GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:10.10.2017

MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, 10 Ekim katliamında yaşamını yitiren bütün canları saygıyla anıyorum. Türkiye tarihine, cumhuriyet tarihine kara bir leke olarak geçen bu katliamın perde arkasındaki ilişkilerin açığa çıkartılmasını diliyorum.

Değerli arkadaşlar, 12'nci maddede yine bu kanunun özünde, ruhunda olduğu gibi işçi aleyhine bir düzenleme var. Bu çerçeve tasarıda işe iade davalarında mahkeme işçinin işe başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat, çalıştırılmadığı süre için dört aylık ücret ve diğer hakları belirliyor mevcut düzenlemeyle. Dolayısıyla bu parasal hakların hesaplanmasında işçinin emsallerinin davanın kesinleştiği tarihte aldıkları ücretler esas alınarak hesaplanıyordu.

Değerli arkadaşlar, getirilen bu düzenlemeyle söz konusu tazminat, ücret ve diğer hakların dava tarihindeki ücret esas alınarak belirlenmesi hükmü getiriliyor. Örneğin, işe iade davasında taraflar ara bulucu aşamasında anlaşamayıp mahkemeye giderse ve karar da yıllar sonra kesinleşirse işçiler parasal haklarını yıllar önceki ücreti üzerinden alacaklar; yine işçi aleyhine bir düzenleme.

Değerli arkadaşlar, yasalar yapılırken referanslar alınır ve gerekçelerinde de bu referanslar belirtilir, gösterilir. Şimdi, bu kanun tasarısında bu tasarıyı hazırlayanların gerekçe olarak gösterdiği birkaç yasadan söz edeceğim, birkaç ülkeden söz edeceğim; bakın, özellikle bu zorunlu ara buluculuk konusunda. Şimdi, bu okuyacağım ülkeler tasarıda gerekçe olarak Hükûmetin gösterdiği referanslar. Şimdi, İngiltere'de ara bulucuya başvurulması bir dava şartı olarak öngörülmemiş olmakla birlikte Fransa'da iş mahkemesine başvuru yapıldıktan sonra uyuşmazlık ara bulucuya yönlendirilmekte, Avusturya'da iş hukukunda ara bulucuya başvurulması kural olarak zorunlu olmamakla birlikte özendirilmekte, Hollanda'da ara buluculuğa başvuru zorunluluğu olmamakla birlikte bir yöntem olarak işçi açısından teşvik edilmekte.

Bakın, bunları gerekçe olarak siz gösteriyorsunuz ve hiçbirinde de ara buluculuk zorunlu ve dava şartı değil. Hele, bakın, İtalya'da referans olarak şunu göstermişsiniz, İtalya'da diyor ki: Bankacılık, finans ve sigortacılık, iş yeri kirası, kredi sözleşmeleri, kat mülkiyeti, kamusal yollarla yapılan hakaret, aile arasındaki sözleşmeler, tıbbi uygulama hatası ve doktorların sorumluluğundan doğan tazminat, miras, ortak mülkiyet, gayrimenkul, mal paylaşımı, kira sözleşmeleri bunların tamamında ara buluculuk şart ama işçi haklarıyla ilgili, iş davalarıyla ilgili ara buluculuk olayı isteğe bağlı. Neden? Çünkü o bahsettiğim bütün o hukuk alanı özel hukuk alanı. İş hukuku bir anlamda sosyal hukuk alanı, İtalya'da bunu ayırmışlar. Bütün hemen hemen her konuda ara bulucular zorunlu getirilmiş ancak iş uyuşmazlıkları yönünden ihtiyari getirilmiş.

Peki, değerli arkadaşlar, bu kadar gözüne batıra batıra işçi aleyhine bir düzenleme yapmanın ne gereği var? Bunu neden yapıyorsunuz? Sadece işverenlerin isteğine dayalı iş hukuku alanındaki bir düzelme iş yaşamında barışı sağlayabilir mi?

Değerli arkadaşlarım, gerçekten ivedilikle bunun tekrar çekilmesi, -her iki tarafı da, işçiyi ve işvereni de- Komisyonda çalışma yaşamında barış sağlayacak şekilde yeni bir düzenlemenin yapılması şarttır.

Artık, gözünüzü, kulağınızı işçiye, emekçiye verin derim, hepinizi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.