GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 13 Ekim Ankara'nın başkent oluşunun 94'üncü yıl dönümüne, 12 Ekim 1979'da silahlı saldırı sonucu şehit olan Zeki Şireli'ye, bütün ülkücü şehitlere ve vatan savunmasında şehit olan bütün güvenlik kuvvetlerine Allah'tan rahmet dilediğine, üniversiteye giriş sınav sisteminin değiştirilmesine ve bu yanlıştan dönülmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:12.10.2017

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yarın 13 Ekim 1923, Ankara'nın başkent oluşunun 94'üncü yıl dönümü, ben bunu kutluyorum.

Ayrıca, bugün 12 Ekim ve 12 Ekim 1979'da yani bundan tam otuz sekiz yıl önce Zeki Şireli, Bursa Eğitim Fakültesi son sınıf öğrencisi, memleketi Malatya'da ailesinin yanına gelmişti. Gece saat 23.00 sularında Şehit Fevzi Mahallesi'nde bulunan evinin önünde silahlı saldırı sonucu şehit olmuştur. Ben, bu vesileyle Zeki Şireli'ye, bütün ülkücü şehitlerimize ve vatan savunmasında şehit olan bütün güvenlik kuvvetlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.

Bugün Ankara'da bir kız kaçırma olayı neticesinde ortaya çıkan silahlı çatışma sonucu bir polis memuru şehit olmuştur. Ben bu şehidimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Katil zanlısı sanırım yakalandı, kendisinin de en ağır şekilde cezalandırılmasının uygun olacağını düşünüyorum.

Şimdi, Sayın Başkan, bugün YÖK Başkanı üniversiteye giriş sınav sisteminin değiştirildiğini açıkladı. Tabii, sistem değişikliği zaman içerisinde olabilir, onu anlayışla karşılarız ama bu kadar sık olması tabii hiçbir şekilde anlaşılır değil. Yani, 2006 yılında AKP hükûmetleri geldiğinde bir sistem değişikliği yapmış, 2010 yılında tekrar tek sınav sisteminin ne kadar kötü olduğu o gün konuşuldu edildi, ikili sınav sistemine geçildi; bugün, şimdi, ikili sınav sisteminin çok kötü olduğu söylenerek tek sınav sistemine geçildiği ifade ediliyor. Bir defa, bu işin yapılış şeklinde bir hata var. Sayın Cumhurbaşkanı kalkıyor, bir televizyon programında "Ben TEOG'u kaldırdım." diyor. Kaldırdığı sistemin yerine ne getireceğini şu anda hâlâ otoriteler tartışıyor, eğer onlara otorite demek mümkünse. Yani, zaten böyle bir sistemi, bir anda, bir Cumhurbaşkanı bunu bu şekilde söylediği anda yani Başbakan, Millî Eğitim Bakanı ve millî eğitimle ilgili herkesi aslında çizmiş oluyor; bunu da görmek lazım. Şimdi, hâlâ TEOG'da ne getirileceği belli değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - YÖK'ten bir açıklama yapıldı, o akşam "Üniversite sınav sistemi de değişecek." denildi, bugün YÖK Başkanı bu çerçevede bir değişiklik açıkladı. Bir defa, ne olursa olsun, ister iyi olsun ister kötü olsun, bu tür meselelere bir istikrar kazandırmak lazım, bir şeyi ısrarla uygulamak lazım. Yaklaşık 2 milyon öğrenciyi ilgilendiren konuda paldır küldür bir karar almak ciddi ölçüde belirsizlik yaratıyor, bunu bir görmemiz lazım.

Şimdi, tek günde yapılacak. Güya "İki sınavdan kurtarıyoruz." diyoruz fakat tek güne iki sınav konuluyor. Şimdi, kırsalda olan öğrenciler var. Ben bunu yaşamış birisiyim yani sabahleyin erkenden kalkacak, bu çocuk sınav merkezine gidecek. Bu çocuk uykusuz, o gece uyuyamamış olacak, karnı aç olacak. Sabahleyin bir sınava girecek, hadi öğleden önceyi tolere edebilir uykusuz da olsa, esas öğleden sonra ikinci sınava girecek. Öğle arası bu çocuklar ne yiyecek? Çünkü bunların birçoğu evinden uzakta olacak yani bunların hepsini düşünmek lazım, uzak mesafeden gelen insanları düşünmek lazım, yalnız başına gidenleri düşünmek lazım.

Şimdi, birinci sınavda barajı aşanlar ikinci sınava girecek. Bir saat içerisinde sınav sonuçları belli olmayacağına göre ne olacak?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Çok affedersiniz, hemen bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Birinci sınav sonucu açıklanmadan öğrenci kendi kanaatine göre "Ha, benim birinci sınavım iyi geçti, birinci sınavı geçmiş olabilirim, ikinci sınava girerim." diyecek, bu şekilde bir sınava girecek. Böyle bir rezalet görülmedi. Ya, buna bir bakmak lazım, bu yanlıştan vazgeçmek lazım. Yani zaten bir içerik değişikliği yok, yapılan değişiklik şekilsel bir değişiklik. Yani şekilsel değişiklik yapıldıkça da daha kötü şeyler yapılıyor. Ha "İçerik değişikliği var." deniliyorsa o zaman millî eğitim gibi bir sistemde bu kadar çok içerik değişikliği olmaz. Nereden bakarsanız bakın yapılan yanlıştır, bu yanlıştan dönülmesi lazım, öğrencilerimizi daha fazla tedirgin etmeyelim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkürler.