GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Başbakanlığın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21/7/2016 tarihli ve 1116 sayılı Kararı'yla ülke genelinde ilan edilen ve 17/7/2017 tarihli ve 1154 sayılı Karar'ı uyarınca devam etmekte olan olağanüstü hâlin, 19/10/2017 Perşembe Günü Saat 01.00'den geçerli olmak üzere üç ay süreyle uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/1199) münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:9
Tarih:17.10.2017

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; olağanüstü hâlin üç ay daha uzatılmasını öngören Bakanlar Kurulu kararı hakkında Hükûmetimizin görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınızdayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında öncelikle Şırnak'ta meydana gelen göçükte hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Demin 7 vatandaşımızı söylemiştim vefat eden, son aldığım bilgiye göre 6 vatandaşımız vefat etmiş durumda, 1 vatandaşımız kayıp, 1 vatandaşımız da yaralı durumdadır. Umarız ki kayıp vatandaşımıza sağlık içerisinde ulaşılır ve o kurtarılır. Yaralı vatandaşımız da tedavi altına alınmıştır. Konuyla ilgili hem adli hem idari tahkikat başlatılmış. Enerji Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı ve ilgili birimler duruma vaziyet etmek üzere bölgeye gerekli yetkilileri göndermişlerdir. Ayrıca, valilik, cumhuriyet savcılığı da konuyu geniş yönleriyle incelemektedirler.

Öte yandan bugün Mersin'de meydana gelen hadisede maalesef Mersin ili Güvenevler Mahallesi 18. Cadde üzerinde polis servis aracının geçişi esnasında yol kenarına park edilmiş motosiklete yüklenen bomba düzeneği uzaktan kumandayla patlatılmıştır. Patlama sonucu 17 polis memuru, 1 teknisyen yardımcısı olmak üzere 18 kişi yaralanmıştır. Yaralıların şu anda edindiğim bilgiye göre hayati tehlikeleri bulunmamaktadır. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Rabbim onları korusun, onlara şifa versin. Tabii, olay bütün boyutlarıyla araştırılıyor. Şu ana kadar elde edilen bilgiler bunun bir terör örgütü saldırısı olduğunu ortaya koyuyor. Hangi terör örgütü olduğuna ilişkin de bazı emareler var ama bunları netleştirdikten sonra ilgili bakanlık gerekli açıklamayı yapacaktır.

Ben tekrar terörü, teröristleri ve bunlara eylem yaptıranları, destek olanları, herkesi bir kez daha buradan şiddetle ve nefretle kınıyor, lanetliyorum.

Değerli milletvekilleri, ayrıca, CHP önceki Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Sayın Deniz Baykal, bildiğiniz gibi, geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle İbni Sina Hastanesinde tedavi görmektedir. Sayın Baykal'a bir kez daha buradan geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz, dualarımızla yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Umarız ki Sayın Baykal kısa sürede sağlığına kavuşur, yeniden Parlamentodaki ve Türk siyasetindeki yerini alır ve çalışmalarına kaldığı yerden devam eder. Ben tekrar kendisine ve ailesine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum ve CHP Grubuna da ayrıca geçmiş olsun diyorum.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, 15 Temmuz 2016'da Fetullahçı Terör Örgütü FETÖ/PDY'nin kurucusu ve yöneticisi teröristbaşı Gülen'in onayladığı bir plan çerçevesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki FETÖ/PDY mensupları ve ona eklenen bazı diğer asker ve sivil kişiler vasıtasıyla bir darbe teşebbüsüne kalkışılmıştır. Darbe teşebbüsü Cumhurbaşkanımız, Meclisimiz, siyasi partilerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, medyamız, dahası ve en önemlisi 80 milyon aziz vatan evladının Meclisine, demokrasisine, cumhuriyetine, insan haklarına, seçilmiş Cumhurbaşkanına ve Hükûmetine, istiklaline ve istikbaline ölümüne sahip çıkan mücadelesiyle yenilmiştir. Bu nedenle, darbeye karşı olan ve darbe ve darbecilerle mücadele eden herkesi gönülden bir kez daha tebrik ediyorum.

O gece milletimizi, devletimizi, seçilmişlerimizi, demokrasimizi ve hukukumuzu korumak için şehadet makamına erişen 250 şehidimizi bir kez daha rahmet, minnet, dua ve şükran ile yâd ediyorum, mekânları cennet olsun; gazilerimize sıhhatli ve mutluluk dolu, hayırlı bir ömür diliyorum, tedavisi devam eden gazilerimize de ayrıca Yüce Allah'tan acil şifalar diliyorum.

15 Temmuz 2016'da Türk milleti büyük bir felaketten, âdeta uçurumun kenarından dönmüştür. Bu nedenle, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünü unutmamalıyız, unutturmamalıyız, unutulmasına ve unutturulmasına da asla izin vermemeliyiz. Demokrasimizin sıhhatli gelişmesi, milletin iradesi üzerinde hiçbir zaman hukuk dışı tahakkümlerin kurulmaması için bu tarihi hatırda tutmak ve unutturmamak, yaşatmak son derece önemlidir. Bu nedenle, Hükûmetimiz, 15 Temmuz 2016'yı Demokrasi ve Özgürlükler Günü olarak ilan etmiştir ki 15 Temmuz darbe teşebbüsü unutulmasın, unutturulmasın.

15 Temmuz 2016'dan sonra hiçbir şey Türkiye'de eskisi gibi olamazdı, olmasına da izin verilemezdi. Bundan önce de ülkemiz pek çok darbe teşebbüsüne ve muhtıraya sahne olmuştu ancak bu darbe teşebbüsleri ve muhtıraları sonrasında siyasal iktidarda bulunanlar Türkiye'nin yeni darbe teşebbüsleri, darbeler ve muhtıralarla karşılaşmaması için üzerine düşenleri yapmadığı için her darbe teşebbüsü yeni darbe, her muhtıra yeni muhtıra, her darbe de yeni darbe için âdeta geri sayımın başladığı tarih olmuştur. O nedenle, Hükûmetimiz, darbe teşebbüsünün zararlarını ortadan kaldırmak, darbenin tekrarını önlemek, bundan sonra darbe yapılmaz bir Türkiye için yapısal demokratikleşme reformları yapmak; demokrasimizi, hukuk devletini ve millî iradeyi tahkim etmek; Türk milletinin ve Türkiye devletinin demokrasi, istiklal ve istikbalinin bir daha tehlike, tehdit ve saldırı altına girmesini önlemek, darbe teşebbüsüne kalkışan FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarını devlet içinden ayıklamak için hızlı karar almak, alınan kararları hızlı ve etkin bir biçimde uygulamak, milletimizin ve ülkemizin karşı karşıya olduğu tehlike ve tehdidi kısa sürede kesin bertaraf etmek, olağanüstü döneme son verip hızla olağan döneme geçmek maksadıyla Bakanlar Kurulumuzda 21 Temmuz 2016 Perşembe günü 01.00'den başlamak üzere üç ay süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar verildi. Bu karar 21 Temmuzda Meclisimizde görüşülerek kabul edildi ve olağanüstü hâl dönemi ülkemizde başladı. O zaman da ifade ettik, amacımız vatandaşımıza olağanüstü hâl ilan etmek değil, bizim amacımız devleti yöneten Hükûmete ve terörle etkin mücadeleyle görevli olan kamu kurum, kuruluşlarına ve burada görev yapanlara olağanüstü hâl ilan etmektir. Bunu hep ifade ettik ve dedik ki: "İnşallah üç aydan sonra bunu uzatma gereği duymayız, üç ayda da bu işi noktalarız." Ancak gelinen noktada üç ay içerisinde bu terör örgütüyle mücadele ve diğer terör örgütleriyle mücadele konusunda beklediğimiz neticeleri tam olarak ortaya koyma imkânı hasıl olmamıştır. Çünkü Fetullahçı terör örgütünün yapısı, gizliliği, takiyeyi esas alması, çalışma yöntemlerinin bu örgütle mücadeleyi zorlaştırıyor olması; FETÖ/PDY, PKK, KCK, DEAŞ, DHKP-C başta olmak üzere, bütün terör örgütleriyle mücadelede hızlı karar alınması ve alınan kararların hızlı, etkin ve kararlı bir biçimde uygulanması; karşı karşıya olduğumuz güvenlik tehdidinin ve sorununun yapısı, büyüklüğü, çetrefilliği; demokrasimizin, hukuk devleti ilkesinin vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik karar ve tedbirlerin etkin şekilde uygulanmasının devamlılığı; Türkiye'de bir daha darbe teşebbüsünde bulunulmaması ve bulunmaya kimsenin cesaret edemeyeceği demokratik bir ortamın ve büyük reformların yapılması; Irak ve Suriye'de yaşanan gelişmelerin ülkemize ve ulusal güvenliğimize yönelik içerdiği risk ve tehditlerin varlığı; ülke genelinde sağlanan huzur ve güven ortamının devamı; başlatılan çalışmaların tamamlanabilmesi maksadıyla olağanüstü hâlin uzatılması kararlaştırılmıştır ve her defasında da bu ihtiyaçlar nedeniyle olağanüstü hâl uzatılmıştır.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Ne zamana kadar?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bildiğiniz gibi 19 Ekim 2016, 19 Ocak 2017, 19 Nisan 2017, 19 Temmuz 2017 olmak üzere 4 defa uzatıldı, bugün 5'inci uzatmayı görüşüyoruz.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Sayın Bakan, bu son mu?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ne zamana kadar devam edecektir? Bu mücadele başarıya ulaşana kadar devam edecektir.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Önü açık.

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Ama siz başaramazsınız Sayın Bakan bunu.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - 2023'e kadar herhâlde.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Türkiye'nin ihtiyacı olağanüstü hâl gereklilikleri varlığını sürdürdüğü müddetçe bu devam edecektir.

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Bunu başaramazsınız ama, mümkün değil, tabiata aykırı.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Olağanüstü hâli gerekli kılan şartlar ortadan kalktığı zaman da elbette bu ortadan kaldırılacaktır. Buradan şunu özellikle ifade etmek isterim ki olağanüstü hâl bir zorbalık düzeni değildir, olağanüstü hâl anayasal bir hukuk düzenidir. Bizim Anayasa'mız belli şartlar altında olağanüstü hâlin ilanına imkân vermektedir ki biz bu şartlara uygun şekilde olağanüstü hâli ilan ettik ve uzatmaları da aynı gereklerle ve aynı şartlara uygun bir şekilde bugüne kadar yaptık. Onun için ortada bir hukuk vardır ve herkes bu hukuka uymakta ve bu hukuku uygulamaktadır.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Olağanüstü hâl hukuksuzluktur Sayın Bakan, hukuksuzluktur.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Olan hukuku zorbalık olarak nitelendirmek bu Parlamentoda bulunan hiç kimseye yakışmaz, doğru da kabul edilemez.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Olağanüstü hâl hukuksuzluktur.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Olağanüstü hâl sadece Türkiye'de değil, başka ülkelerde de zaman zaman uygulanıyor. İşte Fransa'da olağanüstü hâl bir yıldır var, kasımda kaldırılacak ama olağanüstü hâlle ilgili aldıkları kararlara baktığınız zaman bu dönemdeki uygulamaları ana kanunlara taşımak suretiyle olağanüstü hâlin kaldırılmasına karar veriyorlar. Ve orada olan terör hadisesine bakın, Türkiye'de olanlara bakın; onların yaşadığı probleme bakın, Türkiye'nin yaşadığı probleme bakın. Bunların kıyaslanması dahi mümkün değildir. Bizim karşı karşıya olduğumuz tehditlerle onların karşı karşıya olduğu tehditler mukayese edilemez.

Burada şunu da özellikle ifade etmek isterim: Bizim seçimlerde kullandığımız bazı afişler üzerinden eleştiri yapıldı. Biz 2015 seçimine giderken "Bize oy verin, olağanüstü hâli kaldıracağız." demedik, 2016 seçimine giderken de bir şey söylemedik. Neden? Çünkü o zaman olağanüstü hâl yoktu. Bizim dediğimiz şey nedir? AK PARTİ 3 Kasım 2002 seçiminden sonra iktidar olup hükûmet kurduğu zaman daha önce alınmış olağanüstü hâl kararı vardı, bu uygulama devam ediyordu. O zaman Bakanlar Kurulu, şimdi olduğu gibi uzatma yönünde karar alıp olağanüstü hâli üç ay veya dört daha uzatabilir miydi? Uzatabilirdi. Ne yaptı Bakanlar Kurulu? İrade koydu, olağanüstü hâlin uzatılması kararı almadı. Doğal olarak Hükûmetin ortaya koyduğu bu irade sonucu olağanüstü hâl kalkmıştır, kendiliğinden kalkan bir şey yok. Sanki kendiliğinden kalkmış gibi bir algı yapılıyor. Biz doğruyu söylüyoruz.

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Süresi doldu, kalkmıyor.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bizim irademiz sonucu olağanüstü hâl kaldırılmıştır ve Türkiye'de terörün ortadan kaldırılması için hükûmetlerimiz döneminde...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Bakan, kaldırmak için karar almadınız. Uzatmak için karar alacaksınız zaten.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ...her türlü yol ve yöntem, her türlü eleştiriye rağmen denenmiştir ve bu noktada da bunun altını özellikle çizmekte fayda görüyorum.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Sayın Bakan, Nuriye ve Semih ölüyor. Nuriye ve Semih ölüyor, sizin bundan haberiniz...

BAŞKAN - Sayın Özdiş, bağırmayalım lütfen. Sesinize yazık oluyor bakın! Lütfen...

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ayrıca, olağanüstü hâl vatandaşlarımızın gündelik hayatında en ufak bir değişikliğe yol açmamıştır.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Nuriye ve Semih ölüyor, iki genç insan ölüyor sizin bu olağanüstü hâl uygulamanızdan dolayı.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Herkes temel hak ve hürriyetlerini özgür bir şekilde kullanmaktadır.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Nuriye ve Semih ölüyor. Duyarlı olun!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Olağanüstü hâlin gerekli kıldığı kısıtlamalar dışında herhangi bir kısıtlama bugüne kadar yapılmamıştır.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Duyarlı olun, duyarlı! Nuriye ve Semih ölüyor.

BAŞKAN - Sayın Özdiş, lütfen...

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Duyarlı olun!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Olağanüstü hâlin uzatılmasından terör örgütleri rahatsız olabilir çünkü onlara uygulanıyor.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Ne terör örgütü! Atıldığı için işten iki genç ölüyor. Ne terör örgütü!

BAŞKAN - Lütfen fazla heyecanlanmayın Sayın Özdiş. Lütfen, sakin olalım.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Ne terör örgütü Sayın Bakan! Yapmayın!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - PKK, KCK, FETÖ/PDY, DHKP-C, DEAŞ, bilumum terör örgütleri bundan rahatsız olabilir çünkü olağanüstü hâl bunlarla ilgili etkin, hızlı ve kararlı bir şekilde uygulanıyor.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - İki genç ölüyor, Nuriye ve Semih, ne terör örgütü!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bunları destekleyenler de rahatsız olabilir çünkü onların desteklediklerinin üzerine bu dönemde daha etkin ve daha kararlı bir şekilde gidiliyor ve gidilmeye de devam edecektir.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Aylarca eylem yaptılar.

BAŞKAN - Sayın Özdiş, lütfen ama istirham ediyorum! Bakın, kaç kez de uyarıyorum!

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - İki kişi ölüyor Sayın Başkan!

BAŞKAN - Sizi uyarıyorum, lütfen sakin olun.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ama terör örgütleriyle iltisakı, irtibatı, üyeliği olmayanların, teröre destek vermeyenlerin olağanüstü hâlden rahatsız olmasını da ben anlamakta zorlanıyorum.

MURAT EMİR (Ankara) - Varlık Fonu'na da bir şey söyleyin. Varlık Fonu...

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Anlayan biri varsa o da açıklasın. Böyle bir şey olabilir mi?

Türkiye'de olağanüstü hâl PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C ve diğer bilumum terör örgütleriyle hızlı, etkin ve kararlı bir biçimde mücadele etmek için kullanılmakta ve uygulanmaktadır. Bunun dışındaki vatandaşlarımızı rahatsız edecek herhangi bir uygulama asla söz konusu değildir, olması da mümkün değildir.

MURAT EMİR (Ankara) - Varlık Fonu... Rektörler... Güvenlik merkezleri...

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Hepimiz burada yaşıyoruz, olup bitenleri hep beraber görüyoruz.

ZİYA PİR (Diyarbakır) - Milletvekili Feleknas Uca'nın pasaportu nerede Sayın Bakan?

MURAT EMİR (Ankara) - Doktor atamaları...

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi, tabii, hendek terörü döneminde ilan edilen sokağa çıkma yasakları vardı, burada konuşuldu. Ben şimdi soruyorum: Sokağa çıkma yasakları neden ilan edildi?

ZİYA PİR (Diyarbakır) - Ben de sordum.

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Niye hâlen devam ediyor?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Neden ilan edildi?

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Neden devam ediyor?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Neden? Orada vatandaşlarımız yaşam haklarını özgürce kullanıyorlar, temel hak ve hürriyetlerini özgürce kullanıyorlar, işine gücüne gidip geliyorlar, bir sıkıntı yok, her şey güllük gülistanlıkken mi ilan edildi?

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Dünyanın en büyük yasağı devam ediyor. Devam eden bir yasak var.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Neden? PKK terör örgütünün teröristleri mahallelere inip hendekler kazıp mayınlarla, tuzaklarla oraları işgal edip vatandaşlarımıza, askerimize, polisimize ve herkese saldırıp onlar için bölgeyi yaşanmaz hâle getirince devlet ne yapacak? (HDP sıralarından gürültüler)

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Öldürülen siviller...

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Seyirci mi kalacak? Elbette teröristlerin başına binecek. Elbette onlara bunun hesabını soracak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Seyrediyordunuz.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Yapılan şey, o zaman teröristle, terör örgütüyle, vatandaşın hayatını karartanlarla mücadele etmektir.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz neredeydiniz Sayın Bakan? Siz neredeydiniz?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Biz onu yaptık o zaman.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bu ülkeyi kim yönetiyordu o dönemde?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Dünyanın hangi ülkesinde o ülke terör örgütlerinin kendi şehirlerinde, mahallelerinde hendek kazmasına, kurtarılmış alan ilan etmesine müsaade edebilir.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Tamam, doğru.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Böyle bir şey olabilir mi? Olamaz.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Siz müsaade ettiniz, siz!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bizim oradaki mücadelemiz teröristle, terör örgütleriyle mücadeledir; bölge halkının can ve mal güvenliğini sağlamak için alınmış tedbirler, uygulanan işlemlerdir.

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Hâlen yasak devam ediyor Bakan.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ve sivil vatandaşlarımızın bir tanesinin burnu kanamasın diye kılı kırk yararcasına bir hassasiyetle mücadele yapılmıştır. Bütün dünyayı PKK terör örgütü ayağa kaldırmaya kalktı, "Şunlar oluyor, bunlar oluyor, falan oluyor, filan oluyor..." Anayasa Mahkemesine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine pek çok dava açıldı, yalanlar yüzlerine çarpıldıkça davalar bir bir reddedildi.

Buradan Hürşit Külter'le ilgili de söylendi. İşte "Şöyle oldu, böyle oldu, yok edildi." Sonra nereden çıktı? Kendisi bir başka yerden çıktı, "Ben buradayım, hayattayım." dedi. Ama o güne kadar güvenlik güçlerimiz, yargımız, devletimiz bundan dolayı suçlandı. Şimdi, başka bir isim üzerinden suçlanıyor. "Efendim, cenazesi bulunamamış."

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Evet.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Peki, ne oluyor? Devlet buraları zorla açıyor. İşin aslı ne? İşin aslı şu: O kişinin avukatları, ailesi müracaat ediyor savcılığa, diyor ki: "Yok." Nerede o zaman? "Şurada." O zaman savcılık mahkemeden izin almak suretiyle gösterilen kabirleri, yerleri açıyorlar, bakıyorlar var mı, yok mu diye. Ne yapılıyor? Vatandaşımızın bir talebi karşılanmaya çalışılıyor, ona yardımcı olunuyor ama bundan da devlet suçlanıyor. Böyle bir şey olabilir mi?

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Hoca Efendi'ye ne oldu Hoca Efendi'ye?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakın, çok net söylüyorum: Terörle en etkin, en kararlı mücadeleyi Hükûmetimiz yaparken sivil insanlarımıza zarar vermemek için kılı kırk yarmıştır. Ölen teröristleri sivil olarak gösterme gayretini hep beraber görüyoruz, hep biliyoruz. Böyle bir şey olur mu?

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Hükûmeti devraldığınızda bu ülkede sıfır terör vardı, Hükûmeti devraldığınızda Sayın Bakan.

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Muğla'da çırılçıplak soyulan insanlar nedir? Sayın Bakan, Muğla'da çırılçıplak insanlar soyuldu.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Teröristler terörle mücadelede hayatını kaybetti ve onlarla ilgili gerekenler hukuk çerçevesinde yapıldı, bundan sonra da yapılmaya devam edecektir. Şimdi, her gün terör saldırısı oluyor. Bunlara karşı devlet kendini, vatandaşını, hukukunu korumayacak mı? Elbette koruyacak, gereken neyse onu yapacak.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sorumlusu sizin iktidarınız.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ayrıca bir şey daha söyleyeceğim, yargıyla ilgili de şunu söylemekte fayda görüyorum: Türk yargısı bugüne kadar ilk defa hukuku ve hukuk devletini korumak için darbeye ve darbecilere meydan okumuştur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Hukuk kılıcını kullanarak darbeye ve darbecilere en büyük darbeyi Türk yargısı indirmiştir ve onurlu bir mücadele yapmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bozdağ.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bitiriyorum Başkan, müsaadenizle.

Bugüne kadar yapılan darbelerin arifesine ve sonrasına bakarsanız, yargıçların ve savcıların önemli bir kısmının, hukukçuların darbeyi ve darbecileri meşrulaştırmak için neler yaptığını ve hemen darbeye nasıl biat ettiğini görürsünüz. İlk defa Türk yargısı darbeleri meşrulaştırmak için mücadele etmemiştir, darbecilere, darbeye biat etmemiştir; aksine, Türkiye'yi onlara dar etmiştir. Ben yargımızla gurur duyuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bozdağ.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)