GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:08.11.2017

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 15'inci maddesi üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz bu torba yasanın Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeleri esnasında Gelir Vergisi Kanunu'nda değişiklik yapan birçok maddesinde yeniden düzenlemeler yapıldığını gördük. Bu durum çok önemli değişiklikler yapan yasaların alelacele, çok iyi hazırlanmadan düzenlendiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Bugün geldiğimiz noktada Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti maalesef bu torba yasa geleneğinden vazgeçmedi ve bugün birbirinden bağımsız onlarca farklı düzenlemeyi bir torba içinde ele almak zorunda kalıyoruz. Torba yasayla çıkarılan yasalar da kısa bir süre sonra yeniden değişiklik yapılmak üzere maalesef tekrar karşımıza çıkıyor.

Değerli milletvekilleri, benim şu anda üzerinde konuştuğum 15'inci maddeyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 74'üncü maddesinde değişiklik yapılıyor. Bu maddede yapılan değişiklikle kira gelirlerinin vergilendirilmesinde götürü gider oranının yüzde 25'ten yüzde 15'e düşürülmesi düzenlenmiştir. Gayrimenkul sermaye yani kira geliri olanlardan götürü gider yöntemini seçenler, elde ettikleri kira gelirinin yüzde 25'ini giderlerine karşılık olarak vergi matrahından indirebiliyorlardı; bu değişikle, bu maddeyle bu oran yüzde 15'e indirilmek isteniyor. Örneğin, şu anda 10 bin liralık kira geliri olan bir vatandaşımız bunun 2.500 lirasını vergi matrahından indirip 7.500 Türk lirasının vergisini ödüyordu ama bugünden itibaren -bu madde eğer kabul edilirse- gider indirimi yüzde 15'e indirildiğinde 1.500 Türk lirasını götürü gider indirimi olarak matrahtan düşüp 8.500 liranın vergisini ödemek zorunda kalacak; bu durumda, kira geliri elde eden vatandaşlarımızın ödeyeceği vergi matrahı artmış olacak.

Komisyon aşamasında, Komisyon üyesi milletvekillerimizin, vatandaşımıza adaletsiz bir vergi yüküyle karşılaşmamaları için sermaye iratları beyanında kira hasılatı arttıkça götürü gider oranının kademeli olarak düşürülmesi önerisi maalesef Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından reddedilmiştir. Dolayısıyla, Hükûmet bu değişiklikle ek gelir elde etmek için vatandaşa bir vergi yükü daha yüklemiş oluyor.

Evet, değerli milletvekilleri, Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerini bugüne kadar takip ettiğim kadarıyla, Hükûmetin 2017 yılına ilişkin ne büyüme ne enflasyon ne işsizlikte ilgili hedeflerinin tutmadığını görüyoruz. Hedefleri tutmayan Hükûmetin ekonomik anlamda geriye gidişin önüne geçmek için torba yasalarla ek vergi yüklerini karşımıza getirdiğini görmekteyiz. Gıda, sağlık, ulaşım, konut gibi vatandaşımızı doğrudan etkileyen alanlarda yapılan zamlar da had safhaya ulaştı, işte, enflasyonun son dokuz yılın rekorunu kırması gibi. 2017 yılının sonunda enflasyonun çift haneli seviyeye ulaşacağı bugün kesinleşmiş gözüküyor.

Resmî verilere göre işsizlik yüzde 10,7'ye yükseldi; her 4 gençten 1'i işsiz. İşte, açlık sınırı ve yoksulluk sınırıyla yükselen ve yoksullaşan halkımız. Türkiye'de yaklaşık 16 milyon vatandaşımız açlık sınırı altında, 48 milyon vatandaşımız yoksulluk sınırı altında yaşama tutunmak durumunda. Hükûmet, vatandaşın yastık altındaki ve evlerindeki 3-5 kuruş dövizini piyasaya sürmesi çağrısında bulunuyor ve bununla da tasarruf yaptığını düşünüyor. İşçiye zorunlu bireysel emeklilik sistemiyle, gerçekten asgari ücretliden, açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren vatandaşlarımızdan, Hükûmet, zorunlu birikim yolunu kendisine kaynak sağlayarak tasarruf yapmaya çalışıyor. Ancak değerli milletvekilleri, ülkemizin içinde bulunduğu sorunlardan kurtulmanın çözümü, torba yasalarla getirdiğiniz kısa vadeli geçici çözümler ve vergi artışları değil. İhtiyacımız olan ekonomik kalkınmanın ve üretime dayalı büyümenin yolu, nitelikli ve çağdaş eğitim politikalarından ve nitelikli insan kaynağından geçmektedir. Ancak on beş yıldır ülkemizi tek başına yöneten ve eğitim sistemini tek başına yönlendirme yetkisine ve sorumluluğuna sahip olan Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri, maalesef, sürekli değişen bakanlar ve sürekli değişen eğitim sistemiyle; tek övünç kaynakları artan derslik, öğretmen sayısı, bütçe artışının ötesinde niteliğe geçemiyor.

Evet, sonuç olarak, ekonomi ve eğitim başta olmak üzere, vatandaşımızın sorunlarına çare üretemeyen, çare üretmediği gibi yeni sorunlar üreten, halkımızın refah düzeyini düşüren, yoksullaştıran bu Hükûmete vatandaşlarımızın ilk seçimde tepkisini göstereceğine inanıyorum.

Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.