| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 22.11.2017 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bu maddede "Beş bin Türk lirasından yirmi bin Türk lirasına kadar ceza verilir." deniliyor. Peki, bu adli para cezası ödenmezse ne olur, memuriyete engel olur mu ve bu parayı ödemezse hapis cezasına dönüşür mü? Baktığınız zaman, rakam hakikaten çok yüksek bir rakam. Peki, ödenemeyecek olan bu ceza hapis cezasına dönüşürse günlük kaç TL üzerinden hesaplanır? Bunların hepsini size tek tek cevap vermeye çalışacağım.
Hemen son sorudan başlayayım: Verilecek olan bu para cezasını kişi eğer ödeyemezse, ekonomik durumu ona uygun değilse verilecek olan günlük hapis cezası...
Sayın Başkanım, 20 lira ila 100 lira arasında olacak. 20 lira ile 100 lira arasında olduğu zaman, zaten cezaevleri dolup taşıyor... Biraz önce değerli arkadaşlarımız Manavgat'ta cezaevi yapıldığını söyledi. Bir toplumda cezaevlerini yapmak marifet değil. Bir toplumda eğer cezaevleri sürekli açılıyorsa, fabrikalar kapanıyorsa o toplum iyi idare edilmiyor demektir. Yani burada vergiyi nasıl alırsanız alın, ne yaparsanız da yapın vatandaşın aslında daha rahat teşvik edilmesi gerekirken burada bize şunu getiriyor: Yani "Devletin açıkları var, biz bu bütçeye ne kadar fazla ceza yazarsak, parayı hazineye yatırtabilirsek bütçeyi kapatabiliriz." hesap bu. Önceki maddelerde konuştuğumuz o tütün maddesinde de yine aynı şekilde. Yani buradaki esas amaç... "Boşalan hazineyi biz bu şekildeki para cezalarıyla nasıl doldurabiliriz?"in hesabı yapılmakta.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu kadar cezaları, gerek hapis cezalarını artırmaktansa, para cezalarını artırmaktansa bu ülkede vergiyi artırmanın yolu şu olur: Vergiyi artırmanın yolu istihdamı yaratmaktan geçer, öğretimi yaratmaktan geçer. İstihdam ve öğretimi yaratmanın da yolu ülkede hukuk güvenliğini egemen kılmaktır. Eğer bir ülkede hukuk egemen değilse, hukuk güvenliği yoksa, yatırımcı hukuka güvenemiyorsa o ülkede yatırım yapmaz ve o ülkede istihdam da olmaz, o ülkede öğretim de olmaz. Yatırım ve istihdam olmadığı zaman da vergi de gelmez. Zaten verginin kaynağı... Siz öğreteceksiniz, satacaksınız, malı piyasaya süreceksiniz ki vergiyi toplayabilesiniz. Biz ne yapıyoruz? İstihdam yerine cezaları, para cezalarını mümkün olduğu kadar yükselterek vatandaşın bu vergisini biz nasıl vatandaştan alabiliriz? Bunun bir örneği de araçlara takılan cam filmi mesela. İlk önce ne oldu? Araçlar fabrika tarafından filmli olarak üretildi, sonradan yönetmelikle bu değiştirildi. Hangi ihtiyaçtan? Para cezası amacıyla. Evet, hazine boşaldı "Biz, bu para cezalarıyla nasıl bunu doldurabiliriz."in hesabına geçildi. Peki, doğru muydu?
Değerli arkadaşlar, Trafik Kanunu'nda açık bir hüküm var: Trafiğin akışını tehdit ve tehlikeye düşüren araç varsa ona para cezası kesilebilir. Ama fabrikanın üretiminde devlet buna izin vermiş ve tüm teknik nitelikleri ruhsata geçirilmiş, imalata izin verilmiş, satışa izin verilmiş, alıcı herhangi bir ilave yapmaksızın orijinal hâliyle kullanıyor; efendim "Biz size para cezası vereceğiz."
Ya arkadaşlar, yönetmelikle para cezası verilemez, yönetmelikle bir ceza... Anayasa'mızın temel hükümleri uyarınca deniliyor ki: "Eğer siz ceza koyacaksanız cezayı kanunla koyarsınız." Bu açıdan burada gayet açık ve net, tüm Türkiye'de durumu bu şekilde olan yani araçlarında fabrika çıkışlı camları filmle kaplı olan tüm araç sahiplerine ceza kesilmişse sulh ceza mahkemesine itiraz edin, dava açın; bunların hepsi de iptal edilir ama devlet vatandaşına pusu kurmamalıdır. Hem araçların bu şekilde üretimine izin vereceksiniz, yönetmelikle para cezası keseceksiniz; bu, tamamen devletin vatandaşa pusu kurmasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) - Hukuk devletinde devlet vatandaşına pusu kuramaz.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanal.