GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tahir Elçi'ye ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:22
Tarih:14.11.2017

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Dostum ve meslektaşım Tahir Elçi üzerine söz almış bulunmaktayım.

Tahir Elçi, kelimenin tam anlamıyla, değerli milletvekilleri, katledildi. Bundan yaklaşık iki yıl önce 28 Kasımda katıldığı bir televizyon programında Kürt meselesinin anlamsız bir reyting tartışmasına kurban edilmesi sonucu bir polemik tuzağına çekildi. Bir ay boyunca medyada linç edildi, aşağılandı. Sonra saldırgan yargının eline düştü, davalar açıldı ve tam da bunun akabinde Diyarbakır'da katledildi. Tam da barış çağrısı yaparken, "şiddete ve teröre son" çağrısı yaparken faili meçhul bir cinayete kurban gitti maalesef.

Yargı onun peşindeydi sağken ama öldürüldükten sonra sessiz kaldı ve sessiz kalmakla da yetinmedi, şu anda kendisini terörist ilan etmekle meşgul yargı. Neden bunu söylüyorum değerli arkadaşlar? Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 1 Kasım 2017 tarihli bir iddianamesi... Bu, Tahir Elçi'nin cenaze fotoğrafı, Diyarbakır'da yüz binlerce kişi katıldı. Ben de meslektaşım, dostum olan Tahir Elçi'nin cenazesine dostlarıyla beraber cübbemle katıldım. Arkada, terörist ilan edilen Mahmut Tanal var bu fotoğraftan dolayı, Selahattin Demirtaş var HDP Eş Genel Başkanı, Feleknas Uca var milletvekili ve tabii ki sevgili eşi Türkân, çocukları Arin ve Nazenin var bu fotoğrafta. Bu fotoğraf iki yıldır "terörist cenazesi" diye ak troller tarafından servis ediliyor. Tümünde AK PARTİ'nin logosu var, Erdoğan'ın logosu var bütün o ak trollerin servis ettiği "tweet"lerde ve sosyal medyada.

Şimdi, troller sadece sosyal medyada yok, maalesef troller şu anda yargıda da var. Sık sık Çağlayan Adliyesine gidiyorum, diğer adliyelere gidiyorum OHAL mağdurları için. Adı "adalet sarayı" olan buralar maalesef adalet mezarlığına dönüşmüş durumda. Tam bir yargı cuntası var; astıkları astık, kestikleri kestik, hiç kimseyi dinlemeyen, ali kıran baş kesen olmuş bir yargı cuntası var. Şimdi, o cuntanın üyeleri Tahir Elçi'nin şu cenazesine ve Tahir Elçi'nin kendisine "terörist" dediler, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi... Ama -buradan milletvekillerine sesleniyorum, Tahir Elçi'yi çok iyi tanıyan milletvekilleri de var burada, eski baro başkanları var- bir tek itiraz gelmedi bu fotoğraflara ve onun linç edilmesine AK PARTİ'den, tek bir itiraz gelmedi iki yıl boyunca.

Bakın, arkadaşlar, bir yurttaş bu fotoğrafı paylaşmış, fotoğraflardan bir tanesi bu, savcının iddianamesi: "2 no.lu ekran alıntısında terör örgütü mensubunun cenazesine ait olan bir fotoğrafın üzerine..." Yani bu, terör örgütü mensubunun cenazesi ilan edilmiş.

Değerli arkadaşlar, yargının bu kadar çok çukurda olduğu, bir cuntaya dönüştüğü başka bir dönem olmamıştı. Tahir Elçi sadece barış için şiddet ve teröre karşı çıkan bir dostumuzdu, kendisini iyi yetiştirmiş bir hukukçuydu. Onu burada terörist ilan edenlere lanet okuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Ölümüne -iki hafta sonra iki yıl olacak- lanet okuyorum. Ve bu sıralardan da, özellikle de AK PARTİ sıralarından da bu fotoğrafa ve bunu yazan... Bu bir hata değil değerli arkadaşlar, özensizlik de değil; bu bir siyasal tercihtir. Bu tercihe sizin de karşı çıkmanızı istiyorum eğer gerçekten de bu suça ortak değilseniz çünkü Başbakan gitmişti, evini ziyaret etmişti "Faili meçhul kalmayacak." demişti ama şimdi, faili meçhul kaldığı gibi terörist ilan edildi.

Ben, tekrar, anısı önünde saygıyla eğiliyorum ve onu terörist ilan edenlere de "İki elimiz yakanızda olacak." diyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)