GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:09.11.2012

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu yasa tasarısıyla 29 tane büyükşehir belediyesinden 1.023 tane belde belediyesinin kapatılması, 16.082 köyün tüzel kişiliğinin hükmi şahsiyetinin ortadan kalkması ve 2 binin altına düşen 509 tane belde belediyesinin de kapatılması öngörülüyor ve tüm bu kapatılmalara rağmen, yasa AKP tarafından "reform" olarak adlandırılıyor. Şimdi, bir yasaya "reform" diyeceksiniz ve mevcut yapıyı böleceksiniz, ortadan kaldıracaksınız, hiç kimseye danışmadan, sormadan kaldıracaksınız.

Şimdi, köyler hükmi şahsiyeti olan kurumlar, köy ile mahalleyi birbirinden ayıran olgu da bu. Hükmi şahsiyetle, tüzel kişilikle kendi adlarına taşınmazlar var, kendi mal varlıkları var, kendi bütçeleri var, daha da önemlisi köy muhtarının köyü temsil etme kabiliyeti var. 16.082 tane köyün artık bu yasayla beraber temsil edilmeyeceğini anlıyoruz çünkü mahalle muhtarı, mahallesini temsil etme olgusuna sahip bir kişi değil. Temsil kabiliyetinin olmaması nasıl bir sonuç doğuracak? Şimdi, temsilcisi olmayan, tüzel kişiliği olmayan, merkeze kilometrelerce uzaklıktaki 300 nüfuslu, 400 nüfuslu, 200 nüfuslu bir köy 10 bin, 50 bin, 100 bin nüfuslu, yüksek nüfuslu merkezlerin altında ezilecek. Bize, hep İstanbul'daki, Kocaeli'deki uygulamadan bahsediliyor ama değerli milletvekilleri, İstanbul'un kırsal nüfus oranı yüzde 1'in altında, Kocaeli'nin kırsal nüfusu yüzde 5-6 düzeyinde; bugün, yüzde 40'lar, 50'ler, 55'ler düzeyinde kırsal nüfusu olan Konya, Balıkesir, Tekirdağ, Urfa, Trabzon, İstanbul ve Kocaeli'yle ölçülebilecek, değerlendirilebilecek yerler değil. Bu, o kadar basit ve o kadar basit bir mantıkla algılanabilecek bir olgu ki ama işte buradan asıl amacı zaten çıkartmak mümkün. Bu yasanın amacı hizmet etmek değil. Hizmet etmeyi düşünen bir anlayış Konya'yla İstanbul'u, Urfa'yla Koceli'yi aynı kefede değerlendirmez. Amaç ne? Amaç, çok açık olarak köy tüzel kişiliğini kaldırarak köyün taşınmazlarına göz dikmek. Köyün tüzel kişiliğini kaldırıp mahalle hâline getirerek köylerde yaşayan bütün insanları emlak vergisi ödeyebilecek pozisyona sokmak, çevre temizlik vergisi almak bu insanlardan. Vergilendirme usulünü değiştirip basit usulden gerçek usule döndürerek yüksek oranda vergi toplamak. Hayvanına su verdiği, bahçesini suladığı, kullandığı suyu şebeke suyu hâline getirerek bu vatandaşlardan katbekat fazla vergi toplamak. Amacın hizmet olmadığı o kadar açık ki. Şimdi, köy tüzel kişiliklerinin yanında 29 büyükşehir belediyesinde 1.023 belde belediyesi kapatılıyor.

Değerli milletvekilleri, bu 1.023 tane belde nasıl kuruldu? Bunların çok büyük bir kesimi, sayıca çok büyük bir kısmı köyden belde olurken o belde halkına sorularak, o beldede yapılan referandumla belediye hâline geldi. Sandıklar kuruldu, halka soruldu, halk dedi ki: "Benim köyüm belediye olsun." Şimdi, halk iradesini dilinden düşürmeyen, demokrasiyi dilinden düşürmeyen AKP, bu yasayla halkın karar verdiği 1.023 tane belde belediyesini ortadan kaldırıyor. Biz söylüyoruz, diyoruz ki: "Referandum yapın, halka sorun." "Hayır, biz kaldırıyoruz." diyorlar. Çok açık olarak şunu görüyoruz: Halkın iradesine saygısı olmayan, demokrasiye saygısı olmayan, kendini halktan daha üstün, daha yüce olarak gören bir makam, belde belediyelerini sormadan kaldırıyor.

Şimdi, çok açık olarak söyleyelim: AKP'nin demokrasiye inancı yok, AKP'nin halka inancı yok, halk iradesine inancı yok; halktan kopmuş, kendisini halktan daha yüksek görüyor. Eğer halk iradesine saygısı olsa referandumla kurulan o beldelere gene o sandıkları kurardı.

Ben, bir kez daha Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)