| Konu: | BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 08.11.2012 |
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 338 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 12'nci maddesi üzerine verdiğimiz önerge üzerinde konuşmak üzere söz almış bulunuyorum ama bu konudaki sözüme başlamadan önce Sayın Meclis Başkan Vekilimizin burada yapmış olduğu bir İç Tüzük ihlalini anımsatmak istiyorum.
Kapalı oturumları düzenleyen 70'nci maddenin üçüncü fıkrasına baktığımızda, "Yukarıdaki fıkrada söz konusu görüşmelerin tutanakları kâtip üyelerce tutulur. Ancak, Genel Kurul uygun görürse, yeminli stenolar bu görevi yerine getirebilirler." denmektedir.
Sayın Başkanım, siz hukukçusunuz, buradaki yazan konunun ne olduğunu gayet iyi biliyorsunuz ama buna rağmen, yeminli stenolarla ilgili Genel Kurulun görüşünü aldınız, oylamaya koydunuz ancak kavaslarla ilgili -yeminli de olsalar da yeminsiz de olsalar- herhangi bir şekilde bu Genel Kurul salonunda olmasını asla kabul ettiremezsiniz, böyle bir oylama yapamazsınız. İç Tüzük hükmü bu kadar açıkken böylesi bir İç Tüzük ihlalini neden yaptınız? Bunu aslında Genel Kurula açıklamanız lazım. Şimdi, böyle yapılırsa, eğer bu kadar ciddiyetsiz bir şekilde burada görüşmeler sürerse yani Anayasa önemli değil, yasalar önemli değil, İç Tüzük önemli değil, biz istediğimiz gibi burada Genel Kurul çalışmalarını yürütürüz derseniz o zaman bu kadar insanın burada bu saatlere kadar bulunmasına gerek yoktur yani siz o tasarıları doğrudan doğruya Resmî Gazete'de yayınlayın gitsin. Bizlere burada gerek yok yani bizler hepimiz burada o zaman figüran yerine koyuluyoruz. Yani hiçbir şekilde ciddiyetle bakılmıyor bu olaylara diye düşünüyorum ben. Meclisi de sadece görüntü olarak siz burada işgal ettiriyorsunuz Meclisteki milletvekillerine de. Eğer İç Tüzük hükümleri uygulanmayacaksa, siz bir hukukçu olarak bu hükümleri uygulamayacaksanız o zaman burada bizlerin oturmasının anlamı yoktur diyorum.
Yani bu konudaki görüşlerimi dile getirdikten sonra, yine bu kanun tasarısıyla ilgili, istihdam politikasıyla ilgili bazı konulara dikkat çekmek istiyorum. Burada özel idarelerin, 29 büyükşehirdeki özel idarelerin tüzel kişiliği kaldırılmaktadır. Aynı şekilde, tüzel kişiliği kaldırılan belediyelerin de personelleri özel idarenin personeli ve belediyelerin ihtiyaç fazlası personelleri komisyon tarafından incelenmekte ve bu komisyon tarafından incelenen ihtiyaç fazlası personel İçişleri Bakanlığına bildirilmekte, ardından da Devlet Personel Başkanlığı tarafından belirli yerlerde görevlendirilmesi yapılmaktadır.
Şimdi, öncelikle, işçilerle ilgili düzenlemedeki aksaklıklara değinmek istiyorum ben. İşçi statüsündeki ihtiyaç fazlası personel diğer kurumlara atanıyor, diğer kurumlara gönderiliyor. Bu gönderildikleri kurumların il içi mi olacağı, il dışı mı olacağı öncelikle belli değil. Burada bir hak kaybı söz konusu olabilir. Onun dışında, atama emrinden itibaren beş gün içinde işe başlamadıkları takdirde, bu işçilerin İş Kanunu'na göre iş akitleri feshediliyor. Tasarı, ilk geldiği hâliyle, Hükûmet tarafından gönderildiği hâliyle iş akitleri feshedilen bu işçilere ihbar tazminatı ödenmesine rağmen, Komisyonda yapılan değişiklikle beş gün içinde işe başlamayan işçilerin ihbar tazminatları gasbedilmiştir, ihbar tazminatları yok edilmiştir. Siz, zaten işçileri bulundukları yerlerden söküp kopartıyorsunuz, ardından da yıllarca bu kurumlarda çalışmış, emek vermiş insanlara ihbar tazminatını da çok görüyorsunuz, ihbar tazminatını vermiyorsunuz. Bu olmaması gereken bir şey, ama ne yazık ki komisyonda bu hâle gelmiş, ihbar tazminatları ortadan kaldırılmıştır.
Bunun yanında, yeni işyerine başlamayı kabul eden işçilerle ilgili olarak, önceki borçlardan, yeni devralan iş yerleri ya da kurumların, bu işleri devralan kurumların sorumlu olmayacağını söylüyorsunuz. Peki, sorumlu olmayacaksa bu yeni işyerleri, işçilerin fazla çalışmasından, ulusal bayram alacaklarından, pazar tatili ücretlerinden, izin ücretlerinden eğer devralan kurumlar sorumlu olmayacaksa kim sorumlu olacak arkadaşlar? Bu konu öylesine muğlak bir durumda ki, tüzel kişiliği kaldırılan özel idareler sorumlu olacak. Tüzel kişilikleri kaldırılıyor bunların. Tüzel kişiliği kaldırılan belediyeler sorumlu olacak. Yani işçilerin hakları gasbedilecek, yok edilecek. Çünkü bunların tüzel kişilikleri yok edildiğine göre, eski işverenlerinden alamayacaklarına göre bu türden sosyal haklarını, o zaman kimden alacaklar, nereden alacaklar? Çok ciddi bir sorundur.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.