GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:18
Tarih:08.11.2012

RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ancak ülkemin makûs talihi hiç değişmiyor. Ne zaman önemli bir yasa, ne zaman milleti, memleketi kökten değiştirecek ehemmiyetli bir yasa varsa, bu muhtemelen gece yarısı ya da sabaha karşı konuşuluyor, yine böyle bir zamandayız.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Gündüz çalıştırmıyorsunuz ki!

RUHSAR DEMİREL (Devamla) - Ama bu seferkinde daha da acı bir durum var. Hiç değilse öbürlerinde, konunun ilgili bakanı kanunu sahiplenip, nezaket gösterip oturuyordu. Dün akşam Sayın Orman Bakanı, bugün Sayın Millî Savunma Bakanı buradalar. Doğrudur, millî anlamda savunulması gereken bir durum var burada. Sayın Bakan kendisiyle ilgili kanunu savunmak adına burada bile oturamamıştır. Kendisinin bile oturamadığı bir kanunu, biz burada millete anlatmaya çalışıyoruz. Hangi koşullarda? Yayınların yapılmadığı koşullarda. Peki, Sayın Bakan ne zaman oturuyor? Televizyon yayınının olduğu saatlerde. Bu bile herhâlde şu Mecliste, şu anda bulunan arkadaşlarımın durumu anlayabilmeleri için yeterlidir.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Yarım saat önce ayrıldı.

RUHSAR DEMİREL (Devamla) - Beyefendi söyleyeceğiniz varsa söz ister söylersiniz.

S.NEVZAT KORMAZ (Isparta) - Efendim siz ona bakmayın. Beş senedir öyle, kadrolu laf atıcı.

RUHSAR DEMİREL (Devamla) - Ayrıca, bu kürsüde benden birkaç kişi önce konuşan birisi, ülkelerin farklı yerlerindeki etnik yapılardan, otonom yönetimlerden bahsetti. İnsanlar bir şeyler konuşurken biraz bilgiye dayalı konuşmalı. Bizim bugün "Amerika Birleşik Devletleri" dediğimiz yer, farklı devletlerden oluşmuş bir yapı iken eyalet sistemiyle bütünleştirilmiştir. Almanya ise zaten 1848'de Birleşik Almanya hâline getirilmiştir. Kafkasları, Doğu Türkistan'ı, oralarda yaşananları, zaten hepimiz bu çağda olduğumuz için biliyoruz, oraya hiç girmeye gerek yok fakat tarih, vizyon sahibi olmayanlar için acımasız öykülerle doludur. Bunlardan birileri ders alsın, haddini bilsin, ne konuştuğundan haberi olsun. Burası Türkiye Cumhuriyeti'nin Meclisinin kürsüsü. (MHP sıralarından alkışlar) Ülkenin neyini konuştuğunuzu? Herkes haddini bilecek!

Ayrıca, söz konusu 9'uncu madde; evet, daha önce Anayasa Mahkemesi iptal etmiş. Neden? "Kamu yararı." dedikleri için. Çünkü, kamu yararını herkes kendine göre yorumluyor. Çünkü, Anayasa'nın 127'nci maddesi mahallî idarelerle ilgili ve bunun mahallî müşterek menfaatler üzerine kurulu bir düzen olduğunu söylüyor. Kamu yararı ilkesini çıkararak, hani "Şark kurnazlığı" deniliyor ya böyle bir yasa getirmişsiniz. Bu yasa teklifinde de söylenen sözleri ben size buradan okuyayım: "Bu Kanunda büyükşehir belediyesine verilen görevlerle sınırlı olarak, yurt içi ve yurt dışı, kamu ve özel kuruluşlar ve sivil toplum örgütleriyle birlikte yapılan ortak hizmetler ve diğer proje giderleri." Arkadaşlar, ben size özetle söyleyeyim, yeni Deniz Fenerlerimiz geliyor, hayırlı olsun. Bu örnek de sanıyorum size, neye imza atmak üzere olduğunuzu, neyi oyladığınızı, neye "evet" dediğinizi bir nebze olsun hatırlatacaktır. Dünyanın birçok ülkesinde, ülkemizin hukuk sistemi adına bir yüz karası olarak telaffuz edilen, bazı raporlara geçmiş olan, Türkiye'nin bu konudaki hukuk sistemini küçük duruma düşüren Deniz Feneri'nin sizin bu imzalarınızla çok sayıda yavrusu olacaktır. Deniz feneri karanlıkta denizcilere yol gösterir. Benim bu örneğim, umuyorum, size, şu karanlık yasa tasarısında bir ışık olur. Kendi Bakanının bile savunmak için kenarda oturmadığı, her tür manipülasyonun yapıldığı, bir sürü şaibeli maddelerin olduğu, Anayasa'ya uygun olmadığı herkes tarafından kabul edilmiş bir yasa için sanıyorum bu deniz fenerinin ışığı size bir nebze olsun ışık tutar.

Ama ben buradan, kayıtlara geçmesi için, başka bir şey söylemek istiyorum: Bugüne kadar köy olan yerler mahalle olacak ve o mahalleler olduğunda ne olacak? Bugün oralarda nikâh kıyan muhtarlar nikâh kıyamayacak. Bugün oralarda defin ruhsatı veren muhtarlar defin ruhsatlarını veremeyecek. Ha, bunlar ne olacak olmayınca, beldeye mi gelebilecek? Hayır, artık beldeleri de kaldırıyorsunuz, ilçelere gelecekler diye düşünüyorsunuz. Aslında burada yapılan çok basit bir istatistik oyunu. Bu yapılan yasayla beraber Türkiye'deki kentli nüfusu yüzde 80'in üzerine çıkaracaksanız ve sanıyorum bununla da "ilerleme" diye övüneceksiniz. Beyler ve bayanlar, istatistikler övünmek için değildir. Ülkenin realitesi şehirde yaşamakla şehirli olunamayacağını gösterecek kadar kent kültüründen yoksun bir tablo çiziyor.

Ben bu duygularla, umuyorum önergemize destek verirsiniz diyor, hepinize iyi akşamlar diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.