GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 14 Ocak 2018'de Hakkâri'nin Çukurca ilçesinde şehit olan Bülent Alp'a Allah'tan rahmet dilediğine, taşeron işçilere kadro verilmesiyle ilgili düzenlemedeki bazı sıkıntılara ve Afrin'e müdahaleyi desteklediklerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:49
Tarih:16.01.2018

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

14 Ocak 2018'de Pazar günü Hakkâri'nin Çukurca ilçesinde, PKK'lı teröristlerce üs bölgesine sınırın diğer tarafından yapılan saldırıda Piyade Sözleşmeli Er Bülent Alp şehit olmuştur, 3 askerimiz de yaralanmıştır. Ben şehidimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.

Sayın Başkan, bildiğiniz gibi, taşeron üzerinden çalışan bir kısım işçilerimize kadro verilmesi olayı gerçekleşmektedir. Ancak, daha önce konuşmacılarımızın da dile getirdiği, benim de burada vurgulamak istediğim birkaç tane sıkıntı var. Ben bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü neredeyse 1 milyona yakın insana bu kadroyu verirken, bunu mutlak suretle hak etmiş olan ancak KHK'deki belki ufak bir maddeden dolayı bu hakkı alamayan bir kısım insanlar var. Şöyle ki: KHK'de 4 tane şart ileri sürülüyordu kadro alınabilmesi için; ihale konusu işte çalışacak personel sayısının ihale dokümanında belirlenmesi, çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanılması, işlerin süreklilik arz etmesi ve son madde olarak da yaklaşık maliyetin yüzde 70'lik kısmının asgari işçilik maliyetinden oluşması. Şimdi, bazı yerlerde, bazı iş kollarında veya farklı şehirlerde aynı işi yapanlar arasında farklı uygulamalar var. Ben seçim bölgem Samsun'dan örnek vererek hareket etmek istiyorum. Örneğin, SASKİ'de sayaç okuma personelinde veya Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Hastalıkları Hastanesinde bir kısım aksaklıklar var.

SASKİ'de şöyle: İhale bu dört şarttan üç tanesini taşımasına rağmen tamamen... Yani normal bir taşeron işçisi nasıl çalışıyorsa bunlar da o şekilde çalışıyor fakat sayaç okuma personeline araçlarla birlikte ihale yapıldığı için yüzde 70'in altına düşüyor. Dolayısıyla bu kişilere şimdi kadro verilmemesi durumu söz konusu. Veya eğitim ve araştırma hastanelerinde bilgi işlem personelleri var. Burada da farklı uygulamalar var ama bir kısmında ihaleler yazılımla birlikte yapıldığı için...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Yazılım bedelleri de yüksek tabiatıyla. Dolayısıyla bu yüzde 70 şartını yerine getiremediği için bu insanlara kadro verilmemesi gibi bir durum söz konusu.

Yine Türkiye'nin her tarafında Karayollarında aynı şey söz konusu. Bakım onarım işlerinde, trafik işlerinde, tünel işletmelerinde, bunların hepsinde, kullanılan tuzun, orada kullanılan bir kısım malzemelerin ihale kapsamında yer almasından dolayı işçilik giderleri düşük kalıyor ve burada çalışan kişiler, bu taşeron işçileri kadro alamama gibi bir sorunla karşılaşıyorlar.

Şimdi, işin daha garip yanı, aynı iş, mesela sayaç okuma işi Samsun'daki başka yerlerde sorun olmuyor, aynı kişilere kadro veriliyor çünkü onların ihale türü farklı olduğu için böyle.

Şimdi, dolayısıyla burada yapılması gereken şey, adaletli olmamız lazım, bir düzeltme ihtiyacı var. Tabii burada idarelerin yapacağı şey kısıtlı; bu düzeltmenin, tekrar bir KHK olur, kanun olur -her ne olacaksa artık- veya idarelere bu konuyla ilgili bir onay vererek, daha üstten yapılacak bir işlemle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bitirin lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Bu mağduriyetin önüne geçilmesi lazım. Güzel bir iş yapıldı, bu işi biz de destekliyoruz ancak işi yarım bırakmamak lazım. En önemli şey de adalettir, bu adaletten ayrılmamak lazım.

Son olarak da Sayın Başkan, biliyorsunuz, şu anda devletimizin Afrin'e, oradaki terör unsurlarını yok etmeye yönelik veya onu etkisiz hâle getirmeye yönelik bir müdahalesi, girişimi söz konusudur. Biz bu müdahaleyi destekliyoruz. Destekten de öte, bu bir zorunluluktur Türkiye'nin selameti açısından.

Burada da Amerika Birleşik Devletleri'nin tavrının da son derece yanlış olduğunu ifade etmek isterim. Özellikle o terör koridorunu daha da böyle belirgin hâle getirmek için sınırda 30 bin kişilik bir ordu oluşturması Türkiye tarafından hiçbir şekilde kabul edilemez. Biz canımız pahasına böyle bir oluşuma izin vermeyeceğiz. Biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunun yanlış bir hareket olacağını ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir an evvel Afrin'e müdahale ederek bu tür girişimleri sonuçsuz bırakması gerektiğini ifade etmek istiyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.