| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 20.12.2017 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın "Aktarma, ekleme, devir ve iptal işlemleri" başlıklı 6'ncı maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle bu saatte televizyonları başlarında bizleri izleyen aziz milletimizi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, konuşmama başlamadan önce, Müslümanların ilk kıblesi, miraç mucizesinin muazzez hatırası olan Kudüs hakkında birkaç cümle ifade etmek istiyorum. Amerika Birleşik Devletleri'nin marazi ve maceracı yönetimi Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımış ve sorumsuz, skandal bir karara imza atmıştır. ABD Başkanı bu hakkı nereden almakta, Orta Doğu'nun, hatta dünyanın dengeleriyle oynamaya nasıl kalkışabilir? Kudüs'ü başkent olarak tanıması manen, vicdanen ve tarihen imkânsızdır.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey'in "Filistin'in başkenti Doğu Kudüs bağımsız ve egemen bir devlet yapısıyla tanınmalı, ilanı yapılmalı ve mutlaka 57 İslam ülkesi arasında ilişkiler güçlenmeli, tüm İslam ülkeleri gereken tavrı ABD'ye ve İsrail'e karşı mutlaka göstermelidir." şeklindeki uyarısı dikkate alınarak 13 Aralık 2017 Çarşamba günü İstanbul'da gerçekleşen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi'nde çok önemli kararlar alınmış, arzulanan ve beklenen bir irade tezahür etmiştir. Türkiye'nin öncülüğünde ve Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla toplanan zirvede Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail kumpasının tüm yönleri deşifre edilmiş, Kudüs'ü tasallut altına alan ve almak için devreye giren siyonist emellere tesir düzeyi yüksek tepki gösterilmiştir. Bu gelişme oldukça umut ve memnuniyet vericidir. Ancak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin bu konuda aldığı kararın 15 üyesinden daimî üye olan Amerika Birleşik Devletleri tarafından veto edilmesini burada kınıyoruz. Umarız ki Sayın Cumhurbaşkanımızın Başkanlığında İstanbul'da toplanan İslam ülkelerinin tamamı ve diğer ülkeler, birlikte, bu kararı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gündemine geldiğinde veto ederler. Dünyanın da beşte 1'den büyük olduğunu gösterirler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe, yasama organı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin önümüzdeki bir yıllık sürede kamuya kaynak aktarma ve bu kaynakları dağıtma yetkisini verdiği bir belgedir. Bütçe aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisinin Hükûmet üzerindeki siyasi denetim araçlarından birisidir. Bütçe, hükûmetlerin ülke yönetimi için öngördüğü yatırımları halkın refah payının yükseltilmesi, güvenliği, eğitimi, sağlığı gibi konularda finansal değer yaratmak ve bu hizmetler için pay etmek anlamına da gelmektedir.
Değerli milletvekilleri, 2018 bütçesi için verilen ödeneklerin etkin ve verimli bir şekilde kullanılması amacıyla kamu idarelerinin bütçeleri arasında aktarmaya ve kamu idarelerinin yeniden teşkilatlanması sonucu bütçe kanunlarının uygulanması ve kesin hesaplarının hazırlanmasıyla ilgili olarak gerekli görülen her türlü bütçe ve muhasebe işlemleri için gerekli düzenlemeleri yapmaya Maliye Bakanı yetkili kılınmıştır. Hazırlanan bütçe neticesinde ayrıca illere yapılacak kamu yatırımlarının ödenek tutarları da belirlenmektedir. Ancak, bu konuda maalesef adaletli ve hakkaniyetli bir çalışma görememekteyiz. Bunun en iyi örneklerinden biri de kendi seçim bölgem Hatay, vergi gelirleri, üretim faaliyetleri, ortaya koyduğu katma değer, sağladığı istihdam imkânları ve nüfusu itibarıyla ülke ekonomisine önemli katkılarına rağmen yaptığının karşılığını alamamaktadır. Bakanlıkların Hatay'a yatırım amaçlı ayırdıkları bütçe miktarları da oldukça küçük kalmaktadır. Hatay'a yapılan kamu yatırımlarını bazı illere göre mukayese yaptığımızda -ki isimlerini vermek istemiyorum, diğer illerimize yapılan kamu yatırımlarının daha artırılmasını da temenni ediyorum- örneğin 2017 yılında nüfusu 1 milyon 100 bin olan ve yine 2017 yılında on bir aylık dönemde 866 milyon liralık ihracat yapan bir ilimiz 608 milyon lira gibi bir kamu yatırımı alırken nüfusu 1 milyon 555 bin olan, 500 bine yakın Suriyelinin yaşadığı ve 2 milyar 78 milyon lira gibi bir ihracat yapan Hatay'ımıza 614 milyon lira gibi bir paranın yatırım olarak ayrılmasını kabul etmek mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri, 2015 Kasım ayından bu yana Meclis gündeminde ve bütçe görüşmelerinde dile getirdiğim konularda bir arpa boyu yol alınmaması bizleri Hataylılar olarak üzmektedir. Örneğin seçim bölgem Hatay'da sulanabilir arazi varlıklarının toplam tarım arazisi içerisindeki payı yüzde 51 olmasına ve Reyhanlı Barajı Projesi'yle bu oranın daha da artacağı bilinmesine rağmen 1995 yılında başlayan Reyhanlı Barajı'nın inşaatı yirmi iki yıldır bir türlü bitirilememiştir ve bütçeden ayrılan kısıtlı kaynaklarla bitirilmesinin de mümkün olmadığı görülmektedir.
Bir diğer örnek olan Menzelet Sulama Projesi kapsamında Tahtaköprü Barajı Yükseltilmesi ve Sulaması işi için 845 milyon liralık proje tutarı için 2017 yılında 10 milyon lira gibi yüzde 1'in az üzerinde para aktarılması bu projenin de bitirilmesini mümkün kılmamaktadır. Yıllarca Amik Ovası'nda 462.960 dekar arazi su beklemektedir. Özellikle on beş yıllık seçim dönemlerinizde, her seçim döneminde dile getirdiğiniz "Bu sene sulanacak, haziranda gelecek, eylülde gelecek." dediğiniz ova suyu beklemektedir. Eğer ova suya kavuşursa inanıyorum ki 2'nci ürün, hatta Amik Ovası'nda 3'üncü ürünü bile elde etmek mümkün olacaktır ve böylelikle de Hatay çiftçisinin belki de bu şekilde yüzü biraz gülecektir.
Ülkemizde olduğu gibi seçim bölgem Hatay'da tarımsal üretim artışını engelleyen en önemli sebeplerinden birisi de girdi maliyetlerindeki yüksekliktir. Özellikle, mazot, gübre, tohum, fide, yem, ilaç, elektrik gibi tarımsal girdilerdeki fiyatların yüksek olması üreticiyi ekim dikim yapmaktan caydırır hâle getirmektedir.
Gayrisafi yurtiçi hasıla içerisinde 2002 yılında tarım sektörünün payı yüzde 12 iken 2017 yılında 6,1'e kadar gerilemiştir. 2002'de binde 6,6 oranındaki tarımsal desteklerin gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı 2018 yılında binde 4,9'a gerileyecektir. Tarımsal desteklemelerin gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 1'inden az olamayacağı yönündeki Tarım Kanunu hükmü uygulanmamaktadır. 2018 yılında 14,8 milyar TL tarımsal destekleme ödemesi öngörülmesine rağmen kanun gereği çiftçiye verilmesi gereken millî gelirin yüzde 1'i olan 34 milyar liranın çok gerisinde kalmaktadır. Öte yandan, desteklere ilişkin etki analizi muhakkak yapılmalıdır. Bu durum tarımsal üretimin teşvik edilmesini olumsuz etkilemektedir.
Bir başka sorun ise çiftçi kredi borçlarıdır. 2002 yılında sadece 530 milyon lira olan çiftçi borçları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre 2017 yılı Ekim ayı itibarıyla 80,7 milyar liradır. Çiftçi bankadan bankaya kredi kuyruklarında, maalesef, kredi alma çabası içerisindedir. Amik Ovası arazileri ipotek altındadır. Çiftçimizin borçlarının ertelenmesi ve yapılandırılması konusunda diğer kesimlere sağlanan imkânlara benzer imkânlardan yararlandırılması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde işsizlik kronik bir sorun hâline gelmiştir. Özellikle genç işsizlik resmî verilere göre bile çok yüksek oranlardadır. Hatay'daki işsizlik ise resmî verilerin çok çok üzerinde olup yüzde 20'ler mertebesindedir. Suriyelilerin de kayıt dışı olarak çalışmış olması bu oranı daha da artırmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika daha verirseniz.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Ahrazoğlu.
MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2018 yılı bütçesi milyonlarca işsiz gencimize istihdam imkânı sağlayamamakta, işçi, memur ve emeklilerin, çiftçinin, esnafın, dar ve sabit gelirlilerin refahında ilave bir artış öngörmemekte, yatırımcının önünü açacak gerçekçi politikalar içermemekte ve nihayet Türkiye'nin küresel güç olma hedefinin çok gerisinde kalmasına neden olacaktır. Bundan sonraki bütçelerimizin, inşallah, sosyal güvenliği sağlanmış bir toplumu, eğitimde fırsat eşitliği ve teknolojik desteklerin sağlandığı, millî devlet, güçlü iktidarın oluştuğu, komşularıyla uyumlu ve lider bir millete sahip, ekonomisi dünyanın iktisadi coğrafyasını çizen bir ülkeyi, her ferdinin güvenle baktığı, huzurlu, mutlu, müreffeh bir Türk milletini hedef almasını diliyor ve bütçenin, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, Gazi Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ahrazoğlu.