| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 22.11.2017 |
MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın beşinci bölümü hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Tasarının genel gerekçesinde, küresel gelişmeler karşısında ülkemiz ile diğer ülkeler arasındaki ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlarda önemli etkileşimlerin meydana gelmekte olduğundan bahisle, mevzuatımızda çeşitli konularda düzenleme ihtiyacı doğduğu belirtilmektedir.
Tasarıyla, vergiye gönüllü uyumu artırıcı, vergi uygulamalarını kolaylaştırıcı, tahsilatta etkinliği esas alan düzenlemelerin yanı sıra, kayıt dışılıkla mücadelede verimliliğin artırılması, bazı sektörlerin kamusal yükümlülüklerine yönelik yaşanan sorunların çözülmesi ve süresi biten kimi geçici düzenlemelerin sürelerinin uzatılması öngörülmektedir.
Ayrıca, kanun tasarısında, elektronik haberleşme sektöründen alınan vergi ve diğer mali yükümlülüklerin hesaplanması, tahsili ve takibiyle ilgili yaşanan sorunların giderilmesi; on yılını doldurmuş bulunan kamu konutları ile belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde yer alan hazineye ait tarım arazilerinin kiracısı, kullanıcısı ya da paydaşları olan vatandaşlarımıza satılması; sanayi sitelerinin dönüşümlerinin hızlandırılması için arazi temininin kolaylaştırılmasına yönelik hükümler yer almaktadır.
Oldukça kapsamlı bir kanun tasarısı olmakla birlikte, torbada, geniş toplum kesimlerinin umutla beklediği birçok düzenleme ise maalesef yer almamaktadır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine ne zaman bir torba yasa tasarısı gelse, taşeron işçiden sözleşmeliye, öğretmenden yardımcı hizmetliye, asgari ücretliden çiftçiye, esnafa, sanayiciden iş adamlarına, genç işsizlere, nafaka ödeyenlerden denetimli serbestlik bekleyenlere, erken yaşta evlenenlere, vergi ve cezalara ilişkin af isteyenlere kadar birçok kişi ve kurum beklenti içerisine girmektedir. Doğrusu haksız da değiller. Zira, artık tüm düzenlemeler torbalara sıkıştırıldığından doğal olarak her kesim kendisiyle ilgili düzenlemenin torbada yer almasına ilişkin mücadele vermektedir. Bu durum Meclis ihtisas komisyonlarını işlevsiz kıldığı gibi, çıkan kanunların yeterli teknik destekten uzak ve eksik bir şekilde olmasına da yol açmaktadır.
Esasen yapılan birçok düzenlemeyle "teşvik" "destek" ve benzeri adlarla toplum kesimlerine kaynak aktarılsa da bu torba mantığı ve münferit düzenlemeler nedeniyle, yapılan desteklerden beklenen verim elde edilememektedir. Sorunlara günü kurtarma anlayışıyla bakılmakta, bütüncül, kapsamlı ve kalıcı çözümler üretilememektedir.
Bugün genel olarak bakıldığında Türkiye'nin üç sebeple birçok alanda yenilenme ihtiyacı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, bölgesel ve küresel ölçekteki gelişmelere uyum sağlanması zarureti; ikincisi, Türkiye'nin kendi iç dinamiklerine bağlı olarak ekonomik, sosyal, idari ve hukuki alandaki iyileştirme çalışmaları ile Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine uyum; üçüncüsü de özellikle 15 Temmuz süreciyle birlikte karşılaşılan ihanetin artıklarının temizlenmesinden ve etkin bir terörle mücadele yürütülmesinden kaynaklı düzenleme ihtiyacıdır. Bu kapsamda, başta FETÖ ve PKK olmak üzere, terörle mücadelenin devamı, üreten ve istihdam yaratan bir ekonominin tesisi, herkesin güvendiği bir yargı sistemiyle vatandaşın devletin müşfik elini hissedeceği hadim devlet anlayışının oluşturulması, Türkiye'yi dünyada güç ve söz sahibi yapacak millî devlet anlayışının güçlendirilmesi, toplumsal kalkınma, birlik ve beraberliğe katkı sağlayacak uzlaşmacı bir siyasetin tesisi gerekmektedir. Bu ve benzeri hususlardaki yenileşme ve iyileşme ise öncelikle sağlıklı ve isabetli hedeflerin tespiti, ihtiyaç duyulan mevzuatın düzenlenmesi, idari ve beşerî kapasitenin artırılması, fizikî ve teknolojik donanımın tesis edilmesiyle mümkün ve anlamlı hâle gelebilecektir. Milyonları ilgilendiren düzenlemelerin yapılmasında esas olan hız değil, kalite olması gerekmektedir, aksi takdirde ileride başka sorunlar çıkması kaçınılmaz olacaktır. Şüphesiz ki torba kanun uygulaması bu anlayışa hizmet etmeyen, desteklemeyen bir yöntemdir. Unutulmamalı ki hangi boyutta torba olursa olsun, daima eksik kalan bir şeyler olacaktır. Kaldı ki her şeyi bir arada yapma anlayışı kanun yapma tekniğine uygun olmadığı gibi yasamada kalite beklentisini de boşa çıkarmaktadır. Nitekim, görüştüğümüz tasarıda da ekonomik ve sosyal yapının temelini oluşturan esnaf ve sanatkâr kesiminin faaliyetlerine dinamizm kazandıracak, çiftçinin alın terini değerlendirecek, atanamayan öğretmene ve taşerona kadro temin edecek bir hüküm de yoktur.
Değerli milletvekilleri, ilk maddeden itibaren, tasarıyla ilgili değerlendirmelerimizde toplumsal yarar, milletimizin refahına katkı, kamu malının korunması, adalet, hakkaniyet ve terörle mücadelede zafiyetin oluşmaması gibi temel önceliklerimiz doğrultusunda hareket ettik, etmeye de devam edeceğiz. Doğru olan işleri desteklerken doğru olmadığını ya da eksik olduğunu düşündüğümüz düzenlemeleri de eleştirmekteyiz. Mesela, motorlu taşıtlar vergisi ve kurumlar vergisinde artışa gidilirken bir yandan da belirli firmaların borçlarının silinmesi anlamına gelebilecek bir düzenleme yapmanın tasarının gerekçesi ve ruhuna aykırılık teşkil ettiği gibi, sosyal adalet ve vergi adaleti bakımından da sorunlu olduğunu değerlendirdik. Yine, şehit yakınlarını dışarıda bırakan bir kadro düzenlemesinin şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkmak adına doğru olmadığını ifade ettik. Elektronik haberleşme sektöründen alınan vergi ve diğer mali yükümlülüklerin düzenlenmesinde operatörler ödüllendirilirken aynı zamanda, mükellefiyetlerini yerine getirenlerin cezalandırılmış olacağına dikkat çektik. Tasarıdaki hükümlerin çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarının iyileştirilmesi, çalışma hayatındaki haksızlıkların giderilmesi, gençlerimize geniş iş imkânlarının sunulması, meraların korunması, iş kazalarının azaltılması, kamu mallarının satışında haksızlık yapılmaması, şehit yakınlarının mağdur edilmemesi yönüyle yeniden tanzimini önerdik ancak bu anlamdaki girişimlerimiz, verdiğimiz önergeler maalesef kabul görmedi.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz beşinci bölümde, tüzel kişiliği kaldırılan köylerden alınması gereken vergi ve harçlara ilişkin muafiyet ve istisnaların süresinin uzatılması, kitle fonlamasına yönelik hükümlerin getirilmesi, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda değişiklikler yapılması, elektronik ticaretin düzenlenmesiyle ilgili hükümler yer almaktadır.
Bilindiği gibi büyükşehir belediyelerine ilişkin kanunda "köy" ve "kent" kavramı birbirine karıştığı için kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarımız bir anda yüksek yükümlülüklerle karşı karşıya kalmış ve mağdur edilmişlerdi. Esas olan, söz konusu kanunun toptan elden geçirilmesi zarureti ise de istisna ve muafiyetlerin süresinin uzatılması da olumludur.
Tasarının 119 ve 122'nci maddeleri arasındaki hükümlerle Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda düzenleme yapılmaktadır. Bu maddelerle, veri sorumluları siciline kayıt için ücret alınması ve bunun kurumun gelirleri arasına eklenmesi, ayrıca kurumda hâkim ve savcıların geçici görevle çalıştırılabilmesi imkânı getirilmektedir.
Bu düzenlemelerle, kurumda bir altyapı ve sicil sisteminin oluşturulmaya çalışıldığı ve veri işlemeyi disiplin altına almanın hedeflendiği belirtilmektedir. Kişisel verilerin korunması temel insan haklarından biridir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşması, bilgiye erişimin kolaylaşması ve bilhassa internet ve telefon gibi teknolojilerin günlük hayatımızda artan rolleriyle birlikte kişisel verilerin korunmasında ulusal ve uluslararası birtakım standartların belirlenmesinin zorunlu hâle geldiği açıktır. Ancak bu düzenlemenin, özellikle ilgili yasanın görüşüldüğü esas komisyon olan Adalet Komisyonunda görüşülmesi gerekirdi. Zira konuya ilişkin müktesebata sahip olan komisyon, Adalet Komisyonudur.
Tasarının 107 ve 111'inci maddeleri arasında yer alan hükümlerde ise kitle fonlamasıyla ilgili düzenlemeler yapılmaktadır. Temeli internet ortamında oluşturulan kitle fonlama platformunda, proje anlatılarak yatırımcı çekmeye yarayan sistem kapsamında 2015 yılında dünya genelinde 5 milyar dolarlık işlem hacmine ulaşıldığı ifade edilmektedir. Projesi olan ancak kaynağı bulunmayan girişimcilere finansman sağlanması amacıyla kitle fonlaması uygulaması hayata geçirilmektedir. Kitle fonlamasının kolaylıkla yapılabilmesi ve hızla gelişmesi için bu platformlar aracılığıyla para toplayanlar, halka açık ortaklık ve ihraççı tanımı dışında bırakılmaktadır. Bununla birlikte, sisteme gerekli güvenin sağlanabilmesi ve olası istismarlara meydan verilmemesi açısından temel ilke ve esaslara yer verilmesi ve başta denetim olmak üzere önemli konuların kanunda daha ayrıntılı yer alması gerekirdi.
Değerli milletvekilleri, tasarıyla idarenin ve ekonominin bazı ihtiyaçlarını giderecek düzenlemeler yapılmakta ise de hem usul yönünden hem de yukarıda açıklanan ve Komisyon görüşmelerinde de vurgulanan içeriğe ilişkin bazı hususlar bakımından tasarı, eksik ve yanlışlıklar taşımaktadır. Tasarıda vergiye ilişkin düzenlemeler yer almasına rağmen, bu düzenlemeler vergide adalet getirmemekte ve vergi tabanını genişletmemektedir. Sanayiye ilişkin düzenlemeler, teşvik sistemini iyileştiren, yatırımcının kalıcılığına hizmet eden bir anlayışta bulunmamaktadır. Alacakların yeniden yapılandırılması suretiyle bazı mükellefler ödüllendirilirken mükellefiyetlerini yerine getirenleri ödüllendirecek bir yaklaşım öngörülmemektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak seçim beyannamemizde de ifade ettiğimiz gibi Türkiye'nin, sürdürülebilir ve yüksek büyüme kapasitesini ortaya çıkartacak, yatırım, istihdam ve ihracatı artıracak, gelir dağılımını düzeltecek yeni bir modele; üretimin, rekabetin, ihracatın önünü açan, üreten bir ekonomi modeline ihtiyacı vardır. Yapılan düzenlemelerin temelde, bütçe açığının kapatılması, hazine yükümlülüklerinin karşılanabileceği bir yapının bugünden oluşturulması, bu şekilde maruz kalınabilecek jeopolitik ve siyasi risklerin, konjonktürel gelişmelerin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik olduğu bütçe sunuşları sırasında ilgili bakanlar tarafından da ifade edilmiştir. Kuşkusuz bu amacı önemli buluyoruz ancak bunu gerçekleştirmek için, vatandaşlarımızın külfetini artıran son dakika düzenlemeler yerine, vatandaşımızı mağdur etmeyecek ve ilave yük getirmeyecek şekilde kalıcı tedbirlerin alınması suretiyle düzenleme yapılması şüphesiz ki daha öngörülebilir ve güvenilir bir ekonomi tablosu ortaya koyacak, sosyal adalete de uygun olacaktır.
Değerli milletvekilleri, konuşmamın bu bölümünde 24 Kasımda kutlayacağımız Öğretmenler Günü münasebetiyle kısaca öğretmenlerimizin sorunlarına değinmek istiyorum. Öncelikle tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü şimdiden kutluyorum. Yine bir Öğretmenler Günü'nde bir yanda 50-60 kişilik sınıflar, bir yanda atanmayı bekleyen binlerce öğretmen tablosu maalesef, son yılların değişmeyen görüntüsüdür. Gelecek nesillerin en iyi şekilde yetiştirilmesi ve gittikçe artan uluslararası rekabette Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu kaliteli insan gücünün temininde öğretmenlerimize, öğretmenlerimizin haklarının korunması için de Maliye ve Millî Eğitim Bakanlığına büyük bir sorumluluk düştüğü tartışmasızdır. Ülkemizin nitelikli öğretmenlere sahip olmasının çocuklarımızın aldığı eğitim ve öğretim kalitesinin artırılması açısından büyük önem arz ettiği de bir gerçektir. Eğitim sistemindeki sorunların çok boyutlu olduğu ve bu sorunların tekrar nüksetmesine izin vermeyecek şekilde çözümü ve ihyası için birçok düzenlemenin hayata geçirilmesi gerektiği de malumdur. Bundan ötürü, öğretmenlerimizin yararlandığı bazı haklarda iyileştirmeye gidilmesi, ayrıca kadrolu öğretmen sayısını artırmak suretiyle işsiz öğretmenlerden bazılarına mesleklerini yapma fırsatı sunulmasının yanı sıra öğretmen açığının da kısmen kapatılması gerekmektedir. Bu doğrultuda, öğretmenlerimizin ek göstergelerinin artırılması, tazminatlarının yükseltilmesi, iki yılda bir derece yükselmesi yapabilmesi ve atanamayan öğretmenler için 50 bin kadro ihdasını öngören kanun teklifimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduk. Böylece daha önce de gündeme getirdiğimiz öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarının iyileştirilmesine ilişkin hususların güncellenerek tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine taşınmasını istedik.
Bu vesileyle Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve şehit öğretmenlerimizi rahmetle anıyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak öğretmenlerimizin hak ve hukukunun korunması için bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da gayret göstereceğimizi belirtmek istiyorum.
Bu düşüncelerle tasarının hayırlı olmasını diliyorum. Genel Kurulun siz değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aksu.