GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:76
Tarih:08.03.2012

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün 8 Mart Dünya Kadın Emekçiler Günü. Dünya Kadın Emekçiler Günü'nü kutluyorum ben. Tabii, "Âyînesi iştir kişinin, lafına bakılmaz." denilir. Bugün Mersin'de ve İstanbul'da İçişleri Bakanlığına bağlı Emniyet Müdürlüğü maalesef kadınlara yine şiddeti tatbik etmekte. Niçin "Âyînesi iştir kişinin, lafına bakılmaz." dedim? Benim şu parmağım bu Mecliste şiddetten dolayı kırıldı, o açıdan. Bugün caddelerde bulunan, sokaklarda bulunan kadınlarımıza yine Emniyet Müdürlüğünün personeli bulunan polisler tarafından yine şiddet tatbik edilmekte.

Bugün, aynı şekilde, Millî Eğitim Komisyonunda siyasal iktidar tarafından yine şiddet tatbik edilmekte. Yani bu açıdan burada güzel sözler söylemek gerçekten kulağımıza hoş geliyor ama ben size şimdi? 24'üncü Dönemde kaç tane müsteşar var, kaç tane müsteşarın kaçı kadındır değerli arkadaşlar?

24'üncü Dönemde kaç tane müsteşar yardımcısı vardır, kaç tane müsteşar yardımcısı kadındır?

Bugün itibarıyla bürokrasinin başında kaç tane genel müdür vardır, bunların kaçı kadındır?

Kaç tane bölge müdürü vardır, bunların kaçı kadındır?

İçişleri Bakanlığında en üst seviyede kaç tane bürokrat vardır, bu bürokratların kaçı kadındır?

Türkiye'deki öğretmenlerin yüzde 40'ı kadın olduğu hâlde, Millî Eğitim Bakanlığındaki üst düzey 27 kişi arasından kaçı kadındır?

Türkiye'deki mühendislerin yüzde 35'i, doktorların yüzde 30'u kadın olmasına rağmen, Tarım Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığında üst düzey pozisyonda tek bir kadın bürokrat bulunmamaktadır.

Ülkedeki avukatların yüzde 33'ü kadın olmasına rağmen, Adalet Bakanlığı üst düzeyde bürokrat sayısı nedir? Bunların hepsine verdiğimiz cevap, gerçekten, işte kadının gelmiş olduğu aşamanın ne olduğunu göstermektedir.

Yalnız, tabii, bunu söylerken, bugüne kadar görüşülen yasalarda -herhâlde Aile Bakanından kaynaklanıyor olsa gerek- üst bürokratlardan kadın sayısı en fazla olan bakanlığın, gerçekten, kadın ve aileden sorumlu bakanlık olduğunu görünce ben sevindim, kendilerini kutluyorum.

Şimdi, konuya bu çerçeveden bakınca, değerli arkadaşlar, bu kadar madem ayrımcılığa karşı? Şimdi ben cebimden? Bu benim nüfus cüzdanım değerli arkadaşlar, bu da kadın bir milletvekili arkadaşımızın nüfus cüzdanı. Bu renk ihtiyacını biz niye hissediyoruz? Yani başta bu nüfus cüzdanlarının renklerini niye değiştirmiyoruz? Aynı şekilde, aynı arkadaşımız milletvekili. Onun kimliğiyle benim kimliğimin rengi aynı. Aynı arkadaşımızın ehliyeti var, ehliyet renklerimiz aynı. Aynı arkadaşımız baroya kayıtlı, aynı şekilde, baro kimlik kartlarımız aynı. Peki, siyasal iktidar, sizin elinizi tutan mı var? Yani Nüfus Kanunu'nda -ehliyet aynı, baro kimlik kartı aynı, pasaport aynı, milletvekili kimliği aynı- nüfus cüzdanının renk ayrımını niye yapıyorsunuz? Derhâl, bu anlamda, Nüfus Kanunu'ndaki "Ayrı renk nüfus cüzdanı verilir." şeklindeki ayrımcılığa son verilmesi lazım.

Medeni Kanun 194. Madem kadını koruyoruz, değerli arkadaşlar? Biraz önce Çevre ve Şehircilik Bakanı buradaydı, Tapu Kadastro Genel Müdürüne yazı yazıyor, "Efendim, mahkeme kararı olmaksızın aile konut şerhini işlemeyin." diyorlar. Biz gayet rahat burada da? Sayın Bakan burada. Keşke Aile Bakanı olsaydı, dün Aile Bakanımız buradaydı, kendisine bunu sorduk, dedik ki: "Ne olur, iki bakanlık arasında?" Çevre ve Şehircilik Bakanının ne işi var Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne yazı yazsın, "Tapu şerhini işlemeyin?" Gayet rahat bu hukuka aykırı. Ceza Kanunu'ndaki engeller var. Medeni Kanun 194'te açık yetki verildiği hâlde? Yine bu kanunda da tedbir şerhi var, bu tedbir şerhi yine işlenmeyecek değerli arkadaşlar. Yani kanun koyucu boş işlerle uğraşmaz. Dün uyardım değerli arkadaşları. Şiddet tanımında "sosyal" ibaresi yok. Peki, biraz önce bir konuşmacı arkadaşımız söz aldı, dedi ki: "Efendim, medyada sosyal şiddet var."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Peki, bu "sosyal" kavramını koymamızın bir mahzuru var mıydı? Sayın Başbakanın bizzat kendisi şunu söyledi?

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (Devamla) - "Ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum." dedi. İlk önce Sayın Başbakanın bu düşüncesini değiştirmesi lazım.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri? Sayın Tanal, lütfen?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)