GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:22
Tarih:14.11.2017

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 502 sıra sayılı torba kanunun 54'üncü maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge ülkemizin toprağı, taşı, arazisi ya da elinize sahip çıkma noktasında herkesi şöyle bir vicdanına götürüyor. Bir ülkeye sahip çıkmak, sizden sonra yaşayacak insanlara ekilip biçilebilir, o insanın, o ülkenin varlıklarını paylaşabilir ve sürdürebilir kılmaktan geçer. Ama bakın 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 14'üncü maddesinde yapılan değişiklik, mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan arazilere organize sanayi bölgesi, endüstri bölgesi, teknoloji geliştirme bölgesi ve serbest bölgeler kurulabilmesine ve kurulmuş bulunanların da genişlemesine olanak tanıyor.

Arkadaşlar, bu noktada geçmişte yine bir madde gelmiş, bütün siyasi partilerin komisyonda ortak bir anlayışıyla kaldırılmıştı. Biz de sevinmiştik ne kadar güzel bir ortak anlayış, bu ülkenin toprağına, taşına, ovasına, ağacına, kuşuna ortak sahip çıkabiliyoruz hiç değilse diye ama daha tehlikeli bir boyutta bugün gördüğümüz gibi yeniden geldi. Parlamentolar çıkardıkları yasalarla tarihe iz düşer ve saygınlık kazanırlar ama biz bu noktada ülkemizin ekilebilir alanlarını korumamakla hep birlikte bir vebalin altına imza atıyoruz. Gelin, bu sorumluluktan, bu vebalden kurtulalım, bizim Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği önergeye sahip çıkarak.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cumhuriyetin ilk yıllarında yani 1928 yılında yapılan bir kadastrolama çalışmasıyla, işlenen toplam arazilerin 7 katı kadar mera varmış bu ülkede. O tarihlerdeki 46 milyon hektar çayır ve mera varlığımız bugün ne yazık ki 15 milyon hektara kadar gerilemiştir. 48 milyon hektardan geldiğimiz 15 milyon hektar alana kadar düşüş, meselenin özü, ne yazık ki telafisi mümkün olmayan zararların da sonucudur.

Cumhuriyet Halk Partisinin 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri öncesi hepinizin bildiği gibi -şöyle bir hafızamızı yenileyelim- Merkez Türkiye Projesi vardı. Bu neydi? Merkez Türkiye Projesi, doğu ile batı arasındaki gelişmişlik farkını aza indirmek, bu ülkede göçü durdurmak, ülkenin her noktasında üretim yapmaktan yola çıkmıştı. Ama biz ne yaptık? Üretime olan destekleri, teşvikleri, yatırımı azaltarak insanları metropol kentlere doldurduk.

Değerli arkadaşlar, işte, 3 Kasım 2002'de Türkiye'nin 62-63 milyon nüfusunun yaklaşık olarak 22 milyonu köyde yaşıyordu, üretiyordu dağında, taşında, toprağında, arazisinde. Ülkenin nüfusu 81 milyona çıktı ama şu anda o köylerde yaşayan nüfus 6-7 milyon civarında. Gelin, hep birlikte el ele verelim, bu ülkenin insanlarını o metropol kentlerin yaşanmaz hâlinden, trafiğinden, curcunasından, egzozundan uzaklaştırıp yeniden döndürelim ama döndürmenin temel şartı, işte o doğduğu topraklardaki arazileri, ekili alanları, yaylakları, otlakları korumaktan geçiyor. İşte bu yasa da o anlamda, yeniden hepimizin ortak bir anlayışını, bir dokunuşunu bekliyor.

Değerli arkadaşlar, biz, bu torba yasadaki bu değişikliğin ülkemizin gelecek nesillerine ciddi zarar verdiğini düşünüyoruz ve diyoruz ki: Bu ülkede işte, sizin üretimden uzak politikalarınız sonucu Sırbistan gibi bir ülkenin etine muhtaç kaldık. Bu et üreten, et satın aldığımız ülkeler şunu yapıyorlar: Bu meralar, otlaklar, yaylaklar ve geniş alanlarda üretim yaparak dünyaya et satabilir hâle geliyorlar ya da arkadaş az önce örnek verdi, Hollanda'da denizden kazandıkları arazilerde, drenaj ve kurutma kanallarıyla burada ürettikleri alanlarda, çayırlarda, meralarda, otlaklarda yayılan hayvanlardan ürettiklerini dünyaya satıyor ve dünyanın bu anlamdaki üretim merkezi hâline geliyor.

Bu torba yasada yok yok olduğunu hepimiz biliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KADİM DURMAZ (Devamla) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Lütfen, tamamlayın.

KADİM DURMAZ (Devamla) - Tamamlıyorum.

Birçok şeyin bir arada olduğunu gördük ama topraklarımızın, meralarımızın, otlaklarımızın, yaylaklarımızın da kaybedileceği hiç aklımıza gelmiyordu.

Gelin, yeniden, ortak bir anlayışla, Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği bu önergeye sahip çıkalım ve bu maddenin yeniden kaldırılmasını sağlayalım diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)