| Konu: | (10/114, 365, 378, 494, 702, 884, 1423, 1431, 1442, 1449, 1597, 1787, 1808, 1949, 1955, 1970, 2056, 2092, 2094, 2095, 2096, 2097, 2098, 2099) No.lu Uyuşturucu Madde Bağımlılığı ve Yeni Bağımlılık Türlerinin Araştırılarak Bağımlılığın Nedenlerinin ve Alınacak Tedbirlerin Tespit Edilmesi Maksadıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 02.11.2017 |
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında, Hakkâri Şemdinli'de, bugün, hain terör örgütü tarafından şehit edilen askerlerimize ve korucularımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, uyuşturucuyla mücadelede bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde yeni bir komisyon kuruluyor. Bu vesileyle, AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Benden önce konuşan değerli Başbakan Yardımcımız ve üç partimizin değerli temsilcilerine duyarlı konuşmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Uyuşturucu önemli bir problem. Değerli arkadaşlar, bazı meseleler vardır ki belli bir kesime özgüdür, belli bir coğrafyaya özgüdür, belli bir döneme özgüdür ama uyuşturucu herhangi bir kesime, herhangi bir coğrafyaya veya herhangi bir döneme özgü bir problem değil. Dünyanın her yerinde ciddi bir problem ve dünyanın her yerinde de giderek artan bir problem. Dolayısıyla, bugün attığımız adımların yarınlarımızı daha iyi etkilemesini umuyorum. Bu çerçevede bugün kurulacak olan araştırma komisyonunun da ülkemizin geleceği adına çok önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, dünyada her 20 kişiden 1'isi uyuşturucu kullanıyor. Yani yaklaşık 250 milyon civarında uyuşturucu kullanıcısı var. Rakamlara baktığınız zaman Avrupa'da, Batı Avrupa'da özellikle bu oranın yani 15 ila 24 yaş aralığını baz alırsak bir kez deneme oranı anlamında yüzde 29 civarında bir ortalamaya sahip olduğunu görüyoruz. Çek Cumhuriyeti'nde yüzde 52, Romanya'da yüzde 3 gibi birbirinden çok farklı rakamlar var. Bu çerçevede, bu kritere göre yani 15 ila 24 yaş arası uyuşturucu maddeyi bir kez deneme oranı anlamında Türkiye'yle ilgili elimizdeki son veri -ki 2011 yılına aittir- yüzde 2,7 civarında ama bu rakamları konuşurken esasında sadece rakamlara bağlı kalmamak lazım. Zira ortaya çıkan rakamlarla algılar çok farklı. Toplumun algısı uyuşturucuyla ilgili konulara çok daha hassas olabiliyor. Esasında benden önce konuşan arkadaşlarımız rakamlarla ilgili konularda yorumlar yaptı, Sayın Başbakan Yardımcımız da yeni bir araştırma yapılıyor olduğunu ifade etti. ECPAT araştırması yapıldığı zaman -ki Avrupa'daki uyuşturucuyla ilgili oranları ortaya koyan en önemli araştırmadır- o rakamlar ortaya çıktığı zaman belki üzerinde daha fazla konuşabiliriz ama çıkan rakamların bizde oluşturduğu algıyı farklılaştıran birkaç tane sebep var. Bir tanesi farkındalığın artmış olması yani gerek toplumda gerekse bu uyuşturucuyla mücadelede etkin kurum, kuruluş ve kişilerin farkındalığının artmış olması.
İkincisi: Uyuşturucu meselesinin birazcık yıldırım düşmesine benzer olduğu gerçeği. Yani bir yıldırım gürültüsünü duyduğumuz zaman, o yıldırımın düştüğü noktada gerçekten ciddi bir tahribat olur ama insanların, kendi evine veya yakınına düşmediği zaman bu tahribata "Oh, bana düşmedi." şeklinde olduğu, ama yakınına düşerse de onun çok daha dramatik, vahim olduğu gerçeğidir. Dolayısıyla bu yıldırım düşen noktaların bize olan yansımaları, siyasi veyahut da toplumda kanaat ifade edecek kesimlere yansıması doğal olarak o farkındalığı artırıyor. Aslında, bu, bizim bir noktada mücadele azmimizi de artıran bir başka unsur; bu çerçevede de düşünmek gerekir.
Ama rakamlar bizi yanıltmasın değerli arkadaşlar. Türkiye iki açıdan risk altında: Bir tanesi, Türkiye'nin bir geçiş güzergâhı olması yani Birleşmiş Milletler Suç Ofisinin resmî rakamlarına göre -biraz önce Sayın Salıcı "İran" dedi ama aslında Afganistan kaynaklı yüzde 92,6'sı- doğal uyuşturucuların yüzde 92,6'sı Afganistan kaynaklı ve oradan batıya geçerken kullandığı en önemli yollardan bir tanesi Türkiye'nin güney kesiminden geçen klasik İpek Yolu. Diğeri, Karadeniz ve Sibirya'dan geçen üç tane rota. Doğal olarak Türkiye o geçiş güzergâhında olduğu için bir risk altında ve aslında burada emniyet güçlerimize, kolluk kuvvetlerimize çok büyük bir teşekkür borçluyuz. 2006'dan beri Türkiye, Avrupa Birliğinin toplam ülkelerinin yakaladığı uyuşturucu miktarının 2 katından daha fazlasını sınırlarında yakalıyor. Aslında bu, Türkiye'nin küresel ölçekteki uyuşturucuyla mücadelede bütün insanlığın gençlerini bu zararlı illetten ne kadar koruduğunun da bir göstergesidir. Burada emniyet güçlerimize ve kolluk kuvvetlerimize bir teşekkür borçlu olduğumuzu da ifade etmem lazım.
İkincisi, Türkiye genç bir nüfusa sahip yani nüfusunun yarısı otuz yaşının altında. En riskli yaş grubunun da otuz yaş altında olduğu düşünülürse, bu, Türkiye'nin uyuşturucuyla ilgili mücadelede riskini ortaya koyuyor. Dolayısıyla, 2008'den beri hasbelkader bu konuyla uğraşmış bir arkadaşınız olarak, bu Komisyonun da hem geçmişte yapılan çalışmaları ortaya koyması hem de bundan sonraki süreçte atılacak adımlarla ilgili hususları ortaya koyması adına çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ama, uyuşturucuyla mücadelenin çok boyutlu olduğunu da ifade etmemiz lazım. Yani, devlete düşen görevler var, ailelere düşen görevler var, topluma düşen görevler var, medyaya düşen görevler var; her bir görevi de bizim detaylı bir şekilde konuşmak ve ortaya koymak gibi bir zorunluluğumuz da var.
Devletimizin bence 3 tane önemli görevi var, bir tanesi; riskli bireylerden başlayarak, uyuşturucuyla bireylerin buluşmasının engellenmesi. İkincisi, uyuşturucu bağımlısı olmuş vatandaşlarımızın kurtulması veya ıslah edilmesi. Üçüncüsü de o kurtulmuş veya ıslah olmuş vatandaşlarımızın iş, aş, sıcak yuva sahibi olması yani toplumda ayağının üzerinde durabilen bir birey hâline gelmesi.
Bu çerçevede, tabii ki Hükûmetimiz aslında çok önemli çalışmalar da yapıyor. Bakınız, 2008'de bizim yaptığımız, biraz önce Sayın Başbakan Yardımcımızın ve Sayın Salıcı'nın bahsettiği araştırma komisyonu raporu, 500 sayfaya yakın bir rapor. Ama, bu rapor, 2014'teki uyuşturucuyla mücadelede çok önemli olan Acil Eylem Planı'nın oluşmasında da önemli bir katkı sağladı ve Hükûmetimizin, Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, bakanlarımızın çok önemli katkılarıyla bir eylem planı hâline dönüştü. Daha sonra, Dünya Sağlık Örgütü de bizim yaptığımız o entegre çalışmayı, Avrupa Birliği bölgesindeki 52 ülkeye, İngilizceye çevirerek, dünyaya örnek bir çalışma olarak da sundu.
Peki, bu Komisyonu şimdi niye kuruyoruz? Çünkü farklı bir dünyada yaşıyoruz. Yani, bir yandan imkânlar bir yandan ihtiyaçlar artarken, toplumun uyuşturucuyla ilgili konularda da birtakım beklentileri var. O beklentilerine de bizim cevap vermek gibi bir sorumluluğumuz var. İşte, bu Komisyon belki böyle bir görevi de üzerine almış olacak.
Ama, değerli Genel Kurula şunu ifade etmek isterim: Bağımlılığı sadece uyuşturucudan ibaret de görmemek lazım. Bağımlılık, aslında bir sarmal, birbirlerini etkiliyor. Mesela, sigara içen herkes esrar kullanmıyor ama esrar kullananların yüzde 90'ından fazlası sigara içiyor. Alkol ile uyuşturucu ve diğer bağımlılıklar arasında ciddi bir bağlantı var. İnternet bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı günümüzün önemli problemlerinden birisi. Belki imkânlarını hepimiz kullanıyoruz ama sıkıntılarını esasında çocuklarımız daha fazla hissedebiliyor. Mesela, internet bağımlılığı olanların yüzde 50'sinden fazlasında bir başka psikiyatrik bozukluğun olduğu yine bilim adamları tarafından ortaya konulmuş; yüzde 38'inin diğer bağımlılıklarla beraber olduğunu, obeziteyle beraber seyrettiğini ve bir yandan fiziksel sağlığını, öbür yandan ruhsal sağlığını olumsuz yönde etkilediğini biliyoruz. Dolayısıyla, bu yeni kurulacak komisyonun sadece uyuşturucu değil, diğer bağımlılık türlerine de birazcık eğilmesini ve o konularla ilgili de fikirlerini, önerilerini ortaya koyması gerektiğini düşünüyorum. Bunu yaparsak toplum için ve gelecek için çok güzel bir iş yapmış olduğumuzu ve olacağımızı düşünüyor, ben, bu komisyonun kurulmasına destek olan bütün parti gruplarına ve Hükûmete teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ünüvar.