| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 17.12.2017 |
CHP GRUBU ADINA MEHMET GÖKER (Burdur) - Teşekkür ederiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her şeyden önce, eski Başbakanımız Mesut Yılmaz'a, yaşadığı acıdan dolayı başsağlığı diliyorum, Allah kimseyi evlat acısıyla sınamasın diyorum.
Her ne kadar Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine söz almış olsam da gündemde malumunuz iki konu var; biri Man Adası, diğeri şeytan.
Birinci madde olan Man Adası çok konuşuldu ama bu bir mâniyle değerlendirilmedi. Burada belge gösterdik, "sahte" dediniz, "Savcılığa gidin." dediniz, gittik, yine kabul etmediniz.
Şunu söylemek istiyorum: Halkbank size bağlı değil mi? Beş dakikada getirir bu evrakları önünüze koyarsınız, fotokopileri de bizlere verirsiniz, ondan sonra bakarız ki bu gerçekler nedir, halk da karar verir; hangimiz mankafalı, hangimiz değil. (CHP sıralarından alkışlar) Burada sizi göreve davet etmekten başka bir şey gelmiyor elimizden.
Bu konuda, biraz da ironik olması açısından sizler için bir mâni derledim:
"Bakanının adı Süleyman,
Hısım akraba oldu kodaman.
Her gün yaparsın Rus'a kompliman,
Size göre kıskanıyor bizi Alman.
Saraydan bakınca görülüyor her şey sütliman,
Orta direkte dağıldı şanzıman.
Biz de diyoruz ki nerede diploman?" (CHP sıralarından alkışlar)
İkinci gündem maddemiz olan şeytana gelecek olursak... (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler) Valla gülme, durum acı.
Papa çıktı dedi ki: "Şeytan etten kemikten yaratılmıştır, hatta adı soyadı bile var." Biz, bunu duyunca gerçekten bu adamın bunadığını düşündük ama bunun bir spor yazarı olduğunu söyleseydi, inanın biz de bilirdik, çok da kolay tahmin edebilirdik. Çünkü niye? 1970'lerde atlasta Filistin'in yerini bile bilmezken, Deniz Gezmiş dediğiniz o devrimciler Filistin mücadelesinde İsrail'e karşı omuz omuza mücadele etti. (CHP sıralarından alkışlar) Siz, yıl olmuş 2017, uçağınızla, korumanızla Gazze'ye gidemezken onlar Filistin halkı için İsrail'e karşı mücadele verdi. Tabii, buradan şeytana nasıl geleceğiz? Bir BOP Eş Başkanıyla devrimci bir Deniz Gezmiş'i ancak şeytan bir araya getirebilirdi.
Şimdi, burada bizim üzüldüğümüz taraf şu: Bir insanı güzellerken dahi solcu bir kişiden medet ummanın bence sizin tarafınızdan bir eziklik olması lazım. Memlekette adam mı kalmadı? "Abdülhamit" de diyebilirsiniz, hatta "İbrahim" var ya da "cübbesiz Ahmet Hoca" deyin, bak, o daha çok uyuyor. Bir de şu var içinizde mesela, mühim değer, dün akşam televizyondaydı, belki izlemişsinizdir; çıktı "Yurtta sulh, cihanda sulh." terimini "içi boş bir laf" olarak tanımladı. E tamam, "saçlı Burhan Kuzu" da diyebilirsiniz. Vallahi uyar, billahi de uyar. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, bütçenin içeriğine geldiğimizde... Sayın rahmetli Demirel'e gazeteci bir soru sorar, der ki: "Ülkenin durumu nasıl?" Sayın Demirel "İyi." der. Gazeteci şaşırır, muhalefettedir ve ülkenin tablosuna "iyi" demektedir. Ama Demirel devam eder, der ki: "Bir kelimeyle iyi ama iki kelimeyle iyi değil." Sizlere tavsiyem, kelime kapasitenizi en azından ikiye çıkarın, memleketin hâlini göreceksiniz.
Şimdi, gelinen nokta itibarıyla, özgürlüklerden tasarruf ederseniz bu memlekete zulüm gelir; memleketin yaşadığı tam da budur. Sağlıktan tasarruf ederseniz ölüm getirir; memlekete getirdiğiniz bütçenin de amacı budur.
OHAL ve KHK'lar nedeniyle tüm özgürlüklerin rafa kaldırıldığı bir ülkede en zor günlerimizi yaşıyoruz. Gazeteciler, milletvekilleri, muhalif herkes tutuklu ve içeride. Gösterdiğimiz her belge asılsız, gösterdiğimiz her "tape" montaj, her konuşma sahte. Muhalefet edersek "FETÖ'cü."
Bakın, geçen gün Bakanınız -şimdi Başbakan Yardımcısı oldu- dedi ki: "Beni geçmişteki söylemlerimle FETÖ'cü ilan edenler asıl FETÖ'cüdür."
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Bu nasıl bir laf?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Doğru bir laf.
MEHMET GÖKER (Devamla) - Bence de doğru bir laf. Biz FETÖ'yü çok severdik eskiden, bildiğiniz gibi değil!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hâlâ seviyorsunuz, hâlâ çok seviyorsunuz.
MEHMET GÖKER (Devamla) - Ama kim olduğunu bilmiyoruz. Gelip birlikte Pensilvanya'ya gitsek, kim olduklarını bize gösterseniz tanırız, tanışıklığımız yok. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Pensilvanya'ya gidenlere sor.
MEHMET GÖKER (Devamla) - Eğer bu memlekette bir samimiyet testi olsa...
Ha, şunu da ilave edelim bu arada: Bakanınız çıktı dün, Süleyman Soylu, televizyonda dedi ki: "Çok değerli, kıymetli bir arazide oturuyoruz." Buradan kendisine söylüyorum: Bu toprak kanla, canla alınmış, bize vatan yapılmıştır. Burası sizin aklınızda yatan paralardan kaynaklı şekilde değerlendirilebilecek bir arazi değildir. Bunu da kenara, aklınıza yazın. (CHP sıralarından alkışlar)
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Parsel değil burası, parsel değil!
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Partilerinden arazi olanlara teslim edildi!
MEHMET GÖKER (Devamla) - Samimiyet testine girsek bu yaptığınız konuşmalarla sınıfta kalmanız işten bile değil. Mercimekten samana kadar her şeyi ithal ederken Başbakanımız çıktı: "Tarımda 1'inciyiz." dedi. Buna siz inanıyor musunuz? Ben inanmıyorum. Mazotun litresi olmuş 5 lira, köylü tarlasını ekememekte, ekse bile para elde edememekte, parasını alsa çocuğunu tedavi ettirecek, kendi sağlığını tedavi ettirecek sağlık ocağı kalmamış, çocuğunu okutacak okul kalmamış. E burada nasıl 1'inci oluyoruz, nasıl çağ atlıyoruz, bunu da gerçekten bir soru işareti olarak kenara koymamız lazım.
Bir diğer konumuz, samimiyetsizsiniz çünkü yüzde 6,9'u özel tüketimden kaynaklanan bir büyümeyi yüzde 11,1 büyüdük diye bu insanlara, bu halka anlatmaya, yutturmaya çalışıyorsunuz. Samimiyetsizsiniz çünkü Aile Bakanınız burada çok güzel laflar ederken bir müftünüz çıkıp diyor ki: "9-15 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilmesi çocukların babadan hakkıdır." Arkadaşlar, bunlar çocuk. Bunlara müdahale etmeyecek misiniz?
Samimiyetsizsiniz çünkü kendi ilim olan Burdur'da Atatürk posterini ve Türk Bayrağı'nı bir ardiyeyi kapatmakta kullanan bir müdürü, kadınlarımıza, kızlarımıza şehvetle bakan bir sözü hadis diye yutturan bir müdürü aldınız, vekâleten yürüttüğü göreve asaleten atadınız.
Arkadaşlar, buradan size tavsiyem halkla birlikte olmanız, gerçekten samimi davranmanız çünkü Türkiye tek ve bu ülkede hep beraber yaşıyoruz.
Hepinizi ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)