| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 21.11.2017 |
MHP GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grup önerisine geçmeden önce, az önceki oylamayla ilgili olarak gerçekten bu Meclise yakışmayan bir şey yapıldı Sayın Başkan. Burada, tabii, benim arkam... Yani arkadaki arkadaşları görmüyorum, ne kadar insan el kaldırdı, el kaldırmadı, bizim o tarafı görmedim ancak bu tarafta da ben "hayır" diye el kaldıran insanın da çok az olduğunu gördüm. Dolayısıyla burada bakılacak olan şey toplam sayıdır. Bunların kayıtlarına bakılsa, yaklaşık 35'e, 36'ya 50 gibi bir sayı vardı. Bakın, biz burada iyi niyetli bir şekilde meseleye yaklaşıyoruz. Ben karar yeter sayısı isteyebilirdim, karar yeter sayısı da istemedik yani işimize bakalım diye. Ancak arkadaşlar buraya gelmeden, göz göre göre muhalefetin hep birlikte kabul ettiği bir önergeye de sayı yetersiz olmadığı hâlde "Kabul edilmemiştir." demeyi ben bu Meclise yakıştıramıyorum. Bu anlamda da ben, Sayın Başkan sizin tarafsızlığınızın da gölgelendiğini düşünüyorum, onu da ifade etmek isterim.
Şimdi, bu grup önerisi aslında, bence Türkiye ekonomisi açısından önemli bir grup önerisi; iki şeyi söylüyor. Bir tanesi, finansal içerme yoluyla insanlar belli ölçüde bir kredi bağımlısı hâline getirildi; ikincisi de sosyal içerme adı altında sosyal transferler eliyle bir bağımlılık yaratıldı toplumda ve ekonomide şeklinde. Şimdi, tabii, bu kadar kısa süre içerisinde bunu ifade edecek bir durumumuz yok ancak şunu söylemek belki mümkündür: 1999'dan itibaren başlayan ekonomik programa temel olarak bir dezenflasyon programı diyoruz. En önemli ayağı da maliye politikasına çeki düzen vermekti. Şimdi, tabii, programın uygulanmasıyla birlikte, ta 1999'dan başlayan, sosyal güvenlik reformuyla başlayan programın uygulanmasıyla birlikte kamu açıklarında bir azalma oldu, dolayısıyla faizden boşalan bir alan doğdu. Tabii, bu alanın harcanması gerekiyor.
Diğer taraftan, 2000'li yıllar başından itibaren küresel likiditenin son derece bol olduğu yıllardı. Finans kesiminde de... Yani ülkeye de bir sermaye girişi var çünkü faizlerimiz hâlâ çok yüksek seviyelerdeydi, bu paranın kullanılması gerekiyordu. O zaman, ekonomideki bugünkü sıkıntıları ortaya çıkaracak şu -tırnak içerisinde, kabalık yapmak için söylemiyorum- yalanlar toplumda konuşuldu, denildi ki: "Türk milleti krediye aç, verin krediyi." Denildi ki: "Tüketmeden bu ekonomiyi nasıl büyüteceksiniz?" Tüketim üzerinden bir şey pompalandı. O zaman sayın bakanlar da çok sık söyledi şu şeyi: "Finanse edildiği sürece cari açıktan bir zarar gelmez." Yani bunlar, aslında, hakikaten, ekonominin bugünkü sıkıntılarının temelindeki -tırnak içerisinde söylüyorum- yalanlardı. Ondan sonra "İnşaat lokomotif sektördür, şu kadar sektörü harekete geçiriyor." Yani yapılan harcamaların üretkenliğine bakılmaksızın böyle bir şey yapıldı ve en sonunda, gelinen noktada da bugün, hane halkından firmasına, ülke genelinde ciddi bir borç sarmalı içerisine girdi ekonomi.
Gerekirse daha sonra devam ederiz.
Teşekkürler. (MHP sıralarından alkışlar)