GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:22.11.2017

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 107'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım.

Küçük miktarlarda da olsa birçok kişiden toplanan kaynakların, yöntemi ne olursa olsun projeye aktarılıp aktarılmayacağı veya öncesinden vadedilen projelerin süresinde yapılıp yapılmayacağı belirsizdir. Onun için, geçmişteki saadet zincirlerine benzer küçük yatırımcılardan toplanan paraların kaynaklarının yerinde kullanılıp kullanılmayacağının bir garantisi yoktur. Şu anda Emlak Konut-TOKİ iş birliğiyle yapılan projeler bile süresinde bitirilememektedir. Sorduğumuz zaman müteahhit firmaya "Efendim, OHAL var, darbe oldu. Bunun için bu projeyi bir yıl erteledik, bir buçuk yıl erteledik." Vatandaşa verilen sözleri devlet, Emlak Konut-TOKİ yapı ortaklıklarında bile yerine getirememektedir.

Tabii, Türkiye'de bir yasayı çıkartırken boşluk bırakmamak gerekiyor. Şu anda insanlarımızın en çok mağdur olduğu, telefon dolandırıcılığı, internetten, hesaplarından para çekilmesi veya insanların şantajla kandırılarak ellerinden mallarının alınması gibi toplumda birçok olayla karşı karşıya kalıyoruz. Geçtiğimiz hafta benim yakın bir arkadaşımın hesabından bir saat içerisinde 24 defa para çekiliyor ve banka bir devlet bankası, Ziraat Bankası. 500'er TL para çekiliyor, paranın dolandırıcılar tarafından çekildiği belli. Bankalardan vatandaş üç kuruş para kullanmaya kalktığı zaman, kredi kullanacağı zaman ya ipotek isteniyor ya kefil isteniyor ya teminat isteniyor ya da yirmi otuz sayfa evrak imzalattırılıyor. Vatandaş bankaya karşı her türlü sorumluluğun altına giriyor ama bankanın vatandaşlara karşı bir sorumluluğu yok. Üçkâğıtçı hesaba giriyor, şifresini kırıyor, hesabından para çekiyor, banka diyor ki: "Efendim, gidin dava açın. Gidin bankayı mahkemeye verin, hırsızı yakalatın." Şimdi, çıkardığımız yasalarda boşluk bırakmamamız gerekiyor. Aksi takdirde, bu dolandırıcılar her zaman bir boşluk bulup geçmişte yaşanan saadet zincirleri gibi, titan zincirleri gibi insanlarımızı dolandırmaya devam edecektir. Her gün bu mağduriyetlerle ilgili birçok şikâyet almaktayız. Türkiye'nin her yerinden, profesör olmuş, doktor olmuş, belli bir düzeyde eğitim almış insanlar bile internet aracılığıyla dolandırılabilmektedir. Onun için bununla ilgili daha köklü yasalar çıkarmamız lazım ve tedbir almak gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında, ben Maliye Bakanımız burada olsaydı özellikle onun dinlemesini istiyordum ama tabii, Meclis ilk başta adaletin dağıtılacağı yer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışan insanlara ilk başta Meclis adil davranacak. 550 milletvekilinin danışmanı var, hepimizin danışmanları var. Bu danışmanların, milletvekilinin süresi bittikten sonra hiçbir sosyal hakkı yok. Milletvekilinin süresiyle beraber danışmanların da görev süresi sona eriyor. Şimdi, işçiye tazminat verelim diyoruz, doğru; çalışana sosyal hak verelim, doğru; izin hakkı verelim, doğru. Peki, Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilliği gibi önemli bir görev yapan insanların danışmanlığını yapan insanların hiçbir sosyal hakkı olmaz mı? Görev süreleri bittiği zaman bu insanlara "Güle güle." mi diyeceğiz hep? Mecliste çalışan, hemen burada bize hizmet eden çaycılardan 4/C'li var, taşeron var, devlet memuru var; 2.000 lira maaş alan var, 3.000-3.500 lira maaş alan var, 4.000-4.500 lira maaş alan var. Bunların hepsinin yaptıkları iş aynı, hepsi çay servisi yapıyorlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekillerine hizmet ediyorlar ama bunlar arasında bile bir adalet yok maalesef. Onun için, çıkardığımız yasaları daha iyi gözden geçirmemiz ve vatandaşlarımıza karşı adil davranmamız gerekiyor.

Sayın Başkan, tabii, benim -sözlerimin son kısmında- seçim bölgem olan Mersin'de -Maliye Bakanımızın aslında buna cevap vermesi gerekiyor ama- 2007 seçimlerinde Kazanlı'nın turizm bölgesi ilan edileceği söylendi, orası turizm bölgesi ilan edildi ve 8 tane firmaya buradan yer tahsisi yapıldı. Yalnız 2007 yılından 2017 yılına kadar Kazanlı turizm bölgesinin altyapısı yapılamadı. 2017 yılının sonlarına geliyoruz, Kazanlı turizm bölgesinin asfaltı bitirilebildi, yeni yol yapıldı, yalnız bu defa yatırım yapacak firmaların 8'i birden yatırımdan vazgeçti, "Şu anda biz buraya otel yapmayacağız, yatırım yapmayacağız; Türkiye krizde. Turizm yatırımı yapmaktan vazgeçtik." diyorlar. Acaba Bakanlığınızın veya Hükûmetinizin Kazanlı turizm bölgesiyle ilgili yeni bir projesi var mı? İnsanlar bekliyorlar. Kürşad Tüzmen geldi buraya, söz verdi; Zafer Çağlayan geldi, söz verdi; Dengir Fırat geldi buraya, söz verdi; Sayın Lütfi Elvan geldi, millete söz verdi: "Burada beş yıldızlı oteller yapacağız, on bine yakın insan çalışacak." dediler. Ben, Hükûmetin Kazanlı turizm bölgesiyle ilgili -çünkü buranın tahsisi Maliyeye aittir, Maliye buradaki firmalara buranın tahsisini yapmıştır- şu anda ne yapmayı düşündüğünü Mersinli hemşehrilerime anlatmasını istiyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şimşek.