| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.12.2017 |
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok saygıdeğer milletvekilleri; bugün, İçişleri Bakanlığının bütçe sunumu vesilesiyle huzurlarınızdayım. Gerek bütçemizin gerek bu yılımızın gerekse önümüzdeki yılımızın, hem ülkemize hem milletimize hem de insanımıza hayırlar getirmesini dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Aslında, bugün, burada, bir yıl boyunca ve önümüzdeki bir yılda bu ülkenin huzuru, asayişi, insanlarımızın bir arada kardeşçe yaşayabilmelerini temin edebilmek için, bir taraftan etrafımızdaki coğrafyada göçle karşı karşıya kaldığımız, hepimizin acı hatıraları ama henüz belki de yaşını doldurmayan çocukların travmaları ve vicdanımızı sorgulamayla karşı karşıya kaldığımız mücadelede neler yaptığımızı anlatmak isterdim. Neler yapıldı? Türkiye'nin ne büyük ülke olduğunu ve bunun yanı sıra bir taraftan belki de 2018'in en temel problemlerinden birisi olacak ve her birimizin işimizi bir kenara bırakıp ülkemizi ve nesillerimizi ve geleceğimizi tehdit eden uyuşturucuyla nasıl mücadele edeceğimizi konuşmak isterdim.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Kim tutuyor sizi, konuşun.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine, bir taraftan DEAŞ, bir taraftan FETÖ, bir taraftan PKK, bir taraftan DHKP-C gibi, özellikle 15 Temmuz sonrası "Evet, Türkiye'yi zayıf yakaladık." deyip bizi devreden çıkarabilmek, bizi hedeflerimizden uzaklaştırabilmek için çaba sarf edenlere karşı şu Meclisin ortaya koymuş olduğu iradeyle de bugün sınırlarımızda, kırsalda, sınırımızın ötesinde ve gözünü kırpmadan, mağaraya girerken şehit olacağım, olmayacağım hesabını yapmadan, sadece bu ülkenin başına musibet olmuş birtakım belalardan bu ülkeyi kurtarmak üzere üzerine düşen görevi yapanların ortaya koymuş olduğu kahramanlıkları sizinle paylaşmak isterdim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Burada, bir taraftan bunları ortaya koyar ve gerçekleştirirken diğer taraftan, biraz önce vizyonsuzlukla suçlandığımız bir anlayış içerisinde aslında nasıl bir vizyon oluşturmaya çalıştığımızı ve bu vizyonun Türkiye'nin geleceğine ait bir siyasi partinin, bir Hükûmetin, bir liderin önderliğinde nasıl şekillendiğini, 2016'nın, 2017'nin tarihsel süreci içerisindeki sorumlulukların hep birlikte nasıl taşındığını sizinle paylaşmak isterdim, keyifle anlatmak isterdim. Bir taraftan, beşerî ve lojistik kapasitemizi artırmamızın temel felsefesinin ne olduğunu yine keyifle anlatmak isterdim.
Nasıl Türk Silahlı Kuvvetlerinin, nasıl Sahil Güvenlik Komutanlığının; nasıl, bir taraftan, jandarmamızın; nasıl, o birbirlerinin PTS'sini, plaka tanıma sistemini görünce mutlu olan jandarmanın, polisin bir arada "Evet, bir kabiliyetimizi, bir kapasitemizi daha geliştirdik..." Bir taraftan, teröristi kaçırmamak için, insanlarımızın evlerinde rahat ve huzurlu uyumalarını temin edebilmek için, çocuklarımızın okullarına rahat gidebilmelerini sağlayabilmek, alışveriş merkezlerinde hafta sonu rahat bir şekilde ailelerin alışverişlerini yapabilmesini temin edebilmek için alışveriş merkezlerinden mobil istasyonlara kadar her yerde nasıl bir entegrasyon sağladığımızı keyifle size anlatmak isterdim. (CHP sıralarından gürültüler)
AHMET AKIN (Balıkesir) - Anlatıyorsun zaten.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Anlat, anlat!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ve yine sizlere, bütün saatim boyunca; bu ülkede hizmet kalitemizin, kamu verimliliğimizin, yalınlaştırma anlayışımızla vatandaşımıza vereceğimiz hizmette nasıl birtakım bürokratik katmanın azaltılacağını ve birçok işlemin rafa kaldırılacağını ve vatandaşımızın artık rahatlayacağını size anlatmak isterdim. (CHP sıralarından gürültüler)
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Anlatıyorsun!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine, önemli olan, önemli birtakım ortak politika belgeleri gerçekleştirmek ve bu ortak politika belgeleriyle, bizden önce olanlardan bizden sonra olanlara, bana nasıl devredilmişse bizden sonrakilere de bir politikanın nasıl yürütülebileceğini devredebileceğimiz bir anlayışı onlarla paylaşmayı ve sizlerle paylaşmayı anlatmak isterdim.
Ve yine, aslında belki de kamu sistemimizin en temel isteklerinden biri olan performans ölçmeyi, değerlendirmeyi, eksiklerimizi görme ve tamamlamanın kendi sistematiğimiz içerisinde nasıl olduğunu anlatmak ister ve aslında Hükûmetimizin ortaya koymuş olduğu bu politikaların nasıl Bakanlığımızda gerçekleştiğini sizinle paylaşmak isterdim.
Bu kadar da değil aslında. Yine anlatmak istediğim çok önemli ama çok önemli bir mesele daha var, o da şu: Evet, bu ülkede tam 2017 yılı içinde, tamamlanmadan, 2.140 teröristin nasıl etkisiz hâle getirildiğini ve bir rekor olarak dağda bayırda, karda, sonbaharda, kışta 2.500 metre, 3 bin metre yukarıda, girilemeyecek denilen yerlere girerek sığınaklardaki mühimmatları, sığınaklardaki silahları, bu ülkede bizim evlatlarımızın nasıl ama nasıl bir şekilde yok ettiğini anlatmak isterdim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ve yine anlatmak isterdim ki terör örgütüne on bir ayda, geçen yıl toplam 633 katılım varken, bu yıl sadece ve sadece 117 katılım olduğunu ve bu 117 katılımdan da kasım ayında sadece 4 katılım olduğunu anlatmak isterdim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Senden önceki bakan hiç çalışmamış!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine anlatmak isterdim, son otuz yılın en başarılı ve en düşük katılımını gerçekleştirdiği bir yılın bu Meclisin teröre karşı gösterdiği iradeyle beraber sağlandığını. Şuna inanın ki ortaya koyduğunuz iradenin, şu anda ta Şırnak, Şemdinli'nin ötesindeki Zer Tepe'de, bizim topraklarımızda değil başka topraklarda ay yıldızlı bayrağı diken insanın, oradaki bizim evlatlarımızın, Mehmetçik'imizin tam da vücudunun bütün her tarafında kendisini hissettirdiğini anlatmak isterdim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yine size anlatmak isterdim, acaba bizim evlatlarımız sokağa çıkarken "Bu ülkenin polisi, bu ülkenin istihbaratı, bu ülkenin Jandarması ne yapıyor; güvenli midir, değil midir?" derken, 675 önemli olayı engelleyen kahramanlarımıza hepinizin huzurunda burada teşekkür etmek isterdim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ve yine aynı kahramanlarımızın ana muhalefet partisinin yürüyüşünde hem de gecesini gündüzüne katarak hiçbir şey düşünmeden, sadece ve sadece o yürüyüşün sağlıklı bir şekilde hitama erebilmesini sağlayabilmek için elinden geleni nasıl ortaya koyduğunu sizinle paylaşmak isterdim. (CHP sıralarından gürültüler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Size rağmen!
VELİ AĞBABA (Malatya) - O yürüyüşü yapan demokrasi kahramanlarına "terörist" diyen siz değil miydiniz?
BAŞKAN - Sayın Akar ve Sayın Ağbaba, çalışma düzenini lütfen bozmayın.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine sizinle paylaşmak isterdim, bu ülkenin en önemli onurlarından birisi olan, dün Heronları onları İsrail'den alırken, dün Predator'leri Amerika'dan isterken, bize vermezlerken bizim evlatlarımız ay yıldızlı armayı o insansız hava araçlarının göğsüne bastığı zaman aslında bizim geleceğimize ait ve bu ülkenin girilmesine ait bir anlayışı gerçekleştirdiklerini ve bizim evlatlarımızın, ay yıldızlı nüfus kâğıdı olan evlatların bunu yaptığını ve sonucunun da ayda 2 bin saat havada gezen ve bu ülkeyi sıkıntıya uğratmaya çalışanlara karşı bu ülkenin güvenliğini ve esenliğini koruduğunu anlatmak isterdim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İlk defa mı oldu bunlar?
BAŞKAN - Sayın Akar...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sizden önce yok muydu?
BAŞKAN - Sayın Akar...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Nasıl bir şey bu ya!
BAŞKAN - Bakın, İç Tüzük'ün 157'nci maddesini uygulamak zorunda bırakmayın beni. (CHP sıralarından gürültüler)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sizden önce olmuyor muydu bunlar?
BAŞKAN - Lütfen...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine, size anlatmak isterdim, bu ülkede özellikle bizim insanımızın ticaretini rahat yapmasını temin edebilmek için, insanımızın yarına esenlikle bakabilmesini temin etmek için, bu kadar işimizin arasında FETÖ'yle uğraşırken, terörle uğraşırken, asayiş ve uyuşturucuyla uğraşırken, evet, "Acaba burada FETÖ gider de birisi boşluğu doldurmaya çalışır mı?" diye organize suç çetelerinin bir şekilde kendilerini palazlandırmasına fırsat vermemek için, bir taraftan FETÖ organize örgütüyle, FETÖ suç örgütüyle uğraşırken, diğer taraftan da 2014'te 146 olan, 2015'te 155 olan, 2016'da 129 olan, 2017'de de 244 olan organize suç çetelerine ve toplam neredeyse her yılları ikiye katlayan organize suç örgütü mensuplarının gözaltına alındığı, tutuklandığı 829, hâlâ bugün devam eden, yıl sonuna kadar devam eden ve milletimizin ticaretini...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Niye artmış acaba bunlar, niye artmış?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...milletimizin yarınlarına ulaşmasına çalışmasını engelleyen bu organize suç örgütlerine nasıl cevap verdiğimizi, nasıl hadlerini bildirdiğimizi size anlatmak isterdim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yine, ifade etmek istiyorum ki, yine size anlatmak isterdim... (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Bakan, bir dakikanızı rica edebilir miyim?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Buyurun efendim.
BAŞKAN - Bakın, bu kadar kişi var salonda, bir tek sesini yükselterek konuşan Sayın Akar ve Sayın Ağbaba. Grup Başkan Vekiliniz itiraz ediyor, yine onu da dinlemiyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Atın şunları dışarı Sayın Başkan ya!
BAŞKAN - Lütfen...
Buyurun Sayın Bakan.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Konuşmayacak mıyız?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Ses çıkıyorsa sıkıntı var demektir.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Bakanım, biz sizi dinliyoruz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine, size anlatmak isterdim. (CHP sıralarından gürültüler)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Fethullah'a "hoca efendi hazretleri" dediniz demeyelim mi?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Evet, 2010 yılından 2017 yılına kadar Türkiye'de uyuşturucu mücadelesiyle bu kadar sıkıntılı bir süreç geçirmemize rağmen, dikkat edin, 21 bin emniyet amirimizden, emniyet yöneticisinden 8 bin kişi kalmasına rağmen, herkes dişini tırnağına takarak bir büyük mücadeleyi ortaya koydu ve 119.619 uyuşturucu operasyonu, toplam 126 binden 167.173'e de uyuşturucu şüpheli sayılarını çıkardık.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Cevap versene sen, sorulara cevap ver ya!
MEHMET MUŞ (İstanbul) - CHP'den çok ses çıkıyor, sıkıntı var.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yetmedi, yine ifade edeceğim size, bir taraftan ele geçirilen toplam kokain miktarını geçen sene 506'dan bu sene 1.406 kiloya çıkardık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunlar öyle kolay olan işler değildir, oturduğunuz yerden görülen işler falan değildir; hayatınızda hayal edemeyeceğiniz, hiçbir zaman da hayal etmek durumunda olmayacağınız işlerdir.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - On beş senedir siz yönetiyorsunuz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bir taraftan ecstasy miktarını, evet, yaklaşık 3 milyon 783 binden 8 milyon 339 bine yıl bitmeden yakalamalarını çıkaran buradaki teşkilatımızı, jandarmamızı, polisimizi hepinizin huzurunda tebrik ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ele geçirilen -ki en önemli meselelerden bir tanesi- metamfetaminin yani bunun en önemli ana maddelerinden biri olanın, neredeyse 2 katından daha fazla olduğunu ve yakalandığını sizlere anlatmak isterdim. Ve yine sizlere anlatmak isterdim, özellikle asetik anhidritin 1.588 litreden 20.453 litreye çıktığını sizinle paylaşmak aslında ne büyük bir kahramanlığı... Bir taraftan terör örgütünün finansal kaynaklarını keserken diğer taraftan da çocuklarımıza illet olmaya çalışan ama hâlâ tedirginliği yaşadığımız bir meselede 2018'de daha çok önemli sonuçlar almamız gerektiğini sizinle paylaşmak isterdim. Yine sizinle paylaşmak isterdim, ele geçirilen Captagon miktarının geçen sene 12 milyonken şu anda 28 milyon 326 bin 220'ye çıktığını ve bunun 2 katından daha fazla bir noktaya çıktığını ama bunun hâlâ bizim için yeterli olmadığını sizinle paylaşmak isterdim. Ve yine söylemek isterim ki, bütün bunlarla birlikte belki de en önemlilerinden bir tanesi, ele geçirilen eroin miktarının 5.585 kilodan 17.186 kiloya çıkarıldığını ve hâlâ büyük bir mücadelenin ortaya koyulduğunu ve bunun, evet, bir taraftan koordinasyonla, bir taraftan da entegrasyonla geliştiğini bir şekilde sizinle paylaşmak isterdim. (CHP sıralarından gürültüler)
EREN ERDEM (İstanbul) - Efkan Ala uyuşturucuya göz mü yummuş? Serbest mi bırakmış?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine bunun yanı sıra, bir taraftan, evet, bunu yaparken...
EREN ERDEM (İstanbul) - Efkan Ala göz mü yummuş uyuşturucuya? Seyirci mi kalmış Efkan Ala?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...bir taraftan 44.038 kişinin FETÖ münasebetiyle görevinden uzaklaştırıldığını ve ihraç edildiğini...
EREN ERDEM (İstanbul) - Efkan Ala uyumuş mu? Captagon'u serbest mi bırakmış?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...aynı zamanda da FETÖ'yle ilgili 21 önemli operasyon ve çalışma yapıldığını ve her birinin de başarılı bir şekilde Türkiye'nin her tarafında gittiğini anlatmak isterdim.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Anlat, anlat!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Demin Antalya'dan bir arkadaşımız aradı, "Allah razı olsun." dedi. Bu devlette görev yapan... Biz bu işin nasıl sonuçlanacağını düşünüyorduk. Bir taraftan asayişle devam ederken "Bu FETÖ illeti nasıl çözülecek, nasıl hücrelerine girilecek?" diye beklenirken...
MEHMET MUŞ (İstanbul) - CHP rahatsız oluyor, CHP bunlardan rahatsız oluyor.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...bir taraftan CHP'nin kaset şantajı soruşturmasını kimin yaptığını, bunları kimin organize ettiğini biraz sonra anlatacağım ve onlara niçin dokunulmadığını bir şekilde burada ortaya koyacağım ve gerçekleştireceğim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ortakları say! Ortakları sayar mısın?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine, 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren, 159.506 kişinin gözaltına alındığını, 47.523 kişinin de tutuklandığını sizinle paylaşmak istiyorum, evet, bütün bunları anlatmak istiyordum.
EREN ERDEM (İstanbul) - Efkan Ala niye yakalamamış, Efkan Ala?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Aslında, anlatacağım başka işler de vardı; Meclisimize söylemek zorunda olduğum, bu on beş aylık, on altı aylık görev sürem içerisinde gördüğüm, bir siyasetçi olarak gözlemlemeye çalıştığım, nasıl bir süreç ortaya koymamız lazımgeldiğini... Endişelerim vardı. Afganistan'daki afyon üretim miktarının yüzde 85 arttığını, önümüzdeki yıl Türkiye'ye gelebilecek eroin miktarının daha fazla olacağını, bunun için her birimizin sorumlu olması lazımgeldiğini, yüzde 85 kadar artan bir eroinin Türkiye için ciddi bir tehlike olabileceğini sizinle paylaşmak isterdim.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Önergeleri niye reddediyorsunuz o zaman?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine, esas itibarıyla burada sizinle paylaşmak isterdim; bir taraftan, dünyanın yeni normalinin ne olduğunu, niçin İngiltere'de Londra'da ağır makineli özel harekât polislerinin ana caddelerde gezdiğini, niçin Fransa'da Paris'te gezdiğini, niçin Hamburg'da gezdiğini, niçin Amerika'da Las Vegas'ta gezdiğini. Acaba, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, sırf İkinci Dünya Savaşı'nın etkilerini ortadan kaldırabilmek için oluşturulan Avrupa Birliğinin ve bir taraftan da Doğu Blokunun o duvarlarının yıkılmasının aslında hiçbir işe yaramadığını; 21'inci yüzyılın hiçbirimizin ama hiçbirimizin tahmin etmediği gibi bir tabloyla karşılaştığını, vekâlet savaşlarının ne olduğunu; bir taraftan DEAŞ'in nasıl üretildiğini ve aslında Suriye'de, Irak'ta neler yapılması lazımgeldiğini ve bizim ülkemizin hangi tedbirleri alması lazımgeldiğini; kendi güvenlik bağlamımızda bu yeni normalin güvenlik açısından, ekonomi açısından, demokrasi açısından, uluslararası ilişkiler açısından bize neyi oluşturmaya çalıştığını, bu yeni normali iyi anlamamız lazımgeldiğini ve bütün dünyada bu yeni normali anlayanların ancak başarılı olabileceğini sizinle paylaşmak isterdim.
Bir taraftan da esas itibarıyla, bütün bunlarla birlikte bizim "Büyük Türkiye" hikâyesinin çocukları olduğumuzu, ecdadımızda, tarihimizde, manevi mirasımızda Osmanlı'nın ve Selçuklu'nun bize bu hikâyeyi bıraktığını, bize koskoca bir Kızılelma bıraktıklarını ve o Kızılelma'yı bir şekilde yarına taşıma zorunluluğumuzun olduğunu burada ifade etmek ve anlatmak isterdim. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) O güzel hikâyemizi, cumhuriyetle süslediğimiz güzel hikâyemizi daha sonra nasıl acılarla, nasıl travmalarla yok etmek istediklerini, bizi korkutarak ve ürküterek yok etmek istediklerini ama bugün, emrinde çalışmaktan onur duyduğum Recep Tayyip Erdoğan'ın bu Kızılelma'ya bu ülkeyi ulaştırmak için nasıl adım atmaya çalıştığını size anlatmak isterdim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Çok tarihî ve samimi birtakım değerlendirmelerde konuşmamın sonunda bulunacağım, hayatınızda hiç yüzleşmediğiniz şeylerle karşı karşıya kalacağım. Şunu ifade etmek istiyorum, çok samimi değerlendirmelerde, çok samimi anlatımlarda bulanacağım.
Bakın, biz siyasetçiyiz. Biz, halkın karşısında, ailemizin karşısında, bakkalın karşısında şeffaf insanlarız. Biz, birilerinin yetiştirmesi hiç olmadık. Biz, birilerinin güttüğü ve yürüttüğü adamlar olmadık. Biz, Allah'ın önüne secdeye eğildiğimiz zaman "Ya Rabbi! Senden başkasına tapmıyoruz." diye dua eden ve ondan korkan ve ondan umut eden bir yaratığız, bir insanız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sağ tarafa bak, sağ tarafa!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Biz, geçmişte ne yaşadığını bilen bir anlayışın kendisiyiz.
Şimdi, şunu ifade etmek istiyorum: Bizim hikâyemizde tahta sandık var, bizim hikâyemizde tahta idam sehpası yok. Bizim hikâyemizde demokrasi var, bizim hikâyemizde darbe yok. Bizim hikâyemizde insanlara hürmet var, iftira yok, onların altına çelme atmak yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bizim hikâyemizde -bu millete- idam edilmesine rağmen korkmayan, ürkmeyen Adnan Menderes'in davasını, Özal'ın davasını, Erbakan'ın davasını -hangi mesele olursa olsun- yarına taşıyan bir anlayışın kendisi var. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bizim hikâyemizde arkamızda bıraktığımız kirlilikler ve pislikler yok. Biz siyasetçiyiz, ailemizin yüzüne bakarken, çoluk çocuğumuzun yüzüne bakarken onun yüzüne nasıl baktığını bilen, kursağımızdan helal lokma geçmesinin sadece bizimle alakalı değil, bu dünyayla ve öteki dünyayla alakalı olduğunu bilen, Allah'tan da korkan, milletten de korkan insanlar olarak burada siyaset yapıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Dosyalar açıldı, CHP'nin dosyaları.
SALİH CORA (Trabzon) - Anlamaz onlar, anlamaz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Şunu hatırlıyor musunuz? Şu idam fotoğrafını hatırlıyor musunuz? Bu idam fotoğrafına nasıl gidildiğini hatırlıyor musunuz, bu idam fotoğrafına? (CHP sıralarından gürültüler)
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Hatırlayamazlar, hafızaları yok.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Demagoji yapma, demagoji yapma.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Rahatsız oldular, rahatsız.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Şimdi Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerimize de bir şey söylemek istiyorum. Bakın, bu travmaları yaşadık hep beraber. Cumhuriyet Halk Partisinin içinde bir grup -aynen bugün olduğu gibi- Cumhuriyet Halk Partisini kendi kurulduğu ideallerin dışında başka bir noktaya taşımaya çalışmaktadırlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sen kendi işine bak, kendi işine!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu, 1960'ta yaşandı. Bu, bizi temel değerlerimizden, manevi değerlerimizden, millî değerlerimizden ayırdığı noktada yaşandı.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen bilir misin millî değerin ne olduğunu? Sen anlar mısın o işten?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu, 1980 darbesine giderken, Türkiye'yi sağ sol çatışmasının içine sokarken inadına fitleyerek yaşandı. Bu, 28 Şubatta bu ülkenin kendi değerlerini ötekileştirmeye çalışırken alkışlayanlar tarafından yaşandı, bu her zaman yaşandı.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen millî misin?
BAŞKAN - Sayın Ağbaba...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - İçinizdeki, Cumhuriyet Halk Partisi kendi içerisindeki bu fitne odağını tarumar etmedikçe, yok etmedikçe yetmiş bir yıl daha iktidara gelemeyecektir, bunun böyle olmasını bilin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bakın, burada ne yazıyor? Bakın, bugün aynı iftiralar var. "Cesetler, yem makinelerinde kıyılıp toz hâline getirilmiş." Bu nerede? Bu, İstanbul Üniversitesindeki çocuklar için. Bunun ne olduğunu söyleyeyim mi? Belki Cumhuriyet Halk Partisi tarihini bilmiyorsunuzdur ama anlatayım. Cumhuriyet Halk Partisinin tarihî bir Genel Sekreteri vardı, Kamil Kırıkoğlu; ben hatıralarını okudum, sizden kaçınızın okuduğunu bilmiyorum. Kâmil Kırıkoğlu İsmet İnönü'ye diyor ki: "Böyle bir şey yokmuş, biz ne yapacağız?" "Bırak, vatandaş, millet öyle bilsin." diyor. Hatıralarında var, okuyun, okuyun, okuyun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Biz partimizin geçmişiyle gurur duyuyoruz gurur! (CHP sıralarından gürültüler)
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Evet, darbenin hemen sonrasında...
Ben seksen dakika sesimi çıkarmadan iftiralarınızı dinledim, onlara da cevabı vereceğim. Suçlular, evet burada İsmet İnönü'nün darbeyi yapan askerlerle... (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...şimdi bizim çocuklarla yaptığımız "çak"ı var. Evet, bir taraftan bütün bunların sonucunda... (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Bakan... Sayın Bakan...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...rahmetli Adnan Menderes'in idamı var. (CHP sıralarından gürültüler)
Yine, bunun ötesinde, Türkiye'nin en önemli maliye politikalarının evet, duayeni olarak bilinen Hasan Polatkan'ın 4 milyon lira zimmetinde çıktığı iftirası -geliyor şimdi, geliyor- evet, yine aynı anlayışın, aynı iftira anlayışının, aynı hakaret anlayışının sonucu. (CHP sıralarından gürültüler) Siz ne zannediyorsunuz? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı... Ve Akis dergisi bu, bu dergiyi iyi bilirsiniz. Biz çocukluğumuzda bu dergilerle büyüdük, bu dergilerin hangi haksızlıkları ortaya koyduklarıyla büyüdük. Ama, bunu kin gütmedik, hepiniz kin gütmediğimi biliyorsunuz...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Deniz Gezmiş, Ali İhsan Korkmaz...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...bana ne zaman telefon açtıysanız, hangi kamusal ve kurumsal meseleyi söylediyseniz Cumhuriyet Halk Partili hiçbir milletvekiline sırtımı dönmeyen, her meselesini kanuni çerçeve içerisinde yerine getiren bir insanım.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Göreviniz sizin, lütuf değil ki, göreviniz o sizin.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Biz bundan kin duymuyoruz. O, Cumhuriyet Halk Partisi içerisindeki fitne grubu ve bugün Cumhuriyet Halk Partisinde bir grubu teslim alan o fitne grubunun oluşturduğu hadisenin ta kendisiydi. (CHP sıralarından gürültüler) Evet, bir Cumhurbaşkanına ve şurada görün, ne yaptıklarını. Hâlâ bitmiş değil, şu iftiralar, Eskişehir Örf ve İdare Komutanı...
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Atma yere, atma.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Yere atma, grubunuz kızıyor. Grubunuz kızıyor, yere atma.
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Bakan, yere atmayın ama ya.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - İsmine bile bakmıyorum, ezberledim; biz çocukluğumuzda böyle büyüdük. Bize Bedii Kireçtepe kimdir diye sorarlarsa Eskişehir Örf ve İdare Komutanı olduğunu biliriz, üniversite imtihanında gelebilecek bir soru olduğunu bildiğimiz için; bizi ne zannediyorsunuz? Biz demokrasiyi bedava mı kazandık? (CHP sıralarından gürültüler) Bu ülke demokrasisi de idamlarla kazanıldı; bu ülkenin Başbakanı, Cumhurbaşkanı hapse girerek kazandı. Evet, büyük bir mücadeleyle beraber kazanıldı.
Ha, demin Özgür Özel'in söylediği, hayatımın en şerefli anlarından birisi olarak gerçekleştirdiğim siyasi hayatımın bir bölümünde... Evet, bir şey söyleyeyim Özgür Bey, paranla ne kadar siyaset yaptın bilmiyorum, paranla ne kadar bir parti yönettin onu da bilmiyorum, bir partiyi nasıl idare ettin, kredi kartından bir partinin bütün arabalarının mazotlarını karşıladın mı onu bilmiyorum. Ben bedava konuşmuyorum, beraber siyaset yaptığım binlerce insan var, beraber mücadele ettiğim. (CHP sıralarından gürültüler)
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Özgür Özel hiç Fetullah'ı övmedi.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Cindoruk öyle demiyor.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ve bir şeyi daha söyleyelim, şirketinden 2 milyonluk, 2,5 milyonluk...
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Cindoruk öyle demiyor ama.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...parayı partiye ne zaman ayırdın onu da bilmiyorum. İstanbul'a döndüğün zaman iki tane evini sattın, ondan sonra kiraya çıkıp çıkmadığını bilmiyorum. Biz namuslu adamlarız. Namusumuzu üç beş tane çıyana yedirmeyiz, bilmenizi isterim. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Üç beş tane çıyana yedirmeyiz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bravo(!)
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Hadi oradan, hadi oradan!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Şu, attığınız iftiralardan bir tanesi: "Bayar'ın 103 milyon lira bankada hesabı çıktı." Yalan, yalan, hem de külliyen yalan.
EREN ERDEM (İstanbul) - Aç sor, Gültekin Başak'a sor, herkese sor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Çok rahatsız oldular, çok.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Namuslu insanları, onurlu insanları, evet itibarsızlaştırmak için yapılan hikâyelerden bir tanesi bu.
Ve bu da, burada da köpek davası var. Hani bana söyledin ya, burada da köpek davası var. Ve yine söylemek istiyorum, sadece ona mı yaptınız? Hayır. Bu da Rahmetli Özal. Özal'a dansöz kıyafeti giydirdi bu zihniyet. Bu anlayış Rahmetli Özal'a dansöz kıyafeti giydirdi.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kendine gel! Ne alakası var?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Niye milletle irtibat kuramıyorsunuz? Niye hâlâ yüzde 26'dasınız, yüzde 25'tesiniz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Son yaptırdığımız araştırmada yüzde 21'lerdesiniz. Yanlış bir politikayla beraber gidiyorsunuz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Malta'ya gel, Man'a gel!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Size bu başlık bir şey hatırlatıyor mu? Hatırlatıyor mu size bu başlık? "Sultan 1. Turgut'a ANAP Sarayı."
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Aynısı... Aynısı...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Hatırlatıyor mu, saray muhabbeti size bir şey hatırlatıyor mu?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hatırlatıyor.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Padişah... Bunlar size bir şey hatırlatıyor mu?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hatırlatıyor.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ve en son, Man Adası...
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - İftira mı? Aa, ne ayıp!
TANJU ÖZCAN (Bolu) - İftira mı olmuş, ne olmuş?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bakın, bir şey söyleyeyim, çok rahat olun, siz de rahat olun, biz de rahat olalım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Celal Bayar'ın oğlu CHP'ye oy verdi. Adnan Menderes'in oğlu CHP'ye oy verdi.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bakın, burada Cumhurbaşkanımız ne diyor? Diyor ki: "Eğer, bizim söylediğiniz yakınlarımın hesabı varsa ben istifa etmeye hazırım."
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Biz ispat ettik, siz istifa etmediniz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Sizin ve müstevlilerin en önemli amacı, tekrar söylüyorum, sizin ve müstevlilerin en önemli amacı Tayyip Erdoğan'ı siyasetten diskalifiye etmek değil mi? Elinize fırsat geçti, Genel Başkanınız çıktı...
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Siz istiyorsunuz onu, siz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bakın, bir gün dahi siyaset yapmasam, Türkiye de bilsin bunu, namusum ve şerefim üzerine söylüyorum...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hep öyle diyorsun ya!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu işin peşini ben de arkadaşlarım da bırakmayacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hep öyle diyorsun, hep, hep!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bunu ispat edeceksiniz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne ispatı istiyorsun?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu Man Adası'nı ispat edeceksiniz, Genel Başkanınız ispat edecek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
Evet, daha bitmedi, daha bitmedi, şunu...
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Namus sözlerini kaç oldu veriyorsunuz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sırf yalansın be!
ADNAN GÜNNAR (Trabzon) - Sayın Bakan, onlar anlamaz, boşver!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu da mı yalan, bu yalan mı, bu?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - 15 Temmuz gecesi.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ben İstanbul'da doğdum büyüdüm. Ben İstanbul'da doğdum büyüdüm. Otele almadılar ha! Crowne Plaza'yı biliyor musunuz, Sheraton Oteli'ni biliyor musunuz?
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Başbakan neredeydi, Başbakan?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bahçelievler'de Adela Oteli'ni biliyor musunuz?
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Başbakan neredeydi?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Size o çerçevede elli tane otel sayarım ben, elli tane. Ben İstanbul'da ilçe başkanlığı yaptım, İstanbul'da il başkanlığı yaptım. Aranızdakiler tanırlar beni ve orada, İstanbul'da neyin nerede olduğunu bilirim. Hangi yalan bu? Hangi otel almaz? Benim Jandarma Komutanım girdiği, telefon açmak için kapısını çaldığı eve alınıyor da senin Genel Başkanın niçin bir eve alınmaz, niçin bir otele alınmaz? Yalan! (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Ve burada bir şey daha var, 2010 bu, 2010, sızlanma, 2010 bu, 2010.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, tahammüllü olacağız. Lütfen.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Ya, tünelde geçirdi Sayın Başbakan! Sen neredeydin, sen!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu diyor ki: "Ben darbe olsa tankın önüne çıkardım."
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Yalancı!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Oyuncak tankın önüne mi çıkarsın sen? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Sen hangi tanktaydın?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Oyuncak tankın önüne mi çıkarsın, ha, oyuncak tankın önüne mi? Evet, daha yalanları bitmedi. Şunu söyleyecek...
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Hanginiz çıktı o tanklara?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Biraz önce bana müeddeplik dersi veren, edep dersi veren arkadaşlarıma söylüyorum, sizlere söylüyorum: "Bu Hükûmette 4 tane 'byLock'çu var." dedi, "Bu Hükûmette 60 tane milletvekili var." dedi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - 180, 180.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ben İçişleri Bakanıyım, 4 tane "byLock"çu bakanı bulsun, istifa etmeyen namerttir; namerttir, ha, namerttir! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Kaç kere verdiniz o sözleri, tutmuyorsunuz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - "60 tane..." 60 tane değil, bak söylüyorum, 1 tane milletvekili AK PARTİ'li "byLock"çu bulsun, bir gün görev yapan şerefsizdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Hadi iyisiniz "byLock"çular!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ne oldu, ne oldu, size söylüyorum, ne oldu? "Altın klozet..." Eğer bu lafı söyleyeceksen oraya gitmeyeceksin, milletin evine, Külliye'ye gitmeyeceksin. Altın klozeti, "Sarayda altın klozet var." diye bir yalanı bütün dünyaya anlatan...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ülke için gitti oraya, senin için gitmedi!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - ...Rahmetli Turgut Özal'ın saray hikâyesiyle bu işi birleştirmeye çalışan bir yalan.
Bitmedi daha. Peki bu... (AK PARTİ sıralarından "Ooo" sesleri)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yavaş gel, yavaş!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yo, yo, yo... Bunun ne olduğunu gördünüz mü? [CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar(!)]
Peki, bu döneklik değil de ne? Bana diyorsunuz ki: "Sen döneksin." Bana diyorsunuz değil mi? Ben ne yapmışım? Sizin arkadaşınız söyledi. (CHP sıralarından gürültüler) Sizin arkadaşınız bana "dönek" dedi. Şimdi, gelelim işin bir tarafına, bana "dönek" diyorsunuz değil mi? (CHP sıralarından gürültüler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Aynen... AKP'ye...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen... Cevaplarını verirsiniz sonra. Lütfen...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ben nereden geldim buraya? Bakın samimi bir kanaatimi söyleyeyim. (CHP sıralarından gürültüler) Onu da anlatacağım.
2009 yılında siyaset yapmaya son verdim. (CHP sıralarından gürültüler) Dinlerseniz, neden olduğunu söyleyeyim...
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Bakan, CHP'de büyük sıkıntı var.
BAŞKAN - Ama çok ayıp gerçekten. Bu nedir ya! Kahve mi burası, sokak arası mı ya! Lütfen... Elinizi ağzınızın arasına alarak bağırıyorsunuz ya! Duymuyorum ki hiçbir şey!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - 2008'in on birinci ayında, Demokrat Partinin Genel Başkanıyken...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bakan sokak diliyle konuşuyor!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Bakan, sen bize anlat, onlar tutanaktan okur.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Sorduğu sorunun bir cevabını veriyorum da onun için... Dinlerseniz öğrenirsiniz. 2008'in on birinci ayında, yerel seçimlere gitmeden önce, Demokrat Partide olağanüstü kongrede kazandığım genel başkanlıktan sonra olağan kongre yaptık ve genel başkanlığı aldım ve 29 Mart mahallî seçimlerine gittik. Hedefimiz vardı, "Yüzde 5 oy almazsak bırakacağız." dedik, çok net ve beş aylık genel başkanım, kongreden sonra, 2,5 yılım var, kimse bana bırak demiyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yüzde 5 değil yüzde 8 demiştin.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ama.. Yüzde 4 ve... Ben ne aldığımızı biliyorum. 150 belediye 50 tanesi ilçe, 1 tanesi il ve o biraz önce bahsettiği 12 milyon lira... O gün Cumhuriyet Halk Partisinin seçim kampanyası parasının ne kadar olduğuna baksın. Ben Anayasa Mahkemesinde aklanmış biriyim, sizin gibi sınıfta çakmış, sınıfta kalmış yapıda bir insan değilim. Ne yaptığınızı, Kanaltürk'ü nasıl devşirdiğinizi, diğer tarafta neler yaptığınızı hep beraber biliyoruz. (AK PARTİ sıralarından "Ooo" sesleri)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bu ne biçim bir tanımlama? Böyle söylenmez ki!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ben ilçe kongresi hesabının nasıl olduğunu bilirim, il kongresi hesabının nasıl olduğunu bilirim, çocukluğumdan itibaren bu işlerin içerisindeyim ve ifade etmek istiyorum.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Partiyi kapattın.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Evet, kongre kararı aldık. Kararı da Genel İdare Kurulu almadı, ben bizatihi tek başıma aldım, onlar direndiler.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kim kapattı o zaman partiyi?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ve netice itibarıyla kongreye giderken Tansu Çiller bana dedi ki: "Bu partiyi Hüsamettin Cindoruk'a bırakma." Dedim ki: "Ben aday olmayacağım ve siyaset yapmak istemiyorum. Bıraktım artık bu işi."
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Bugüne gel, bugüne!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ve ondan sonra rahmetli Aydın Menderes -aramızda biz Demokrat Partiye kızımız derdik, o kendi 'kızı' derdi- "Kızımızı birilerine bırakma." dedi.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ne biçim tanımlama bu ya? Bu ne biçim bir tanımlama? Bu çok ayıp ya! Böyle söylenmez ki ya!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine, rahmetli Celal Bayar'ın torunu Profesör Emine Gürsoy Naskali -isim veriyorum- "Eğer bırakırsan bu yanlış olur." dedi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Niye bıraktın?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - İfade edeceğim: Ve yine onun ötesinde, Allah rahmet eylesin, eski İçişleri Bakanı, evet, "Harp Okulunda intihar etti." denilen Namık Gedik'in oğlu Arda Gedik bana uzun bir mektup yazdı. "Sadece ben değil, bu memlekette bu işe inananların hiç biri sana hakkını helal etmez, bunu bırakma." dedi ve ben Genel Başkan olmak istemedim. Eşim şahit, hanımım şahit; sabaha kadar uyku uyamadığım, sağa sola döndüğüm nadir gecelerden bir tanesidir "Ben yapmak istemiyorum." diye.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Kadınlara yönelik verdiğiniz örnek...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Sabah çıktım, sadece "Allah'ım bana bir yüzleşme imkânı ver." dedim ve o yüzleşme imkânını yaptım. Konuştum, sonucuna da bakmadım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - O örnekle kadınları rencide ettiniz. O örnekle kadınları rencide ettiniz.
BAŞKAN - Sayın Tanal...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Olur mu öyle şey? Olur mu öyle şey?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ve kongre salonunu terk ettim, gittim.
BAŞKAN - Sayın Tanal... Sayın Tanal, lütfen.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ve şunu söyleyeyim: Dediniz ki...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - O örnekle kadınlar rencide ediliyor! Terbiyesizliğin lüzumu yok!
BAŞKAN - Lütfen... Oturun yerinize! (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Yerinize oturun! Yerinize oturun!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Seksen dakika konuştunuz, dinledik be! Seksen dakika dinledik be yalanlarınızı!
BAŞKAN - Herkes yerine otursun lütfen.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - CHP'de büyük sıkıntı var, dosyaların açılmasını istemiyorlar.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Dediniz ki, şu TÜRGEV yalanı..
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Aç, aç!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Hatırlıyorsunuz değil mi Ataşehir'deki TÜRGEV yalanınızı?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Aç, aç; devam et!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine, hatırlıyor musunuz acaba "Yüzde 26 almazsam bırakırım." diyen Genel Başkanınızın söylediği yalanı? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hayır, Demokrat Partiyi anlatıyordun, ne oldu? Demokrat Partiye ne oldu?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine hatırlıyor musunuz? Yani YSK'yle ilgili attığınız yalanı ve şimdi onunla ilgili karşı karşıya kaldığınız sonucu, YSK yalanını hatırlıyor musunuz Güroymak'la alakalı?
Yine, hatırlıyor musunuz Taner Yıldız'la ilgili attığınız yalanı?
Yine, hatırlıyor musunuz Açe'ye giden paralarla ilgili attığınız yalanı?
Yine, hatırlıyor musunuz Tayyip Erdoğan'ın İsviçre'de 8 ayrı hesabı bulunduğuyla ilgili yalanı?
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Çıkacak, onların hepsi çıkacak, merak etme! Hepsi çıkacak onların!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine hatırlıyor musunuz, evet, Cumhuriyet iddianamesinde "Savcı FETÖ'den tutuklandı..."
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Hiçbiri yalan değil.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Şimdi, bana siz "Dönek." dediniz, değil mi?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Evet.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ben döneğim?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Evet.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Öyle mi?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Evet.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Peki, size, incitmeden, bir şey söyleyeyim ya: İçinizde beraber siyaset yaptığımız arkadaşlar var. Hadi ben sağdan sağa geldim, Demokrat Partiden AK PARTİ'ye geldim; Tayyip Erdoğan bizi sağa sola yem ettirmedi, kendisi topladı bu ülkeye hizmet etmek için. [AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından alkışlar(!)]
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Helal olsun be(!) Bravo(!)
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Peki, ben sağdan sağa geldim. Peki, benimle aynı sıralarda siyaset yapan ve yıllarca CHP'ye karşı siyaset üreten arkadaşlarım, onlar sizinle beraber, sağdan sola geldiler. Peki, 1980 öncesi ülkücü olanlar sizinle beraber.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Senin gibi küfreden yok bizde!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Biz onun için "Dönek." demiyoruz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Öyle mi? Söylerim, söylerim.
Ve yine...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Onun için "Dönek." demiyoruz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Öyle mi? Onun için "Dönek." demiyorsunuz, öyle mi?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Değildir.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Onlar dönek değil?
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Söylediklerinizi bildiğiniz için, onca söylediğinizi inkâr ettiğiniz için...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Siz kendi arkadaşlarınıza içinizdekileri söyleyemediğiniz için benim üzerimden söylüyor ve hakaret ediyorsunuz!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hayır, hayır, hayır!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yazıklar olsun size! [AK PARTİ sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar; CHP sıralarından alkışlar(!)]
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bravo(!)
VELİ AĞBABA (Malatya) - "Paçalarından pislik akıyor." diyen yok bizde! "Paçalarından pislik akıyor." diyen yok!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ve yine hakaret dosyası, bunlar da hakaretler. Belki hatırlarsınız diye bunları da tek tek size anlatacağım, siz hangi hakaretleri yapmışsınız. Öyle mi? Evet. Tayyip Erdoğan'ın kandan beslenen birisi olduğu hakaretini etmişsiniz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - "Paçalarından pislik akıyor." diyen sen değil miydin?
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Söylemişiz işte. Söylemek istediklerimizi söylemişiz bal gibi.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - "Hırsız" demişsiniz, "Hükûmet=hırsızlık", yetmedi, "engerek ve çıyanlar" demişsiniz, hakaret... Kemal Kılıçdaroğlu söylüyor bunları, başkaları değil.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Muhalefet, söyleyecek tabii.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yine, onun ötesinde, söylemek istiyorum, evet, evet: "Cezai ehliyeti yok." demişsiniz; ne demek istediğinizi biliyorsunuz herhâlde? Yine, "Zihinsel engelli." demişsiniz. Daha yetmedi, yine "Milletin anasını belleyenlerin adayı." demişsiniz. Daha yetmedi, "namussuz" demişsiniz, "geri zekâlı" demişsiniz, "cahil" demişsiniz, "şerefsiz" demişsiniz. (CHP sıralarından gürültüler)
MEHMET MUŞ (İstanbul) - CHP'den çok ses geliyor ya!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - "Diktatör bozuntusu" demişsiniz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Evet!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Öyle mi?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Evet!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Öyle mi müeddepler? Öyle mi edepliler? Daha, "densiz, ahlaksız, din tüccarı, ahlaktan uzak" demişsiniz. Daha... Yeter... Evet, "Bu vatana ihanet eden birilerini arıyorsanız bunlar vatan hainidir, sarayda oturanların başıdır." demişsiniz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Doğru söylemişiz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Daha yetmedi, daha ötesi var. "Reyhanlı'da ölen 51 kişinin katili Recep Tayyip Erdoğan'dır." demişsiniz.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Ya, sizin dediklerinizi biz niye muhatap alalım?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Daha ötesi var, bak, "Kan dökülmeden başkanlık gelmez." demişsiniz.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - "Paçalarından yolsuzluk akıyor." diyen biz miydik? Allah Allah!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Daha ötesi var: "FETÖ'ye, PKK'ya, IŞİD'e yataklık eden saray ve AKP." demişsiniz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sadede gel, sadede!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Evet, ve yine, daha ötesi var, daha da ayıbı var: "Kürsüde konuşurken benim adımı yolsuzlukla anarsan 'ana...'" demişsin, kalmışsın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Yiğitse söylesin, yiğitse! Delikanlıysa söylesin gerisini!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Daha ötesi var, küfür etmeye ramak kalmış. Daha ötesi var. CHP'liler, evet, sizin grubunuz, bizim hepimize "Tayyip'in piçleri" demiş. (CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Kim, ne zaman?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Nerede demiş, nerede demiş? Ayıp ya!
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Onu biz değil, sayın bakan söyledi, biz söylemedik onu ya!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Sesinizi çıkarmamışsınız, yazıklar olsun size! Size yazıklar olsun! Size yazıklar olsun! (CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Yok öyle bir şey. Yalan söylüyor! Terbiyesizlik yapma!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Evet, en son ahlaksızlık da bu, en son, en son.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Kendi bakanınız söyledi, kendi bakanınız; en son "Zarrab'ın önüne yatarım." diye kendi bakanınız söyledi onu. Ayıp ya!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Evet, Aile Bakanı... Bakın, hanımlar size söylüyorum: Sesiniz niye çıkmıyor, sesiniz niye çıkmıyor? (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - "Aile Bakanı birilerinin önüne yatmış vaziyette." demişsiniz. Şimdi...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Biz demişiz!
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Kendi bakanınız söyledi bu lafı ya! Ayıp ya! Muammer Güler'e gidin, o lafı Muammer Güler söyledi kendisi, "Reza Zarrab, ben senin önüne yatarım." demişti.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sıkıntı var CHP'de, çok ses geliyor. Sıkıntı var, CHP zorda kaldı.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bitiyor, bitiyor, bitiyor.
Bak, öğrenin, hani "Ben aday olmayacağım." deyip de evin önünden çıktıktan sonraki kaset kumpasından 122 byLock'çu çıktı, 122; 122 byLock'çu.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Sana ne? Sana ne?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yetmedi, bunu kim söylüyor? Bunu ben mi söylüyorum.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - O sizin ortağınız, sizin ortağınız. FETÖ sizin ortağınız.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Hadi ben muhalifim size. Bunu kim söylüyor: Birgül Ayman Güler. Ne diyor? Dediği çok basit. Evet, "30 Mart seçimlerinde cemaat ile CHP ittifak etti." diyor.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - O bize yakışmaz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Zekeriya Öz sizin ürününüz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Evet, yine bu kırmızı byLock'çu danışman kimin, kimin bu kırmızı byLock'çu danışman?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Kılıçdaroğlu'nun.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Kimin? Kılıçdaroğlu'nun.
Yine, evet, bu Ekrem Dumanlı'yla oturan kim? Kim?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Zekeriya Öz kimin çocuğu? FETÖ ile AKP'nin çocuğu. Kimin çocuğu Zekeriya Öz? Zekeriya Öz'ü kim yaptı?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Tarihi ne, tarihi, tarihi? 17 Mayıs 2015. Tarihi ne, buna cevap verin.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Al sana cevap, al! Al, al, buna bak! (CHP sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu, bu... Buna kim... Sen bunun tarihine bak, tarihine.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Al, al, al!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Onu inkâr eden yok. Başka kapıya! Onu herkes biliyor.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu kim, bu? Bu? Koza İpek ziyaretiniz... Evet, gözyaşları, arkadaşımızın gözyaşları... Şunu bildiniz mi? Şunu bildiniz mi, şunu? Şunu, şunu?
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Vedat Demir'den bahsetsene, Vedat Demir.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Vedat Demir kimdi? Vedat Demir'i bir anlatsana. Kimdi Vedat Demir?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Şunu bildiniz mi, şunu? Şu FETÖ raporu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika ek süre veriyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan... Sayın Başkan...
BAŞKAN - Devam edin siz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Şu FETÖ raporu, 15 Temmuz 2016 tarihli. Evet, siz bu FETÖ raporunda Meclis komisyonunun kararıyla... Burada okumayacağım size, alıp okuyun ama milletimiz bilsin ki bu FETÖ raporu diyor ki: "17-25 Aralıktan sonra Cumhuriyet Halk Partisi FETÖ terör örgütüyle iş birliği yapmıştır." Bu raporda var bu, bu raporda. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Devleti FETÖ'ye teslim eden sizsiniz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ha, bu rapordan sonra sizin milletvekiliniz, komisyon milletvekiliniz Aytun Çıray var ya, Aytun Çıray diyor ki...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Evet.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - "Bakın, 'Ortada bir darbe girişimi yok. Bu konuda önceden hazırlanmış bir senaryonun hayata geçirilmesi söz konusu.' Biz bu görüşe katılmıyoruz. Ortada gerçekten bir darbe girişimi olduğunu söylüyoruz." 13 Ekim 2016, komisyon raporlarında... Sonra "kontrollü darbe" lafını size kim üfledi, onu söyleyeceksiniz, kim üfledi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Zekeriya Öz'e zırhlı Mercedes veren kim? Zekeriya Öz'ün altına zırhlı Mercedes verdiniz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bunu hatırlıyor musunuz Bank Asyayı? Yine...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, kaç dakika verdiniz?
BAŞKAN - Sayın Bakan, bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, bakın, başka konuşmacıların... (AK PARTİ ve CHP sıralarından karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN - Hiçbir şey duymuyorum.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Şunu son söyleyeyim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Bakanım, bir dakika müsaade eder misiniz?
BAŞKAN - Bir dakika Sayın Bakan.
Sayın Elitaş'ı dinliyorum, lütfen.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Zekerya Öz'e zırhlı Mercedes veren kim?
BAŞKAN - Veli Ağbaba susarsa duyacağım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, az önce konuşmacılara sataşma var diye ara verdiniz, kestiniz; o kestiğinizi de, konuşmacılara makul süre verdiniz.
BAŞKAN - Biliyorum, biliyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Lütfen, Sayın Bakana seksen dakika iftira attılar, onun da cevabını vermesi gerekiyor.
BAŞKAN - Biliyorum, sözünü kestim, süresini aldım, biliyorum, devam edin.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Pardon, buyurun.
Bak, Sayın Engin Altay, burada konuşma yaparken dediniz ki: "Hangi grup bağırırsa orada bir rahatsızlık var." (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet.
BAŞKAN - E, dönsenize Veli Ağbaba'ya.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Biz Sayın Bakanı seksen dakika eleştirdik. Sayın Bakan an itibarıyla eleştirilerimizin hiçbirine cevap vermedi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Veriyor, hepsine cevap veriyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sizce de uygunsa üç dakika verin, eleştirilerimize cevap versin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Tamam.
BAŞKAN - Üç dakika veriyorum. Peki muhalefetin istediğini kırmayalım. Üç dakika Sayın Bakan.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Eleştirilere cevap verecek.
FATMA HÜRRİYET KAPLAN (Kocaeli) - Eleştirilere cevap verin o zaman.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Susarsanız üç dakikadan bitireceğim. Susturacak mısınız?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Engin Bey zaten verdirdi o süreyi, bitmişti süre.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Bakan, sen bize anlat, önemli şeyler söylüyorsun.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu son, ondan sonra eleştirilere cevap vereceğim. 6 Aralık 2013 tarihinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Amerika'ya gidiyor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - 17-25'ten on gün önce.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bu tarih size 17-25 Aralığı hatırlatıyor mu?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - On gün önce...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Zekeriya Öz konusunda, Genel Başkanınız benden iki buçuk yıl sonra sahip çıktı, iki buçuk yıl sonra.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Altına zırhlı Mercedes verdiniz.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - FETÖ'yle ABD'de 17-25 pazarlığı. Bir şey hatırlatıyor mu bu size? Kimle görüştü burada?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ona kediler güler, kediler!
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Nerede Zekeriya Öz, nerede?
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ben de gittim, ben de oradaydım.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Şimdi, Vedat Demir diye bir şey söyledin değil mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Evet, evet.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Şimdi bizim grubumuz da dinlesin. Sana şöyle söylemişler "Vedat Demir'i Demokrat Partinin Genel İdare Kuruluna birileri koydu." değil mi? Öyle.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Öyle mi demişler?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Öyle demedim. "Sen onu Demokrat Partinin Genel İdare Kuruluna aldın." dedim, tutanağa bak.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - "O FETÖ projesi" dedin. "Vedat Demir'i FETÖ'cüler koydu." dedin, tutanaklarda var.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bak, sana ben Vedat Demir'i anlatayım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Anlat.
BAŞKAN - Şimdi, cevap veriyor Sayın Bakan, lütfen.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Çokta şaşıracaksın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Anlat.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Koltuğunun altına da kitabı alacaksın. Ben 1983'te 14 yaşındayken Doğru Yol Partisinin gençlik kollarındaydım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Öyledir tabii.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Gaziosmanpaşa'dan ben, Beyoğlu'ndan da o. Vedat Demir Yeni Asya cemaatine intisaplıdır. Doğru Yol Partisini bilenler bilir -Bülent Bey burada, bilir- Doğru Yol Partisi Kutlular ile Yeni Asya cemaatiyle beraber siyaset yapma kabiliyeti olan bir anlayıştaydı. Bunlar da oradaki çocuklardı.
VELİ AĞBABA (Malatya) - İtiraflara bak!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Yıllarca beraber siyaset yaptık. Onlar Yeni Asya cemaatini temsilen orada oldu, biz gelenekten Demokrat Partiyi, Adalet Partisini, Doğru Yol Partisini temsilen orada onlarla bir arada olduk ve Vedat Demir'le 1990 yılına kadar, gençlik kollarına kadar beraber siyaset yaptık.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Bakan, Vedat Demir FETÖ'cü mü, değil mi?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ben Vedat Demir'i, ilçe başkanı olduktan sonra görmedim. Size bir şey söyleyeyim. Vedat Demir'i nerede gördüm biliyor musunuz? Vedat Demir'i yıllar sonra Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekili olan... (CHP sıralarından gülüşmeler)
Gülme, gülme, bak, bilmediğine gülme, üzülürsün ya!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bırak, Allah'ını seviyorsan ya! Ne alakası var, onu söyle.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Üzülürsün ya!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Onun söylediğiyle ne alakası var?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Vedat Demir'i Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekili olan, gazeteciliğin de duayeni olan -sizin açınızdan- Oktay Ekşi'nin yanında gördüm.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ne var?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Oktay Ekşi Basın Konseyi Başkanıydı.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Seni anlatıyordu ona, seni.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Oktay Ekşi -bizatihi kendi ifadesi- Türkiye'deki en iyi iletişimci diye onu kendisine Basın Konseyi Genel Sekreteri yaptı. (AK PARTİ sıralarından "Aa" sesleri)
İki: Ben Oktay Ekşi'yle bunu defalarca konuştum, o zaman Vedat'la konuşmuyordum. Vedat'ı akademisyen diye 2008 yılında Demokrat Partinin Genel İdare Kuruluna ben aldım, doğru.
Yeni Asya cemaatinde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bunu açıklamam lazım.
BAŞKAN - Söz veriyorum, devam edin Sayın Bakan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bir dakikada toparlasın.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bir şey daha söyleyeyim: Akademisyen diye, orada ben aldım. 2009'da onun akademisyenliği bitti, daha doğrusu görevimiz bitti. Vedat 2010 yılında... Vedat'ın tek bir özelliği var, herkes bilir bunu. Kaç yılına kadar? 2013 yılına kadar.
VELİ AĞBABA (Malatya) - FETÖ'cü mü, değil mi?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Doğumundan itibaren anti FETÖ'cüdür, bak, anti FETÖ'cüdür Vedat, iyi bilirler.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Niçin attınız?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - İyi anla, bak, anti FETÖ'cüdür. Ne zaman? 2010'da biz referanduma çalışmaya başladık mı? 40 kişi bir araya geldik, arkadaşlarımız, Demokrat Partide siyaset yapan. Herkese uyarılarda bulundum, Vedat'a dedim ki: "Bu Zaman gazetesi aleyhine ve Ekrem Dumanlı'nın aleyhine konuşmayacaksın." "Neden?" "Biz bir çalışma yapıyoruz, 'Evet'e çalışıyoruz, işi bozma." Ve beraber bir çalışma yürüttük. Ne zaman ki Vedat Amerika'ya gitti... Amerika'ya gidene kadar da birlikteydik. İstanbul'a geldi, İstanbul Üniversitesinden Amerika'ya gitti. Amerika'da -bunu da bizim arkadaşlarımız, herkes bilir- Vedat orada Fetullah Gülen'in cemaatine intisap etti. Ve biz hepimiz Vedat'ı ayıkladık. Twitter'dan... Bak, Vedat'ı, Amerika'da bir noktadan sonra, Twitter'dan sonra kınadık ve "Yanlış yapıyorsun." dedik. Ne zaman Türkiye'ye geldiğini, ne zaman içeriye girdiğini, ne zaman içeriden çıktığını... Hiç beni ilgilendirmiyor. Babam olsa, FETÖ'yle ilişkiliyse gereğini yapmazsak namerdiz, o kadar açıktır. Boş verin o işleri. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bir şey daha söyleyip, kapatıyorum, bir müsaade edin.
BAŞKAN - Son bir dakika, uzatmayacağım sürenizi, lütfen.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bir iddiada daha bulundu, dedi ki: "Finansını, o referandumdaki finansı kim sağladı?" Değil mi, bu iddiada bulundun değil mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bulundum.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Biraz önce bana birçok mesaj geldi. İlk toplantıya Tire'de başladık. Tire'de...
SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Bakanım, Ataşehir'den de bahsedin.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ataşehir'i, özel çağıracaklar beni, anlatacağım.
SALİH CORA (Trabzon) - Eyvallah.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Onu gensoruda anlatırsınız.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Gensoruda anlatacağım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Tamam.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - İzmir'de ilk toplantıyı Tire'de yaptık. Tire'de arkadaşlarımızın parası yoktu. "Nasıl para toplayacağız da salon tutacağız?" diye düşünüyorlardı. Tarihî bir hikâyedir. Ve bu Tire'de herkes tarafından bilinen bir hikâyedir. Toplantı yaparken köyden Mehmet Ali amca diye bir adam geldi, hiçbir şey sormadı. Biz çünkü hasbi yola çıkmıştık. Bu memlekette bir daha idamlar olmasın diye yola çıkmıştık. Ve bu oyunu siz bozdunuz biliyor musunuz, Anayasa Mahkemesine gidip HSYK işiyle siz bozdunuz. Ve yine ifade etmek istiyorum, hasbi yola çıkmıştık. "Evlatlarım, paranız yoktur, bir 500 lira verelim." demiş. Ve yine orada Gökçe, babası çim adam satıyordu, lokantaya olan borcumuzu da babasının çim adamlarıyla takas yaparak kapattı. Sonra Çorum'da arkadaşlarımızla beraber oturduk ve para topladık. Bizim ses arabamız yoktu. 50 tane vilayete kendi imkânlarımızla gittik. Biz namuslu adamız ve biz açık adamız. Arkamda bir tane ama bir tane leke bulunursa, bilmenizi istiyorum ki siyaset yapan da çocuklarının yüzüne bakan da namusuzdur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Son cümlem, bu cümlem tarih için önemli.
BAŞKAN - Daha süre veremem.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Tamam, vermeyin.
Bu, benim milletime de sözümdür. Bir şey söylemek istiyorum. Söylemek istediğim şu...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Kayıtlara geçiyor, kayıtlara geçiyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Başkanım, açın. Başkanım, açın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Açın, duysunlar Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, sekiz dakika süre verdim, dokuz oldu. Lütfen... Sessiz kalın, dinleyelim.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Bir şey söylemek istiyorum: Allah bize fırsat vermiş, Tayyip Erdoğan gibi bir dünya lideriyle burada siyaset yapıyoruz. Ben siyaseti bırakmıştım ve bir daha yapmayacaktım ama bunu bundan üç ay önce söyledim ve bugün sözümdeyim: Tayyip Erdoğan'ın siyaseti bıraktığı gün bir daha siyaset kapısının içerisinden girmeyeceğim, hiç merak etmeyin, hiç merak etmeyin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Dedi, dedi. Bu kıyağımı unutmasın Berat Albayrak. Berat Albayrak bu kıyağımı unutmasın.
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Daha önce de bırakmıştın!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Devamla) - Ben, hayatımın bu millete ait en büyük hizmetini buradaki arkadaşlarımla AK PARTİ'nin şerefli bayrağı altında yapıyorum ve orada tamamlayacağım.
Allah yardımcımız olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.