GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:22.11.2017

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de 502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 116'ncı maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz aldım.

Evet, değerli milletvekilleri, gecenin geç saatinde ben de yüce heyetinizi saygıyla selamlayarak görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

Benim üzerinde söz aldığım 116'ncı maddede 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 77'nci maddesinde bir düzenlemeye gidilmiş ve kanun kapsamında verilen idari para cezalarına ilişkin olarak uzlaşma olanağı sağlanmaktadır. Burada idari para cezaları hakkında yargı kararlarıyla idarenin ihtilaf konusu olayda görüş farklılığının olduğunun ileri sürülmesi durumunda ve Bakanlık bu maddeyle düzenlenen hükümler çerçevesinde idari para cezası muhatabıyla uzlaşabilir. Burada elbette öncelikli olan zaten bir refah kaybı içinde olan tüketicilerin haklarının savunulması, hak kayıplarının olmaması, tüketicinin mağduriyetinin olmaması ya da tüketiciyi zarara uğratan firmalara ceza indirimleri konusunda hassas olunmasının göz önünde bulundurulması gerektiğini biz düşünüyoruz.

Değerli milletvekilleri, bugün söz almışken ben de son zamanlarda oldukça tartıştığımız dış politikayla ilgili bazı görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ülkemiz dış politikada çok hareketli ve zor bir dönemden geçmektedir. Bu zor duruma düşmemizi elbette sorgularken on beş yıldır ülkeyi tek başına yönetme yetkisine sahip olan Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerinin uygulamış oldukları dış politika, özellikle de son zamanlardaki, son yıllardaki tutarsızlıkları üzerine değerlendirmede bulunmak istiyorum.

Elbette geçtiğimiz hafta yaşamış olduğumuz NATO tatbikatındaki durumu şiddetle kınıyoruz, kabul edilemez bir durum ama burada bizim önerimiz elbette ki olayın sadece bir özür olayıyla geçiştirilmemesi, tüm boyutlarıyla araştırılması ve NATO'da benzer bir olayın tekrar yaşanmaması için Hükûmetin tüm haklarını kullanması ve gerekli tüm diplomatik, akılcı girişimlerde bulunması çağrısında bulunuyoruz.

Bugün baktığımız zaman, değerli milletvekilleri, uluslararası siyasi ve ekonomik ilişkilerde çoklu oluşumlar, çoklu yapılar güç kazanmakta. Bu yapılarla karşılıklı güvene dayalı stratejik ortaklıklarıyla birlikte hareket eden ülkeler de güçlenmektedir ve bugünkü dünyada ülkemizin tek başına bağımsız bir güç odağı olması bu yaşadığımız konjonktür gereği pek mümkün değil. İşte, bu gerçeklerden hareketle ulusal stratejik devlet politikamız olan Avrupa Birliğine tam üyelik yolunda hepimizin birlikte geçirdiği bir 2003-2006 süreci vardı. Burada gerçekten bizler de muhalefet partisi olarak Adalet ve Kalkınma Partisinin bu süreçteki reformlarına, bu Mecliste çıkarılmış olan yasalara büyük katkı sağladık ve o süreçte gerçekten müzakere tarihi almak ve müzakerelere başlamak önemli bir eşikti ve bu eşiği biz geçmiştik. Bu süreçle birlikte yatırımlarda, ekonomide, ticarette bir ivme kazanmıştık. Ancak, geldiğimiz noktada bu kazanımlarımızı heba ettik, uygulanan gerçekten başarısız, özellikle ekonomi politikaları ve dış politika alanlarında. İşte işsizlik ve enflasyonda bugün geldiğimiz süreçte tekrar çift hanelere ulaştık. Para birimimizin değer kaybı, yine yatırım ve ekonomideki geriye gidiş süreci ve en önemlisi, bir orta gelir tuzağına saplanmış durumdayız ve vatandaşlarımızın ve hepimizin bir refah kaybı söz konusu.

Bu ekonomik geriye gidişle birlikte değerli milletvekilleri, maalesef, uluslararası ilişkilerde de ülkemizin yeri ve rolü bir tartışma konusu oldu. İşte, Batı'yla ittifak ve özellikle Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği kurumlarıyla ilişkilerimizde gerçekten köklü bir değişim yaşanmakta ve bir geriye gidiş süreci yaşıyoruz. Burada, bizim hep birlikte gördüğümüz, Avrupa Birliği ülkelerinde seçim kampanyaları döneminde aşırı milliyetçilik, İslam karşıtlığı, İslamofobi gibi söylemler var. Ama burada bizim asıl eleştirdiğimiz, bu ulusal stratejik hedeflerimize ulaşırken Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin de benzer şekilde, günübirlik, seçim dönemlerinde uygulamış oldukları siyasi, bazen de kişisel çıkarlar uğruna bu stratejik hedeflerimizin zarara uğratıldığını görüyoruz ve gerçekten Avrupa Birliği gibi hepimiz için önemli kazanımlar gerektirecek üyelik sürecimizin zarar gördüğünü görüyoruz.

Başka söyleyeceklerim de vardı ancak sürem sanırım bitti. Sadece belki izninizle Sayın Başkan, şunu söyleyebilirim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Geçen hafta, gerçekten dünkü konuşmamda da söyledim, Avrupa Birliği Maliye Bakanları 2018 bütçe görüşmeleri toplantısı sonrası katılım öncesi mali fonlarda bir kesintiye gittiler ve gerekçe olarak da hepimizin bildiği gibi insan hakları, ifade, basın özgürlüğü, demokratik standartlardaki geriye gidişimizi gerekçe gösterdiler. Bu noktada, elbette Avrupa Birliği ülkelerinin sorumluluğu var ancak Hükûmet de bu kararı alacak olan son onaylama mercisindeki Avrupa Parlamentosuyla burada bir müzakereye gitmeli, diplomatik adımlar atmalı. Bizim, Parlamento olarak da Avrupa Parlamentosu üzerinde, bu kararı onaylamaması noktasında bir kamuoyu oluşturmamız gerektiği çağrısında bulunuyorum.

Hepinize iyi akşamlar diliyor ve yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özdemir.