| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 17.12.2017 |
CHP GRUBU ADINA HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; çok bilindik bir sözle başlamak istiyorum, bütün Türkiye'nin aşina olduğu bir sözle. AK PARTİ Genel Başkanı Sayın Cumhurbaşkanının bir anısı var, anlatıyor, diyor ki: "Asım Ağabey bana sordu 'Tayyip Hoca, fakir niye fakirdir, biliyor musun?' diye ve arkasından, bilmiyoruz Asım Ağabey, niye fakirdir, anlat dedik. Asım Ağabey dedi ki: 'Fakir çalmasını iyi bilmediği için fakirdir.' dedi."
ŞAHİN TİN (Denizli) - Olur mu böyle bir şey ya! Zenginlerin hepsi çalıyor mu! Saçma sapan...
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Evet, not ettik, videosunu indirip izleyebilirsiniz. Bakın, bu, şu anda Türkiye'de dramatik bir durum.
Adalet Bakanlığının kayıtlarına göre 28 milyon yurttaşımız yani yaşı 18'in üzerinde olan tam 28 milyon yurttaş icra takibine verilmiş, yani her 2 kişiden 1'i icra takiplik olmuş. Niçin icra takiplik olmuş, işte ona bakalım. Ona nasıl bakalım? Sayıştay raporlarına bakarak bakalım. Diyor ki Sayın Nurettin Canikli: "Bu Sayıştay raporları TBMM'ye gelirse bizi duman ederler." Sayıştay raporlarını TBMM'ye getirtmemek için elinizden gelen her şeyi yaptınız ama geldi. Şimdi Sayıştay raporlarının içerisindeki yolsuzluğu anlatmaya kalksam sekiz dakika değil seksen gün yetmeyecektir. Onun için, bir geçeyim, TRT'yi geçelim, oradaki yolsuzlukları; yeni eklenen ÇAYKUR var ileride paylaşacağız onu; Türkiye Kömür İşletmelerinin Garp Linyitlerini de geçiyorum; gelelim şu Halkbanka. Şu Halkbanka baktığınız zaman bu kadar fakir fukaralığın, yoksulluğun niye olduğunu şöyle özetleyerek anlatıyoruz.
Bakın, Sayıştay raporunda -dileyene de sayfa numarasını veririm- diyor ki aynen şöyle: "Cari dönemde bankanın takip tutarı önceki yıllarına göre -icra takibine verdiği bankanın- yüzde 22,7 oranında ve 1 milyar 166 milyon TL artış göstermiştir. Dönem içerisinde takibe aktarılan tutarsa önceki yıllara göre yüzde 53,5 oranında artmıştır. Buna karşılık, takipten yapılan tahsilatlarsa önceki döneme göre yüzde 9,9 azalmıştır." Yani yüzde 53 oranında icra takibi oranında artış var, takiplere rağmen yüzde 10 oranında azalmış. Peki ne olmuş? İcra takibine verilen firmalara baktığınız zaman pazarlama grup yapısına göre takipteki kredilerde en büyük artış yüzde 52,2'yle KOBİ'lerdeymiş yani üreten, istihdam eden şirketlerdeymiş, yüzde 52,2'yle. En büyük azalış ticari kredilerde 19,3'le, maalesef kurumsal yapıya ilişkinmiş. Yani bir bakıyoruz ki "Cari dönemde kurumsal krediler 40,5 artmış." diyor. Ne olmuş yani? Sayıştayın deyimiyle anlatalım: "İhale Bakanlıktan, ihale devletten, ihalenin parası da devletin bakanlığından, garanti de devletin bankasının hazinesinden, oradan." Peki, ne olmuş sonra? Sonra yandaş parayı almış, bankaya borcunu ödememiş, almış Man Adası'na götürmüş, işte bilmem başka yerlere taşımış götürmüş parayı.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Kurumsallardaki ödenme oranı...
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Durun, durun, sabır, sabır bakın, hepsini tek tek anlatacağım.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Niye çarpıtıyorsun söylediğin şeyi?
ŞAHİN TİN (Denizli) - Dışarıda, "tweet"lerde "Ekonomik kriz" diye bağırıyordunuz.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Ama asıl sorun nerede olmuş biliyor musunuz? Şimdi, Enerji Bakanlığını denetlemiş, TKİ'yi denetlemiş, demiş ki: "6 tane enerji santrali ihalesi verdiniz." Bu 6 tane enerji santrali ihalesinde -aynen cümle şu- diyor ki: "Bu santrallerin yapılma olasılığı sıfırdır." Bu santrallere ilişkin iki ayrı düzen kurulmuştur: Bir; açık kömür sahalarını alıyorlar, oradaki kömürü kullanıyorlar ama Türkiye'nin 3,6 milyar tonluk rezervinin yüzde 2'si bu yüzde 2'nin dışında kömür çıkarmıyorlar. Yarın, açık sahalardaki kömür bitince kuyulardan kömür çıkarmayacaklar. Niye? Çünkü maliyeti çok yüksek. Ne olacak o zaman? TKİ onlara, o santrallere kömür vermeyi garanti etmiş. Nereden verecek? O kuyulardan verecek. Nasıl verecek? Bugünkü maliyetlerinin belki de 2 katı, 3 katına verecek. Böyle bir soygun düzeni olabilir mi?
ŞAHİN TİN (Denizli) - Ne soygunu ya!
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Soygun düzeninin bir başka aşamasına gelelim: 2006 yılında Fak-Fuk-Fon 500 bin ton kömür dağıtıyor; 2017'de dağıtılan kömür 2,2 milyon ton, maliyet tonu 100 lira.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - İyi de bunları Enerji Bakanlığının bütçesinde niye konuşmadınız?
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Peki, hazineden alınan pay ne kadar? 420 lira. Son tarihteki rakam 480 lira. Bırakın, attık 60 lirayı, 420'yi baz alalım. Ne kadar büyük bir yolsuzluk, tam 1,5 milyar dolar. Halk Bankasında takipteki alacak miktarı 2,5 milyar dolar, yalnızca Fak-Fuk-Fon'da bir yılda vatandaştan dolandırılan para 1,5 milyar dolar.
Devam edelim: Şu Gayrettepe metrosunu sık sık soruyordum, Sayın Bakana da sordum, bir süre cevap alamadım. O kadar ki, Allah'ın bir lütfu, denk geldi; bakın, şimdi Ulaştırma Bakanı burada ama Dışişleri Bakanı da burada diye bakıyorum, yokmuş.
Sayın Ulaştırma Bakanı, itiraz ediyor firmalar -Gayrettepe metrosuna katılan firmanın bir tanesi- Karayolları diyor ki: "Bu firmanın yeterlilik belgesi sahtedir." Karayolları Genel Müdürlüğü Dışişleri Bakanlığına yazı yazıyor, diyor ki: "Bu firmanın yeterlilik belgesinin sahte olduğuna ilişkin itiraz var." O ihalenin yapıldığı tarihten bugüne kadar aradan bir yıl geçti, Dışişleri Bakanlığı bu konuda size bir cevap verdi mi? Bize gelen bilgiler, Dışişleri Bakanlığının, bu sahte belgeye ilişkin sorulan soruya cevap vermediği ve sümen altı ettiği yönündedir. Size bir tek şey hatırlatırım: Bir; sahte belgeyle Gayrettepe üçüncü havalimanı metrosunda 300 milyon euroluk bir yolsuzluk vardır, tam 300 milyon euro. Bu yolsuzluğun üzerine Türkiye Cumhuriyeti devleti bugün ve yarın mutlaka gidecektir. Bunların zaman aşımına uğraması diye bir şeyi asla aklınızdan geçirmeyin.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Önce kanıtlayacaksın, sonra "yolsuzluk" diyeceksin. Öyle olur mu?
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Yüce Divanda bu mutlaka masaya konulacaktır. Siz ve bürokratlarınızla ilgili çok açık söylüyorum ki bürokratlar gelecekte... Arkadaki bürokrat arkadaşlar duysunlar; daire başkanı ve onun üzerindekiler hani "olur" verirler ya, mahkemenin karşısına çıktığı zaman hepsi şunu söyler: "Bakan talimat verdi." Mahkeme hiçbirini tanımaz. O dizin var ya, o imza dizini içerisinde parafı atan da, imzayı atan da, hepsi o milyon dolarlık yolsuzluklardan sorumludur.
Bir başka soru daha sorayım Sayın Bakan.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Ver savcıya ya onları. Elinde ne varsa ver savcıya.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Sizin döneminizde bu 21/b'ye göre yapılan ihalelerin hangisinde 21/b koşulları var?
ŞAHİN TİN (Denizli) - Belgeleri ver savcıya.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Ver savcıya.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Size bunu ısrarla sorduk, bunların hiçbirisine cevap vermediniz. 21/b'deki ısrarınızın haklı, kabul edilebilir, vicdani, hukuki bir gerekçesini buraya geldiğinizde söylemenizi bekliyorum. Eğer 21/b'ye ilişkin bu ülkenin hazinesini ipotek almaya devam edecekseniz, Sayın Bakan, size çok özet bir şey söyleyeyim: Ben Yüce Divanda çok avukatlık yaptım, Yüce Divanın merdivenlerini iyi bilirim ve bir ara bürokratlarınızla Yüce Divanı bir gezin. Hazır şimdi gitmişken Bakan olarak gezin, orada gelecekte neler olabileceği konusunda daha önemli bir adım atmış olursunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Kendine iş çıksın diye başlama, iş çıkmaz buradan. Sana iş çıkmaz AK PARTİ'den, sana iş çıkmaz.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Saygıdeğer milletvekilleri, şurada uçağı görüyorsunuz değil mi? Bakın, uçakları görüyor musunuz? Havacılık, Türkiye'nin havacılığı. Bakın, bunlar ne biliyor musunuz? FETÖ'nün el konulan hava yolu şirketlerinin uçakları. Ne oldu bu uçaklar? Bu uçaklar yandaşlarınızın, bakanlarınızın altında. Çatır çatır AKP kongrelerinde bu uçakları kullanıyorlar ama parasını, bu uçakların gaz parasını, konma, konaklama, pilot maaşlarını, her türlü giderini...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Kim karşılıyor?
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Toparlayabilir miyim Sayın Başkan?
BAŞKAN - Süre doldu, lütfen tamamlayın.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Burası çadır devleti mi ya? Bunlara filan nasıl müsaade edecek? Böyle bir şey mi olur ya?
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Bu uçakların tüm giderlerini işte o -soruyor Asım ağabey "Fakir niye fakirdir?"- elektrik parasından, su parasından, gaz parasından ödeyen vatandaşın cebinden alıyorsunuz. Niçin satılmıyor bu uçaklar? Madem bunlar Türkiye Cumhuriyeti devletine zarar vermiştir niçin satılıp bedeli hazineye irat kaydedilmiyor? On dakikadır bunların satılma süreleri.
Sayın Dışişleri Bakanı, size bir soru sordum, soruya lütfen cevap verirseniz çok mutlu olurum.
Şimdi, elhak finale gelelim ve söyleyelim. Değerli milletvekilleri, Atatürk Orman Çiftliği'nin 50 milyon lirası ya, 50 milyon lira; dondurma satıyor, işte, orada bilmem maden suyu satıyor, şunu satıyor, bunu satıyor, 50 milyon lirası Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından gasbedilmiş. Bu vicdani mi?
O hâlde gelelim elhak finale.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Nasıl gasbedilmiş?
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Şimdi, bugün 17 Aralık, önemli bir gün. 17 Aralık, biliyorsunuz, Türkiye'de uzun dönemdir Parlamentoda en çok konuşulan konudur. Ben şöyle bir öneride bulunacağım: 17 Aralık, "zafer çalanındır bayramı" ilan edilsin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)