| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 16.11.2017 |
CHP GRUBU ADINA ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi tarafından verilen Meclis araştırması önergesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi adına görüşlerimi açıklamak üzere huzurlarınızdayım.
Şimdi, aslında temelde şuna bakmak lazımdır: Eğer bir ülkede yargı kararları çok konuşuluyorsa, eğer bir ülkede yargı kararları her gün tartışılır hâle gelmişse o ülkenin demokrasisinde sorun vardır. Eğer bir ülkede yargı kararları gündemi teşkil eder mahiyet arz etmişse o zaman temel hak ve özgürlükler konusunda da sorun vardır. Türkiye, ciddi anlamda bir yargı sorunuyla, yargı bağımsızlığının olmadığı konusuyla baş başadır. Keza 3 tane temel neden vardır. Kuşkusuz ki geçmişten bu yana da yargı kararları zaman zaman eleştirilmiştir, yargı kararlarının siyasal niteliklerine yönelik değerlendirmeler olmuştur ama ilk kırılma anı 12 Eylül 2010 referandumudur. Bu referandumla, ne yazık ki yargı, bir çeteye teslim edilmiştir. 15 Temmuz sonrasında 4 bine yakın hâkim ve savcının meslekten ihraç edilmesi bunun en önemli somut göstergesidir.
İkincisi, ne yazık ki, 16 Nisan tarihinde yapılan referandumdur. Burada da yargı, hemen hemen bütünüyle yürütme organının parçası hâline dönüştürülmüştür, ülkeyi yönetecek Cumhurbaşkanının bir arka bahçesi hâline dönüştürülmüştür.
Üçüncü bir nokta ise OHAL uygulamalarıdır. Türkiye'de yargı bağımsız değildir. Temelde bir ülkede yargı içindeki bir yanlışlık kendi mekanizması içerisinde düzeltilir. Yargının yerel mahkemesinde verdiği bir yanlış karar prosedür içerisinde, o hiyerarşik yapı içerisinde düzeltmeye tabi tutulur ama bir ülkede eğer yargı, yürütme organının bir parçası hâline gelirse artık o yanlışlığı düzeltmek o ülkeyi yöneten egemen gücün iki dudağının arasında kalır ve bu ülkelerde ne yazık ki demokrasiden söz edilemez.
Son bir sözüm var bu konuda, son günlerde çok gündemde, aslında bu ülkenin aş, iş sorunu var ama biz Rıza Zarrab işini konuşuyoruz. Son bir haber aksetti tarafımıza, internette var, Güney New York Savcılık Sözcüsü Nick Biase'nin bir açıklaması var, Rıza Zarrab'la ilgili olarak diyor ki: "Şimdilik o kişi hakkında söyleyeceğim şudur: Bu kişi 'under federal custody' durumundadır." Bu şu anlama gelir: Federal gözaltında, federal koruma altında demek istiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER SÜHA ALDAN (Devamla) - Bir dakika alabilir miyim?
BAŞKAN - Tabii ki buyurun, tamamlayın.
ÖMER SÜHA ALDAN (Devamla) - Sağ olun.
Normal koşullarda eğer bu kişi tutuklu olmuş olsa idi, o takdirde onun hukuksal durumunu "prisoner" olarak açıklamalıydı ya da "Cezaevinde şu anda." anlamında bir şey söylemek isteseydi "in prisoned" demesi lazımdı. Şu anlaşılıyor ki: Rıza Zarrab şu anda cezaevinde değildir; büyük bir olasılıkla, FBI'ın tanık koruma çerçevesinde bir yerde tuttuğu kişi konumundadır. Keza, keşke -bu kürsüden de ben o zamanlar söyledim- bu sorunu biz kendi hukukumuzla halletmeye çalışsaydık, böyle yabancı ülkelerin birtakım tezgâhlarının aleti hâline bu işi döndürmeseydik diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)