GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:15
Tarih:31.10.2017

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın birinci bölümünün geneli hakkında şahsım adına söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, böyle bir kurumun işlevini gören mevcutta olan kuruma rağmen olmasının gerekçesini Sayın Bakan biraz evvel açıkladı, 36 İslam İşbirliği Teşkilatı üyesinin birlikte benzer bir oluşumda görev alması anlamında veya ürün dolaşımıyla ilgili bu konuyu dile getirdi. Tabii, insanın aklına şu geliyor: Peki, Helal Akreditasyon Kurumunun helal olarak değerlendirerek ticari anlamda dönüşümünü sağladığı ürünler hangi parayla yapılacak? Örneğin o doların helal olup olmadığının kararını kim veriyor? Üzerindeki işaretlere bakınca onu cebe nasıl koyuyor "Müslümanım." diyen insanlar? Şimdi, o noktadan bakınca hiç kimsenin sesi çıkmıyor, ürünle ilgili konuşuyor. Peki, dinimize göre Nisa suresi 119 ve 120'nci ayetler ve Bakara suresi 205'inci ayet, genetiğiyle oynamaya, ürünün yani tohumun genetiğinin değiştirilmesine izin veriyor mu? Ama ülkemize genetiği değiştirilmiş ürünlerin girişi yasak olduğu hâlde genetiği değiştirilmiş yem girip hayvanlar o yemi yemiyor mu? O yemi yiyen hayvanları da biz tüketmiyor muyuz? Yani biz şimdi tohumu yurt dışından, İsrail'den, Hollanda'dan, İtalya'dan alıyoruz; mercimeği ithal ediyoruz, fasulyeyi ithal ediyoruz, domatesi ithal ediyoruz, ithal ettiğimiz ürünün tohumu yok. Genetiğiyle oynanmamış mı bu ürün? Gıda ürünlerinde şu anda dışa bağımlılığımızda neyin helalinin, neyin haramının peşindeyiz. Hadi İslam ülkelerine diyoruz ki: "Helal ürünle ilgili böyle bir oluşumu yaratalım." E Somali'de, Sudan'da açlıktan kırılan insana ne gönderirsen yemiyorlar mı? Onun derdi ne? Yiyecek, aş. Bizim ülkemizin derdi ne? Aş, iş, çalışacak alan.

Değerli milletvekilleri, bakınız, bir şey söyleyeyim: Adalet ve Kalkınma Partisi dinî değerleri siyasi anlamda kendi lehine kullanıyor ama on beş yıllık iktidarları döneminde fuhuş patlamış, uyuşturucu patlamış, kumar patlamış, kadın cinayeti patlamış, iş cinayetleri patlamış, bu konuda niye bir şey yapmıyor? (CHP sıralarından alkışlar) Bu anlamda -on beş yıldır ülkeyi yöneten sizsiniz- ahlakta büyük çöküntü var, bununla ilgili de bir şey yapın. Ha, yurttaşlara "helal gıda" diyorsunuz; tekstilden, turizmden, gıdadan dem vurarak bununla ilgili "helal gıda" tanımını getiriyorsunuz. Peki, Türkiye'de tohum ithal, ithal tohumun yanında gübre ithal, onun gibi diğer, ilaç ithal, gübre ithal, tohum ithal, ekipman ithal, millî tarım...

Şimdi, bir de bakınız, Sırbistan'la ilgili daha geçen gün açtım okudum, Adalet ve Kalkınma Partisinin başındakilerin söylediği söz şu: "Müslümanların kasaplarıyla bizim hiçbir anlamda ticari ilişkimiz olmaz." diyoruz, Sırbistan'dan da et getiriyoruz. Şimdi, bu eti kesen kişi besmeleyle mi kesti?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Söyledin ya, Müslüman kasabı o.

ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Onun gibi Türkiye'ye giren gıda ürünlerinin çoğunun helal olduğu konusunda sizin inancınız var mı? Benim kendi değer yargılarıma göre yok.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bunlar yanlış anlamış Ömer. Müslüman kasabı onlar.

ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Örneğin glikozlu, fruktozlu ürünlerin Türkiye'ye girişine neden izin veriliyor?

Yine, bunun yanında, ülkemizde çiftçi gerçek anlamda mağdur, esnaf mağdur, öğrenci mağdur. Her geçen gün, mağdur olan kesimlerin sorunları katlayıp artıyor. İşsizin derdi var; çalışan, işinden mutlu değil çünkü hak ettiğini almıyor. Üretici ürettiği değere ürününü satamıyor. Ama biz nelerle uğraşıyoruz? Toplum dokusunda sempati yaratacak konulardan oy devşirmenin peşindeyiz. Ülke elden gidiyor arkadaşlar. Yapmayın, bu konuları bu şekilde değerlendirerek alacağınız 3 oyla yarın belki gene bir şey olabilirsiniz ama ülke elden gidiyor. Ahlak konusunda yapacağımız çok şey var; gelin, onlara yönelelim. Helalle, haramla herkes kendi vicdanında değerlendirme yapsın. Bugün, ne yediğimizi bilmiyoruz. Gıda ürünlerimizin çoğunun içeriği konusunda benim şüphelerim var. Bu anlamda yapılan çalışmalar yetersiz. Kurumlarımızın kadrosu dahi bu konuda yeterli değil. Bunlara bakalım. Yediğimizi, içtiğimizi bilmediğimiz bir yerde helalin, haramın peşine düşecek noktada bile değiliz. İnsan aç, işsiz. Bu sorunlarla ilgilenelim diyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gürer.