| Konu: | Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel'in, Ergene Havzası Eylem Planı'na ilişkin gündem dışı konuşması dolayısıyla |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 11.01.2018 |
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şimdi, Saygıdeğer Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tekirdağ Milletvekili Sayın Mustafa Yel'in özellikle gündem dışı konuşmasına cevap vermek üzere söz aldım.
Efendim, özellikle Ergene Nehri Türkiye'nin en kirli nehirlerinden birisiydi. Esasen bu mevzuda, kirletenlere baktığımız zaman, efendim, ben bununla alakalı detaylı inceleme yaptım. Kirletenler neler? Tabii, elbette çarpık bir sanayileşmeden dolayı kirleniyordu. Ayrıca, belediyelerin...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bu sanayiye kim izin veriyor Bakanım?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bu kirlenme çok eski, 1970'lerden bu yana kirleniyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yo, yo. Sanayi Bakanlığı vermiyor mu izinleri? Sanayi Bakanlığı izin veriyor.
BAŞKAN - Sayın Tanal, lütfen...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bakın, bunun dışında hiçbir belediyenin atık su arıtma tesisi yoktu, iki.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Siz niye yapmıyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın Tanal...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Ayrıca, hiçbir belediyenin katı atık bertaraf tesisi yoktu. Yani netice itibarıyla...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Anladık da Bakan ama kim yapacak onu? Bakanlık yapacak.
BAŞKAN - Bir dinleyin.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Müsaade edin, beni de dinlerseniz, ben izah edeyim konuyu bilen bir kişi olarak.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sizi dinliyorum da yani göreviniz bu.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Yani bakın, belediyelerin hiçbirinin katı atık bertaraf tesisi yoktu, bütün çöpler tamamen, vahşi şekilde atılıyordu, Ergene Nehri kirleniyordu.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Anladım. Bakanlık olarak niye yapmıyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın Tanal, rica edebilir miyim lütfen.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Dolayısıyla burada yapılacak şey şu: Aslında, Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanken Ergene'nin durumuyla ilgili beni aradığı zaman dedim ki: "Efendim, biz -o zaman ben Çevre ve Orman Bakanıydım- normalde, sadece çöplerini bertaraf etmeyen belediyelere ceza keseriz. Çünkü biliyorsunuz, Belediyeler Kanunu'na göre çöplerin toplanması, bertaraf edilmesi belediye hizmetlerindendir. Ayrıca, atık sulara atık su kanalizasyon hatları, atık su ileri biyolojik arıtma tesisleri yapılması belediyenin mesuliyetindedir. Ayrıca, elbette sanayi de var, üçlü bir kirlenme var. Dolayısıyla sanayinin atık sularını da arıtmak sanayinin vazifesidir. Bunları denetlemek de gerekirse ceza kesmek de Hükûmetin vazifesi." Ancak o zaman, Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanken bana dedi ki: "Veysel Hoca, bu konuya el at, Ergene çok önemli. Bunu bizzat takip etmeni rica ediyorum."
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Bakan, biz de Gediz'i söylüyoruz. Gediz ne oldu, Gediz?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Şunu ifade edeyim: Ben de burada -hakikaten kendi uzmanlık saham- dedim ki Sadece noktasal problemleri çözmeyelim. Ergene havzasının bütününü dikkate alarak böyle, gerçekten -benim derslerde de anlattığım- muhteşem bir şekilde çözelim diye bir çalışma yaptık ve bir de eylem planı hazırladık değerli milletvekilleri. Bu eylem planında 15 tane paket vardı yani dünyaya örnek olacak bir çalışma hakikaten. Bu 15 paketi kısaca izah edeyim: Bu 15 paket sadece bizim Bakanlığı alakadar etmiyor; belediyeler, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, organize sanayi bölgeleri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi pek çok kamu kuruluşunu alakadar ediyor hatta bu konuda da bir Başbakanlık tebliği çıkarılarak bu konuyu Orman ve Su işleri Bakanı olarak benim takip etmem konusunda da bir karar alındı. Hakikaten, ben Ergene'ye ve Trakya'ya en çok giden kardeşiniz olarak bu konuya çok büyük ehemmiyet verdim.
Sırasıyla, neler yapıldı, bakın, nereden nereye geldik, bunu izah edeyim: Bir kere, derelerin yataklarının temizlenmesi gerekiyordu; hakikaten, biz bu vazifeyi DSİ'ye verdik, oradaki bütün dere yatakları temizleniyor, Ergene ve kollarının. Ayrıca, belediyelerin ileri biyolojik arıtma tesislerinin yapımını kanun değişikliği yaparak, 1053 sayılı Kanun'da -bakın, kanun değişikliği- değişiklik yaparak... Aynen içme suyu temininde olduğu gibi, bu belediyelerin atık su ileri biyolojik arıtma tesislerinin -gerekirse, yapamıyorsa- ana kolektörlerinin dahi 1053 sayılı Kanun kapsamında Devlet Su İşleri tarafından yapılması şeklinde bir kanun değişikliği yapıldı ve buna göre, biz orada 13 tane şehrin -onları teker teker sayacağım- bu atık su ileri biyolojik arıtma tesislerini hazırladık. Hatta bu konuda biliyorsunuz benim kitabım var, bütün üniversitelerde o okutulur -atık suların arıtılması diye- ve hakikaten, biz orada dünyanın en ileri arıtma tesisini, son on beş yılın teknolojisini uyguladık hepsinde.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Adıyaman'da uygulanmıyor, şu anda Şanlıurfa'da uygulanmıyor, Düzce'de uygulanmıyor bu.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bunun dışında, ayrıca, biliyorsunuz, orada sanayi çok dağınıktı, birtakım sanayiler parçalıydı. Orada bir kanuni değişiklikle "ıslah organize sanayi bölgeleri" adıyla -Meclisimiz getirdi- bir kanun çıkardık ve bazı bölgeleri de tekrar bir sistem içerisine, dağınık sanayicileri sistem içine soktuk.
Ayrıca, bir de tabii ki sadece evsel atık sular değil, sanayinin de atık sularının arıtılması gerekiyordu. Bunun için, bütün sanayi kuruluşlarıyla bir araya gelerek, -benim riyasetimde- defalarca toplantı yaparak dedik ki: "Sanayiler, teker teker arıtma yaptıkları zaman kontrolü, denetimi zor oluyor. Biz bunlara müşterek bir şekilde arıtma tesis kuralım." Bütün sanayicilere müşterek, ileri, hatta dereye tahliye edebilecek, deşarj edebilecek şekilde bir proje hazırladık. Onların da çoğu yapıldı.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Düzce'de Melen Çayı'na dökülüyor bu.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Müsaade edin, geleceğim.
Bir de havzada özellikle sanayi çok su kullanıyor, yer altı suyu kullanıyor. Dolayısıyla bunlara, yönetmelik değişikliği yaparak bütün sanayi kuruluşlarına sayaç takma mecburiyeti getirdik -bugün Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunun toplantısı vardı, ben değerli Komisyon üyelerine, vekillerime bilgi verdim- bunların yüzde 90'ının sayaçları takıldı.
Bunun dışında, Ergene havzasında, dedik ki: "Bu havzadan erozyonla birtakım rüsubat geliyor." Bunu önlemek için ağaçlandırma, erozyonla mücadele için muazzam bir seferberlik yaptık. Sağ sahil, sol sahil, bütün Ergene'de ağaçlanacak bütün alanları ağaçlandırdık, isterseniz size kitapçığı var, onu da verebiliriz.
Bunun dışında, Ergene'de ilk defa planlı döneme geçtik. Ben 2009 yılında Çevre ve Orman Bakanıyken o zaman 1/100.000'lik plan hazırladık ve bu planların uygulanmasını ısrarla takip ediyoruz. Ayrıca, yeni birtakım organize sanayi bölgesi kurulması için talepler oldu, onları da reddettik. Yani planlı bir döneme ilk defa geçildi.
Bir de katı atık bertaraf tesisleri: Hiçbir belediyenin katı atık bertaraf tesisi yoktu. Bununla ilgili, biz o bölgeyi bir düzene soktuk. Grup grup, Edirne için, Tekirdağ için ve Kırklareli için ayrı, bölgesel olarak bunlarla ilgili plan, projeler hazırladık. Hatta maddi destek verdik, mesela Keşan'da olduğu gibi ve bunların yapılmasını temin ettik.
Bir diğeri de efendim, sadece sanayiden ve evsel atık sulardan gelmiyor, katı atık çöplerden gelmiyor; bir kirlilik de zirai mücadele ilaçları ve gübre kullanımından geliyor. Maalesef, orada, geçmiş dönemlerde yanlış gübre kullanımı hatta yanlış zirai mücadele ilaçları kullanılıyormuş. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alakalı bir grup bu konuda bir çalışma yaptı, grafikleri de var. Hakikaten, mesela fosfor ihtiyacı yok, çiftçi bilmiyor, oraya fosfor gübresi döküyor, boşuna bir masraf yapıyor, üstelik bu da kirlenmeye sebep oluyor. Bunların teker teker toprak analizleri yapılarak, hangi toprağa hangi gübre gerekiyor, hangi zirai mücadele ilacı kullanılacak bunlar denetlenerek -inanır mısınız- yüzde 50 nispetinde gübre ihtiyacı ve zirai mücadele ilaçlarını azalttırdık.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Tarım Bakanı bu eğitimi verecek. Bunu vermiyor ki Tarım Bakanlığı.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Verdi efendim, verdi; bir bak.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Nerede verdi?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Efendim, verdi çiftçilere.
Müsaade edin.
BAŞKAN - Sayın Tanal, sizden rica etmiştim, kabul etmiştiniz siz de.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bir de efendim, şunu yaptık: Şu anda ben odamdan, hatta...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Bakan, Gediz'i temizleyin, Gediz'i. Gediz'i unutmayın.
AYŞE DOĞAN (Tekirdağ) - Biraz dinlerseniz...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bir de efendim, biz, orada öyle bir sistem kurduk ki, Ergene Nehri'nde gerçek zamanlı olarak su kalitesinin kontrolünü bizzat odamdan izleyecek bir sistem kurduk.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ben şikâyet ettim, müşteki Mahmut Tanal; hâlâ aynı durum. Davalar görülüyor hepsinde.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bunun dışında, denetimler sıklaştı 11'inci pakette. 12'nci pakete gelince, bu deşarj standartları daha da sıklaştırıldı yani normalde Ergene için sulama suyu hatta daha ileride daha kaliteli su kullanmak için, deşarj suyu yani fabrikaların atık su arıtma tesislerinden çıkan suyun kalitesi, standartları daha da yükseltildi.
Taşkın için erken uyarı sistemleri kurduk, bir de yer altı suyunun kontrolü için çalışmalar yaptık. 15'inci pakette ise orada, Trakya'da ne kadar baraj, gölet ve sulama tesisi varsa modern sulamaya geçmek maksadıyla bir çalışma yaptık hatta TRAGEP adıyla -Trakya Gelişim Projesi adıyla- biz bunu ilan ettik. Şu anda, sadece Tekirdağ'ı anlatsam saatler sürer. Dolayısıyla şu anda, orada -yıldırım hızıyla- baştan sona; bir, içme suyu temini... Mesela, daha yeni açtık, Naipköy Barajı'nı yaptık, Tekirdağ'a içme suyu getirdik. Edirne'nin sıkıntısı vardı, bir isale hattı yaptık, şimdi diğer, bütün bölgenin içme suyu ihtiyacını karşılayacak.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Düzce'de içme suyu yok hâlen.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bir dakika, müsaade edin. Belediye talep ederse yaparız.
Şarköy'de su yoktu, biz orada Çokal Barajı'nı yaptık, Şarköy'e ve ta Gelibolu Yarımadası'na kadar bütün bölgeye su verdik.
Bunun dışında, atık su arıtma tesisleri: En son, bizzat, kendim giderek Keşan'a -13'üncü ileri biyolojik arıtma tesisiydi- onun denetimini ben kendim yaptım belediye başkanımızla birlikte, orada tesisi belediyeye teslim ettik, 13'üncü tesis. Ayrıca, orada bütün, göletler dışında dere ıslahları, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, taşkın koruma için meteorolojik bütün rasatlar... Her ilçede bir otomatik meteoroloji ölçüm istasyonu var, kurduk ve taşkın kontrolünü sürekli olarak yapıyoruz. Hakikaten, bunları anlatmayacağım, sadece isterseniz birkaç tanesini kısaca belirteyim.
Dere yatakları: Efendim, şu anda, 355 kilometre Ergene havzasında dere yatağı temizlendi. Arıtma tesisleri: Bakın, 13 tane bütün atık su ileri biyolojik arıtma tesisleri en ileri teknikle bizim tarafımızdan yapıldı, belediyelere teslim edildi. Kırklareli, Pınarhisar, Vize, Saray, Çerkezköy, Çorlu, Muratlı, Lüleburgaz, Babaeski, Hayrabolu, Uzunköprü, Malkara, Keşan; bunlar Ergene havzasındaki bütün ileri biyolojik arıtma tesisleri. Projeyi bizzat ben kendim takip ettim, çok ileri bir sistem. Ancak burada belediye başkanlarından şunu rica ettim hatta Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanıyla konuştum: "Ya, bunları işletmek kolay değil. Gelin, gerekirse biz eğitelim çünkü biz işletmeci kurum değiliz ama normalde her türlü desteği veririz. Ya belediyenin kendi elemanlarını eğitelim veyahut da isterseniz bunu özelleştirin, topluca belediye kontrol etsin, nasıl isterseniz öyle yapın, biz her türlü desteği vereceğiz." diye söyledik. Bunun dışında, bazı kolektör hatlarını yapamadılar, bunları da biz yaptık. Detayına giremeyeceğim çünkü çok az vakit var.
Ayrıca, ıslah organize sanayi bölgeleri kuruldu. Şu anda, Tekirdağ Çorlu Ergene-1, Çorlu Ergene-2, Tekirdağ Çorlu Velimeşe, Tekirdağ Muratlı, Tekirdağ Türkgücü, Çerkezköy Veliköy, Çerkezköy Karaağaç, Çerkezköy Yalıboyu ve Kırklareli Evrensekiz ve Kırklareli Büyükkarıştıran, bunlar tamamen kuruldu ve bunların atık su arıtma tesislerinin, müşterek atık su arıtma tesislerinin projesi yapıldı, çoğu inşa edildi ve bunlardan bilhassa Çerkezköy bitti. Ayrıca, Çorlu Deri Organize Sanayi bitti, Avrupa Serbest Bölgesi atık su ileri biyolojik arıtma tesisi de bitti, geri kalanlar da şu anda inşa hâlinde, Kendilerine 2018 yılı sonuna kadar süre verdik.
Gelelim Marmara Denizi'ne niçin deşarj ediyoruz? Değerli dostlar, ben bu konuda gerçekten çok çalışma yapan, 350'den fazla eseri olan ve 60 tanesi yurt dışında olan bir kişiyim. Bu konuda ne yaptık? Bizim yaptığımız şu: Aslında, oradaki bütün sanayi, atık sularını ileri derecede arıtıp Ergene'ye verebilir. Burada iki problem vardı: Birincisi, renk problemi; ikincisi de tuzluluk problemi. Bunları giderme maliyeti çok fazla. Dolayısıyla dedik ki: Biz bunları giderme maliyeti yerine Marmara Denizi'nde dip akıntıya vererek uzun bir deniz deşarj hattıyla... Tuzluluk, deniz zaten tuzlu; renk problemi yok, seyreltme var. Böyle bir ekonomik çözüm bulduk ve neticede, inşallah bu da çok hızlı ilerliyor.
Bu konuda da ne kadar masraf yapıyoruz? Şu anda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak Ergene'nin temizliği için 3,2 milyar TL, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da bu deniz deşarjı ve sanayinin arıtma tesisi için 800 milyon TL olmak üzere, takriben 4 milyar TL harcanacak. Bizimkiler, Orman ve Su İşleri Bakanlığının hemen hemen -bazı baraj, gölet, sulamalar hariç olmak üzere- bütün tesisler, dere ıslahları, ağaçlandırma, erozyon kontrolü çalışmaları, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının çalışmaları bitti, katı atık bertaraf tesislerinin büyük kısmı bitti dolayısıyla diğerleri devam ediyor. Katı atık bertaraf tesisleri tamam, sıkı denetimler yapıyoruz ve bunun dışında şunu ifade edeyim: Yer altı suyu kullanımını kontrol altına aldık ve su seviyesi yükselmeye başladı çünkü sayaç koyduk, takip ediyoruz. Ayrıca, Trakya'da baraj, gölet, sulama tesisi yapıyoruz, hızla sulamaları artırıyoruz, modern sulamalara, basınçlı sulamalara geçtik.
Bakın, uygun bir zamanda bunları teker teker sizlere izah edebilirim, ayrı ayrı her bir şehrin, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne. Bugün zaten Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığıyla alakalı, sulamalarla ilgili Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonuna çok detaylı bilgi verdim, dokümanları verdik, isteyen olursa en ince detayına kadar hatta mail adreslerinizi verin, ben size yapılan bütün çalışmaları bu akşam veya yarın göndereyim.
Peki, diyeceksiniz ki: "Taşkından korumak için ne yaptık?" Efendim, sadece Ergene değil, Edirne'yi taşkından korumak için devasa bir Kanal Edirne inşa ediyoruz, devasa, hiç kimsenin hayal edemeyeceği ve sessiz sedasız yani bunu başka birisi olsa ballandıra ballandıra bir anlatır, şu anda bitmek üzere ve muhteşem bir Kanal Edirne çalışması yapıyoruz, onu da inşallah bitireceğiz.
Bunun dışında, sulama tesisleri, barajlar, göletler bitiyor, inşallah onları da tamamlayacağız, detayına girmeyeyim.
Bir de şunu söylemek istiyorum: Peki, ne oldu? Hepsi bitmedi, sanayininki hâlâ veriliyor çünkü denize deşarj edemedik ama arıtma tesisleri bitmek üzere, bu sene sonunda ileri biyolojik arıtma tesisleri bittiği zaman bunu göreceğiz ama ben şunu ifade edeyim: Biz başladığımızda Ergene Nehri'nde kirlilik parametrelerinden biri olan "kimyasal oksijen ihtiyacı" parametresi 800 miligram/litreyken şu anda 200-250 miligram/litreye düştü. Yeterli mi? Değil. Şimdi, bizim bunu 50 miligram/litreye düşürmemiz lazım. Ama çalışmalar hızla devam ediyor, ben kendim de kontrol ediyorum ve neticede, kesinlikle, Ergene Nehri'ni kurtarıyoruz, kurtaracağız. Çünkü yüzde 90'ı bitti. Bizim işimizin tamamı bitti, kalan sadece birkaç tane sanayi tesisinin -isteyene kitapçığı verebiliriz- onların arıtma tesisleri, tamamlanıyor. Bunlardan da -hemen isimlerini vereyim- Ergene-1 OSB'nin, Ergene-2 OSB'nin, Muratlı OSB'nin, Velimeşe OSB'nin, bir de Türkgücü OSB'nin atık su arıtma tesisleri şu anda inşa hâlinde -çoğu da bitecek ama diğer 3 tanesi bitti- bunlar bittiği zaman problem çözülecek. Bunları da lütfen... Ben, özellikle, komisyonu veya isteyen, o bölgedeki milletvekillerimi davet ediyorum -geçen sene davet etmiştim, çalışmaları bizzat gördüler- ne zaman emrederseniz sizlere oralarda yapılan çalışmaları göstermek bizim boynumuzun borcudur. Kaldı ki bizim maksadımız üzüm yemektir dolayısıyla tenkit ve tavsiyeleriniz varsa, bildirirseniz biz bundan da büyük bir mutluluk duyarız.
Hepinize gönülden teşekkür ediyorum.
Merak etmeyin, Haliç'i nasıl kurtarmışsak Ergeneyi de kurtarmak bizim vazifemizdir.
Teşekkür ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)