| Konu: | BDP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 08.11.2012 |
MURAT YILDIRIM (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BDP Grubu tarafından verilen Meclis araştırması açılmasına dair önerge aleyhinde söz almış bulunmaktayım.
Maalesef, açlık grevi hâlen sürmektedir. 12 Eylül 2012 tarihinde birinci grup açlık grevine başlamış, 13 ve 15 Ekimde ise ikinci bir grup eyleme başlamıştır. Açlık grevi, hükümlü ve tutukluların kendilerine üç öğün verilen iaşe reddetme biçiminde başlamıştır. Grev, ilk olarak 6 ceza infaz kurumunda başlamış ve yayılarak da devam etmiştir. 1 Kasım itibarıyla 66 cezaevinde 683 kişinin açlık grevinde olduğu bilinmektedir, bu sayı bir ara 975'e kadar ulaşmıştır. Yaptığımız tespitlerde Adalet Bakanlığımızın cumhuriyet başsavcılıklarına konuya karşı duyarlı olmasına dair yazışma yapıldığı görülmüştür.
Sayın Bakanımız konuya gerçekten çok duyarlı bir şekilde yaklaşmaktadır. Doktor ve sağlık memuru görevlendirilmesi, acil ambulans bulundurulması için Sağlık Bakanlığıyla koordineli olarak çalışmaktadır. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü merkezînde oluşturulan kriz merkezî vasıtasıyla kurumlardan günlük bilgiler alınmakta ve değerlendirilmektedir.
Biz de Komisyon olarak Bolu Cezaevini ziyaret ederek yerinde incelemelerde bulunduk. Bu cezaevinde toplamda 118 PKK terör örgütü hükümlüsü bulunmaktadır. 17 odada 19 kişi açlık eylemini sürdürmektedir, bunların 10'u 12 Eylül 2012 tarihinde, kalan 9'u ise 15 Ekim 2012 tarihinde eyleme başlamıştır. Dolayısıyla eyleme ilk başlayanların bugün itibarıyla 57'nci günüdür, ikinci grup ise 25 gündür açlık grevindedirler. Her koğuşta en az 1 kişi eylemde bulunmaktadır. Eylemcilerin kendi talepleriyle, yaş ve sağlık durumuna göre örgüt mensubu bazı hükümlülerce seçildiği öğrenilmiştir.
Son kontroller 30 Ekim 2012 tarihinde yapılmış; ancak bu tarihten sonra muayene kabul edilmemektedir. Bu tarihten sonra kontroller ancak gözle yapılabilmiştir. İaşe almayı reddeden eylemcilere meyve suyu, şeker, su, limon gibi takviye besinler verilmekteyken 30 Ekim tarihi itibarıyla bu uygulamaya da son verilmiştir.
Devletin kontrolünde olan mahkûmların gerek Komisyon olarak gerek milletin bir temsilcisi olarak gerekse de bir insan olarak hiçbir insanın zarar görmesini istemeyiz. Bu insanlar her ne kadar terör suçundan hükümlü ya da tutuklu bulunsalar da sonuçta insanlardır. Şu anda devletin koruma ve kollaması altında hükümlülüklerini sürdürmekte ve cezalarını çekmektedirler. Siyasi talepleri bulunmaktadır. Hiçbir siyasi talep insanın sağlığından, can güvenliğinden öte olamaz. Bu sebeple, cezaevlerinde açlık grevi yapan insanların bir an önce bu eylemlerine son vermeleri çağrısında bulunuyorum.
Siyasi talepler silahla, açlık grevi gibi can pazarlığıyla değil, konuşarak, anlaşarak bu çatı altında çözülmelidir. Adalet Bakanımız önümüzdeki günlerde Meclise ana dilde savunma hakkına yönelik bir düzenlemenin geleceğini beyan etmiştir. Doğrusu, aslında beyan etmeye, Meclise getirmeye de gerek yok. Bu, zaten bir haksa savcılar, hâkimler bunu talep edip, görüşmelerini sağlaması gerekir diye düşünüyoruz. Burada yargının bunu çözmesi gerekir kanaatindeyiz.
Bu durum Hükûmetin iyi niyetli tutumunun göstergesidir. İnsanların bu şekilde can pahasına eylemlere sürüklenmesini bu çatı altındaki hiçbir siyasi partinin kabul edeceğini zannetmiyorum. Çünkü bu, kendi varlığının inkârıdır. Bu, siyasetin dışlanması, konuşmanın dışlanmasıdır.
Tutuklu ve mahkûmları baskı ve dayatmalarla bu eylemlere sürükleyenler sağduyudan yoksun olsalar da açlık grevine devam eden insanlar, üzerindeki tüm baskılara karşı koymalı ve açlık grevini sonlandırmalıdır.
Cezaevlerini İnceleme Komisyonu olarak yaptığımız incelemelerde yanımızda doktorlar da bulunuyordu. Önümüzdeki günlerde ayrıntılı raporumuzu yayınlayacağız. Yaptığımız gözlemlerin bir kısmında edindiğimiz bilgileri burada sizlerle paylaşmakta yarar olduğuna inanıyorum. Doktorlar eylemcilerin genel durumlarının iyi olduğunu beyan ettiler. 1 kişinin günde 2.000 kaloriye ihtiyacı olduğunu söylediler. Eylemcilerin aldıkları sıvı gıdaların 500 kalori civarında bir enerji vereceği, buna bağlı olarak ciddi bir hâlsizlik içinde olmaları gerekirken görüşülen eylemcilerde böyle bir hâlsizlik emaresi görülmediğini söylediler.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Bunu hangi doktor söyledi Sayın Hatip, hangi doktor bunu söyleyebilir?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Bunu, hem kurum doktoru hem bağımsız doktor? Orada sizin temsilciniz de vardı, Ertuğrul Bey de vardı CHP'den Mahmut Bey de vardı ve Komisyon olarak gittik, biz hiç kimseyi de ayırt etmedik, beraberce bir arada?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Hiçbir doktor kırk gün boyunca yetersiz gıda alan bir kişi hakkında böyle bir rapor düzenlemez, düzenleyemez, tıbbi etiğe aykırıdır.
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Efendim rapor? Gözle zaten muayene edilmiyor, gördüklerini söylediler, biz de doktorların gördüklerini söylüyoruz. Burada bu kendi bilgimiz değil, inceledik, Komisyon olarak gördüklerimizi paylaşıyoruz. Burada 30'a yakın cezaevini inceledik, bu 30'a yakın cezaevlerinin hepsinde fiziki şartlarda bir sıkıntının olmadığı, kötü muamele, işkence, geçmişe yönelik olan sıkıntılarının olmadığını biz tespit ettik, bunlar raporla sabittir ve sizler de bunu görüyorsunuz. Ama bu son olaylar açlık greviyle ilgilidir. Bunun da maalesef dışarıdaki yönlendirmeyle yapıldığı da görülmektedir. Keşke siyasiler burada yapsalar.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Onlarla görüştünüz mü? Onlar "yönlendirmeyle mi girdik" dediler?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Ya bilemem yani yönlendiriyorlar mı?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Bilmezseniz o zaman neye dayanarak söylüyorsunuz?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Kendi istekleriyle mi yapıyorlar?
BAŞKAN - Genel Kurula hitap edin Sayın Yıldırım, lütfen?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Burada açlık grevinde olmalarını hiç kimse kabul etmiyor, biz de kabul etmiyoruz. İnsanların canı üzerinde siyaset yapılmasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz.
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Yani siz tarafsız bir Komisyonun üyesi olarak gitmişsiniz? Ayıp ya ayıp. Bir de İnsan Hakları Komisyonusun.
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Ayıp değil, ben gerçeği söylüyorum. Eğer doğruyu söylemek ayıpsa ben bu ayıbı yaparım ama sizin yaptıklarınız eğer yönlendirmek şeklinde oluyorsa bu da doğru değildir.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Hayır Sayın Vekilim, size "bizi yönlendiriyorlar, bize talimat verdiler o yüzden girdik" diyen oldu mu? İnsan Hakları Komisyonu üyesisiniz sizin tarafsız olmanız lazım. Komisyon olarak gittiniz.
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Efendim, burada ben doktorların beyanını söyledim, bağımsız bir doktor geldi. Bağımsız doktorla birlikte kurum doktoru da oradaydılar. Cezaevine girdiğimizde, "Kimler açlık grevinde?" diye sorduğumuzda ancak kendilerini beyan ettiler. Öyle hâlsizlik emareleri veyahut da "açlık grevindeyim" diye kendisini ortaya koyan olmadı. Biz söyledikten sonra, "Biz açlık grevi sürdürüyoruz" dediler. 3 kişiden 2'si açlık grevi sürdürüyor veya açlık grevini, kendisini ortaya koyanlar olmadı. Biz söyledikten sonra "Biz açlık grevi sürdürüyoruz." dediler, 3 kişiden 2'si açlık grevi sürdürüyor ve 10 kişilik bir koğuşta 1 kişi açlık grevi sürdürüyor ve diğerleriyle birlikte bakıldığı zaman da gözle tespit edilecek bir noktada olmadığını ben söylüyorum ve doktorlar bunu söyledi. Bu benim kendi tespitim?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Vekilim, ağır konuşuyorsunuz, birkaç gün sonra cenazeler çıkınca bu konuşmaların altından çıkamazsınız.
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Hayır, efendim, biz buna razı değiliz, buna karşılık vermiş değiliz, böyle olsun da istemiyoruz.
BAŞKAN - Sayın Yıldırım, karşılıklı konuşmayalım lütfen, Genel Kurula hitap edin.
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Benim tespit ettiğim bir şeyi söylüyorum burada. Kesinlikle burada?
HALİL AKSOY (Ağrı) - Cezaevinde size yemek almadıklarını söylediler mi?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Efendim?
HALİL AKSOY (Ağrı) - Size yemek almadıklarını söylediler mi?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Evet, söylediler.
HALİL AKSOY (Ağrı) - Kantin işliyor mu?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Kantin işliyor, evet.
HALİL AKSOY (Ağrı) - Ne alıyorlar kantinden?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Yani kantinden ne alıp almadıklarını? Ben burada tespitlerimi?
HALİL AKSOY (Ağrı) - Kantinden ne alıyorlar? Ne alıyorlar kantinden, onu söyler misiniz?
BAŞKAN - Lütfen Sayın Milletvekili?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Yine, heyet olarak tutuklu ve mahkûmların grev süresince kilo kaybı ve kantin alışverişlerini de inceledik, bunları da inceledik yani hem kilo kaybı var mı, kantinden alışveriş yapıldı mı diye. F tipi ceza infaz kurumunda birincisi 22 Ekimde, ikincisi 30 Ekimde yapılan kilo-nabız kontrol tutanakları üzerinde yaptığımız incelemelerde 19 eylemcinin 12'sinin 1 ile 7 kilo arasında değişen kilo kaybına uğradıkları, 1 eylemcinin 2 kilo aldığı, kalan 6'sının aynı kiloda kaldıkları tespit edilmiştir. Bu bir tespittir.
PERVİN BULDAN (Iğdır) - 7 kilo az mı?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Efendim, ben bilemem.
PERVİN BULDAN (Iğdır) - 7 kilo vermek az mı?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Yahu, 7 kilo? Bak, ben bu polemiğe girmek istemem, ben olanları söylüyorum.
Kantin alışveriş listesi üzerinde yapılan incelemelerde ise, açlık grevindeki bazı hükümlülerin domates, salatalık, yoğurt, kuru kayısı, peynir, konserve, balık, meyve, bisküvi, çikolata gibi katı gıdalar aldıkları, eylemcilerle aynı koğuşta kalan diğer hükümlülerin de alışveriş listesinin de oldukça uzun olduğu görülmüştür. Bunlar, ben Komisyon olarak gördüklerimizi söylüyorum. Heyetin amacı, eylemcilerin eyleminde samimi olup olmadıklarını sorgulamak olmasa da, konunun gündeme gelmiş olması nedeniyle bu iddiayı kısmen inceledik ve araştırdık. Doğru bilgilenmesi lazım, kamuoyunun da doğru bilgilenmesi lazım, sizin de doğru bilgilenmeniz lazım.
SIRRI SAKIK (Muş) - Canım Kardeşim, yarın -Allah korusun- ölüm gerçekleşse?
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Sizin grubunuzdan da orada arkadaşınız var, Ertuğrul Kürkcü Bey var, yani CHP'den arkadaşlar var.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, dün, cezaevinden geldik, doğru bilgilere sahibiz.
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Ee, biz de cezaevindeyiz. Ben orada şartların? Yoğunluktan sıkıntı var mı? Var. 80 kişilik koğuşlar elbette sıkıntılı, bir an önce onların çözülmesi lazım.
Cezaevinde, geçmişte ana dilde konuşma telefonda yoktu, bu hak verildi. Cezaevinde sağlık problemleri vardı, edindiğimiz raporlar bunlar, çözüldü. Askerî cezaevlerinde tek tip elbise vardı, bunlar çözüldü. Askerî cezaevlerinde, diğer şeylerde kontroller vardı, girişte sıkı kontroller vardı; bunlar, edindiğimiz raporlar neticesinde çözüldü.
HALİL AKSOY (Ağrı) - O elbiseleri biz giymedik.
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Efendim, giyip giymediklerini bilemiyorum ama olanları biz söylüyoruz.
Burada?
HALİL AKSOY (Ağrı) - Ölüm pahasına da olsa giymedik, her gün dayak yememize, işkence yapmalarına rağmen bunu yaptık.
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Öte yandan, BDP Grubunun açılmasını istediği Meclis araştırması önergesine ilişkin?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MURAT YILDIRIM (Devamla) - ?birçok çalışma, gerek bağımsız kuruluşlar gerekse Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı tarafından tespit edilmiş konulardır, yani araştırma önergesinin konusu olmadığını söylüyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.