GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:39
Tarih:16.12.2017

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NUMAN KURTULMUŞ (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize iyi akşamlar diliyorum, hepinize en içten selamlarımı sunuyorum.

Her ne kadar Kültür ve Turizm Bakanlığıyla ilgili muhalefet partilerinden fazla bir eleştiri gelmediyse de -her ne kadar Engin Altay Bey de bizi biraz böyle kenara bıraktı ama- biz de Bakanlıkla ilgili olarak yaptığımız ve yapmayı düşündüğümüz hususları yüce Meclisle paylaşma imkânı bulacağız bu vesileyle.

Öncelikle şunu ifade etmek isterim: Türkiye'deki Kültür ve Turizm Bakanlığının ana meselesi Türkiye'nin millî, kültürel bağımsızlık mücadelesinin motor gücü olmaktır. İki asırdır, Türkiye, maalesef bir büyük kültürel bağımsızlık mücadelesi veriyor. Başka medeniyetlerin, başka kültürlerin etkisi altında, Türkiye, kendi kültürünü oluşturmak, uluslararası alanda, millî değerleri üzerinde, millî kültürünün gücü üzerinde yükselme mücadelesi veriyor. Bu çerçevede, Türkiye'nin millî, kültürel bağımsızlık mücadelesi ile ekonomik, teknolojik bağımsızlık mücadelesi de aslında son iki asırda birbiriyle eş zamanlı olarak giden iki önemli mücadele alanını, fikrî ve siyasi mücadele alanını oluşturuyor.

Değerli milletvekilleri, kültür ve turizm, her ikisi birbirinden nitelikleri itibarıyla farklı olmakla birlikte, her iki alanda yapılan çalışmaların bir diğerini etkilediği, güçlendirdiği önemli alanlar. Bu çerçevede, Türkiye kültür bakımından belki de dünyada hiçbir ülkeye nasip olmayan büyük bir zenginliğe, büyük bir kültürel çeşitliliğe ve derinliğe sahip; Troya'dan Osmanlı medeniyetine kadar yaklaşık 24 büyük medeniyete ev sahipliği yapmış olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Bizim millî, kültürel bağımsızlık mücadelesinden kastımız bu topraklara ait, bu coğrafyaya ait hangi kültürel birikim varsa, bunların hepsine sahip olmak, bunların hepsini değerlendirmek ve bunların hepsinden de geleceğe ilişkin istifade etmektir. Bu çerçevede, Türkiye, hiç abartısız söylemek gerekirse, bu coğrafyadaki zenginlikleri ve derinlikleri dolayısıyla dünyanın en önemli arşivini, dünyanın en büyük kütüphanesini oluşturmaktadır. Dünyanın ilk tarım merkezleri, dünyadaki ilk denizcilik faaliyetleri, dünyada -bu anlamda- paranın ilk uygulamaya girdiği yer, ticaretin bir şekilde kurumsallaştığı mekân olarak Anadolu coğrafyasını, Türkiye coğrafyasını görmek mümkündür.

Bu çerçevede, kültürdeki bu zenginliğimiz, derinliğimiz ve çeşitliliğimiz aynı zamanda turizmdeki gücümüzü de oluşturuyor. Turizmde de ülkemizin coğrafi konumu, doğal güzellikleri ve bu tarihî, engin zenginlikleri Türkiye turizminin de en büyük gücünü oluşturuyor. Onun için diyoruz ki: Kültür ve turizm alanında yapacağımız faaliyetleri, "Geçmişi yaşatırken geleceği yaşayan büyük Türkiye" idealiyle ortaya koymak durumundayız.

Bu çerçevede, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak önümüzdeki dönemde turizmdeki hedeflerimizi üç ana strateji üzerine oluşturuyoruz. Bunlardan biri ürün çeşitliliğidir. Kültür turizmini, kongre turizmini, sağlık turizmini, yayla turizmini, spor, kış ve gastronomi alanlarındaki turistik faaliyetleri de en üst düzeye çıkarmak için gayret sarf ediyoruz. Ayrıca, Türkiye, turizmde istediği hedeflere ulaşabilmesi için sadece geleneksel pazarlarını değil, bu geleneksel pazarların yanında yeni pazarları da oluşturmak, özellikle Asya ülkelerine açılmak mecburiyetindedir. Çin, Hindistan, Japonya, Endonezya, Malezya ve Güney Kore, bu 6 ülkenin toplam nüfusu dünya nüfusunun yarısından fazladır ve bu ülkelerin hepsinin ortak özelliği de son derece güçlü bir yeni orta sınıfa sahip olmasıdır. Turizm stratejimizin üçüncü önemli alanı ise özellikle son yıllarda gelişen İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı ve Türkiye karşıtlığına karşı kültürü ve turizmi bir yumuşak güç olarak kullanmak ve bununla ilgili değerlerimizi üreterek dünyada güçlü bir Türkiye algısının oluşmasına katkı sunmaktır.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu çerçevede, 2017 yılı içerisinde iki önemli şûraya Kültür Bakanlığı olarak ev sahipliği yaptık. Bunlardan birisi, 3-5 Mart tarihleri içerisinde, yirmi sekiz yıl aradan sonra tekrar gerçekleştirdiğimiz Türkiye 3'üncü Millî Kültür Şûrası'dır. Bu millî kültür şûrasında ilgili bütün taraflar ve arkadaşlar bir araya gelerek çok verimli bir çalışmaya imza attılar, bu şûranın strateji belgesi oluştu. Şimdi, bundan sonra -konuşmasında ifade eden bazı arkadaşlarımız da oldu- bunu bu strateji belgesi çerçevesinde kültür alanında yapacaklarımızı bundan sonraki yıllarda adım adım takip edeceğiz ve her yıl olmasa bile belli aralıklarla millî kültür şûrasının toplanmasını da sağlayacağız. Bir diğer önemli toplantı ise 3'üncü Turizm Şûrası idi. 2002 yılından bu yana yani on beş yıldır yapılmamış olan bu şûrayı da 1-3 Kasım tarihleri arasında Ankara'da, Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında ve gözetiminde yaptık ve fevkalade olumlu sonuçlar ortaya çıktı. 13 komisyonda detaylı olarak turizmle ilgili bütün konuların gündeme geldiği bu toplantının önemli özelliklerinden birisi de turizmle ilgili 8 bakanlığın -bakan arkadaşlarımızın hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum- bir masa etrafında bir araya gelerek sektörün kendileriyle ilgili sorunlarını dinlemesi ve onlara cevap vermesiydi, bu da önemli bir koordinasyonu ortaya koydu.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, birkaç tane önemli projemizin de, bu az süre içerisinde, altını çizerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Turizm sektörümüzün yeniden canlandığını ifade edebiliriz. 2014 yılında en maksimum seviyeye çıkmış olan turizm sektörü maalesef bir taraftan terör, bir taraftan 15 Temmuzdaki FETÖ darbesinin sonrasında oluşan hava, bir taraftan Rusya'yla yaşadığımız uçak krizi ve özellikle de son iki üç yıl içerisinde Avrupa'da gelişen seçim kampanyaları sırasında maalesef Türkiye karşıtlığı olarak karşımıza çıkan son derece sert bir Türkiye düşmanlığı Türkiye turizminin ciddi bir şekilde gerilemesine neden oldu. 2016 yılı en dipte olduğumuz yıldı, çok şükür 2017 yılının ilk on aylık verilerine baktığımız zaman geçen yılın ilk on ayına göre yüzde 28'lik bir artışla turist sayısı ekim ayı sonu itibarıyla 29,1 milyon seviyesinde gerçekleşmiştir, yıl sonu itibarıyla da 31,4 milyon seviyesine geleceği görülüyor. Yıl sonu itibarıyla da turizmdeki gelirimiz 26 milyar dolar seviyesine ulaşacaktır.

Bizim 2023 hedefimiz, 2023'te 50 milyon turist ve 50 milyar dolar turizm sonucuna ulaşmaktır. İnşallah Turizm Şûrası'nda elde ettiğimiz verilerle turizmi on iki aya yayacağız, farklı ürünlerimizi ortaya koyarak bütün bölgelerimizi, yedi bölgemizi de turizmin merkezi hâline getirmeyi başaracağız.

Projelerimizden birkaç tanesini sizinle paylaşmak istiyorum. Bunlardan birisi geçtiğimiz aylarda İstanbul'da büyük bir lansmanla Türkiye kamuoyuna tanıttığımız İstanbul AKM'nin Yenilenme Projesi'dir. İstanbul AKM gerçekten fevkalade güzel bir mühendislik projesiyle halkımızın iftiharı olan bir uluslararası proje hâline dönecek. Alanla birlikte, Taksim Meydanı'yla birlikte bütünleşerek 4.835 kişinin katılabileceği, büyük ve küçük salonlarıyla bir kültür havzası hâline gelecektir. AKM yaklaşık 100 bin metrekarelik kapalı alanıyla da bir büyük kültür vadisi olacak, uluslararası kongrelerin, konferansların, sergilerin düzenlendiği ve en güzel özelliğiyle de içeride ana salondaki etkinliğin binanın dış cephesinden vatandaşlara yansıtıldığı mükemmel bir proje olarak 2019 yılı içerisinde inşallah faaliyetine başlayacaktır.

Yine, İstanbul'daki önemli projelerimizden birisi Rami Kışlası Projesi'dir. Rami Kışlası Projesi'nin 1'inci etabı bitmiş, 2'nci etabının ihalesi yapılmış, 3'üncü etabı da ihaleye çıkma hazırlıkları içerisindedir. Rami Kışlası tam bir kitap havzasına dönüştürülecek, 7 milyona yakın kitabı barındıran bir büyük kütüphanesinin yanında mücellithanesiyle, hatta kâğıt üretim atölyeleriyle, mürekkep üretim atölyeleriyle kitaba ilişkin ne varsa hepsinin bir arada olduğu muazzam bir kültür vadisine inşallah dönüştürülecektir.

Yine, İstanbul'da sadece İstanbul'la ilgili değil, bütün Türkiye'nin övünç projelerinden birisi olacak olan projemiz Kuleli Askerî Lisesinin ulusal bir müze hâline getirilmesidir. Öndeki tarihî binanın Millî Savunma Bakanlığınca bize devri gerçekleşmiş, biz de hemen proje çalışmalarına başladık ve arkasından Türkiye'de müzeyle ilgili kim varsa hepsinin katılacağı bir büyük çalıştayla Kuleli Askerî Lisesini Anadolu toprakları içerisinde var olan bütün medeniyetlerin hepsinin eserlerinin sergilendiği bir büyük ulusal müze hâline dönüştüreceğiz. Yaklaşık 32 bin metrekarelik bir alan üzerine oturacak ve 25 bin metrekarelik bir kapalı alanda inşallah Kuleli Askerî Lisesi bir ulusal müze olarak Türkiye'nin medarıiftiharı olacaktır.

Değerli arkadaşlarım, önemli bir başka projemiz de İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin restorasyonunun tamamlanmasıdır. Yapıldığı zaman dünyanın en önemli arkeoloji müzelerinden birisiydi, uzunca bir süredir tamirat, tadilat, restorasyon çalışmaları devam ediyor ve inşallah bunu da hızlandırarak en kısa süre içerisinde yeniden bütün bölümlerini açacağız ve bu iftihar vesilemiz olan, Afganistan'dan Balkanlara kadar, Afrika'nın içlerine kadar bu geniş coğrafyanın bütün arkeoloji birikimini ortaya koyan hem de mimari bir şaheser olan İstanbul Arkeoloji Müzesini yeniden ziyaretçileriyle buluşturacağız.

Ankara'daki önemli bir projemiz de, yapıldığında yine önemli bir proje olarak gündeme gelmiş, maalesef, 1991'de başlanılmasına rağmen ağır aksak yürüyerek bugüne kadar gelmiş olan ve bir türlü tamamlanamamış olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binası. Bu binanın bitirilmesi ve 2019 yılı içerisinde bu binanın da hizmete açılması için gerekli çalışmaları gerçekleştiriyoruz. 2.012 kişilik bir büyük salonu, onun yanında koro elemanlarının çalışacağı binasıyla önemli bir binamız olacak ve Ankara'nın önemli kültür merkezlerinden biri hâline gelecektir.

Ayrıca, 2018 yılı içerisinde birçoğumuzun, özellikle Ankara milletvekillerimizin üzerinden ısrarla durduğu Ankara AKM'nin yenilenmesi projesini de ele alacağız. 2018 yılı içerisinde mesafe alacağımızı, sonuçlandıracağımızı ümit ediyorum ve Ankara'da -hakikaten- hepimize yakışır bir kültür merkezinin oluşmasına gayret sarf edeceğiz.

Yine, önemli projelerimizden biri, Fuat Sezgin Kütüphanesinin İstanbul Gülhane'deki yapımı tamamlanmış, yaklaşık 35 bin eserlik bu kütüphanenin -biliyorsunuz son derece nadir yazma eserleri de kapsıyor- yaklaşık 12 bin adedî ülkemize getirilmiş, gerisinin de getirilmesi için Alman makamlarıyla birlikte çalışmalar sürdürülüyor.

Bakanlığımızın yapmış olduğu desteklerden birkaç tanesini sizlerle paylaşmak isterim: Bunlardan bir tanesi GENÇDES yani gençlere vermiş olduğumuz desteklerdir. Eser üretim desteği, etkinlik ve proje destekleri ve sanatsal faaliyetler destekleriyle birlikte diyebilirim ki Bakanlığımızın sanata verdiği en önemli desteklerden birini oluşturan projemiz GENÇDES Projesi'dir ve çok sayıda gencin sanat hayatına atılması, cesaretlenmesi, ürünlerini bir şekilde seyircileriyle, izleyicileriyle buluşturma imkânına kavuşması bu şekilde sağlanabilmektedir.

Yine, Bakanlığımızın müze ve ören yerlerine verdiği destek devam etmekte, 201 müze ve 138 ören yeri olmak üzere bu müzelerin hepsine desteklerimiz sürüyor ve 238 özel müze faaliyetleri var. Bunlara da desteklerimiz devam ediyor, artan bir şekilde bu destekleri sağlıyoruz.

Bizim önem verdiğimiz ve önümüzdeki yıllarda sürdüreceğimiz bir diğer projemiz de Sinemaya Gitmeyen Çocuk Kalmasın Projesi. Ekim ayında başlattığımız bu projeyle yıl sonuna kadar 1 milyon çocuğun, ortaokul ve lise seviyesindeki 1 milyon çocuğun sinemayla tanışmasını sağlamak amacımızdır. Önümüzdeki yıllarda da Millî Eğitim Bakanlığıyla ve belediyelerle birlikte bu projeyi sürdürmeye devam edeceğiz.

Bir başka desteğimiz, seyahat acentelerine verilen destektir. Seyahat acentelerine yaklaşık 565 milyon lira bu yıl içerisinde destek verildi. Şimdi, desteği biraz daha değiştiriyoruz, yüksek sezonda getirene daha az, düşük sezonda getirenlere ise daha fazla destek vererek desteklerimizi on iki aya yayıyoruz ve Türkiye'nin bütün limanlarını da bu anlamda kapsam içerisine almaya çalışıyoruz. En son Konya ilimizi de 14'üncü ilimiz olarak destek kapsamındaki havaalanlarının içerisine soktuk.

Kültür altyapısı ve kültür merkezlerine olan desteklerimiz devam ediyor. Kütüphanelerimizle ilgili başlattığımız kütüphanelerin yaşayan mekânlar hâline gelmesi, sadece kitapların rafta durduğu, insanların soğuk mekânlar olarak baktığı yerler değil, içinde olan çocuklarımızın, özellikle gençlerimizin gerçekten yirmi dört saat istifade ettiği mekânlar hâline dönüştürülmesini sağlamaya çalıyoruz ve 2017 yılı sonuna kadar 87 il halk kütüphanemizin de gece 22.00'ye kadar açık kalmasına ve buraların yaşayan mekânlar hâline gelmesine inşallah önem veriyoruz.

Yine, tiyatroyu geniş kitlelerle buluşturabilmek için devlet tiyatrolarımız faaliyet gösteriyor, 2016-2017 tiyatro sezonunda yaklaşık 1 milyon 750 bin izleyici tiyatrolarımızla buluşmuş, 150 oyun sergilenmiş, bu oyunlardan 73'ünün yerli oyunlar olduğunu da ifade etmek isterim.

Yine, önemli bir gelişme sinema sektöründeki gelişmedir. Biliyorsunuz dizi sektöründe dünyada Amerika'dan sonra ikinci ülkeyiz ve Türkiye sinemaya verilen desteklerle birlikte bu yıl 145 tane sinema filmi üretmiş olan bir ülkedir. Bu rakamın 2002 yılında 30 olduğunu sizlere hatırlatmak isterim. Çok ufak dokunuşlarla, desteklerle sinema sektörümüzde önemli bir gelişmenin olduğunu ifade etmek isterim. Bu bağlamda Türkiye Avrupa'da yerli sinema filmleri bakımından Avrupa birincisi olan ülkedir, yüzde 54 yerli film seyredilen bir ülkedir ve gerçekten önemli bir destek sinemaya verilmeye gayret ediliyor. Bu meyanda Sayın Semih Kaplanoğlu'nun Buğday filmi Tokyo'da bizim desteklediğimiz bir film, bu yıl içerisinde ödül almıştır; Ayla filmimiz de yine Bakanlığımızın desteklediği bir film ve bu film de bu anlamda Oscar Akademi Ödülleri'ne Türkiye'nin adayı olan bir film olmaya hak kazanmıştır.

Bir başka önemli alan Yunus Emre enstitüleridir. Yunus Emre enstitüleriyle ilgili sadece şu rakamı vermek isterim: 112.230 kişiye Türkçeyi öğretmiş olan yurt dışındaki iftihar edeceğimiz kurumlarımızdan birisidir. 54 merkezimiz var. 85 üniversiteyle de irtibatlı olarak Yunus Emre enstitülerimiz çalışmalarına devam ediyor.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu süre içerisinde Türkiye'nin yurt dışındaki görünürlüğünü artırmak ve temsil gücünü artırmak için olağanüstü bir gayret sarf ediyoruz. Bu çerçevede Çin Halk Cumhuriyeti'nde eylül ayında, 10-15 Eylül tarihlerinde yapılan Dünya Turizm Örgütü'nün Genel Kuruluna katıldık, orada birkaç oy farkla Türkiye olarak yönetim kurulu adaylığını kaçırdık, inşallah bir dahaki sefer kazanacağız. Ama hepimizin iftiharla, hele hele Türkiye'ye karşı bu kadar birtakım negatif algı operasyonlarının olduğu bu süre içerisinde Türkiye'nin UNESCO üyeliğini, yönetim kurulu üyeliğini kazanmış olması büyük bir başarıdır, emeği geçen bütün arkadaşları tebrik ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Yine aynı şekilde, 2 Ekimde Fransa'da OECD'nin 100'üncü Turizm Bakanları toplantısına katıldık. Bu hafta içerisinde de 11 Aralıkta Maskat'ta İslam İşbirliği Teşkilatı Kültür Bakanları toplantısına katıldık. Bu İslam İşbirliği Teşkilatı Kültür Bakanları Toplantısı'nda elde ettiğimiz iki başarıyı da Genel Kurulla paylaşmayı arzu ederim. Bunlardan birisi, önümüzdeki yıl yapılacak olan Birleşmiş Milletler Dünya Ticaret Örgütü ve UNESCO ortak toplantısının ev sahibi ülkesi Türkiye olacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bizim girişimimizle bu toplantıyı Türkiye'ye aldık.

Ayrıca, bu toplantıda, tam da İsrail'in Kudüs'ü ilhak etme -Amerika Birleşik Devletleri'nin kararını aslında öyle okumak lazım- İsrail'in Kudüs'ü tamamıyla ilhak etme girişimine karşı Kudüs'ün çok kimlikli, çok dinli, çok kültürel yapıya dayanan kadim bir şehir olduğu ve Kudüs'ün bu özelliğinin korunmasının da uluslararası camianın üzerinde bir sorumluluk olduğunu Türkiye'nin gayretleriyle nihai bildiride ortaya koyduk ve bu bildiri de kabul edilmiş oldu.

Ayrıca, bu sene içerisinde yaptığımız faaliyetlerle UNESCO; İstanbul, Kütahya ve Hatay'ı yaratıcı şehirler listesine aldı. Ayrıca, ıslık dili ve Hıdırellez, somut olmayan kültür miraslarımız arasına girdi, Afrodisias da somut kültürel miraslar arasına girmiştir.

Yine, 2018 yılı içerisinde Kastamonu ilimiz TÜRKSOY tarafından Dünya Türk Kültür Başkenti olarak kabul edildi; hayırlı uğurlu olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kastamonu bu yıl içerisinde bütün dünyaya tanıtılacaktır.

Yine, 2018 yılı Troya Yılı. Troya Yılı dolayısıyla da Çanakkale'nin, Troya'nın, eski, bu kadim kültürün bütün dünyaya tanıtılmasını sağlayacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapandı)

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bir dakika istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Tabii ki Sayın Bakan, ek süre veriyorum bir dakika.

Buyurun.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Şunu da ifade etmek isterim: Bundan sonra her yıl, 2019'da, 2020'de, devamlarında bir Türkiye markası oluşturmanın yanında, herhangi bir yerimizi, bölgemizi bir dünya markası hâline getirmeye çalışıyoruz.

Değerli kardeşlerim, değerli milletvekili arkadaşlarım; yurt dışına kaçırılan eserlerin de hafiye gibi takipçisiyiz. Bu yıl içerisinde 44 tane tarihî eserimiz Türkiye'ye getirilmiştir. En son Edinburgh'daki Altın Taç, Karya medeniyetine ait olan Altın Taç'ın buraya ait olduğu, Karya'ya ait olduğu tespit edilmiş, tescil edilmiş ve bunun da getirilmesiyle ilgili süreç takip edilmektedir. 56 tane eserin de peşindeyiz; bunların da takibiyle ilgili, inşallah, sonuç elde edeceğiz.

Ben, ayrıca, iki kanunumuzun detayına giremiyorum; bunları sizlerle paylaşmak isterim: Sinema kanununu, inşallah, önümüzdeki günlerde Meclise getiriyoruz. Ayrıca fikir ve sanat eserleri kanununu önümüzdeki günlerde Meclise getireceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Beş dakika verin ya.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Efendim, bir beş dakika daha verelim.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Böylece fikir ve sanat eseri sahibi olan bütün insanların haklarının, hukukunun korunmasını sağlayacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Soylu kırk dakika kullanıyor. Yirmi dakika Bakana çok az oldu.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Son iki cümle...

BAŞKAN - Bitmedi mi?

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bir cümle...

BAŞKAN - Peki, buyurun, bir dakika daha.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Efendim, Soylu'nun süresinden veriyorsunuz ama değil mi?

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bütün bunlardan sonra şunu da söylüyorum: Değerli arkadaşlar, Kültür Bakanlığı bütçeden çok fazla pay alan bir Bakanlık değil.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - En başarılı Bakanlık.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Çok önemli.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Meclisin dikkatlerine bunu, bir Kültür Bakanı olarak, arz etmeyi vazife telakki ediyorum. İnşallah önümüzdeki yıllarda bunu daha fazla genişletme imkânımız olur.

Hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Mesut Yılmaz'a, eşi Berna Hanım'a da oğulları dolayısıyla, bu acı kayıpları dolayısıyla bir kez daha başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin. Acılarını paylaşıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.