| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 17.12.2017 |
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Saygıdeğer milletvekilleri, 2018 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nın altıncı turunda bütçe lehine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizdeki tüm milletvekillerimizi ve ekranları başında bizi izleyen aziz milletimizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, AK PARTİ iktidarında istikrarın somut bir göstergesi olarak 16'ncı Hükûmet bütçesiyle karşınızda olmanın onur ve gururunu yaşıyoruz. Bütçe dönemleri, devletlerin gelecek yıla hazırlandığı, geçmişi muhasebe ettikleri dönemlerdir. Bizler şu an hem geçmişi değerlendirmek hem de geleceği inşa etmek adına önemli bir süreci yaşıyoruz. Her yeni bir yılın arifesinde, her yeni başlangıçta olduğu gibi gelecek dönemi beraberce inşa etmeye gayret ediyoruz.
AK PARTİ hükûmetleri döneminde Türkiye'nin 3 kat büyüdüğü tartışmasız bir gerçekliktir. Bu nedenle, bütçenin içindeki rakamlardan ve maddi verilerden bahsetmek yerine ülke olarak yaşadığımız bu süreçte parti ayrımı gözetmeksizin hepimizin muhasebe etmesi gereken durumları, bu konuya ilişkin düşüncelerimi burada sizlere ifade etmek istiyorum. Malumunuz olduğu üzere, yaşadığımız zorlu coğrafya, özellikle Irak'ta ve Suriye'deki istikrarsızlık ülkemizi ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. Dünyada en çok mülteci barındıran ülke olan Türkiye, bir yandan milyonlarca insanı kan ve savaşın getirdiği felaketlerden korurken diğer yandan da FETÖ, DAEŞ, PKK gibi terör örgütleriyle ciddi bir mücadeleyi gerçekleştirmektedir. Üstelik, Türkiye sistematik olarak ulusal ve uluslararası istikrarsızlaştırma ve itibarsızlaştırma çabalarıyla karşı karşıyadır. Bu nedenle hepimizin bunca zorlukla mücadele eden ülkemizin yanında olan duruşumuzu bir kez daha muhasebe etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Bütün dünyanın kabul ettiği üzere Türkiye sadece Türkiye'den ibaret bir ülke değildir. Bütün dünya Türkiye'siz bir dünya siyasetinin olamayacağını artık kabul etmektedir. Türkiye sadece kendi coğrafyasının değil, dünya mazlumlarının da umudu olduğunu en son Kudüs olayında bir kez daha tüm dünyaya net bir şekilde göstermiştir. Ülkemizin ciddi bir güç merkezi olduğu, bu nedenle sürekli ayaklarına prangalar vurulmaya çalışıldığı gerçeği ortadayken özellikle uluslararası arenada dönen oyunlar karşısında hiçbir siyasi argümanın arkasına sığınmadan hepimizin görevi ülkemizin yanında açık ve net bir duruş gösterebilmektir. Nasıl ki 15 Temmuzda bu ülkenin iradesine karşı vahşice bir saldırı söz konusu olduğunda siyasi görüş ayırt etmeksizin Yenikapı ruhuyla bir araya gelinebildiyse, nasıl ki Kudüs söz konusu olduğunda dört parti bir araya gelerek ortak bir deklarasyon yayınlayabilmişse aynı birlik ve beraberliğe bugün ve gelecekte çok daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Saygıdeğer milletvekilleri, 15 Temmuzun bir uzantısı olarak sadece Türkiye'ye değil, İslam coğrafyasına yönelik gerçekleştirilen tüm saldırılara karşı muhalefetten de beklentimiz, Türkiye Cumhuriyeti'ni güçsüzleştirmek için çaba sarf eden şer odaklarını sevindirmek yerine, Türkiye'nin yanında olmak, ülke menfaatlerinin gerektirdiği her konuda bu ülkenin millî birlik ve beraberliğini temsil eden Sayın Cumhurbaşkanımıza destek olmak, en azından köstek olmamaktır. Maalesef, kendi içimizdeki birlik ve beraberliği sağlama, millî çıkarlarımız doğrultusunda ortak bir duruş sergileyebilme noktasında hâlen ciddi zafiyetimiz söz konusudur. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu yegâne husus kendi aramızdaki farklılıklar ne olursa olsun, iktidarın ve muhalefetin millî menfaatlerin gerektirdiği her noktada bir olabilmeyi başarabilmesidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ancak bunu başardığımızda gelecek nesillere çok daha güzel bir Türkiye'yi bırakma imkânına sahip olacağız. Örneğin, ülkemizin 2017 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 11'i aşan bir büyümeyi gerçekleştirmiş olması ve yine Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde millî istihdam seferberliğiyle son bir yılda 1,5 milyon insanımıza istihdam sağlanmış olması sadece Hükûmetimizin değil, ülkemizdeki tüm insanlarımızın gurur duyması gereken Türkiye'nin bir başarısıdır. Bu noktada beklentimiz marifetin iltifata tabi olduğu gerçeğini unutmadan yapılanları en azından takdir edip daha iyisini yapma noktasında sizlerin de katkı sunmanızdır. Hazır bir muhasebe dönemi içerisindeyken, bir bütçeyi görüşüyorken bu anlamda tüm siyasi partilerin millî menfaatlerimiz karşısındaki tutumunu muhasebe edeceğini ben umut etmek istiyorum...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ayşe Hanım, söylüyoruz ama dinlemiyorlar.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Devamla) - ...çünkü hepimiz geleceğe karşı sorumluyuz, sonuçta başka bir Türkiye yok, doğusuyla, batısıyla muhteşem bir coğrafyada yaşıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Devamla) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İnsanlar niye göçüyor Trabzon'dan Ayşe Hanım?
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Devamla) - Bir Trabzon milletvekili olarak gururla söylüyorum ki diğer tüm illerimiz gibi Trabzon da bizim, Hakkâri de bizim, Van da bizim; bu ülke hepimizin.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Her yer Trabzon!
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Devamla) - Sahip olduğumuz bu güzelliklerin kıymetini bilip daha iyisini yapma görevi de yine hepimizin.
2018 yılı bütçemizin ülkemize ve memleketimize hayırlar getirmesini yüce Allah'tan niyaz ediyor, emeği geçen herkesi tebrik ediyor, Gazi Meclisi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Allah'a emanet olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)