GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:15
Tarih:31.10.2017

MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 501 sıra sayılı Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Kanun tasarısı, Ekonomi Bakanlığının ilgili kuruluşu olarak kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip, özel bütçeli Helal Akreditasyon Kurumunun kuruluş, teşkilat, görev ve yetkilerini düzenlemektedir. Kuruluşun temel amacı, helal uygunluk değerlendirme kuruluşlarını akredite etmek, bu kuruluşların ulusal ve uluslararası standartlara göre faaliyette bulunmalarını ve bu çerçevede düzenledikleri belgelerin kabulünü temin etmektir. Ve tasarıya bakıldığında, öngörülen yapının esas itibarıyla ekonomik bir temele oturduğu anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, kamu yönetiminin teşkilatlanmasına ilişkin temel anlayış ve kurallara Anayasa'da yer verilmiştir. Anayasa'nın 113'üncü maddesinde, bakanlıkların kurulması ve kaldırılması ile görev ve yetkilerinin, 123'üncü maddesinde ise idarenin kuruluş ve görevlerinin kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. Bakanlıkların kuruluşu ve görev esaslarını düzenleyen 3046 sayılı Kanun'da da bakanlıklar ile bağlı ve ilgili kuruluşların teşkilatlanmalarına ilişkin esas ve usullere ayrıntılı bir şekilde yer verilmiştir. İlgili veya ilişkili kuruluş statüsünde bulunan kurumlar her ne kadar merkezî idareden ayrı bir konuma ve özelliğe sahip olsalar da Anayasa'nın 123'üncü ve 3046 sayılı Kanun'un 3'üncü maddelerine göre bu kuruluşlar da Anayasa'da bir bütün olduğu belirtilen idare kapsamında yer almaktadır. Bu yönüyle, ilgili ve ilişkili kuruluşların da idarenin teşkilatlanmasına ilişkin kurallara uygun yapılanması gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, gerekçede de vurgulandığı gibi, hâlen dünyadaki helal ürün ticaretinin yüzde 80'i Müslüman olmayan ülkeler tarafından gerçekleştirilmektedir. Öte yandan, gıda dışındaki birçok alanda da söz konusu olmasına rağmen helal standartları ve belgelendirilmesi alanında Müslüman ülkeler arasında bir ortaklık ve söylem birliği oluşturulamamıştır. Helal ticaret anlayışının küresel düzlemde kazandığı yaygınlık karşısında farklı standart ve belgelendirme sistemlerinin uluslararası ticaret üzerinde bazı engeller ortaya çıkartmakta olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) çalışmaları kapsamında, üye devlet temsilcilerinin katılımıyla helal ürün standartları ve belgelendirilmesine ilişkin olarak bazı çalışmalar yapılmıştır. Nitekim, 1999 yılında 57'nci Hükûmet döneminde İstanbul'da yapılan 15'inci İSEDAK toplantısında İslam Ülkeleri Standardlar ve Metroloji Enstitüsü Tüzüğü imzaya açılmış ve tüzüğe ilk imzayı da Türkiye koymuştur. MHP olarak helal akreditasyon ihtiyacını önemsiyor, bu anlamdaki talebin giderilmesine dönük bir yapılanmayı da destekliyoruz. Bununla birlikte, özellikle yapılanmanın şekli konusunda daha verimli bir yolun izlenebileceğine işaret ediyoruz.

Bilindiği gibi 27 Ekim 1999 tarihli ve 4457 sayılı Kanun'la Türk Akreditasyon Kurumu kurulmuştur. On sekiz yıldır faaliyette olan TÜRKAK, sistem, ürün, hizmet, laboratuvar ve personel standardı ve belgelendirilmesi alanlarında verdiği hizmetlerle kuşkusuz önemli mesafeler katetmiştir. Bu çerçevede, kurum, helal ürünle ilgili olarak da çalışmalar yapmaktadır. Buna rağmen, aynı işlevi görecek bir başka kurum kurulması teşkilatlanma ilkeleriyle uyumlu olmadığı gibi, aynı alanda yaratacağı çift başlılık sonucu uygulamada sorunlar da ortaya çıkarabilecektir.

TÜRKAK'ın AB standartlarında hizmet verdiği, bu kurumun ise AB standartları dışında kalan uluslararası standartlara göre de hizmet verecek olması sebebiyle farklı bir yapılanmaya gidilmesi makul görülse de TÜRKAK Kanunu'nda kurumun, uygunluk değerlendirme kuruluşlarını akredite etmek ve bu kuruluşların ulusal ve uluslararası standartlara göre faaliyet yürütmelerini temin etmek görevi verildiğine göre, AB standartları dışında kalan uluslararası diğer standartlar çerçevesinde de faaliyet göstermesi mümkün görülmektedir. O sebeple, kamuda atıl kapasite yaratılmaması, yetki geçişine fırsat verilmemesi ve kaynak israfına yol açılmaması bakımından TÜRKAK içerisinde bu konuda birim oluşturulabilir ve bugüne kadar elde edilmiş kazanımların daha etkin bir şekilde kullanılma imkânı sağlanabilirdi.

Değerli milletvekilleri, kurulmak istenen yapıya bakıldığında, kurumun işleyişiyle ilgili bazı sıkıntılar görülmektedir. Danışma Kurulu, yapısı itibarıyla hantal, inisiyatif alamayan, sadece ana hizmet biriminin yönlendirmesiyle faaliyet yürütecek bir görünümdedir. Kurumun önemli bir denetim fonksiyonu olmasına rağmen denetim işleriyle ilgili bir tanımlama yapılmamış, denetim görevini kimin yürüteceği konusuna değinilmemiş ve bu konu tasarıda önceliklendirilmemiştir. Yönetim Kurulunun görevlerinin sayıldığı 5'inci maddenin (10)'uncu fıkrasının (ç) bendinde, "ihtiyaç duyulması hâlinde belirlenecek bilirkişilerden hizmet satın alınmasına karar vermek" hükmü yer almaktadır. Ancak kurumun görev ve yetkilerine uygun olarak tahsis edilmiş bulunan kadroları eliyle ifa edilmesi gereken asli hizmetlerle ilgili konularda bu tür hizmet alımına imkân verilmesi, birçok alanda istismara yol açtığı gibi, bu alanda da bir danışmanlık sektörünün oluşmasına zemin hazırlayabilecek, kamu kaynaklarının gereksiz yere çarçur edilmesine yol açabilecektir. Kurum her ne kadar 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun özel bütçeli kurumların yer aldığı (II) sayılı cetveline eklenmiş ve bu çerçevede kamusal denetime tabi olmakla birlikte, kurumun denetimine ilişkin ayrı bir düzenlemeyle Ekonomi Bakanlığı ve Sayıştay tarafından denetlenmesi yönünde bir hüküm de yararlı olurdu. Kamu tüzel kişiliklerinin merkezinin neresi olacağı kuruluş kanunlarında belirtildiği hâlde kurumun merkezinin neresi olduğu tasarıda belli değildir. Yönetim Kurulu Başkanının kamu görevlisi değilse tam zamanlı sözleşmeli olarak çalışacağına işaret edilmiş, uhdesinde kamu görevi bulunan Başkanın nasıl çalışacağı ise belirtilmemiştir. Yine bunların maaşları farklı düzenlendiğinden üzerinde kamu görevi bulunan Yönetim Kurulu Başkanı ile üzerinde kamu görevi bulunmayan Yönetim Kurulu Başkanının farklı ücret alması söz konusu olacaktır. Oysa aylık ücret veya maaş, görev, yetki ve sorumluluklarla uyumlu, kadroya bağlı ve kişilere göre değişmeyen bir şekilde olmalıdır. Yine Yönetim Kurulu Başkanının başka iş ve hizmet yasağına ilişkin bir düzenleme de tasarıda yer almamıştır. Tüm bunlar bir ücret karmaşası yanında, farklı hukuki sorunlar da çıkarabilecek ve suistimal iddialarına zemin hazırlayacak nitelikte eksiklikler olarak değerlendirilmektedir.

Değerli milletvekilleri, tasarıyla teşkilatlanma ve personele ilişkin yapılan münferit düzenlemeler Türk personel rejimini daha da karmaşık hâle getirmektedir. Kuşkusuz, teşkilatlanmada ihtiyaçlara uyum sağlayabilecek bir esneklik olmalıdır ancak muhtemel gelişme ve talepleri dikkate alan bir çerçeve düzenlemenin yapılması bu yöndeki olası ihtiyaçları karşılayabilecektir.

Bu doğrultuda, Milliyetçi Hareket Partisi olarak seçim beyannamemizde vurguladığımız gibi, devletin yürüteceği hizmetlerle uyumlu teşkilat yapısının oluşturulması, kurumlar arasında görev ve yetki tedahülünün giderilerek hizmette birlik sağlanması, kamu istihdamının gözden geçirilerek unvan, statü ve kadro karmaşasının önlenmesi gerekmektedir. Bunun için ise öncelikle söz konusu sorunları bütüncül bir anlayışla ele alarak Türkiye'nin köklü devlet geleneğini çağdaş gelişmelerle buluşturan bir kamu yönetimi yapısının oluşturulacağı yönetim reformunun hayata geçirilmesi şarttır. Bu şekilde, bürokrasideki hantallığın hukuki ve mali statüye ilişkin karmaşanın önüne geçmesi mümkün olabilecektir.

Bu düşüncelerle kanun tasarısının milletimiz için hayırlı olmasını, ihracatımızın artmasına vesile olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aksu.