| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 4'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 15.12.2017 |
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sizi, Başkanlık Divanını, Genel Kurulun değerli üyelerini, ekranları başında bizi izleyen milletimizi saygıyla selamlıyor, Yüce Mevlâna'yı bu Şebiarus öncesi saygıyla, özlemle ve rahmetle anarken, onun hoşgörüsünün, akıl ve bilim yolunun hepimize yol gösterici olması dileklerimi arz ederek başlıyorum.
KOP'la ilgili konuşmadan önce, sadece sekiz gün önce, 7 Aralık 2017 Perşembe günü, bir basın açıklaması izledik Atina'da. Bir tarafta Aleksis Çipras, öbür tarafta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sıfatıyla Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Çipras aynen şunu söyledi arkadaşlar: "Sayın Erdoğan, Ege'deki ve Kıbrıs'taki fikir ayrılıklarıyla ilgili bahsettiğinizi duydum. 43 yaşındayım. Bu mesele sürekli tartışılıyor. Sevgili Cumhurbaşkanı, bu durum kırk üç yıldır devam ediyor." Buraya dikkat lütfen. "Kırk üç yıl önce yasa dışı bir işgal olmuştu, bu nedenle bu konu ortaya çıktı." Şimdi, ben bunu canlı izledim arkadaşlar. Bekledim ki Sayın Cumhurbaşkanı bir şeyler söyleyecek; söylemesi gerekir çünkü kendi gözünün içine bakıla bakıla "Türkiye Cumhuriyeti devleti Kıbrıs'ta yasa dışı işgalcidir." denilmiş. Böyle bir itham cevapsız bırakılamaz. O Kıbrıs Harekâtı sırasında doktor üsteğmen olarak İpsala'da görev yapan bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı ve bugün de milletvekili olarak bunun cevapsız kalmaması gerektiğini düşünüyorum, o nedenle bu kürsüden şimdi Aleksis Çipras'a söyleyeceklerim var.
Sayın Çipras, kırk üç yıl önce Kıbrıs'ta yasa dışı bir işgal falan olmadı. Kırk üç yıl önce Kıbrıs'ta, sizin bugün işgal ettiğiniz makamda bulunan albaylar cuntasının teşvikiyle Nikos Sampson isimli bir EOKA terör örgütü üyesi, Türk katili bir haydut bir darbe yaptı, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios İngiltere'ye kaçtı. Şaşırdığı veya tahmin etmediği bir şey vardı Nikos Sampson'un, Türkiye'de o zaman adam gibi adam bir Başbakan ve adam gibi adam bir Hükûmet vardı. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Necmettin Erbakan vardı.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - O Başbakan ve o Hükûmet, Necmettin Erbakan Başbakan Yardımcısı ve Meclisteki diğer partiler Adalet Partisi, Süleyman Demirel, Milliyetçi Hareket Partisi, Alparslan Türkeş ve diğerleri yekvücut oldular. Başbakan Bülent Ecevit, İngiltere'ye gitti görüşmeler yaptı; sonra, Amerika Birleşik Devletleri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Cyrus Vance masasının karşısında otururken, Kissinger telefonun ucundayken geçti öbür odaya Genelkurmay Başkanı Semih Sancar'a emri verdi ve Kıbrıs Harekâtı başladı. Nikos Sampson adadan kaçtı, orada anayasal düzen tesis edildi ve Türk yurttaşların, Türk soydaşların katlinin önüne geçildi.
Kırk üç yıl önce Kıbrıs'taki bu yasa dışı darbe önlendikten sonra Cenevre görüşmelerine Rumların uymaması sonucu ikinci harekât yapıldı ve Kıbrıs'ta bugünkü statüko tesis edildi. Orada kırk üç yıldır, artık, bu tür katliamlar olmuyor. Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ve 3 çocuğu banyo küvetlerinde katledilmiyorsa ve bugün Kıbrıs'ta bir meşru hükûmet varsa işte, o, kırk üç yıl önceki olayın sonucudur.
Tabii, Sayın Çipras'a bunu söylemek yetmez. Bir başka şey daha söylemek gerekirdi, onu da buradan biz söyleyelim, Çipras'a denmeliydi ki: "Sayın Çipras, siz 2004'ten beri Ege'deki bizim 18 adamızda işgalcisiniz. İşgalci olan Türkiye Cumhuriyeti devleti değil, Yunanistan devletidir." Bu, mutlaka söylenmeliydi. (CHP sıralarından alkışlar) Bunu söylemek, bu ülkenin Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan bir kişinin görevidir. Eğer tarihi bilmiyorsa öğrenmelidir ve mutlaka Türkiye Cumhuriyeti devletinin onurunu Atina'da da başka yerlerde de korumalıdır.
AHMET SAMİ CEYLAN (Çorum) - Koruyoruz, koruyoruz, merak etmeyin. Sayın Cumhurbaşkanı her yerde koruyor.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Devletin onuru ona buna "Ey!" çekerek olmaz. "Ey!" çekmek değil, gereğini yapmak gerekir.
Bakın, bir şey daha söyleyeyim: Kudüs tabii ki bizim ilk kıblemizdir, çok önemlidir. Kudüs için elbette gereken yapılmalıdır, yapılıyor ama Kudüs için yaptığınızı eğer 18 ada için yapmıyorsanız böyle parmak sallayıp da vay, "tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet" bunları etmeyeceksiniz.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Öğrenmişsin, öğrenmiş, iyi.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Niye? Çünkü tek vatanınız, şu anda üzerinde Yunanlıların olduğu biçimde, İzmir'de, Aydın'da, Muğla'da bölünmüş. Tek bayrağınız tek bayrak değil. Orada Yunan bayrağı dalgalandığı sürece "tek bayrak" diyemezsiniz.
YUSUF BAŞER (Yozgat) - Sen başka bir ülkenin vatandaşı mısın ya?
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - "Tek millet" diyorsunuz, Yunan uyruklu 3 belediye başkanı şu anda adalarda hüküm sürüyor ve "tek devlet" diyorsunuz, hangi tek devletten bahsettiğinizi çıkıp anlatacaksınız; Reza Zarrab'ın önüne yatan devlet mi...
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Ne alakası var ya?
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - ...New York'ta bir mahkemede yargılanan devlet mi, Tayyip Erdoğan'ın, Sayın Cumhurbaşkanının Cumhurbaşkanlığı yaptığı devlet mi, yoksa Fetullah Gülen'e teslim ettiğiniz devlet mi? Şimdi, bunları niye söylüyorum sevgili arkadaşlar? Bakın, burada 15 Temmuzdan sonra dört grup başkan vekili bir araya geldi ve ortak bildiri açıklandı, Kudüs için bir ortak bildiri açıklandı. Şimdi, burada dört partinin grup başkan vekillerini göreve çağırıyorum: Sayın grup başkan vekilleri, geçin Meclis Başkan Vekilimizle arka odaya, derhâl bir bildiri kaleme alın ve Yunanistan'a Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, hani sık sık diyorsunuz ya "Gazi Meclis, Gazi Meclis"... Bu Gazi Mecliste bir bölgenin adını söyledi diye bir milletvekilini dışarı çıkarıyorsunuz ama Yunan bayrağı topraklarınızın üzerinde dalgalanıyor kılınız kıpırdamıyor kardeşim. Bu katiyen kabul edilemez. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) Buna karşı mutlaka, mutlaka bir ortak bildiri kaleme alacaksınız ve diyeceksiniz ki: Ey Yunanistan, ya süresi içinde o adalardaki işgali kaldır ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak biz o işgali kaldırmayı biliriz. Şimdi, çıkın buraya söyleyin bu adalar bizim mi değil mi? Ben size söyleyeyim, sizin Savunma Bakanınız İsmet Yılmaz bu kürsüden dedi ki: "Evet, Yunanistan bir fiilî durum yaratmıştır ama..."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, bitirin.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - "...-ama yasalara göre ama Lozan Anlaşması'na göre- o adalar bizimdir." Peki, eğer o adalar bizimse İsmet Yılmaz bu kürsüden gerçek dışı bir ifadede bulunmadıysa bu Meclisin bütün milletvekillerinin, MHP'sinin de, HDP'sinin de, CHP'sinin de, AKP'sinin de görevi Yunanistan'a hak ettiği yanıtı vermek ve o adalardaki Yunan bayrağını indirmektir. O bayrak orada dalgalandığı sürece bu Meclisin hiçbir üyesinin aldığı hiçbir kuruş helal değildir.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)