GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:44
Tarih:21.12.2017

MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; günlerdir burada bütçeyi konuşuyoruz. Bu görüşmeler sırasında, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu bütçenin halkın bütçesi olmadığını, bu bütçede işçinin, köylünün, çiftçinin, işsizin, emeklinin olmadığını, dar gelirlinin olmadığını söylüyoruz. Biraz önce Sayın Bakanım da söyledi, sizler ekonominin büyüdüğünü ve millî gelirimizin arttığını söylüyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, kişi başına millî gelirimizin 10 bin dolar civarında olduğu söyleniyor.

ADNAN GÜNNAR (Trabzon) - Sadece o değil.

MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) - Şimdi, bunu bir konuşalım. Bu kişi başına 10 bin dolar ne demek? Kişi başına 10 bin dolar, değerli arkadaşlar, 5 kişilik bir aileyi hesap ettiğimizde, 3 çocuk -öyle diyorsunuz ya- anne baba, 50 bin dolar. Bu 50 bin dolar Türk parasıyla 190 bin liraya tekabül ediyor, aylık 16 bin lira yapıyor. Şimdi, bu aylık 16 bin lirayı alan aile sayısı yok, böyle bir şey yok. Ne yapalım? Hadi, bunun yarısını yandaşa ve bir avuç azınlığa verelim. Verdik, yarısı gitti o küçük bir azınlığa. Ne kaldı? Aylık 8 bin lira.

MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) - Mehmet Bey, hesap yanlışmış. Bak, Bakan öyle diyor, hesap yanlışmış.

MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) - O var mı? O da yok. Peki, niye? Yandaş doymuyor, o azınlık doymuyor, yarısını daha verelim. Ne kaldı? 4 bin lira kaldı. 4 bin lira alan var mı? 4 bin lira alan aile sayısı ne kadar değerli arkadaşlar? Şimdi, bunu söylerken, millî gelirin arttığını söylerken, eğer fakirin fukaranın, işçinin işsizin yarım ekmeği bütün olmuyorsa, çorbası bir kaşık artmıyorsa ekonomideki büyümeden bahsetmenin halk için bir anlamı yok, bir başkası için olabilir. (CHP sıralarından alkışlar) Halk için bir anlamı yok değerli arkadaşlarım. Şimdi, peki, geliri böyle dağıtıyorsunuz, vergileri toplarken ne yapıyorsunuz?

Değerli arkadaşlar, bütçemizin yüzde 65'inin dolaylı vergilerden sağlandığını hep beraber kabul ediyoruz. Nedir bu dolaylı vergiler? Fakirin fukaranın yediği ekmek, içtiği su, kullandığı elektrik, çocuk bezi, temel gıda maddesi olarak aklınıza ne geliyorsa. Şimdi, onlardan aldığınız vergi, bu ülkede milyon dolarlar kazananla aynı. Yani vergi alırken fakir-zengin ayrımı yapmıyorsunuz ama bütçedeki geliri dağıtırken "Fakire yok, bir avuç azınlığa çok" anlayışı içerisindesiniz.

Biz gelirin tabana yayılmasını istiyoruz. Onun için diyoruz ki: Asgari ücret 2 bin lira olsun en az. (CHP sıralarından alkışlar) Onun için diyoruz ki: Emekliye yılda 2 maaş. Onun için diyoruz ki: Türk çiftçisi tarımda kullandığı mazotu ucuz alsın, dünyanın en pahalı mazotunu kullanmasın.

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Siz geliri adaletli dağıttığınız için altmış yedi senedir iktidar oldunuz[!]

MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) - Madem bu kadar zenginiz niye yaymıyorsunuz tabana? Niye sadece bir avuç azınlığa gidiyor, değil mi?

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Yaydık, yaydık; yüzde 50 oy, yüzde 50.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Sosyal devlet anlayışını en iyi uygulayan iktidarız Sayın Vekilim.

MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şimdi, bir başka önemli sorunumuz, bu gelirin adaletsiz dağılmasından başka diğer bir sorun da hesap verememe, hesap vermeme.

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Çok iyi dağıttınız da altmış yedi senedir iktidar olamıyorsunuz[!]

MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, size bir şey okuyacağım, İsmet İnönü ile Mustafa Kemal Atatürk arasında geçen bir diyalog.

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Küs müydüler onlar?

MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) - İsmet İnönü bir gün yorgun ve sinirli hâlde Çankaya'ya çıkıyor. Kahveden sonra Atatürk soruyor: "Hayrola İsmet, sende bir fevkaladelik var bugün. Ne oldu? Niye sinirlendin?" "Türk Hava Kurumunun toplantısı vardı da orada Fuat Bey'i epey terlettim." Fuat Bey, Türk Hava Kurumunun o zamanki Başkanı. Atatürk diyor ki: "Çalışkan çocuktur Fuat, kurumu da iyi yönetiyor." "Bunlara bir diyeceğim yok fakat canımı sıkan bir şey oldu." "Neymiş o?" "Hesaplarda 1 kuruş oynuyor." 1 kuruş. (AK PARTİ sıralarından "Ooo!" sesleri)

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Tabii siz "Ooo!" dersiniz, milyar dolarlar değişiyor sizinkinde, normaldir "Ooo!" demeniz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Onlar milyar dolardan anlıyor.

MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) - Arkadaşlar, yaşanmış bir şeyden bahsediyorum size. "Hesaplarda 1 kuruş oynuyor." İnönü diyor ki: "Daha önceki toplantıda dikkatimi çekmişti."

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Ataşehir, Ataşehir!

MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) - "1 kuruşun nereye gittiğini öğrensinler diye talimat vermiştim, bulamamışlar." (AK PARTİ sıralarından gürültüler) "Fuat Bey'in hassasiyetini anlıyorum ama milletimiz ondan daha hassastır, verdiği paranın nereye gittiğini mutlaka bilmek ister."

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Telefon parası, 2 milyon civarında telefon parası. Siz hesaplıyorsunuz.

BAŞKAN - Müdahale etmeyin sayın milletvekilleri, lütfen.

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Telefon parası 2 milyon civarında.

MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) - "İstifa, bu gibi hâllerde en kolay çıkar yoldur ama kimseyi rahatlatmaz hatta söylentilere bile sebep olur."

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Telefon faturası ne oldu, telefon faturası?

MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) - "Sonunda ne oldu? Memurları seferber ettim ve 1 kuruşun yanlışlıkla başka bir hesaba geçirildiğini bulup çıkardım. Bizim milletimiz cömerttir, elindekini avucundakini verir ama verdiğinin doğru dürüst yerlere harcandığını görmek ister." (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bu anlayışa, bu titizliğe hepimizin ihtiyacı var ve bunun hesabı bugün değilse yarın sorulur, yeter ki herkes dönemi bittiğinde hesap verebilir durumda olsun, hukukun içinde kalsın, alnı ak olsun, yüzü pak olsun.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)