GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:24
Tarih:16.11.2017

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 502 sıra sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 83'üncü maddesinde verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, vergi, insanların içinde yaşadığı, çalıştığı devlete kazancının bir kısmını vermek demektir. Bunu niye yapar? Çalışıp çabalayıp, hizmet ve mal üretip para kazanırken iş güvenliğini, mal ve can güvenliğini, sağlık, eğitim, barınma, beslenme ve üretme güvenliğini sağlasın diye. Bunu yaparken devletten dürüstlük, samimiyet, şeffaflık, adil olma, fırsat eşitliği yaratma, hukuk çerçevesinde hareket etme becerisini göstermesini bekler. Bu beklentilerinde sözlü, hamaset dolu yaklaşımlar değil, samimi uygulamalar bekler. Vatandaşlarımız böyle bir çabayı görürse vergisini gönül rahatlığıyla, seve seve verir ama böyle söyleyip, hamasi nutuklar atıp daha sonra da kaynağı nereden olduğu belli olmayan paraları "Oğlum, sıfırladın mı?" derseniz yahut yüksek mevkide olanların evlatlarının nereden kazandıkları belli olmayan paralarla aldıkları gemiler ve onlarla yaptıkları taşımacılık, ticaret vesaireyi hangi ülkelerde yaptığını, niçin vergi kaçırdığını bir türlü anlatamazsanız bu insanlardan vergi almak için de çabayı biraz zor gösterirsiniz. Bu çelişkileri izah etmezseniz seve seve vermesi bir tarafa zorla alırsınız. Zorla almaya başladığınızda da hem masrafa boğulursunuz hem de mükellefle sürekli problem yaşarsınız.

Her şeyden önemlisi halkımızı üretici yapmaktır; hizmette üretim, tarımda üretim, hayvancılıkta üretim, sanatta üretim, bilgide üretim, bilimde üretim, sanayide üretim. Üretim yoksa vergi yok, üretim yoksa bölüşüm de yok. O zaman burada birbirimizi yeriz. Üretim olmayan yerde rahatsızlık var, sızlanma var, kavga var, anarşi var, sevgisizlik var, mutsuzluk var. Üretim varsa sevgi var, barış var, kardeşlik var, mutluluk var; bunların hepsi, üretimi adil olan, adaleti tesis eden devletlerde var.

Yöneticileri saygılı, samimi, kurumları yerleşmiş, hukukun dışına hiçbir zaman çıkmayan, kuvvetler ayrılığı ilkesi yerleşmiş, kimsenin kimseyi hor görmediği, düşüncesine saygılı, geçmiş millî kahramanlarına saygılı, şehit ve gazilerini anarken küfretmeyen, toplumuna saygılı, bilime saygılı, çağdaşlığa saygılı, kimseyi kayırmayan, hak etmediği bir şeye uzanmayan, soruları aşırıp sınavlarda haksızlık yapmayan, adına "mülakat" denilen adam kayırma yöntemine itibar etmeyen, çalmayan, çırpmayan, çalışanı, üreteni cezalandıran değil ödüllendiren, böyle olmayanları çalışmaya, üretmeye teşvik eden anlayıştaki yönetimlerle, hükûmetlerle ülkede hızlı bir kalkınma başlar. Buna "Topyekûn Kalkınma Sistematiği" denir. Kalkınma da, gönenç de, zenginlik de, vergi de, gönüllü vergi de, huzur da, mutluluk da buradan geçer. Gördüğünüz gibi, iyiliklerin, güzelliklerin, gönençliğin, zenginliklerin, sevginin, kardeşliğin, hepsinin yolu dürüstlükten geçer.

Belediye başkanını istifa ettiriyorsunuz, nedenini açıklamıyorsunuz; istediğinizi yapmayan savcıyı başka bir yere tayin ediyorsunuz, nedenini söylemiyorsunuz; kaymakamı, valiyi, emniyet müdürünü, hâkimi aynı şekilde. Yüksek yargı mensuplarına diz çöktürüyorsunuz, diz çökmeyeni canından bezdiriyorsunuz. Çalışanı, üreteni, sanatçıyı aynı şekilde çalıştığına, ürettiğine, yarattığına pişman ediyorsunuz, sonra da her şeyi dışarıdan ithal ediyorsunuz. El yakan, cep yakan sıcak parayla ekonomiyi çevirmeye çalışıyorsunuz.

İthalat kolaydır ama sonu yoktur. Yıllardır böyle yaptığınız için deniz bitti. Şimdi vergileri artırmaya, destekleri kısmaya ve kesmeye çalışıyorsunuz. Vatandaşta var mı diye soruyor musunuz? Hâlâ anlamadınız mı? Deniz bitti, devlet de bitti.

Dünya Adalet Projesi'nde Türkiye 20 puan geriye düştü. Türkiye'ye yatırım yapacak sermayedar hukuka, insan haklarına, mülkiyet haklarına ve bu kurumun verdiği puana bakar. Sıcak para Türkiye'ye girer, çok da kolay girer. Spekülasyon olan yere girer sıcak para çünkü yüksek kârla, yüksek faizle girer, devleti devlet olmaktan çıkarır, seri iflaslar başlar ve seri iflas riskine Türkiye girmiştir diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)