| Konu: | Türkiye'de vergi sisteminin geldiği noktaya ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK PARTİ grup toplantısında sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 29.11.2017 |
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben de tüm ülkemizin ve İslam âleminin Mevlit Kandili'ni kutluyorum.
Sayın Başkan, Türkiye'de vergi sistemi "vereni mahvet, vermeyeni affet" diye özetleyebileceğimiz bir hâle geldi. Buna yeni bir şey eklendi, "vergiyle hiç muhatap olmak istemiyorsan Türkiye'yi terk et" son geldiğimiz noktanın özeti bu. Osmanlı döneminde Lale Devri vardı, şimdi görüyoruz ki sülale devri başlamış durumda. Bütün bunların devamında, Cumhurbaşkanı grup toplantısında "Benim adımı kullananlar için babamın oğlu olsa yüz vermeyin." ve onlar için "sinsi, riyakâr, sahtekâr ve dolandırıcı" dedi ve bürokrasinin şifresi hâline geldi. Buradan ben Sayın Cumhurbaşkanına, Hükûmete sormak istiyorum: Böyle bir şifre mi var? Cumhurbaşkanının etrafında sahtekârlar, dolandırıcılar mı var? Bu şifre gündeme geldiyse bütün bürokraside böyle bir akım mı belirdi? Gerçekten bunları da merak ediyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin, tutanaklara geçsin Sayın Balbay.
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şu anda Türkiye'de kurumlar vergisinin yüzde 20'den 22'ye çıkarıldığı bir ortamda, hiç vergi vermemek için ülkeyi terk etmek ne kadar millîdir, ne kadar yerlidir? Bunu da merak ettiğimi kayıtlara geçirmek istiyorum.