| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 22.11.2017 |
NİYAZİ NEFİ KARA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 109'uncu maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bu torba yasa, adı üstünde, torbayı doldurmak üzere hazırlanmış bir kanunlar zinciridir. Biliyoruz ki bu torbanın dibi delik, dolmuyor çünkü o deliğin altında bekleyen uluslararası tekeller ve onların yerli iş birlikçileri ve yandaş sermayeler var. Bunların çoğunluğu da ülkenin her tarafına sadece beton döküyorlar. Nereye giderseniz karşınıza bu çıkar.
Manavgat'ın sahilinden geçen yolun ortasından dev beton zincirleri geçiyor. Antalya'ya girerken, o tertemiz gördüğünüz havada, Döşemealtı'ndan neredeyse Antalya'nın sahiline kadar dev betonlar oluşuyor, şehirleri bölüyor. Oysaki bu betonlar petrol ürünüdür, hani dolara benzer. Şu sizin çok sevdiğiniz, saymakla bir türlü baş edemediğiniz dolarlar. Petrol yeşili, dolar yeşili... Sürekli artan borç ve şimdi fırlayan dolar. Biliyoruz ki çıkarttığınız bütün yasalarda çevreyi, doğayı, ormanın yeşilini, yaylaların yeşilini, zeytinin yeşilini hep yok ettiniz. Bir de buğdayın yeşilini yok ettiniz. İçinde yürürken boyumuza kadar uzanan buğdaylarımızın, arpalarımızın, yulaflarımızın yeşilini yok ettiniz. Bir yıl önce tonu 910'a satılan buğdayı bir yıl sonra 940'a satıyor çiftçimiz. Aradaki fark yüzde 3 kârdır yani kazancıdır. Oysa, aynı bir yılda mazota, ilaca, gübreye zam yapılarak, yüzde 40 zam yapılarak çiftçinin cebine el attınız ve bu çiftçilerin çocuklarının hâlini düşünebiliyor musunuz? Bu iktidara ne dersiniz ki? "Önce buğdayı bile dışarıdan alırdık, şimdi ipekliyi bile memlekette yapıyoruz." denilen 1940 Türkiyesinden buğday, saman ithal ettiğimiz 2017 yılına bakın.
Üretim yerine tüketimi körüklediniz, üretmek ve hakça bölüşmek yerine birilerini zengin ettiniz. Asgari ücretle geçimini sağlamaya çalışan milyonlarca işçimizin, BAĞ-KUR'unu ödeyemeyen çiftçimizin, esnafımızın ekim ayı açlık sınırı 1.544 lira; asgari ücreti ve emeklinin maaşını siz düşünün. Her gün, işsizlik yüzünden intihar eden, "Amca bana bir iş buluver." diyen, hâlâ anasından babasından harçlık alan, avuç açan ve sürekli kıvranan gençlerimizden bahsetmeye gerek var mı? Gençlerde işsizlik oranı yüzde 44. Hatırlar mısınız, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşı kurulduğunu söylediğiniz AK PARTİ'nin ilk dönemlerini? Bir yandan AB için her şeyi yapmaya hazır, bir yandan dünyayı dolaşan iktidar, bütün yasakları kaldırmak için çabalayan bir iktidar, toplumun her kesimiyle barışmaya çalışan, işçinin, çiftçinin, ötekileştirilenlerin yanında umut olmaya çalışan bir iktidar; gelinen noktadan memnun musunuz? Şimdi yolsuzlukla, yoksullukla, işsizlikle, yasaklarla özdeşleşmiş ama neredeyse toplumun yarısı ötekileştirilmiş, alabildiğince ayrışmış, Avrupa'yla küsmüş, Amerika, Rusya'yla bir dargın bir barışık, komşu ülkelerle bir dargın bir barışık, ne yapacağı belli olmayan, bir rest bir mest olan iktidar konumundasınız. Tabii ki bu durumunuzdan bir muhalefet milletvekili olarak memnun olmamızı bekleyebilirsiniz ama öyle değil, üzgünüm; halkımız, emekçilerimiz, ötekileştirdikleriniz, ülkemiz ve çocuklarımızın geleceği adına kaygılıyız.
Görüştüğümüz 109'uncu maddede kitle fonlamasıyla ilgili düzenleme de yatırımcılardan toplanan paraların halka arzını önleyen bir düzenleme. Ekonomiye güvenin olduğu bir ortamda girişimler de daha güvenli bir şekilde yapılabilir. Bunun için, bilim ve teknolojinin takip edildiği, özgürce fikirlerin geliştirilebildiği bir ortama ihtiyaç var. Peki, siz ne yapıyorsunuz? Bilimin ve teknolojinin olduğu bütün ülkelerle iletişimimizi koparmışsınız. Toplanılacak bu fonların nasıl kullanılacağı, nasıl denetleneceği, istenilen talebe ulaşılamadığı takdirde iadelerinin yapılıp yapılmayacağı gibi bütün konular muallakta.
Bu kanunun torba yasada değil de bir kod kanun olarak tüm detaylarıyla güvenli bir yatırım ortamı sunacak ve denetleme koşullarını açıkça belirtecek bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kara.