| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 9'uncu Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 20.12.2017 |
CHP GRUBU ADINA HİLMİ YARAYICI (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Spor Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri, yüce heyeti, ekranları başında bizleri izleyen bütün vatandaşlarımızı sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, "spor" dediğimiz için elbette, hemen birkaç gün önceki olay geliyor aklımıza. Eski sporcu ve şimdilerin futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen'in Deniz Gezmiş'in parkası üzerinden yaptığı bir değerlendirmeye ve benzetmeye değinmek isterim.
Sayın Dilmen'e bir şeyi hatırlatmak isterim. Deniz Gezmiş'i Deniz Gezmiş yapan parkası değil, onun cüretkârlığı, yüreği, bilinci, cesareti, bilgisi ve haklılığıdır. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Niye astınız o zaman? Siz astınız.
HİLMİ YARAYICI (Devamla) - Onu da anlatırım. Sataşmadan ayrıca söz alacağım o zaman.
Öncelikle, Deniz demek, hiçbir çıkar gözetmeden ezilen halkların yanında olmak, onlar için bedel ödemektir; yeri geldiğinde yüreğiyle, silahıyla Filistin'de Filistin halkının yanında olmak demektir; yeri geldiğinde 6'ncı Filo'yu kıble edinenlere karşı korkmadan Amerikan askerlerini sille tokat denize dökmektir; yeri geldiğinde ülkemizi Amerikan üsleriyle dolduranlara karşı "Bağımsız Türkiye" şiarıyla eyleme geçmektir. Kimse bizim değerlerimizi emperyalistlerle iş tutanlara (....)(x) deyip Yahudi lobilerine İsrail'le ilişki kurmak için milyon dolarlar harcayan, Filistin davasını ne yazık ki 20 milyon dolara satılığa çıkaranlarla bir tutmasın.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; adı çeşitli dönemlerde değişse de ilk temelleri 1922 yılında atılan Spor Genel Müdürlüğü 1938 yılında kurumsal kimliğine kavuşmuş köklü bir kurumumuzdur. Kuruluş amacı da Anayasa'nın 59'uncu maddesinde yer alan "Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır; sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder." ilkesini hayata geçirmektir. Ancak AKP iktidarıyla devlet bu alandaki sorumluluğunu adım adım terk etmektedir. Son zamanlarda bir furyadır gidiyor, il müdürlükleri sahip oldukları tesisleri bir bir federasyonlara devrediyor. Türkiye'nin başkentinde artık yoksul çocukların ücretsiz spor yapabileceği bir jimnastik salonu, bir atletizm sahası yoktur. Birçok ilde bu ve benzeri birçok tesis federasyonlara devredildiği için spor tesislerinden ücretsiz yararlanma devri sona ermiştir ne yazık ki çünkü devredilen tesislerden federasyonlar ücret almaktadır, bağımsız oldukları için de Spor Genel Müdürlüğünün bir yaptırımı olamamaktadır. Bu durum, Anayasa'nın 59'uncu maddesine açıkça aykırıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP'nin devlette kadrolaşma tutkusunun tüm devlet kurumlarında olduğu gibi Spor Genel Müdürlüğünde de yarattığı tahribata değinmeden geçmek olmaz. Bu kurumda on yıldır görevde yükselme sınavı yapılmamaktadır. Çalışanların gelecekleri için kariyer planlaması yapabilmeleri fiilen mümkün değil. Artık AKP'li değilseniz bu kurumda şef bile olmanız mümkün değil.
Danıştay defalarca sınavsız görevde yükselmenin önünü kapattığı hâlde Danıştay kararlarını yok sayan iktidar sürekli kanunun etrafında dolandı. Başaramayınca da, teşkilat yapısını değiştiren 6639 sayılı Torba Kanun ve 638 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle il, ilçe gençlik hizmetleri ve spor müdürlükleri ve şube müdürlükleri başta olmak üzere birçok unvanlı kadroda görev yapan personeli "başkaca hiçbir işleme gerek kalmadan" ibaresiyle görevlerinden alarak hepsini araştırmacı kadrosuna atadı. Bugün yüzlerce il, ilçe müdürü atıl bir pozisyonda sadece bankamatik memuru olarak görev yapmak zorunda kalmıştır.
Peki, yerine ne konuldu? Yerine, gençlik hizmetleri ve spor ilçe müdürü, gençlik merkezi müdürü ve yurt müdürü kadrolarına her bir kadro için bir defaya mahsus olmak üzere 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Hizmet süreleri ve eğitime ilişkin şartlar taşıyanlar arasından atama yapılacak." maddesi getirilerek sınavsız yükselmenin önü açıldı. Yıllardır şef unvanıyla görev yapan personel yerlerinde bırakılarak üç dört yıllık memurlar bir anda şeflerinin üzerlerinde bir pozisyonda yer aldılar. Bununla kalsa iyi ama bununla yetinilmedi, çünkü kurum dışından getirilen ne kadar imam, uzman çavuş varsa kuruma getirilip unvan verildi. Kurumun asli personeli ise boynu bükük kaldı. Ağızlarını her açtıklarında "kul hakkı" diyen iktidara sormak isterim: Kul hakkı yemek bu değilse nedir?
Yandaşlara unvan dağıtmada sınır tanımayan Genel Müdürlük bağımsız spor federasyonlarında görev yapmak üzere durmadan federasyon genel sekreterliği kadrosu dağıtmaktadır. Sormak isterim: Hangi yetkiye dayanarak bağımsız spor federasyonlarına genel sekreter ataması yapıyorsunuz? Federasyonların gönderdiğiniz genel sekreterlere görev vermeyip dışarıdan yüksek maaşlarla genel sekreter görevlendirmesi yaptığını bilmiyor musunuz? Dahası, Sayıştay denetçilerinin, bağımsız spor federasyonlarında memur görevlendirmelerinin hukuksuzluğu üzerine on yıldır uyarı yaptığını da mı bilmiyor musunuz? Buna rağmen yandaşlarınıza ballı kadro dağıtarak kamuyu zarara uğratmaya ne hakkınız var?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, personel mağduriyetleriniz bununla da sınırlı değil. Bakanlık merkez teşkilatında görev yapmakta olan personelin çocuklarına Kredi ve Yurtlar Kurumunda kontenjan hakkı verilirken, taşra teşkilatında görev yapan personelin çocukları bundan muaf tutulmaktadır. Burada adalet nerede, hakkaniyet nerede, anlamak mümkün değil.
Konuşmamda, sürekli "bağımsız spor federasyonları" terimini kullanıyorum ama federasyonların bağımsız falan olduğu yok. Federasyonların neredeyse tamamına yakınının devletin gelirleri olmadan ayakta durmaları imkânsız. Spor Toto Teşkilatının sağladığı bütçe olmasa, neredeyse hiçbir federasyon ayakta kalmayacak. Spor Toto Teşkilatının reklam anlaşması karşılığında federasyonlara kaynak aktarması ise kamudan federasyonlara kaynak aktarma amaçlı kanuna karşı hiledir, kimse kimseyi kandırmasın. Bu kaynak aktarımı ve Genel Müdürlüğün spor kulüplerine maddi yardımları federasyon seçimlerinin de belirleyicisidir. Yani parayı veren yönetimi de belirliyor ne yazık ki. Böyle olduğu için de Bakanlık bürokratları veya iktidara yakın olanlar federasyon başkanı olmaktadır.
Şimdi size sormak isterim: Halter branşında, başta Halil Mutlu olmak üzere ömrünü bu branşa veren deneyimli birçok antrenör dururken, Bakanlık bürokratınızın bu branşa nasıl bir katkısı oluyor acaba? Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Naim Süleymanoğlu gibi şampiyonlar şampiyonu bir sporcumuzu da bu nedenle küstürmüş olduğunuzu, sanırım en iyi Halter Federasyonu camiası ve Federasyon Başkanı bilir. Federasyonları elinizde tutmak için federasyon seçimlerinde Danıştay kararlarını açıkça çiğnediniz. Bu hukuk tanımaz tutumunuza yargı da "dur" dedi. Güreş Federasyonu seçimlerinin iptalini, Jimnastik Federasyonu seçimlerinin iptali takip etti. Yakında kalan diğer federasyonların seçimlerinin mahkeme kararıyla iptal edileceği kesin gibi görünüyor. Siz keyfî şekilde davrandıkça, hukuk bir şekilde gelip ayağınıza dolanıyor. O yüzden, sizi, spora siyaset bulaştırmama adına, federasyondan elinizi çekmeye davet ediyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yarayıcı.