| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 20.12.2017 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım adına 5'inci madde üzerinde söz almış bulunmaktayım. Öncelikle bakanlık bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Tabii, bütçe görüşmelerini ilk gününden bu tarafa dikkatle takip ediyorum. Hükûmet yetkilileri makroekonomik büyüklüklerden, mikroekonomik büyüklüklerden ve büyümeden bahsediyorlar; Sayın Cumhurbaşkanına, bakanlara, Başbakana, Hükûmetimize teşekkür ediyorlar. İktidar milletvekilleri ile muhalefet milletvekilleri aynı şehirlerde yaşıyorlar. Muhalefet milletvekilleri de kürsüye çıkıp bölgeleriyle ilgili olan eksiklikleri dile getiriyorlar, bölgelerinde eksik kalan hizmetleri anlatıyorlar. Tabii, ikisinde de eksiklikler olduğu kanaatindeyim bütçe görüşmelerinde. Yani iktidar milletvekilleri de bölgelerinde eksik olan, yapılmayan hizmetleri çıkıp bu kürsüden söyleyebilmeliler; muhalefet milletvekilleri de yapılanlar için teşekkür edip yapılmayanlar için de bakanlıklara gerekli uyarıları yapabilmeliler. Ben kendi seçim bölgemde yapılmış olan hizmetler için teşekkür ediyorum. Mersin'de faydalı hizmetler mutlaka yapılmıştır. Tabii, eksiklikleri de mutlaka dile getireceğiz.
Bu büyümelerle ilgili, mikro, makro ekonomik büyümelerle ilgili, vatandaşlarla görüştüğümüz zaman bunların vatandaşa çok yansıdığını görmemekteyiz. Vatandaş bize soruyor: "On beş yıldır Türkiye bu kadar büyüdü, ekonomi bu kadar gelişti, kişi başı 10 bin doların üzerinde gelir var. Bu paralar nerede?
Tarıma 25 milyar para ayırdık, tarıma 25 milyar kaynak aktardık. Niye Gürcistan'dan ot alıyoruz, Sırbistan'dan et alıyoruz?
Niye atanamayan bu kadar öğretmen var? Türkiye'de resmî işsizlik rakamları 3 milyon gözüküyor ama sadece 400 binin üzerinde öğretmen, 400 binin üzerinde sağlıkçı, 50 binin üzerinde ziraat mühendisi, gıda mühendisi ve yüz binlerce değişik bölümlerden mezun gencimiz işsiz." diyor.
Onun için, bu verilerin çok dikkate değer bir yanı olduğunu ben düşünmüyorum. Devlet yönetiminde herkesin aynı ciddiyetle hareket etmesi... Ve burada, bu kürsülerden her gün etnisite üzerinden, kimlikler üzerinden ve mezhepler üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmuyorum.
Türkiye'de "Bin yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat." diye miting yapan parti sadece Milliyetçi Hareket Partisidir. "Kürtler ne kadar Kürt'se ben de o kadar Kürt'üm; Türkler ne kadar Türk'se ben de o kadar Türk'üm." diyen liderin adı Başbuğ Alparslan Türkeş'tir. (MHP sıralarından alkışlar) Biz bugüne kadar, bunlar üzerinden oy devşirme hesabına girmedik ve çatışmanın bir tarafı olmamaya gayret gösterdik.
Ben, rahmetli Alparslan Türkeş döneminde yaşanan bir hadiseyle sözlerimi tamamlamak istiyorum: 1980 öncesi kurulan Milliyetçi Cephe Hükûmetinde Başbuğ Başbakan Yardımcısı olur. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en başarılı Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak'ı da Gümrük Bakanı olarak atar. Gün Sazak atandıktan sonra gümrüklerde ciddi bir mücadeleye başlar ve ciddi bir kadrolaşmaya girer. Birçok insanın da görev yerini değiştirir, yenilerini atar, gençlere iş verir ve gerçekten çok ciddi mesafeler alınır.
Bir gün, hatırı sayılır bir kişi Başbuğ Alparslan Türkeş'in yanına gelir ve ondan Sayın Bakanın tayinini çıkardığı bir tane memuru görev yerine geri iade etmesini ister, başka bölgeye tayini çıkan bir memuru. Ki 1980 öncesinin yani ortalığı titreten Başbuğ Alparslan Türkeş'i. Gün Sazak Başbuğ Türkeş'e şunu söyler: "Başbuğum, sizin talimatınızı yerine getirirsek yaptığımız mücadeleden geri adım atmış oluruz." Başbuğ bunun üzerine "Sen bildiğin gibi yap, doğrusunu yap." der. Daha sonra da tabii, bu, Gün Sazak teröristler tarafından şehit edilir, Hakk'ın rahmetine erer ama hâlâ Türkiye'de Gün Sazak ismi gümrük ve tekellerdeki Türkiye Cumhuriyeti tarihinin yolsuzlukla, rüşvetle ve kaçakçılıkla en büyük mücadeleyi yapan bakanı olarak tarihe geçer.
Hükûmet yetkililerinin devlet yönetmede Başbuğ Alparslan Türkeş'in ve Gün Sazak'ın yönettiği gibi davranmasını temenni ediyor, ben bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.