| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 14.11.2017 |
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 50'nci maddesinde verdiğimiz önerge üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Tasarının bu maddesiyle 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 24'üncü maddesinin onikinci fıkrasında değişiklik öngörülmektedir. Bu madde, ruhsat sahibi işletmelerin üretim yapmaması ya da belli bir seviyenin altında üretim yapmaları hâlinde kesilen idari para cezaları ve devamında ruhsat iptaline giden yaptırımlar ve benzeri durumları düzenliyor. Yapılmak istenen değişikliğin özü, aslında asgari üretim oranının artırılması, beyan edilen yıllık oranın yüzde 10'u kadar üretim üç yılda aranırken bu sefer beş yılda en az üretim yapılan üç yılın, beyan edilen yıllık üretim miktarının yüzde 30'undan aşağı olmaması şartının aranması şeklinde. Daha başka şeyler de var. Sorun şu: 13 bin adet maden işletme ruhsatına sahip işletmeden çoğu ya hiç üretim yapmıyor ya da belirlenen asgari seviyelerin altında üretim yapıyor. Yani rezervlerimizin maalesef, ekonomiye kazandırılması bu şekilde yavaşlıyor. Değişiklik de zaten bu gerekçeyle geliyor. 13 bin ruhsat az mıdır, çok mudur onu bilmiyorum.
Verilen üretim taahhütleri yerine getirilmiyor. Yıllık üretimin yüzde 10'unu üç yılda istediğimiz hâlde, ciddi bir sorun yaşıyoruz. Ya biz ruhsat verme prosedürlerimizi, kurallarımızı iyi belirleyip denetleyemiyoruz ya da birileri bizimle dalga geçiyor. İşletme ruhsatı alma kriterlerinin doğru belirlenmesi, ceza vermekten çok daha önem arz etmektedir. Bizim, ülke olarak en önemli sorunumuz da zaten burada. Biz yanlışları, suistimalleri önleme odaklı değil cezalandırma odaklı çalışan bir anlayışa sahibiz. Maden işletmeciliği yapacakların mali yeterlilikleri, teknik kadrosu, ekipman kapasitesi değerlendirilmeli ve bu kriterlere göre ruhsat verilmelidir.
Değerli milletvekilleri, bu şekilde çalışanlarla ilgili olarak, bu sektörde çalışanlarla ilgili olarak bir iki hususu da gündeme getirmek, tekrar etmek istiyorum. Çalışma ve iş güvenliği bakımından dünyanın en tehlikeli işlerinden birisi belki de madencilik sektörü, madencilik alanı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, daha yeni, 26 Eylül 2017 tarihinde bir tebliğ çıkardı -Sayın Bakan da buradalar- bu tebliğde Mesleki Yeterlilik Kurumu Mesleki Yeterlilik Belgesi gerektiren meslekler belirlendi. Maalesef madencilik sektöründe çalışanlar bu tebliğde sayılmadı yani madencilik tehlikeli veya çok tehlikeli işlerden görülmedi, demek ki tehlikesiz işlerdenmiş diyoruz.
Mesleki yeterlilikleri olmayan, denetlenmeyen, patronların performans baskısı ve üretim kaygısı yüzünden haddinden fazla çalışmaya zorlanan madencilerin hayatları maalesef şansa bırakılmaktadır. Madenlerin projelendirilmesi aşamasında iş sağlığı ve güvenliği önlemleri, acil durumlarda kurtarma işleri değerlendirilmeli ve bu hususların gerektirdiği mali analizler yapılmalı ve bunun için gerekli ödeneklerin ayrılması da sağlanmalıdır.
Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, sektör aslında kolay bir sektör değil, sorunları da çok fazla olan bir sektör ama bunların hiçbiri de çözülemeyecek sorunlar değil, yeter ki istekli olalım yeter ki çözmeye çalışalım. Bizim, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu konularda yapılacak her türlü düzenlemeyi, ülke menfaatine ve bu sektörde çalışanlar menfaatine yapılacak her türlü düzenlemeyi destekleyeceğimizi ifade ediyorum.
Yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)