| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 12.12.2017 |
CHP GRUBU ADINA MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Kamu denetçiliği üzerinde söz almış bulunmaktayım. Anayasa'mızın 74'üncü maddesi uyarınca Türkiye'de kurulması gereken, ihtiyaç duyulan bir kurumdu. Ancak niçin ihtiyaç duyuldu, neden kurulması gerekir? İdarenin kötü işleyişinden dolayı, kamu hizmetlerinin gereği gibi yerine getirilmemesinden dolayı ve ülkede liyakatsizliğin, kayırmacılığın, partizanca davranmanın olması nedeniyle gerçekten ihtiyaç vardı.
Peki, ombudsmana ihtiyaç vardı. Nedir bu? Gerek idarenin hizmet kalitesinin yükseltilmesi, iyi yönetimin yerleşmesi, insan haklarının gelişmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması, hak arama kültürünün gelişmesi açısından çok yararlı idi. Peki, kamu denetçiliğinin bu anlamda, gerçekten, baktığımız zaman anlamı nedir? Anlamına "ombudsman" deniliyor fakat Kamu Denetçiliği Kurumunun kafası bulanık. Çoğu yerde "ombudsman" kullanılıyor, "kamu denetçiliği" çok az kullanılıyor. Şimdi, kanunun adına baktığımız zaman, "kamu denetçiliği" geçiyorsa Kamu Denetçiliği Kurumu "ombudsman" kelimesinden ya vazgeçecek veyahut da bu kavramı kanun itibarıyla değiştirmek lazım.
Baktığımız zaman, Kanada'da kamu denetçisi "vatandaşın koruyucusu", Avusturya ve Romanya'da "halkın avukatı", Polonya'da "sivil haklar savunucusu" diye nitelendirilmekte. Peki, bu kamu denetçisi aslında kimin karşısında, kimin yanında? Aslında kamu denetçisi tarafsız ve bağımsız olmalı. Peki, tarafsız ve bağımsız olmalı derken, Türkiye'deki uygulama böyle midir, gerçekten bu durumda mıdır? Türkiye'deki uygulama bu durumda değil. Neden bu durumda değil? Baktığımızda, Türkiye'deki siyasi partilerde -bunun ayrımını vesairesini yapmıyorum ben- burada, Türkiye'de lider sultası söz konusu. Lider sultasının olduğu bir ülkede parti içi demokrasi yoksa, seçilen kişiler partilerin de üyesiyse o Kamu Denetçiliği Kurumunun o siyasi parti aleyhine bir karar ihdas etmesi mümkün değildir. Ne demek? Kamu Denetçiliği Kurumunun Sayın Başkanı -şahsına saygı duyarım ama- AK PARTİ'nin üyesiydi, Cumhurbaşkanının Başdanışmanıydı. Geliyoruz diğer üyelere; biri AK PARTİ'nin milletvekiliydi, diğer bir arkadaşımızın eşi AK PARTİ'den milletvekili adayıydı, diğer arkadaşımız AK PARTİ'nin belediye meclisi üyesiydi. Peki, arkadaşlar, siz Başkanı AK PARTİ'den alırsanız, 4 üyenin 3'ü bizzat AK PARTİ'nin üyesi olmuşsa ve diğeri dolayısıyla danışmanlık yapmışsa siz bundan kamuyu denetlemesini bekleyemezsiniz arkadaşlar, kendimizi aldatmış oluruz. Bu ne olur olsa olsa? Efendim, iş açma alanı olur, makam, mevki açma alanı olur.
SALİH CORA (Trabzon) - Çok yanlış düşünüyorsunuz.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Birilerine iş alanı açmış oluruz. (CHP sıralarından alkışlar)
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Arpalık olur, arpalık!
SALİH CORA (Trabzon) - Yaptığı çalışmalara bakın. Çalışmalara bak yahu!
MAHMUT TANAL (Devamla) - Ben şunu söylemek isterim: Bakın, şu Cumhurbaşkanlığı sistemi... Bu çalıştay raporunu kim yapmış? Kamu denetçisi. Yahu Allah'tan korkun, olağanüstü hâlin çalıştayını yapmıyorsunuz, kanun hükmünde kararnamelerin çalıştayını yapmıyorsunuz, işçi çalıştayı yapmıyorsunuz, taşeron çalıştayı yapmıyorsunuz, demokrasi çalıştayı yapmıyorsunuz; neyin çalıştayını yapıyorsunuz? Yaptığınız, Cumhurbaşkanlığı çalıştayı. Peki, bunda kimi konuşturmuştunuz? Yine konuşturulan bir profesör var, Cumhurbaşkanının Başdanışmanı; onun sevgili eşi benim dönemimde hukuk fakültesi öğrencisi ve AK PARTİ sıralarının da saygı duyduğu bir milletvekili arkadaşımız. Bunun neresi tarafsız?
Bakın, biraz önce ne yaptınız? "Ombudsman tarafsız olmalı." diyoruz, "Partisiyle ilgisi olmaması lazım." diyoruz. Arkadaş, AK PARTİ'nin sıralarına geldiniz, hâlen kafanızda o duygusal bağ koparılmamış. Bugüne kadar bakanlara ziyarete gittiniz; niçin, üç tane muhalefet partisi var, üç tane muhalefet partisinin ziyaretine gitmediniz? Diğer bakanların ziyaretine gitmiş ve burada açıklıyor Ombudsman. Ombudsmanlık iktidara karşı boyun büken, el pençe olan bir yer olmamalı.
Bu anlamda ve en sonunda ne yapıyor? Mecliste konuşulan konuyla ilgili, burada, efendim, diyor ki: "Müftü nikâhı, taşeron memura veriliyor da niye müftüye verilmesin?" Sayın Başkan, hukukçusunuz, iyi bir hukukçusunuz, memur taşeron olmaz ki. Nasıl, memurla taşeronu yan yana getiriyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
Yani, burada kullandığınız deyimler, bu ziyaretler vesaireler ombudsmanlıkla uzlaşan bir husus değil. Yani, bu anlamda, burada, aslında, medyayla ilgili bağlantınız. Gayet rahat, Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra ve bu Yenikapı olayında, FETÖ darbesinden sonra Milliyetçi Hareket Partisine de neyi söylemişsiniz? "Gidecekler, orada o kalabalığı görecekler." diyorsunuz. Ya, arkadaş, siz CHP'ye çatıyorsunuz, MHP'ye çatıyorsunuz, HDP'ye çatıyorsunuz. Orası hangi kurum? Hâlâ hangi kurumda olduğunuzun farkında değilsiniz, ciddiyetinde değilsiniz. Orası siyaset yapma alanı değil, orası hak arama özgürlüğüdür. İnsan hakları devlet olmadan önce vardı. Yasalar hakları sınırlasa da yasalar hakları tanımasa da o haklar bizim doğuştan sahip olduğumuz haklardır. Bu var olan haklarımızı Kamu Denetçiliği Kurumu savunmak zorunda. Cizre'yle ilgili şikâyetler yaptık, ne yaptınız; Şırnak'la ilgili şikâyetler yaptık, ne yaptınız? Hepsine ret cevabı verdiniz. Nerede insan hakları kaldı, nerede kaldı bu insan hakları?
Olağanüstü hâllerle ilgili, bakın, Anayasa'nın 129'uncu maddesi diyor ki: "Kamu görevlilerine ifadesi alınmadan, savunması alınmadan cezai işlem, disiplin cezası verilemez." Ey Anayasa Mahkemesi, ey Danıştay, ey Kamu Denetçiliği Kurumu; sizi bu Anayasa bağlamıyor, ne bağlıyor? Saray mı bağlıyor? (CHP sıralarından alkışlar) Hani, diyoruz ki biz: Bizi bağlayan uluslararası sözleşmeler, anayasalar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) - ...evrensel hukuk ilkeleri... Bunların hepsini bir tarafa bırakmışsınız. İçinizde iyi niyetli unsurlar vardır, saygı duyuyoruz.
Bakın, bir önceki Kamu Denetçiliği Kurumu mevcut olan bu kurumdan daha iyi çalışıyordu ve eskisini aratır hâle geldiniz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET SAMİ CEYLAN (Çorum) - Yo, yo, bu daha iyi.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.