Bakanlığımızda ÇED sürecini yürütürler. Bakanlığımızca yeterlilik verilmiş kurum ve kuruluşlar tarafından hazırlanıp sunulan ÇED raporları, projeler konusu, yapılacağı yer ve etki alanı dikkate alınarak ilgili kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, Bakanlık yetkilileri, proje sahibi ve Bakanlıkça yeterlilik verilmiş kurum ve kuruluşlardan oluşan bir komisyon tarafından inceleme, değerlendirme sürecinden geçirilerek karar aşamasına gelir. Dolayısıyla kamuoyunda çıkan, Doğu Karadeniz'de HES'lere ait ÇED raporlarının gerçeği yansıtmayarak ekolojik dengeyi gözetmediği yönündeki iddialar asılsızdır. Söz konusu projelere ÇED yönetmeliği raporu kapsamında "ÇED olumlu" veya "ÇED gerekli değildir." kararı verilmektedir. Yalnız şu uyarıyı yapmam lazım: "ÇED gerekli değildir." cümlesi, aslında "ÇED raporuna gerek yoktur." değil, Bakanlıkça değil, ilinde verilecektir manasına gelmektedir yani ilinde müracaat edilip oradan verilenlere "ÇED gerekli değildir." raporu veriliyor.

Trabzon Milletvekili Sayın Haluk Pekşen'in (6/317) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Bakanlığımız merkez teşkilatı önceki yıllarda kiralık binalarda hizmet vermiştir. Aynı şekilde Çevre ve Şehircilik il müdürlükleri ve Tapu Kadastro taşra birimleri bütçe imkânları dâhilinde yatırım programına alınmak suretiyle kendi binalarına kavuşmaktadırlar. Bina kiralamaları, metrekare maliyetleri de belirtilmek suretiyle Başbakanlıktan izin alınarak yapılmaktadır.

Sayın Vekilimiz istedikleri takdirde, listenin tamamı kendilerine kira bilgileriyle birlikte ulaştırılacaktır.

Trabzon Milletvekili Sayın Haluk Pekşen'in (6/325) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Uzungöl Özel Çevre Koruma Bölgesi'ni kapsayan, İller Bankası anonim şirketi tarafından hazırlanan Trabzon ili Çaykara ilçesi Uzungöl 1/5.000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ve 1/1.000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planı Bakanlığımızca onaylanmıştır. Söz konusu koruma amaçlı imar planının tamamı, Uzungöl Özel Çevre Koruma Bölgesi ve üçüncü derecede doğal sit alanının ve bir kısmı da Uzungöl Tabiat Parkı varlıkları sınırları içerisinde kalmaktadır. Bununla birlikte, söz konusu alanda tescilli yapılar ve koruma alanları bulunmaktadır. Bu planla, tabiat ve kültür varlıklarını korurken aynı zamanda turizmi sürdürülebilir hâle getirmek amaçlanmıştır. Bu amaçla, planlama aşamasında birçok araştırma yapılmış, tüm kurum ve kuruluşlardan gelen görüşler dikkate alınmıştır. Yapılan Uzungöl koruma amaçlı imar planında mevcut tarihî doku mümkün olduğunca korunmuştur. Bu amaçla yol genişlikleri, kat adetleri, imar ada şekilleri ve benzeri planlama koşulları mevcut, hâlihazır doku göz önünde bulundurularak planlanmıştır. Ancak Trabzon İdare Mahkemesinin 11/8/2016 sayılı Kararı'yla söz konusu planın yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/348) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Ulusal İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı su kaynakları yönetimi, tarım gıda güvencesi, ekosistem hizmetleri, biyolojik çeşitlilik ve ormancılık afet yönetimi ve insan sağlığı konularına odaklanılmış olup eylemlerin hayata geçirilmesine yönelik olarak ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından çalışmalar yürütülmektedir. Bu çerçevede, 2012-2013 yılları arasında TÜBİTAK iş birliğiyle İklim Değişikliğinin Etkileri ve Uyum Konusunda Farkındalığın Geliştirilmesi Projesi yürütülmüştür. Ülkemiz, Paris Anlaşması kapsamında, küresel iklim değişikliğiyle mücadele için 2030 yol haritasını belirlemiştir. Ülkemiz, hızla gelişen bir ekonomi olarak sera gazı emisyonlarını 2030 yılında yüzde 21'e kadar, artıştan azaltmayı hedeflemektedir. Ulusal katkımıza göre 2030 yılında 246 milyon ton, 2012-2030 yıllarında ise toplam 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonu önlenmiş olacaktır.

Adana Milletvekilimiz Sayın Elif Doğan Türkmen'in (6/351) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Kozan ilçesi kentsel atık sularının arıtıldığı atık su arıtma tesisi, stabilizasyon havuzu prensibinde çalışan bir doğal arıtmadır. Stabilizasyon havuzları, organik madde giderme, alg üretimi ve oksijen temini, koliform giderme ve nitrik asit madde giderme amaçlı biyolojik arıtma ünitesi olarak dünyada yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. 1996 yılında işletmeye alınan Kozan Atık Su Arıtma Tesisi, 100 bin eş değer nüfusa göre planlanmış 22 bin metreküp gün kapasitelidir. Adana Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz ve Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından Bakanlığımızca akredite edilmiş laboratuvarlara yaptırılan analizlerde, deşarj suyunun, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği sınır değerlerini sağladığı görülmektedir. Ayrıca, deşarj suyu direkt olarak sulamada kullanılmamaktadır. Deşarj, en yakın alıcı ortam olan Tabak Deresi'ne yapılmaktadır. Tabak Deresi, Mercimek beldesine yakın bir noktadan Ceyhan Nehri'ne bağlanmaktadır.

Yine, Adana Milletvekili Sayın Elif Doğan Türkmen'in (6/352) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Başbakanlık Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından Adıyaman ili Kâhta ilçesi Belediye Başkanlığına yüzde 100 hibeyle 1992 yılında ihale edilen Kâhta Kanalizasyon Arıtma Tesisi Projesi ve kanalizasyon inşaatı için 23/12/1992 yılında GAP İdaresi ile ihaleyi kazanan MEGASAN İnşaat Sanayii Ticaret AŞ'yle sözleşme yapılarak işe başlanılmıştır. 2009 tarihli, Başbakanlık GAP İdaresi Başkanlığınca çeşitli sebeplerden dolayı sözleşmenin tasfiye edilmesi ve projenin yeniden ihaleye çıkarılması yönünde karar alınmıştır. Gelinen noktada, Bakanlığımız ile Selçuk Üniversitesi arasında imzalanan protokol çerçevesinde yürütülen Ülke Genelinde Evsel/Kentsel Atıksu Arıtma Tesislerinin Mevcut Durumunun Tespiti, Revizyon İhtiyacının Belirlenmesi Projesi kapsamında Kâhta Belediyesi atık su arıtma tesisiyle ilgili durum belirlenmiş olup, atık su arıtma tesisinin mevcut hâliyle gereken deşarj standartlarını sağlayamayacağı belirtilmiş olup 18 milyon 279 bin 121 TL proje bedelli yeni bir atık su arıtma tesisinin yapılması için çalışmalar başlamıştır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/476) esas numaralı soru önergesinin cevabı: 6306 sayılı Kanun kapsamındaki alanlarda kalan yapılar ile riskli yapıların 2863 sayılı Kanun kapsamında olması durumunda ilgili kültür varlıklarını koruma bölge kurulunun görüşü alınarak uygulama yapılır. 6306 sayılı Kanun kapsamında Niğde ilinde "riskli alan" ilanı gerçekleştirilmiş olup söz konusu alanda yer alan tescilli ve Cumhuriyet Dönemi yapılara ilişkin herhangi bir yıkım kararı bulunmamaktadır; bununla birlikte, alan içerisindeki yapıların tahliye ve yıktırma işlemlerinin yapılması hususlarında Niğde Belediyesine de geçici olarak yetkilendirme verilmiştir.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/484) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Ülkemizde bulunan doğal sit alanlarının yeniden değerlendirme sürecinde ekolojik temelli bilimsel araştırma projeleri gerçekleştirilmekte, söz konusu proje sonuçlarına ilişkin idari işlemlerin tamamlanmasının ardından doğal sit alanlarının yeni kategorileri belirlenmektedir. Millî parklar, tabiat varlıkları, parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, sulak alanlar ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların tescil, onay ve ilanına ilişkin iş ve işlemler Bakanlığımızca yürütülmektedir. Doğal mağaraların ve doğal sit özelliği taşıyan jeolojik alanların tespiti, tescili ve korunmasına ilişkin araştırma yapılması, envanterinin oluşturulması, yönetilmesi ve korunması amacıyla Bakanlığımız ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında protokol yapılmıştır. Mutlak korunması gerekli hassas "zone" kullanımının yanı sıra yerleşim, sanayi, turizm gibi sektörleri kapsayabilen özel çevre koruma bölgelerinde bahsedilen sektörlerin hassas "zone" alanlarına etkilerini minimize etmek üzere her tür ve ölçekte plan onama ve denetim yetkisi Bakanlığımıza aittir.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/504) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Söz konusu olay, 27/6/2016 tarihinde Kızılca Deresi'ne, akış olmayan kısmına yapılan illegal deşarj neticesinde meydana gelmiştir. Dere içerisine deşarj edilen sıvı atıkların Niğde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüzce derhâl numune alınarak aynı gün Bakanlığımız çevre referans laboratuvarına gönderilerek karşılaştırma analizlerinin yapılması istenmiştir. Yapılan analiz sonucunda, deşarjı yapılan sıvı atığın uçucu organik bileşikler, petrol türevi maddeler, organik türde kimyasal maddeler olduğu tespit edilmiştir. Numunelerin yapılan analiz sonuçlarına göre Niğde'nin merkez ilçesi Kızılca Deresi'nden alınan numune ile Özbak Geri Dönüşüm Sanayii ve Ticaret Limited Şirketinden alınan numunelerin sonuçlarının örtüştüğü tespit edilmiştir. Emniyet Müdürlüğünce yapılan tahkikat neticesinde de deşarjı gerçekleştiren kişiler belirlenmiş olup söz konusu kişilerin, adı geçen firmada çalıştıkları tespit edilmiştir. Yapılan bu tespitler uyarınca, adı geçen firmaya Çevre Kanunu'na göre 2 milyon 148 bin 132 TL idari yaptırım cezası uygulanmış, ayrıca Türk Ceza Kanunu kapsamında da kovuşturma yapılması için cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/608) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Bakanlığımızca yapım çalışmaları yürütülen kamu kurum ve kuruluşlarına ait yeni binalarda yürürlükteki engellilere yönelik mevzuata uygun projelendirme yapılmakta olup mevcut kamu kurum ve kuruluşlarına ait binalarda talep edilmesi durumunda mevzuatı kapsamında gerekli incelemeler yapılarak yapılması gereken düzenlemeler ile ilgili proje ve yapım süreçleri il müdürlüğümüzle koordineli yürütülmektedir. Fiziksel çevre koşullarına ilgili idarelerce plan ve yapılaşma aşamasında engellilerin erişilebilirliğinin sağlanması gerekmektedir. Sadece 2016 yılı içerisinde şikâyete konu 382 adet yapı veya inşaatta mevzuat hükümleri kapsamında ilgili idarelerce imar denetimi yapılması talimatlandırılmıştır. Diğer taraftan yol, kaldırım gibi umuma açık mahallerde her türlü ulaşımı ve erişimi zorlaştıran unsurların giderilmesi için bütün valilik ve belediyeler de talimatlandırılmıştır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/665) esas numaralı soru önergesinin cevabı: KPSS 2016/1 yerleştirme sonucuna göre Bakanlığımız emrine yerleştirilenlerden 2/10/2017 tarihi itibarıyla güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması işlemleri sonuçlananlardan 56 kişinin atamaları yapılmış olup 1 kişinin güvenlik soruşturması işlemleri devam etmektedir. Başka kurumlarda çalışan 2 kişinin, kurumlarınca muvafakat verilmediğinden atamaları yapılamamıştır, 5 kişi, atanma hakkından feragat etmiştir, 3 kişi de müracaatta bulunmamıştır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/682) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Devlet Su İşleri 4. Bölge Müdürlüğü tarafından dâhilinde yapımı devam eden Niğde İl Merkezi Taşkın Koruma İkmal İnşaatı işi 5/8/2016 tarihinde ihale edilmiş olup sözleşme 18 milyon 860 bin TL bedelli olarak 9/1/2017 tarihinde imzalanmıştır. İş yeri teslimi ve işe başlanması 10/1/2017 olan mevzubahis işin bitim süresi de 26/12/2017'dir.

2/10/2017 tarihi itibarıyla Kızılca Tabakhane Deresi'nde 2.377 metre çift taraflı kârgir duvar inşaatları ile 2.105 metre çift taraflı beton duvar imalatları tamamlanmıştır. Blokaj ve taban betonu çalışmaları eş güdümlü olarak devam ettirilmekte olup korkuluk imalatları devam etmektedir. 6 adet prefabrik menfezin de yapımına başlanmıştır. Kaya Deresi inşaatının 430 metre çift taraflı kârgir duvar imalatları, taban betonu ve korkuluk imalatları tamamlanmış olup 2 adet prefabrik menfez yapımı tamamlanmıştır. Söz konusu iş, süresinde tamamlanacak olup fiziksel gerçekleşme yüzde 85'tir. Tesis tamamlandığında, Kızılca Deresi'nde Niğde-Bor kara yolundan tarihî Sarıköprü'ye kadar olan kısım, taşkın risklerinden korunmuş olacaktır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/693) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Ülkemiz, çok önemli çevre anlaşmalarına imza atarak çevrenin korunması ve iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında küresel sorunlara hiçbir zaman sessiz kalmayacağını göstermiştir. 2004 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne, 2009 yılında Kyoto Protokolü'ne taraf olmuştur. 2010 yılında Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi'ne, 2011 yılında Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı'nı ve İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı'nı yayımlamıştır. 21 Nisan 2016 tarihinde Paris Anlaşması'na imza atmıştır. Ülkemiz, küresel iklim değişikliğiyle mücadele için Paris Anlaşması kapsamında 2030 haritasını da belirlemiştir.

Ülkemiz, hızla gelişen bir ekonomi olarak, sera gazı emisyonlarını 2030 yılında yüzde 21'e kadar, artıştan azaltmayı hedeflemektedir. Ulusal katkımıza göre 2030 yılında 246 milyon ton, 2012-2030 arasında ise toplam 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonu önlenmiş olacaktır.

Adana Milletvekili Sayın Zülfikar İnönü Tümer'in (6/722) esas numaralı soru önergesinin cevabı: 81 ilimizin tamamında kentsel dönüşüm uygulamaları yapılmaktadır. 6306 sayılı Kanun kapsamında 52 ilimizde 216 adet riskli alan, yine, 6306 sayılı Kanun kapsamında 25 ilimizde 76 adet rezerv yapı alanı, 5393 sayılı Kanun kapsamında 28 ilimizde 116 adet kentsel dönüşüm, gelişim proje alanı, 5366 sayılı Kanun kapsamında 5 ilimizde de 9 adet yenileme alanı ilan edilmiştir. Toplamda arkadaşlar, değişik adlarla da olsa dönüşüm alanları sayısı Türkiye'de 417'dir yani.

Adana ilimizde 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun kapsamında Ceyhan ilçesi Türlübaş, Konakoğlu, Kaltakiye, Aydemiroğlu, Civantayak mahallelerinde 1 adet alan; Çukurova ilçesi Belediye Evleri Mahallesinde 1 adet alan; Seyhan ilçesi Fatih, 2000 Evler, İsmetpaşa mahallelerinde 3 adet alan; Yüreğir ilçesi Cumhuriyet, Koza ve Yeşilbağlar, Köprülü mahallelerinde 3 adet alan riskli alan olarak ilan edilmiştir. Riskli alanlarda dönüşüm çalışmalarını gerçekleştirmek üzere Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Ceyhan, Çukurova, Seyhan ve Yüreğir belediye başkanlıkları geçici olarak yetkilendirilmiştir. Dönüşüm kapsamındaki iş ve işlemler, geçici olarak yetkilendirilen belediye başkanlıkları tarafından yürütülmektedir. Ayrıca, Seyhan ilçesi Fatih mahallesinde 1 adet alan; Yüreğir ilçesi Karşıyaka, Koza, Yeşilbağlar mahallelerinde 2 adet alan rezerv yapı alanı olarak belirlenmiştir. Rezerv yapı alanlarında uygulama çalışmaları gerçekleştirmek için Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Yüreğir Belediye Başkanlığı geçici olarak yetkilendirilmiştir. Bu kapsamdaki iş ve işlemler, geçici olarak yetkilendirilen belediye başkanlığı tarafından yürütülmektedir.

Diğer taraftan, 5393 sayılı Belediye Kanunu uyarınca ilgili idarelerce Bakanlar Kuruluna sunulmak üzere Bakanlığımıza iletilen Kozan ilçesi Mahmutlu ve Yarımoğlu mahallesinde 1 adet; Seyhan ilçesi Barbaros, Bey, Döşeme, Mestanzade, Şehit Duran ve Yenibey mahallelerinde 3 adet alan, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilmiştir; söz konusu alanlarda ilgili belediye başkanlıkları da uygulamayı yürütmektedirler.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/749) esas numaralı sözlü soru önergesinin cevabı: Aladağlar Millî Parkı sınırları içerisinde göknar ağaçlarında meydana gelen kurumalar için Kayseri Orman Bölge Müdürlüğüyle Orman ve Su İşleri Bakanlığı 7. Bölge Müdürlüğü arasında imzalanan protokol çerçevesinde ağaçların zayıflamasına sebep olan ökse otu toplattırılmış ve 30 adet feromon tuzağı asılarak ağaçların kurumasına sebep olan göknar kabuk böceğiyle mücadele edilmektedir. Bu mücadeleler iki yıldan beri uygulanmakta olup kurumalar tamamen bitene kadar da artırılarak devam edecektir.

Özel mülkiyete konu alanlarda bulunan karaağaçlar, mikroskobik boyuttaki bir mantarın yol açtığı "karaağaç hastalığı" denilen ölümcül bir hastalıktan çok etkilenmekte olup mücadele edilmesine rağmen hastalık tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tam olarak önlenememiştir.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/786) esas numaralı sözlü soru önergesinin cevabı: Yönetmeliğe göre, yıkım çalışmasına başlanılmadan önce yıkım faaliyetini gerçekleştirecek kişi, kuruluş veya firmaların mücavir alan sınırları içerisinde ilgili belediyeye, dışında ise mahallin en büyük mülki amirine başvurarak yıkım izni almaları zorunludur.

Yıkımı yapılacak yapıların içlerindeki geri kazanılabilir malzemelerin öncelikle ayrıştırılması ve geri kazanılması esastır. Bu çerçevede kapı, pencere, dolap, taban ve duvar kaplamaları, döşemeleri ve yalıtım malzemeleri gibi inşaat malzemeleri ile tehlikeli atıklar yıkımı yapılacak yapılardan ayıklanır ve ayrı toplanması; yıkım işlemleri sırasında gürültü, toz ve görüntü kirliliğiyle ilgili olarak yönetmelikte ayrıca belirtilen tedbirlerin alınması zorunludur.

Çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumak amacıyla, asbest içeren malzemelerin kullanıldığı binaların yıkımı, sökümü, tamiratı ve tadilatı sırasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan mevzuata uyulması da gerekmektedir.

Ayrıca, Bakanlığımız, 1993 yılından itibaren çevre ve insan sağlığının korunması amacıyla asbest kullanımıyla ilgili yasaklama ve kısıtlama çalışmalarını yürütmektedir. Bu çalışmalar, aşamalı olarak tüm asbest içeren ürünlerin üretimine ve bu ürünlerin piyasaya arzının yasaklanmasına ve kısıtlanmasına yönelik olarak yapılmıştır.

Son olarak, 2010 yılında asbest lifleri ve kasıtlı olarak eklenen bu lifleri içeren eşyaların imalatı, piyasaya arzı ve kullanımı da tamamen yasaklanmıştır.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Bakan, asbestli borularla içme suyu gidiyor hâlâ. Çoğu yerde asbestli borular kaldırılmadı.

MELİKE BASMACI (Denizli) - Hâlâ, Denizli dâhil. Denizli, Acıpayam, Yazır dâhil.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İller Bankasına sordum, "var" dedi.

MELİKE BASMACI (Denizli) - Yeni döşeniyor, geçen hafta gördüm daha.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Şöyle Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri; ilçelerde, illerde ve beldelerde altyapı yapma işi, bir taraftan SUKAP projesi kapsamında belli nüfusun altındakilerin yüzde 50'si hazineden bağış, hibe olarak, diğer taraftan İller Bankasından kredilendirilerek yapılmaktadır. Ancak bütün belediye başkanı arkadaşlarımızın aynı duyarlılıkta olup, başka türlü işleri bırakarak önce eğer hakikaten asbestli su borusu varsa...

MELİKE BASMACI (Denizli) - Var.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - ...insan olarak, sorumluluk taşıyan bir adam olarak önce koşup buraya gelmesi lazım. Öyle bir adam varsa lütfen gelsin.

MELİKE BASMACI (Denizli) - Size gönderelim mi Sayın Bakan?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Yani geriden yuvarlak bir şekilde söylemenin bir manası kimseye yok.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Hükûmet de müdahale etsin.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Asbestli su borusu hâlâ bir belediye başkanının beldesinde var ve insanlara su veriyorsa o belediye başkanını Allah ıslah etsin.

MELİKE BASMACI (Denizli) - Ya geçen hafta döşendiyse...

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

MELİKE BASMACI (Denizli) - Geçen hafta döşendiyse size gönderelim mi Sayın Bakan?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karşılıklı konuşmayalım lütfen.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Gönderin, hakikaten, kimse o arkadaş gelsin ben yardımcı olayım ona. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MELİKE BASMACI (Denizli) - Denizli Acıpayam Yazır kasabası...

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Ona ben yardımcı olacağım, söz veriyorum herkesin huzurunda. Şu anda zaten İller Bankasında krediler bir tek su, kanal vesaireye veriliyor. O yüzden, arkadaşlarımızdan kimin varsa sıkıntısı gelsin, ben bekliyorum.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/793) esas numaralı sözlü soru önergesinin cevabı: Bakanlığımız görev alanları dâhilinde değerlendirilen projelerden kamu yararı kararı gerekçesiyle ÇED raporu aranmayan veya gerekli görülmeyen proje bulunmamaktadır. Bununla birlikte, kamu yararı kararı alınan projelerde de ÇED Yönetmeliği kapsamında gerekli iş ve işlemler yerine getirilmektedir. Diğer taraftan, ÇED sürecinin uygulanmasına ilişkin yasal yükümlülükler ÇED Yönetmeliği kapsamında düzenlenmiş olup Bakanlığımıza veya çevre ve şehircilik il müdürlüğüne yapılacak başvuruyla tüm projeler için proje bazında herhangi bir ayrım gözetilmeksizin yönetmelikle belirlenmiş hükümlere uyulması yasal bir zorunluluktur. Dolayısıyla hiçbir ÇED raporunun mahkeme kararıyla yok sayılması ve projelerin bu şekilde faaliyete geçmesi de mümkün değildir.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/795) esas numaralı sözlü soru önergesinin cevabı: Türkiye'de hava kalitesi, şu anda 249 sabit, 4 adet mobil hava kalitesi ölçüm aracıyla günde yirmi dört saat süreyle ve saatlik sonuçlarla izlenmektedir. Isınma kaynaklı başlıca hava kirleticileri olan partikül madde ve kükürtdioksit 81 ilde 223 noktada ölçülmektedir. Hava kalitesinin daha az belirsizlik ve daha çok parametrede ölçülebilmesi açısından hava kalitesi ölçüm istasyonu sayısının 330 olması hedeflenmektedir. AB direktifleri 2008 yılında ulusal mevzuata aktarılmıştır. 2008 yılından beri hava kalitesi sınır değerleri kademeli olarak azaltılmaktadır. Partikül madde ve kükürtdioksit parametreleri için AB sınır değerlerine 2019 yılında ulaşılacaktır. Ayrıca hava kalitesi ölçüm sonuçlarına göre topoğrafik durumu, meteorolojik koşullar, kirletici kaynaklarda meydana gelen değişimlere bağlı olarak saatlik, günlük ya da aylık olarak sürekli değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle "en kirli" ya da "en temiz iller" şeklinde sıralama yapmak söz konusu işin tekniği açısından doğru ve güvenilir bir yaklaşım olmadığından böyle bir sıralama Bakanlığımızca da yapılamamaktadır. Ancak Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği çerçevesinde yayımlanan 2013/37 sayılı Bakanlığımız genelgesi kapsamında illerimizden hava kalitesini iyileştirmeye yönelik eylemlerin yer alacağı temiz hava eylem planlarını hazırlayarak Bakanlığımıza göndermeleri talep edilmiştir. Bu kapsamda temiz hava eylem planları Bakanlığımıza ulaştırılmıştır. Eylem planları kapsamında illerde kirliliğin kaynağında azaltımına ve hava kalitesinin korunmasına yönelik eylemler belirlenmiş olup süreç Bakanlığımızca takip edilmekte ve periyodik olarak izlenmektedir. Çalışmalar taşra teşkilatımız koordinasyonunda hem yerel yönetimler hem de mahalli çevre kurulları aracılığıyla ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği hâlinde yürütülmektedir.

Evet, Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer'in (6/821) esas numaralı sözlü soru önergesinin cevabı: Burada sabırla bizi dinleyen milletvekillerine müjde olsun, son cevap arkadaşlar.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Keyifle dinliyoruz Sayın Bakan.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Okurum, bir daha baştan başlarım Mahmut Bey.

Kentlerde yapılan kat yükseklikleri imar planı kararıyla belirlenmektedir. Çevre düzeni planlarında yerleşmenin gelecekteki nüfus projeksiyonu öngörülmektedir. Çevre düzeni planlarına uygun olarak yapılan nazım imar planlarında ise nüfus yoğunlukları belirlenmektedir. Planlarda nüfus yoğunluğu, alanın ve bölgenin özelliğine, coğrafyasına, ekonomik ve sosyal gelişimine, dokusuna, risklere ve diğer özelliklerine göre oluşmaktadır. Bunun için bölge veya alan kapsamında araştırma, etüt ve veriler elde edilmektedir. Uygulama imar planlarında da belirlenen nüfus yoğunluğuna göre kat yükseklikleriyle ilgili kararlar alınmaktadır. Uygulama imar planlarında alanın özelliğine göre bazı yerler az katlı, bazı yerler de çok katlı öngörülmektedir. Uygulama imar planlarının bazılarında ise emsal verilerek, yüksekliği serbest bırakılmak koşuluyla, kat yüksekliği ruhsat aşamasında belirlenmektedir. Yapıların yüksekliklerine genel olarak herhangi bir kısıtlama getirmek yerine, yukarıda belirtildiği gibi imar planlarıyla yapı yüksekliklerinin belirlenmesi alanın özelliği açısından daha uygun olacaktır. Ancak Bakanlığımızca yayınlanan yönetmeliklerde yatay yapılaşmayı özendiren hükümler vardır. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin "İmar planı değişiklikleri" başlıklı 26'ncı maddesinde, plan değişikliğiyle plana verilen kat adedinin veya bina yüksekliğinin artırılması hâlinde karşılıklı bina cepheleri arasında asgari mesafe koşulu getirilmesi öngörülmektedir. Bu hükümle, kat yüksekliğini artıran plan değişiklikleri sınırlandırılmıştır.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bir yerde 5 katlı, bir yerde 55 katlı binalar var Sayın Bakanım, özellikle İstanbul'da.

BAŞKAN - Sayın Yedekci, lütfen...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Niğde'de bile 16 kat.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Kişiye özel imar veriliyor. Nasıl oluyor bu işler? Hiç bunlara cevap vermiyorsunuz Sayın Bakanım.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Şimdi vereceğim, sürem var.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Hadi, bekliyoruz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Niğde'de bile 16 kat oldu Sayın Bakanım.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Bu hükümle, kat yüksekliğini artıran plan değişiklikleri sınırlandırılmıştır.

Ayrıca, aynı maddede genel olarak, kat adedi veya bina yüksekliğini artıran imar planı değişikliklerinin, yörenin yerleşim yerleri, dokusu ve kimliği dikkate alınmak suretiyle, şehrin veya alanın yakın çevresinin silüeti, yapıların güneşe göre cephesi ve yönlenmesi özelliklerini olumsuz yönde etkilememesi esas alınarak yapılması öngörülmüştür.

Değerli Başkanım, benim cevaplarım bunlar ama vaktim olduğu için sadece arkadaşlarımızın sorduğu bir soruya da burada cevap vererek huzurlarınızdan ayrılmak istiyorum.

Şimdi, imar planlarının yapılması hususunda 1/100.000'liklerin yapılması Bakanlığımıza ait. 1/100.000'liklerden kasıt nedir? Belki de ilgisi olmayan arkadaşların sadece öğrenebilmesi açısından söylüyorum, planın ana karakterleri, nerenin konut olacağı, nerenin tarım alanı olduğu, nerenin ticaret alanı olabileceği, nerede ne kadar nüfus yoğunluğunun yer alabileceği gibi ana plan kriterleri bizim Bakanlığımız tarafından belirlenir. Bu planlar daha sonra ilgili şehirlerin meclisine gönderilir. 1/5.000'likleri büyük şehirlerde büyükşehirler yapar ama bizim 1/50.000'lik ve 100.000'liklere uygun olarak yaparlar. Yani bizim tarım alanı olarak belirlediğimiz bir yeri onların konuta açma imkânları yok veyahut da tersini yapma imkânları da yok. Ana planlamaya karakter olarak aykırı düşecek bir planlama yapamazlar. Ben kuralları söylüyorum sadece, bunların ara ara delindiğine de şahit oluyoruz da...

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Biz uygulamaları soruyoruz Sayın Bakan.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Sizin şikâyetçi olduğunuz konulardan ben de şikâyetçiyim. Müsaade ederseniz, söyleyeyim ben.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Üsküdar Kirazlıtepe ne olacak Sayın Bakanım?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Onu da söyleyeyim, peki. Olur, olur efendim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Gaziosmanpaşa'yı da söylerseniz.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Sonra 1/1.000'likler ilçelere gider. 1/1.000'likler ilçelere gittikten sonra ilçeler de, 1/1.000'likler yapılırken onlar da 1/5.000'liğe aykırı düşmemek üzere plan yaparlar. Arada git geller olur, itirazlar olur; nihayetinde, en sonunda 1/100.000'liklere herkes uymak zorunda kalır. Ancak -Bakanlık olarak- bir Bakan olarak ben en azından iki senedir herhangi bir şehre gidip de resen bir plan yapmıyorum, eline tapusunu alıp gelen insanların tapusunu eline tutuşturup geri gönderiyorum. Sadece riskli alan ilan ettiğimiz yerlerde, kentsel dönüşüm alanlarında yetki bizde olduğu için, çevrenin imarını aşmayacak şekilde, oradaki riskli yapıları da dönüştürebilecek şekilde bir planlamaya gidiyoruz. Çoğu zaman da ilgili belediye başkanı arkadaşlarımızdan emsalleri de sorarak yapıyoruz.

Burada yetki kimde? Büyükşehir meclisinde, ilde, ona bağlı olan ilçelerde. Orada meclis üyeleri, kendi şehirleriyle ilgili, eğer yüksek katlı yapmak istiyorlarsa ona kendileri karar veriyorlar ama konut alanları içerisinde karar veriyorlar.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - 6306 sayılı Kanun'la belediyeleri baypas ettiniz ya Sayın Bakanım.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Bunu tek tek incelemek lazım. Yani, bir yerde eğer hakikaten 5 katlılar var da birisi 15 katlı dikilmişse...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Öyle dikildi Niğde'ye.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - ...oradaki vatandaşın kendi belediyesine dönüp "Ne iş arkadaş?" diye sorması lazım, çok açık olarak ifade ediyorum ben bunu.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sayın Bakanım, 6306 sayılı Kanun'la belediyeleri baypas ettiniz.

BAŞKAN - Sayın Yedekci...

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bakanlık olarak siz veriyorsunuz kat yüksekliklerini.

BAŞKAN - Sayın Yedekci, lütfen... Usule uygun... Bakın, ikaz ediyorum sizi ama dinlemiyorsunuz ve usule aykırı bir tavır içindesiniz. Lütfen...

Buyurun Sayın Bakan.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Bu konularda fikir teatisinde bulunmak üzere değerli arkadaşlarımızı ben her zaman Bakanlığa bekliyorum. Bir tane bizim Bakanlıktan usule aykırı olarak gönderilen, hiçbir şekilde kanuni olmayan, rant sağlayan bir yükselti verildiğini kimse gösteremez; çok net söylüyorum bunu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Kirazlıtepe'yi de bir anlatabilir misiniz Sayın Bakan, Üsküdar Kirazlıtepe...

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Kirazlıtepe, İstanbul'da Fikirtepe, Armutlu, bunun dışında birçok alanda kentsel dönüşüm projeleri takip ediliyor. Aslında, doğrusu, o ilin büyükşehir belediyesi ve ilgili ilçe belediyesinin oturarak oradaki vatandaşlarla...

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bizimki istifa etmiyor.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Gülay Hanım, ne olur ya, durun ya, sohbet ediyoruz ya. Vallahi bir şey anlamıyorum söylediğinizden, kusura bakmayın da. Cevap vereceğim ama anlamıyorum ki cevap vereyim.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Şöyle diyorum, niye anlamıyorsunuz Sayın Bakanım...

BAŞKAN - Sayın Bakan...

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - İnsanların mülkiyet hakları gasbediliyor diyorum, niye anlamıyorsunuz?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Ya, şu Fikirtepe'yi, Kirazlıtepe'yi soruyor Mahmut Bey, onu anlatıyorum. Siz niye karıştırıyorsunuz ya?

BAŞKAN - Sayın Bakan, bir konuya açıklık getirmek istiyorum: Şu aşamada eğer sorulara vereceğiniz cevaplar bittiyse size sadece yazılı soru veren sayın milletvekillerimiz soru sorabilir.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Sadece iki cümle söyleyip ayrılıyorum efendim, bitti benimki.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Kirazlıtepe önemliydi Başkanım, özür diliyorum.

BAŞKAN - Sadece onlar soru sorabilir.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Evet, İstanbul'un birçok yerinde yapılan dönüşümlerde ve Türkiye'deki dönüşümlerde benim temel prensibim şu: Dönüşüm esas. Deprem ülkesiyiz, hazırlık yapmalıyız. Bunun için de ben sanki başımı koydum, her alanda uğraşıyorum, savaşını da veriyorum. Gidip Bakanlık olarak bire bir proje ortağı olarak, çözüm ortağı olarak girdiğim yerler oluyor. Bunları niye yaptığımı hepiniz biliyorsunuz zaten.

Birkaç temel prensibim var; bir: Yerinde dönüşüm esas. Vatandaşın evini yıkıyorsak eğer oradan vermek esas; iki sokak bu taraftan, iki sokak öbür taraftan, fark etmez.

İkincisi: Orada bir vatandaşın eğer evi varsa her birini ev sahibi yapabilmek için çırpınıyorum. Ufak tefek borçlandırmalar olabilir, ufak tefek, yerine göre, arsasına göre, üstündeki binaya göre değerlendirmelerde borçlandıracağımız alan bulunabilir ama benim şahsi olarak ve temsil ettiğim Bakanlığın da şu andaki temel prensibi, ikinci prensibi de, evi yıkılan herkesi ev sahibi yapmak prensibi.

Kirazlıtepe'yi de yakından takip ediyorum. Daha önceden gelişmiş bir ortam var. Oradaki insanların bir kısmının arsası olmadan 3 katlı, 4 katlı ev yaptıklarına şahidiz. Hiç arsa yok kendinde. Bakın, arsa hazinenin, mülkiyet hazinenin, 4 katlı ev yapmış, 4 kardeş oturuyor. Veyahut da zeminde 30 metre yeri var ama 100 metreden 3 kat ev yapmışlar, oturuyorlar. Veyahut da bir vatandaş gelmiş, 500 metre arsası var, üzerine bir tane ev yapmış, oturuyor. Şimdi, bu adamlara hangi kriterlere göre ev vereceksiniz? Birisi işgalci, 4 katlı; birisi 30 metrenin yerine 100 metre yapmış, işgalci, 4 kat evi var; birisi, 500 metre arsası var, üzerinde bir tane evi var.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sorun ne biliyor musunuz?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Bunların bütün kriterlerinin tek tek belirlenip doğru ve adaletli şekilde şahıslara evlerini verebilme hususunda büyük bir gayret var. Oradaki en çok niza çıkaran grup... Vatandaşı suçlamak için söylemiyorum, onlarla ben oturdum, görüştüm, yine gidip görüşeceğim, biraz önceki söylediğim prensipleri de uygulamaya çalışacağım, yani kimin evi yıkılıyorsa oradan ev sahibi etmeye çalışacağım, ayrı bir şey. Ancak vatandaş diyor ki: "Ben hazineye de yapsam, burada 4 katım var benim. İşgalciyim ama evimi vereceksin." En çok niza da oradan çıkıyor.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Onu demiyor. Sayın Bakanım, diyor ki: "Fikirtepe'de sen metrekaresine 11 bin TL veriyorsan, benim Kirazlıtepe Boğaz manzarası, deniz görüyor, bundan daha fazla vermen lazım. Fikirtepe deniz görmüyor." Çünkü Kirazlıtepe'de 3.500 TL veriyor.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Mahmut Bey, şöyle, oradaki gelişmeleri yakından takip ediyorum.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Peki, birlikte toplantıya gidebiliriz, bakın, ona da varım.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Devamla) - Herkesi ev sahibi yapmaya gayret ediyorum. Gelin, özel sohbette görüşelim. Meclisin huzurunu fazla işgal etmeyelim.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)