GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:22.11.2017

MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Daha önce de konuşmalarımızda bahsettiğimiz gibi, bu torba yasayla yeni vergi yükleri getirilirken bir taraftan da GSM firmalarının borçları siliniyor. Burada her zaman çiftçi haklarından söz ettik, çiftçinin haklarının verilmesinden söz ettik ama kulak arkası yapıldı, hiç dinlenmedi.

Şimdi, bu yasada çiftçinin lehine bir tek düzenleme var, bir madde; o da büyükşehir sınırları içerisinde kalan hazine arazilerinin satışıyla alakalı. Onu da burada, kürsüde söyleye söyleye yıllarca, artık demek ki yer etti, onunla ilgili bir düzenleme yapılıyor. Ama çiftçinin sadece bu değil ki sıkıntıları.

Yani ecrimisil fiyatları çok yüksek. Gidiyor adam, kahveye oturuyor, orada ziraat odası, ilçe tarım müdürlüğü ve sivil toplum kuruluşlarından, çiftçilerden kimse yokken kahvede herhangi birine "Ya, buradaki tarla fiyatları ne kadar, tarla kirası?" "500 bin lira." "Yaz, 500 bin lira." Yani, bu anlayışla çiftçinin hakkını korumak, çiftçinin hakkını teslim etmek mümkün değil arkadaşlar. Yani orada ziraat odası var, ilçe tarım müdürlüğü var, çiftçiler var, sayılı çiftçiler var. Yani bunlarla istişare edilerek bu fiyat belirlenmiş olsa makul bir rakam ortaya çıkacak ama şu anda ecrimisil fiyatları çok yüksek. Bu fiyatlar çiftçinin kaldırabileceği fiyatlar değil.

Bakın, her defasında söyledik, dedik ki: "Hasat dönemi başladığında şu ithalatı kesin." Ya, sanki biz bunu söylememişiz de tam tersini söylemişiz gibi, buğday hasadında buğday ithalatı, mısır hasadında mısır ithalatı, pamuk hasadı başladı, pamuk ithalatı. Yani ne yapmaya çalışıyoruz, ben bunu anlamakta zorlanıyorum. Siz anlayabiliyorsanız eğer bana anlatın lütfen arkadaşlar. Yani, mısır bir önceki yılın altındaki fiyattan satıldı, buğday bir önceki yılın altındaki fiyattan satıldı, pamuk yine öylesine, bir önceki yıl fiyatının altında satılıyor bu yıl. Şimdi, çiftçi çalışıyor, çabalıyor, üretiyor. Ürettiğinden para kazanmaya çalışıyor ama ne yazık ki bunların hiçbirisini gerçekleştiremiyor.

Mazot fiyatları, bakıyorsunuz, şu anda 5 liranın üzerinde. Dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyor Türk çiftçisi. Gübre, yine öylesine.

Ya, şimdi, böyle bir yükün altında ezilmiş çiftçi, borçlarını ödeyemez duruma geldi. Yani diyorum ki buradan -geçen defa da söyledim- toplamda Türkiye genelinde Ziraat Bankasına çiftçilerin borcu 50 milyar TL yeni rakamla, eski rakamla 50 katrilyon. Yani bunun faizi de 3 milyar, 4 milyar lira falan yapıyor. Gelin, bu faizini silelim, çiftçilerin borçlarını taksitlendirelim, erteleyelim on yıl, on yıla bölelim. "E, ek yük getirir." GSM firmaları ek yük getirmiyor mu arkadaşlar?

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Vekilim, düzenlenecek, düzenlenecek, merak etmeyin.

MUHARREM VARLI (Devamla) - Sayın Ilıcalı, düzenlenmesi yetmiyor.

Bakın, buradan Tarım Komisyonundaki değerli iktidar milletvekili arkadaşlarıma sesleniyorum: Lütfen, bu konuda katkı verin. Yarın hep birlikte bir önerge verelim burada "çiftçi borçlarının faizlerinin silinmesi ve çiftçi borçlarının taksitlendirilerek bölünmesi" diye, gelin bunu çözelim. Eğer bu konuda samimiysek bunu halledelim arkadaşlar yani bunu halletmemiz lazım. Bu insanlar bizim insanlarımız yani bunlar ne Arap şeyhi ne soyadı Hariri ne de soyadı bilmem ne; Arap ülkesinin insanı değil bunlar, Türk çiftçisi, Türk insanı bunlar, bizim sofralarımıza yiyecek getiriyorlar bunlar.

Dünyaya yaptığımız ihracatı en fazla temin eden ve bugüne kadar cari açık vermemiş tek kurum çiftçi. Yani onun için eğer burada samimiysek, iktidar milletvekilleri ve Değerli Tarım Komisyonu Başkanıyla da -buradaysa, bilmiyorum- hep birlikte bu işe bir çözüm bulalım, yarın burada, birlikte güzel bir önerge hazırlayıp verelim, bu işi çözelim arkadaşlar. Yani bu işi çözmek bizim boynumuzun borcu.

Tabii, ben isterdim ki Sayın Maliye Bakanı keşke burada olsaydı -yani bu torba yasanın sahibi odur- onunla bu konuyu paylaşabilseydik. Ama bunu çözmemiz lazım. Eğer bunu çözemezsek çiftçi -gün geçtikçe batağın içerisine giriyor- ne tarım krediye olan borcunu ödeyebilecek ne Ziraat Bankasına olan borcunu ödeyebilecek, gidip ya tefeciye düşecek, faizciye düşecek ya da bir başka bankadan alıp oradaki borcunu kapatmaya çalışacak ki bu da çok yüksek bir faizle çiftçinin sırtına binecek başka bir maliyet olacak.

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - İnşallah çözülecek.

MUHARREM VARLI (Devamla) - Arkadaşlar, çiftçinin şu anda oturduğu evi, traktörü, her şeyi bankalara ipotekli durumda. Yani bunu eğer incelemek isteyen arkadaşlarımız varsa bir komisyon kuralım. Gelin, gidelim Adana'ya, Karataş'a, Ceyhan'a, Yüreğir Ovası'na; oturalım kahvelerde, soralım. Eğer yanlışım, yalanım varsa da bana istediğinizi söyleyebilirsiniz bu konuda. Ama ben çiftçiyim kardeşim ya, benim yüreğim yanıyor, ben bu insanlarla iç içe yaşıyorum.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Türkiye'nin her yerinde çiftçi kan ağlıyor.

MUHARREM VARLI (Devamla) - Onun için bu meseleyi çözelim. Hariri'ye değil, Türk çiftçisine fayda sağlayalım. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Varlı.