| Konu: | (10/114, 365, 378, 494, 702, 884, 1423, 1431, 1442, 1449, 1597, 1787, 1808, 1949, 1955, 1970, 2056, 2092, 2094, 2095, 2096, 2097, 2098, 2099) No.lu Uyuşturucu Madde Bağımlılığı ve Yeni Bağımlılık Türlerinin Araştırılarak Bağımlılığın Nedenlerinin ve Alınacak Tedbirlerin Tespit Edilmesi Maksadıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 02.11.2017 |
BAŞBAKAN YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Saygıdeğer Başkanım, teşekkür ediyorum. Sizi ve yüce Meclisimizin değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bu Meclis araştırması önergesini ortak bir akılla ve ortak bir inisiyatifle teklif eden bütün parti gruplarımıza milletimizin huzurunda teşekkürü bir borç biliyorum.
Hepinizin bildiği gibi, uyuşturucu maddeler, sakinleştirici ya da uyarıcı etkileri olan, kişide kullanımına bağlı olarak daha fazla kullanma isteği uyandıran ve alınmadığında da yoksunluk belirtisi gösteren maddeler. "Bağımlılığı" ise, yasal olsun ya da yasal olmasın bir maddenin bütün olumsuzluklarına rağmen kullanılmaya devam edilmesi şeklinde tarif ediyoruz. Aslında bağımlılık, süreğen yani kronik bir beyin hastalığı olarak kabul ediliyor.
Ülkemizde uyuşturucuyla mücadelenin tarihçesine baktığımız zaman, Birleşmiş Milletlere üye olduğumuz günlerden hemen sonra afyon ekimiyle ilgili tedbirlerin alındığını, özellikle 1971 yılında afyon üretiminin önce tamamen yasaklanıp daha sonra kontrol altına alındığını görüyoruz. 1988 yılında Uluslararası Adalet Divanına da başvurulabilecek biçimde Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi yapıldıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti, ülkemiz 1995 yılında bu anlaşmayı imzalıyor ve bir kanunla yürürlüğe sokuyor. Daha sonra bu işle ilgili olarak 1997 yılında bir üst kurul kuruluyor mücadele etmek amacıyla yani yaklaşık olarak yirmi sene önce. Daha sonra yine -1983 yılında AMATEM'ler kuruluyor Türkiye'de- 2007 yılında da bir ulusal eylem planı TUBİM tarafından, İçişleri Bakanlığının altında yer alan ve uluslararası irtibat noktasıyla ilişkili kurumumuz tarafından oluşturuluyor. Bu arada, 2008 yılında Meclisimizde bir araştırma komisyonu daha kuruluyor. Şu anda elimizde, ülkemizdeki uyuşturucu bağımlılığı ve önleme tedbirlerini kapsayan en önemli ulusal yayınlardan birisi bu araştırma raporudur. Dolayısıyla, aradan yaklaşık olarak dokuz yıl geçmiş durumda. Mecliste yeni bir araştırma raporunun oluşmasının bu husustaki mücadelemize katkı vereceğine ben yürekten inanıyorum.
Daha sonra, ülkemizde, 2011 yılında, sentetik kannabinoid denen uyuşturucuların yaygınlaşmaya başlaması üzerine, gençlerde özellikle yayılma eğilimi göstermesi üzerine -ki dünyada da yeni bir madde bu- bir multidisipliner yaklaşımla en üst düzeyde kararlılıkla müdahale edilmesi gerektiğine dair fikirler oluşmaya başlıyor ve o zaman Mecliste Sağlık, Sosyal İşler ve Aile Komisyonu Başkanı Sayın Profesör Doktor Necdet Ünüvar'ın önayak olmasıyla bir araya geliniyor. Daha sonra, bu bir araya geliş önce yedi, daha sonra sekiz bakanlığımızın oluşturduğu bir faaliyet planının Bakanlar Kuruluna takdimiyle devam ediyor.
Bütün bunlardan sonra 13 Kasım 2014 tarihinde uyuşturucuyla mücadele konulu bir Başbakanlık genelgesi yapılıyor ve Uyuşturucuyla Mücadele Yüksek Kurulunu kuruyoruz. Bunun altında müsteşarların teknik anlamda çalıştığı bir Uyuşturucuyla Mücadele Kurulu, onun altında da bir teknik kurul oluşturuluyor.
Yine, kasım ayında I'inci Uyuşturucuyla Mücadele Şûrası yapılarak 2015 yılında da Ulusal Uyuşturucu ile Mücadele Strateji Belgesi, İl Uyuşturucu Koordinasyon Kurullarının Çalışma Usul ve Esasları ve Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planlarını yapıyoruz. Bu planlar çerçevesinde de mücadelemiz devam ettiriliyor; bir başbakan yardımcısının koordinasyonunda, ifade ettiğim gibi, sekiz bakanlığın birlikte çalışmasıyla. On bir ana başlık var, o başlıklara girmeyeceğim.
Nasıl bir iş yapılıyor? Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu dört kere, Uyuşturucuyla Mücadele Kurulu yirmi iki kere, Teknik Kurul da altmış kere bir araya geliyor. Tabii, bütün bu bir araya gelişler birtakım faaliyetlere bağlanıyor ve bu faaliyetler de Türkiye'de uyuşturucuyla mücadele için bize yol göstermiş oluyor. Ayrıca illerde de il uyuşturucu mücadele kurullarının her ayda bir toplandığını ifade etmek isterim valilerin kontrolünde ve başkanlığında.
Bu arada, bu, koordinasyon ve iş birliğinin güçlendirilmesi amacıyla yapılan bir iş. Bilimsel temellere oturtularak yapılması için de 3 bilim komisyonu oluşturulmuş durumda. Birisi arzla mücadele, biri taleple, diğeri de iletişimle alakalı. İletişimle alakalı konu olarak bir iletişim stratejisi uygulama rehberi hazırlanmış durumda, bir broşür hazırlanarak bütün kurumlara bu da dağıtılmış durumda. Bu broşür çerçevesinde iletişimin yapılması uygun bulunuyor. Çünkü uyuşturucu mücadelesinin iletişimi yanlış yapılırsa fayda yerine zarar verme riski de olan, enteresan bir alan. Bu arada, sağlık muhabirleriyle bilgilendirme toplantıları yapılarak da özellikle basınımızda yanlış bir yaklaşıma mâni olmaya çalışıyoruz.
Arzla mücadele kısmı, kanaatime göre, konunun en önemli tarafıdır. Arzdan kastımız, bu ürünlerin Türkiye'ye dışarıdan getirilmesi ya da Türkiye'de imal edilmesi ve bir satış ağıyla satılması. Burada mücadele eden kurumlarımızın organizasyon ve personel yapılarını güçlendirerek bilgi ve teknik cihaz kapasitelerini artırdık. Yasa dışı ekim ve narkoterörle mücadeleye yönelik operasyonların da sayısı birkaç katına çıkarıldı. Bugün itibarıyla 50 ilde faaliyet gösteren narkotimlerimiz var. Bunlar tamamen yeni uygulamalar ve bu narkotimlerle sokak bazlı mücadeleyi güçlendirmiş olduk. Ayrıca ülkemize girişi önlemek için sınırlarımızda teknik donanım ve insan gücü kapasitemizi de güçlendirdik. Uyuşturucu kullanım ve satış alanı olarak kullanılabilen metruk binaların yıkımı ve kontrol altına alınmasıyla ilgili çok ciddi çalışmalar yapıldı ve bu metruk binaların büyük bir bölümü yıkıldı.
Yapılan mevzuat düzenlemeleriyle cezai müeyyideler artırıldı. Çok ciddi cezaları var uyuşturucuyla ilgili hususların. Mesela, imal, ithal ya da ihraç yirmi ila otuz yıl; satan, satışa arz eden, sevk eden, başkalarına verenler için on yıldan, eğer çocuklara verilirse on beş yıldan az olmamak üzere cezaları var. Bir şekilde okul, yurt, kışla vesaire gibi yerlerde uygulanırsa bu cezaların yarı yarıya artırılması söz konusu. Ayrıca, özellikle daha ağır uyuşturucular olan eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid gibi maddelerse yine yarı yarıya artırılıyor. 3 kişi ya da daha fazla kişi tarafından yapılıyorsa yarı oranında, organize bir suç şeklindeyse bir katı oranında artırılacağına dair yakın bir zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisimizde yapılan yeni düzenlemelerle, aslında yargı açısından da çok ciddi tedbirler almış durumdayız.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ülkede tutuklu sayısı toplam 500 kişiyi geçmiyor.
BAŞBAKAN YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Devamla) - Eğitim kurumlarımızda 28.349 rehber öğretmen eğitildi bu konu için bütün bu süreç içerisinde. Ayrıca, 19.187 aile hekimine bağımlılık eğitimi verilerek hem onların hem de ülkemizde diğer psikiyatristlerin de bu meseleyle ilgilenmeleri imkânı sağlanmış oldu.
Alo 191, Uyuşturucu ile Mücadele, Danışma ve Destek Hattı 2015 tarihinde hizmete açıldı.
Yeşilayla birlikte çalışılarak Yeşilayda da birtakım merkezler hizmete konmuş oldu.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Okulun içinde içiyorlar, okulun içinde.
BAŞBAKAN YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Devamla) - Şimdi, önemli bir konu da şu: Sosyal uyum hizmetlerinin geliştirilmesi için çalışmalara başlanarak sosyal uyum merkezleri hayata geçirildi. Ayrıca, Kredi ve Yurtlar Kurumunun gençlik merkezleri ve gençlik kamplarında da yine bilgilendirici, farkındalığı artırıcı birtakım faaliyetlerde bulunuldu.
Şimdi, geldiğimiz noktada güçlendirmemiz gereken alanlar olduğunu biliyoruz. Bu sebeple, Sayın Başbakanımızın talimatıyla bundan sonraki süreçte hem kurul yapılarını güçlendirecek hem de aslında bir taraftan uyuşturucuya zemin hazırlayan sigara içimiyle ilgili mücadeleyi de güçlendirmek için "Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu"nu "Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu" hâlinde yeniden yapılandırıyoruz. Beş ayrı alanda çalışma grupları oluşturuyoruz, en başta uyuşturucu olmak üzere; tütün, alkol, teknoloji bağımlılığı konusunda da yeni bir yapı oluşturuyoruz. Öyle inanıyorum ki inşallah bu araştırma komisyonu kurulursa teknoloji bağımlılığı konusunda da bu yeni çalışmalarımıza katkı vermiş olacaktır.
Bu arada üç ayrı çalışma yapıyoruz. Bunlardan birisi üniversite çağı gençlerde, diğeri 15-16 yaş lise çağında, diğeri de bütün toplumu kapsayacak biçimde gerçek yaygınlığın ne olduğunu tespit edeceğiz. Bu son derece önemli çünkü bundan sonraki çalışmaları belli göstergelerle izlemek kararlılığındayız. Bütün kurumların kendilerine verilen vazifeleri icra edip etmediklerini ya da ne kadar başarıyla icra ettiklerini ortaya koymak için elle tutulur göstergeler oluşturuyoruz dolayısıyla başlangıç noktasındaki değerleri iyi bilmemiz son derece önemli.
Bir taraftan da tedavi, rehabilitasyon ve sosyal uyum hizmetlerini bir bütünlük içerisinde yürütecek şekilde Sağlık Bakanlığımız bir çalışmayı aşağı yukarı tamamlamak üzere. Çok sayıda akredite edilmiş danışma merkezleri ve tedaviden rehabilitasyona ve uyuma kadar bütün süreci bir bütünsellik içinde değerlendirecek yeni bir sisteme geçiyoruz.
Ama şunu açıkça ifade etmeliyim konuşmamı bitirirken, bu meselede eğer biz kazanacaksak, toplum kazanacaksa, Türkiye toplumu kazanacaksa, gençlerimizin geleceğini kurtaracaksak bu birinci derecede arzla mücadele alanında olacaktır yani bu ürünlerin Türkiye'ye dışarıdan getirilmesi ya da imali, satılması, piyasaya arz edilmesi konusundaki çalışmalarımız birinci öncelik olacaktır, olmalıdır.
Ben bu vesileyle bütün parti gruplarımıza böylesi önemli bir konuda hassasiyet gösterdikleri ve bu öneriyi verdikleri için teşekkür ediyorum, Hükûmet olarak da desteklediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum.
Teşekkürler. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.